mathlda

Profil Resmi
0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 0 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
mathlda yarım bırakmış.
Ana

İşçi mahallesinde sıradan bir gün daha başlıyordu. Fabrikanın düdüğü her sabah olduğu gibi yine mahallenin dumanlı havasını keskin bir çığlıkla yaladı. Kasları ritmini bulamamış, gözlerinden uyku akan yüzler, küçük karanlık evlerden sokağa yayılmaya başladılar...İşçi ve köylülerin Çarlık rejimine karşı yürüttükleri mücadelenin öyküsü.Maksim Gorkinin en önemli eseri olanAnada Çarlık Rusyasında uyanmaya başlayan sosyal hareketliliğin ilk tohumları anlatılır.

******

(1868-1936) Rus öykü, oyun ve roman yazarı. Serserileri ve toplumdışı insanları anlattığı öyküleriyle tanındı; ardından, Rus toplumunun sosyalist düzene geçiş sürecini yansıtan eserler verdi. 1905 Devrimine büyük etkileri oldu. 1906-1913 arasında sürgüne gönderildi. Lenin ve Stalin dönemlerine tanıklık etti. Önemli eserlerinden bazıları, ilk romanı Foma Gordeyev, otobiyografik üçlemesini oluşturan Çocukluğum, Ekmeğimi Kazanırken ve Benim Üniversitelerim ile Ana, Taşralı Oblomov Matvey Kojemyakin, Artamonovlar ve Klim Sanginin Hayatıdır.

************

Maksim Gorkinin en önemli eseri olan ‘Ana romanında 1905 Çarlık Rusyasında başlayan sosyal uyanışın mücadelesi anlatılmaktadır. Eser, yeni doğmakta olan bir toplumun düşüncesini, görüş ve anlayışını yansıtır bizlere.Gorkinin insanla sosyal şartlar arasındaki çelişkiyi ve anlaşmazlığı belirtmek için en çok başvurduğu yol, doğrudan doğruya olayların gerçekçi bir metodla hikayesidir; ‘Ana romanında da bunu göreceksiniz. Gorki romanın birinde şöyle der: ‘İnsanı, yeryüzünün en güzel surette yaratılmış ve hizmet edilmeeye layık bir yaratığı olarak görmeye alışmadıkça, hayatımızın sahteliğini, ikiyüzlülüğünü ve alçaklığını üstümüzden atamayacağız.

************

İnsan ruhunun derinliklerine seslenen bu eserde, tek bir isim geçmez. Nine, Ana, Oğul, Koca. Bir köy ve birkaç köylü. Bu bir Çin köyüdür. Ama onu okurken, ÇinI unutacaksınız. Çinli Anayı değil, bizim Anadolumuzdan bir Anayı görür gibi olacaksınız. Eserin başından sonuna kadar ismini bile söylemeyen bu Adsız Anaya, zaten sadece analığın canlı bir heykeli diye bakmak gerekir.

************

Kitabın ana karakteri olan Pelageya veya bir başka deyişle Ana, kendisini sürekli döven işçi kocasının ölümünden sonra oğlu Pavel ile başbaşa kalır. Bir süre sonra oğlunu, o kasabadaki kavgacı, geçimsiz gençlikten farklı olarak olgun bir kişiliğe bürünürken bulur. Evleri kitaplarla dolmaya başlayınca Ana, oğlunun gizli yaşantısını merak eder. Pavel, anasını sosyalizm ile ve ezilen işçi, köylü sınıfının burjuvalarla olan çatışmasıyla tanıştırır. Başta ürkek davranan Ana, bir süre sonra oğlunun yaşantısıyla içli dışlı olmaya başlar. 1905 devrimi patlak verir. Ana, toplulukta etkin bir üye olur. Oğlu ve onun bazı arkadaşları defalarca hapislere düşer. Ana da kentteki başka bir sosyalist genç olan Nikolayın evine yerleşir.



