Güneş Ülkesi

Calabrianın Stilo kentinde doğar Campanella (1568-1639) ve çoğu yılları zindanlarda işkence çekerek geçen zorlu bir yaşam sürer. Aristoteles karşıtı doğa bilimci Bernardio Telesionun etkisiyle ilk önemli yapıtı Philosophia sensibus demonstratayı kaleme alır. Napolideyken tanıştığı Rönesansın ünlü âlimlerinden Giambattista della Portanın doğal büyüyle ilgili görüşlerinin etkisiyle kendi doğa felsefesindeki doğal büyünün yerini de açımladığı Del senso delle cose e della magia naturale adlı eserini kaleme alır. Ardından çoğunu zindanlarda yazdığı Apologia pro Telesio, Rhetorica Nova, Monarchia del Messia, Atheismus Triumphatus, Quod Reminiscentur, Apologia pro Galileo adlı eserler gelir; Theologiasını da büyük oranda tamamlar.Campanellayı Güneş Ülkesini yaratmaya, başka bir deyişle başka kent, bir başka ulus, bir başka yaşam biçimi ve bir başka kilise arayışına götüren yolun başında, yine Telesionun görüşleri yer alır. Önce İtalyanca olarak 1602 yılında kaleme aldığı Güneş Ülkesini, daha geniş kitlelere ulaşması amacıyla 1613 yılında Latince olarak yeniden yazar. Campanellanın kilise, Tanrı, doğa, varlıklar, evren, siyaset, toplum ve en önemlisi yeniden yapılanmayla ilgili bütün düşlerinin ete kana bürünüp dirildiği bir coğrafya, bir filozofun dünya üstünde kurmak istediği, ama ancak zihninin kıyısında bucağında kurmak zorunda kaldığı bir sığınak olur Güneş Ülkesi.

******

Felsefe yapıtlarının değeri ne denli büyük olursa olsun, Campanelladan bugüne kalan, adını ölümsüzleştiren şey, hiçbir kuşku yok ki, Güneş ülkesinden dile getirdiği toplumsal bir düzen düşüncesidir. İlk defa Utrechtde 1643de basılmış olan Güneş Ülkesi, (The City of the Sun) Platonun Devleti ve Thomas Moreun Utopiasıyla aynı düşünce çizgisi üzerinde, insanoğlunu mutlu bir yaşayışa kavuşturma yolundaki isteklerin en temiziyle yazılmış yapıtların başında gelir.
Güneş Ülkesi Campanellanın, günün birinde gerçekleşeceğini düşündüğü filozofça bir devlet tasarısıdır. Campanella bütün kötülüklerin ve haksızlıkların kaynağını, insanın kendinden başkasını düşünmemesinde, dünya malının ‘benim ‘senin diye bölüşülmesinde buluyor. Ona göre, insanlar, genel çıkar kaygısından uzak oldukları sürece, kendi dar çevresinde, kendilerinden başkasını düşünmezler.
Oysa toplum halinde birleşen insanların amacı genel çıkar olmalıdır. Özel çıkarları kaldıralım, ortada toplum yararından başka bir şey kalmaz. Bencil davranışlar, eninde sonunda, toplum güçlerinin çatışmasına yol açar. Oysa bu güçlerin genel çıkara yönelmesi, güçler arasında tutarlı bir denge yaratır. Bu yüzden, Güneş Ülkesinde her şey devletin, genel çıkarın buruğu altındadır.