************

Kocasının ölümünden sonra Ana, oğlu Pavel ile birlikte büyük bir yalnızlık ve yoksulluk içinde kalır. Fabrikada çalışmaya başlayan Pavel, zeki, kitaplara meraklı ve devrimci düşünceye eğilimli arkadaşları olan bir gençtir. Evine getirdiği arkadaşlarına verdiği söylevlerde Ana ilkin bir şey anlamasa da daha sonraları kendisinde özgürlük ve yaşama hakkı düşüncelerinin uyanışına tanık olur. Ve gün geçtikçe oğlu ile arkadaşlarının devrimci umutlarını paylaşır.Ana, roman kahramanının içinde bulunduğu sosyal koşulları yansıtması bakımından Gorkinin eserleri arasında olduğu kadar Rus edebiyatında da bir ilkörnektir. Rus eleştirmenlerce döneminin anıtsal kitabı olarak değerlendirilen Ana, Rus proleteryasının devrimci mücadelesini sergileyen en önemli eserdir.İlk olarak Znanie dergisinde 1907-1908 yılları arasında tefrika edilen Ana, devrimci niteliği bakımından da Maksim Gorkinin en önemli eserlerinden birisidir.

************

Maksim Gorki, 1868-1936. Asıl adı Aleksey Maksimoviç Peşkov. Küçük yaşta yetim kaldı; okuyamadı. Uzun süre başıboş, yoksul bir hayat sürdü. Acı anlamına gelen Gorki takma adını da bu yüzden aldı. Romantik öykülerle başladığı yazarlığa, öykülerinde gururlu, özgürlüğü seçmiş kahramanların başkaldırışlarını anlattı. Çar yönetimi ile uyuşmazlığıa düştüğü için hapsedildi; hapisten çıkınca da en büyük devrimci yapıtı olan Anayı yazdı. 1918 Devrimi arifesinde Çarlık despotizmine karşı emekçi yığınların mücadelelerini konu alan bu yapıt sosyalist gerçekçi sanatın ilk güzel örneklerinden biridir. Yeryüzündeki bütün gerici kuvvetlerin, bakış ve milli bağımsızlık düşmanlarının, her çeşit yalancı, düzmece demokratların en korktukları yazarlardan biri de Gorkidir. Neden? Çünkü Maksim Gorki yalnız kendi halkına değil, bütün halklara yurtlarını, hürriyeti, barışı ve birbirlerini sevmeyi öğretir. Çünkü o, insanın geleceğinden, güzel günler göreceğinden emindir. Çünkü o, emekçi insanı, koluyla, kafasıyla çalışan insan, yeryüzünün gerçek, biricik efendisi sayar. Gorki, insanlar yaşadıkça yaşayacaktır. Çünkü yeryüzünün en büyük şairidir.

******

İşçi mahallesinde sıradan bir gün daha başlıyordu. Fabrikanın düdüğü her sabah olduğu gibi yine mahallenin dumanlı havasını keskin bir çığlıkla yaladı. Kasları ritmini bulamamış, gözlerinden uyku akan yüzler, küçük karanlık evlerden sokağa yayılmaya ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl
Profil Resmi
mathlda yarım bırakmış.
Son Hafriyat

Behzat Ç., Cinayet Büro Amirliğinde başkomiser, hayata karşı işlenen suçlar uzmanı... Başına gelenlerden sonra lanet etmiş, çekip gitmişti aslında. (Dizinin ilk kitabı Her Temas İz Bırakır'ı okuyanlar bilir.) Hayır, hâlâ işinin başında! Ama ağzını bıçak açmıyor. Tek bir laf çıkmıyor ağzından. El işaretleriyle, çehresiyle, suskunluklarla anlatıyor anlatacağını ve tabii dellenmeleriyle... Bu bir AnKara polisiyesidir... Behzat Ç. ve ekibi, kötü bir Renault Torosla Sakarya Caddesinden Ayaş'a kadar altını üstüne getiriyor Ankara'nın. Sadece cinayetçiler değil, belediyenin envai çeşit birimi de altını üstüne getiriyor Ankara'nın. Her yer hafriyat. Kavşak inşaatıydı, kabloydu, boruydu, tamirattı... Sadece onlar da değil ama... Kendine Red Kit diyen bir adam da çukurlar kazıp duruyor. Öldürdüklerini tabuta koyup gömüyor o çukurlara - gömüp polise haber veriyor. Çok acayip, çok da zeki bir adam bu, feleğin çemberinden geçmiş, içinde intikam acısı... Belli, polisle bir meselesi var. Behzat Ç. ve ekibi, Ahlak Bürosuna bile nasip olup da hâlâ kendilerine verilmeyen bir Megane'ın hayalini kurarak, kötü Renault'yla Ankara'da fink atıp Red Kit'i arıyor. Bir AnKara polisiyesi...

Behzat Ç., Cinayet Büro Amirliğinde başkomiser, hayata karşı işlenen suçlar uzmanı... Başına gelenlerden sonra lanet etmiş, çekip gitmişti aslında. (Dizinin ilk kitabı Her Temas İz Bırakır'ı okuyanlar bilir.) Hayır, hâlâ işinin başında! Ama ağz... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl
Profil Resmi
mathlda okumuş.
Masumiyet Müzesi

'Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum.' Nobel ödüllü büyük yazarımız Orhan Pamuk’un üzerinde altı yıldır çalıştığı harikulade aşk romanı bu sözlerle başlıyor... Masumiyet Müzesi’ni okurken yalnız aşk hakkında değil, evlilik, arkadaşlık, cinsellik, tutku, aile ve mutluluk hakkındaki bütün düşüncelerinizin derinden etkilendiğini ve kitabın rengârenk dünyasından hiç ayrılmak istemediğinizi göreceksiniz. 1975’te bir bahar günü başlayıp günümüze kadar gelen İstanbullu zengin çocuğu Kemal ile uzak ve yoksul akrabası Füsun’un hikâyesi; hızı, hareketi, olaylarının ve kahramanlarının zenginliği, mizah duygusu ve insan ruhunun derinliklerindeki fırtınaları hissettirme gücüyle, elinizden bırakamayacağınız ve yeniden okuyacağınız kitaplardan biri olacak. Ülkemizde ve dünyada milyonlarca okurun sevgi ve hayranlığını kazanmış olan, kitapları elli sekiz dile çevrilen ve her yeni romanı büyük bir merakla bütün dünyada beklenen Pamuk, okurlarına unutulmaz rüyalar gibi, akıllardan hiç çıkmayacak sarsıcı bir hikâye anlatıyor.

'Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum.' Nobel ödüllü büyük yazarımız Orhan Pamuk’un üzerinde altı yıldır çalıştığı harikulade aşk romanı bu sözlerle başlıyor... Masumiyet Müzesi’ni okurken yalnız aşk hakkında değil, evlilik, arkadaşlık, ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl
Profil Resmi
mathlda okumuş.
Bülbülü Öldürmek

Amerikada 1930ların Güney Eyaletlerinden birinde bir zenci, beyaz bir kızın ırzına geçmekle suçlanır. Önyargılar, şiddet ve riyakarlıkla beslenen Güneyli erişkinlerin ırk ve sınıf ayrımı konusundaki mantıksız yaklaşımlarını Scout ve Jem Finch adlarındaki iki çocuğun ağzından keyifli bir dille bize aktaran roman, aynı zamanda kent halkının vicdanına karşı tek başına karşı koyan bir erkeğin mücadelesini de anlatıyor. Tüm zamanların en çok sevilen klasiklerinden olan Bülbülü Öldürmek, 1960 yılında yayınlandığından bu yana birçok saygın ödül kazanmıştır. Pulitzer Ödülü de kazanan roman, kırktan fazla dile çevrilmiş, tüm dünyada otuz milyondan fazla satmış ve ünlü yıldızların başrolünü oynadığı film, Oscar kazanmıştır.