************

Güneş Ülkesi (ya da Güneş Devleti, Güneş Kenti) Thomas Moreun Ütopyası ve Baconın Yeni Atlantisi ile birlikte Yeni Çağın daha iyi bir toplum düzeni tasarımlarının ayrılmaz parçasını oluşturur. Platonun aristokrasi yönetimine dayalı devlet tasarımından farklı olarak papazların egemenliğini savunup bu yönetimin yapısını tasarlayan Campanellanın Güneş Devletinde, düşünürün her türlü eşitsizliğin kaynağı olarak gördüğü kişisel mülkiyet bulunmaz. Özel mülkiyet tanımını aile ve eş kavramına genişleten Campanella, ayrıca astrolojinin toplumların hayatı ile bağlantısını ciddi ciddi ilahiyatın çerçevesi içinde değerlendirirken de, Yeni Çağın girişinde bilimselleşmenin sancılarını dolaylı da olsayansıtan anıt bir belge sunmaktadır.Güneş Ülkesi: Erdemli, eşitlikçi bir toplum projesi.

************

Avrupa 16. yüzyılın başında, 30 yıl süren köylü ayaklanmalarıyla çalkalandı durdu. 13. ve 14. yüzyılların başkaldırılarını, 15. ve 16. yüzyılların şanlı ayaklanmaları takip etti. Tahtlar yıkılmış, komüncü kentler kurulmuştu; kiliseler yerle bir edilmiş, cephelerde kızıl bayraklar görünmüştü. Ama bu başkaldırıların tamamı kanla bastırıldı. İşte Campanellanın Güneş Ülkesi, yüzyıllar boyu süren bu ayaklanmaların manifestosudur. Mutlu bir altın çağ olduysa eskiden/ Neden gelmesin ki yeniden? diyen Campanellanın en önemli amacı, safsataya boğulmuş Kiliseyi dağıtmak ve onun yerine bütün dünyaya egemen olacak komüncü bir düzen kurmaktı. Campanellanın önerdiği düzen o gün için son derece radikaldir. Onun Güneş Ülkesinde kölelik yoktur; el emeği kutsanmıştır. Üretime, tüketime ve bilime olağanüstü önem verilir. Kendi kendine yeterli köylü komüncülüğü aşılmıştır. Bu kitap, biçimsel açıdan sadedir ama, düşün dünyasında Thomas Moreun Ütopyasından sonra en derin izler bırakmış çalışma olma şerefini ve ününü hâlâ korumaktadır.

******

Calabrianın Stilo kentinde doğar Campanella (1568-1639) ve çoğu yılları zindanlarda işkence çekerek geçen zorlu bir yaşam sürer. Aristoteles karşıtı doğa bilimci Bernardio Telesionun etkisiyle ilk önemli yapıtı Philosophia sensibus demonstratayı kaleme alır. Napolideyken tanıştığı Rönesansın ünlü âlimlerinden Giambattista della Portanın doğal büyüyle ilgili görüşlerinin etkisiyle kendi doğa felsefesindeki doğal büyünün yerini de açımladığı Del senso delle cose e della magia naturale adlı eserini kaleme alır. Ardından çoğunu zindanlarda yazdığı Apologia pro Telesio, Rhetorica Nova, Monarchia del Messia, Atheismus Triumphatus, Quod Reminiscentur, Apologia pro Galileo adlı eserler gelir; Theologiasını da büyük oranda tamamlar.Campanellayı Güneş Ülkesini yaratmaya, başka bir deyişle başka kent, bir başka ulus, bir başka yaşam biçimi ve bir başka kilise arayışına götüren yolun başında, yine Telesionun görüşleri yer alır. Önce İtalyanca olarak 1602 yılında kaleme aldığı Güneş Ülkesini, daha geniş kitlelere ulaşması amacıyla 1613 yılında Latince olarak yeniden yazar. Campanellanın kilise, Tanrı, doğa, varlıklar, evren, siyaset, toplum ve en önemlisi yeniden yapılanmayla ilgili bütün düşlerinin ete kana bürünüp dirildiği bir coğrafya, bir filozofun dünya üstünde kurmak istediği, ama ancak zihninin kıyısında bucağında kurmak zorunda kaldığı bir sığınak olur Güneş Ülkesi.