******

Bülbülü Öldürmek ilk yayımlandığında satış rekorları kırmış ve yazarını kısa sürüde üne kavuşturmuş güzel bir romandır. 1961 Pulitzer Edebiyat Ödülünü kazanmış, bir yıl sonra beyaz perdeye aktarıldığında ise Oskar almıştır. Harper Lee eski ve yorgun bir kasabanın insanlarını etkili bir gözlem gücüyle ve ince bir duyarlılıkla anlatırken çocukluğun o uçsuz bucaksız dünyasını tüm zenginliğiyle yansıtmayı başarır.

******

Amerikada 1930ların Güney Eyaletlerinden birinde bir zenci, beyaz bir kızın ırzına geçmekle suçlanır. Önyargılar, şiddet ve riyakarlıkla beslenen Güneyli erişkinlerin ırk ve sınıf ayrımı konusundaki mantıksız yaklaşımlarını Scout ve Jem Finch adların... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl
Profil Resmi
mathlda okumuş.
Küçük Prens

Hiç kimsenin kitabımı özensizce okumasını istemem doğrusu. Bu anılarımı yazarken çok üzüntülü anlar yaşadım. Arkadaşım koyunu ile birlikte beni bırakıp gideli tam altı yıl oldu. Onu burada anlatmaya çabalıyorsam, bu biraz da onu unutmamak için. Arkadaşı unutmak çok üzücü bir şey. Herkesin arkadaşı olmamıştır. Arkadaşımı unutursam, kendimi o, sayılardan başka bir şeye değer vermeyen büyükler gibi hissederim sonra.
Çölde uçağı düşen pilotun başına dikilip "Bana bir kuzu resmi çiz." diye tutturan, gezegeninde tek başına bıraktığı gül için de acı çeken, büyük insanları anlamakta zorlanan Küçük Prens... Buğday saçlı, gizemli küçük çocuk... Yaratıcı pilot-yazar Antoine de Saint Exupery ile arasındaki benzerlikler çarpıcı. Küçük Prens'in gün batımlarında hüzünlenip düşündüğü dört dikenli gülü varsa, Saint-Exupery'nin de Arjantin Postaları için çalışırken tanıştığı, Salvadorlu Consuelo adında bir sevgilisi var. Ve onunla evlenmiş. 1944 yılı Temmuz ayında Korsika'dan havalanan uçağı, Akdeniz'de kayıplara karışmadan dört gün önce Consuelo'ya: Sizi seviyorum, sizi hep koruyacağım. diye yazmış. Ama Küçük Prens'in gülünü fanus ile kapatıp korurken, o deli dolu, başına buyruk Consuelo'ya esasında pek söz geçirememiş, onu kanatları altına alamamış. Uçağın kalıntıları, 60 yıl sonra Nisan 2004'ün başlarında Marsilya açıklarında bulundu. Kaza mı, intihar mı bilinmiyor. "Gerçeği sadece yüreğinle görebilirsin." diyen yazar, bu dünyaya veda edip giden Küçük Prens gibi yok olup gitmiş. Sırlarını bilen yok. Cevdet Yalçın
Küçük Prens'i tanıyan-tanımayan, yeniden keşfetmek isteyen, ya da çizgi roman meraklısı olan her yaştaki çocuklar için, Joann Sfar'ın muhteşem çizgileriyle.

Hiç kimsenin kitabımı özensizce okumasını istemem doğrusu. Bu anılarımı yazarken çok üzüntülü anlar yaşadım. Arkadaşım koyunu ile birlikte beni bırakıp gideli tam altı yıl oldu. Onu burada anlatmaya çabalıyorsam, bu biraz da onu unutmamak için. Arkad... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl
Daha Fazla Göster

mathlda şu an ne okuyor?

mathlda şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.