******

Felsefe yapıtlarının değeri ne denli büyük olursa olsun, Campanelladan bugüne kalan, adını ölümsüzleşt... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
1 puan

Campanella sağ olsun "ütopya"sında "mutlu ve huzur içinde bir toplum" için her şeyi düşünüvermiş! Hatta fazla ince düşünmüş! Meselâ eşleşme için öngörülen kadın gebe kalmazsa başka bir erkek ile eşleştirilirmiş, bu sefer yine gebe kalmazsa "orta malı" olur imiş! Öyle bir ifade kullanmış kendisi. Bir anneye gösterilen saygı, bu kadınlara ne toplumda, ne tapınakta, ne de toplu yemeklerde gösterilmez imiş! Yani, kadınlara ütopyalarda bile rahat yok! Ayrıca kitap "akıcı" kavramından oldukça uzak.

1 puan

Felsefi hayatıma girişimin ilk kitabıydı, ben pek beğenmedim açıkçası :)

5 puan

Güneş ülkesi Campanella’nın günün birinde gerçekleşeceğini düşündüğü bir devlet düzenidir.. Güneş ülkesinde dile getirilen konu; toplumsal bir düzen düşüncesidir. Yazar temel olarak bu kitapta; toplu halde yaşayan insanların amacının genel yarar olduğu, özel bir mal mülkün olmadığı, çalışmanın bir zevk haline geldiği bir düzenden bahsetmektedir. Hayal etiği güneş ülkesi gerçekleşmemiştir.Sadece hayalda kalmıştır.İyiki de gerçekleşmemiş.

6 puan

Okunası .

Profil Resmi
8 puan

felsefi kitaplar okumayı sevenler için iyi kitap. Hatta okunması gerekir.

7 puan

Olmayan bir dünyayı anlatmak kadar zor bir işi gayet güzel becermiş Campanella. Puan kırmamın nedeni Güneş Ülkesi'nde yani mutluluğun doruğa ulaştığı bir yaşam düzeninde bu düzene hiç uymayan bazen de aşırıya kaçan düşünce, fikir ve uygulamaların olması.

7 puan

En bilinen ütopyalardan biri.
Campanella, özel mülkiyetin olmadığı bir devlet düzeni tasarlar. Gelgelelim özel mülkiyetin neden olmaması gerektiğini öyle garip şekilde açıklar ki özel mülkiyete olan sempatiniz artar neredeyse. Bir de burada da din adamları olmazsa olmazdır ve kadın erkek arasında eşitlikten tam olarak söz etmek mümkün değildir. Ama en büyük eleştirim bireylerin tamamen devlet düzeni için var olmasıdır. Campenalla' ya göre doğru işleyen bir devlet düzeninde bireyler de zaten mutludur ki bunu söylerken bireylerin tüm duygularını yok saymakta daha doğrusu bu duyguları da devlet eliyle kontrol etmekte, daha da doğrusu iyi bir düzen içinde zaten bireylerin başka türlü şeyler hissetmeyeceğini savunmaktadır. Ben buna kesinlikle katılmıyorum.
Benim çok sevdiğim, çok tuttuğum bir ütopya değildir lakin yazıldığı dönem ve yazarının yaşadıkları göz önüne alındığında son derece önemli bir eserdir.

4 puan

bence sonuna kadar tek dünya devleti propagandasıydı.bir ara yazarın yaşasın illuminati diye aradan çıkıp bağıracağını bile düşündüm :) her şeyin ortaklaşa kullanıldığı,insanların düşünmediği,itiraz etmediği,devlet kontrolünde ürediği bilim kurgu bir dünya.ben keyifle okudum.

8 puan

Hayal de kalmış ve hayal de kalmaya devam edecek bir ülkeyi hayal etmiş. Iyiki de hayal etmiş olduğu ülke hayal de kalmıştır.


Baskı Bilgileri

117 sayfa


ISBN
9759971232

Diğer baskılar


Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Momo
1 kişi

Okumuşlar

thebeyzz Deruni Kadim drifter Narielluinwe misterred
116 kişi

Okumak İsteyenler

nesrintuba busesun kaptankirk Sofi94 Violet Zarpandit
23 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski