Kürk Mantolu Madonna
Sabahattin Ali
En Son Değerlendirmeler
Öyle sanıyorum ki, bu roman benim ''için ilk aşk'' kadar özel ve unutulmaz olacak. Ziraa, zorunlu olarak okuduğum ilk romanı saymazsak, bugüne kadar okuduğum ilk kitap, ilk roman. Ama özel olması bunlardan ziyade bana yaşattığı duygular ve okumaktan aldığım haz, desem daha doğru olur. Bir anda kendimi bütün yaşananların gizli tanığı gibi hissettim. Bazen içimde bir hüzün, bazen yüzümde bir tebessüm, bazen kalbimi hızlandıran bir heyecan, bazen benliğimi saran bir mutluluk, bazen ruhumda bir yalnızlık bir isyan... Gözyaşı ile ıslanmış kirpiklerim birbirine yapışmış, buğulu gözlerle son sayfa bitiyordu. Ve nihayet son satır da bitti. Artık hıçkırıklarıma da engel olamıyordum. Bir an, Raif Bey ve Maria Puder yanımda ve aynı kaderi paylaşırcasına birbirimize sarılmış ağlıyor, hissine kapılmama neden olmuştu!
Mutlaka okunması gerekenlerden...
Kitapta;aşk,ölüm,umut,umutsuzluk,iyilik,kötülük...var. Bütün bunların insan yaşamına etkileri kitabın asıl konusunu oluşturuyor. Yazar bu kavramları insan ilişkileri ile anlamılı bir şekilde çok etkileyici bir dil ile yazmıştır. Olaylar arasındaki beklenmedik bağlantılar ve olayların acıklı bir şekilde son bulması çok etkileyiciydi.
Sabahattin Ali'nin Kuyucaklı Yusuf'tan sonra okuduğum ikinci kitabı. Müthiş bir anlatımı ve betimlemesi var Sabahattin Ali'nin. O yaşanan anı ve ortamı öyle güzel anlatıyor ki kendinizi orada buluyorsunuz adeta.
Kitap çok hareketli başlamıyor. Ağır ilerliyor hatta. Bnim için genelde 7,8 puan civarında gezerken finali ile gölümü kazanmış, duygusallaştırmış bir kitaptır. Ve finali ile birlikte 9 puanı hak etmiş bir kitaptır.
İnsanların geçmişte neler yaşadığını, ne badireler atlattığını bilemeyiz. Belki de aramızda yaşayan o sessiz, sakin pek fazla konuşmayan, gizemli insanlardan öğreneceğim çok şey vardır...
Bitireli 5 dakika oldu herhalde. Ben böyle bir hikayesi olduğunu bilsen çok daha önce okur, şu an 3. bitirişimin ardından tekrar yorumlardım. Gözlerim doldu okurken, bu nasıl bir anlatın tarzıdır? Her cümle dolu doluydu. Popüler kitaplardan farkı da bu herhalde. Okuyun, okutturun.
raif beyi anlattığı yer biraz sıkıcı olsada sonrası super sakın yarıda bırakmayın sonunda agladım
Yazarın okuduğum il kitabıydı bu.Sürekli çok okunanlar listesinde olunca ve olumlu yorumlar okuyunca almaya karar verdim.Okuduktan sonra da pişman olmadığımı anladım.Akıcı bir dilde yazılması,Raif efendi karekteri ve yazmış olduğu günlüğü,son olarak da hikayenin sonundaki kurgu çok iyiyidi ve 5 yıldızı haketti.Yazarın diğer kitaplarını da mutlaka okuyacağım
Yazarın okuduğum ilk kitabı. Bazı okurların yazdığı gibi mükemmel bir hikaye olduğunu düşünmüyorum ama yazarın betimlemelerine ve anlatımındaki akıcılığa hayran olmamak mümkün değil. Okuduğum basımda fazlaca eski kelime kullanılmış ama çevirmen sayfa altlarında öztürkçelerini verdiğinden dolayı okumayı engelleyecek ve okuru sıkacak bir durum söz konusu değildir. Etkileyici bir hikaye ve edebi bir eser olduğundan okunmasında fayda vardır.
saygılarımla,
Öyle tutkulu öyle güzel bir aşk ki anlatılan kitabın sayfalarını çevirirken bitmesin derken merak ve eziyeti aynı anda yaşadım içim paramparça İnsanın ruhuyla yaşamaya başlaması aşk için aşk yüzünden bir ömrü heba etmesi ve aşksızlıktan ölmesi..
Ondan ayrılmanın bana güç geleceğini biliyordum. Fakat bunun bu kadar korkunç, bu kadar acı olacağını tasavvur edememiştim
Hayatım boyunca unutamayacağım kitaplardan aklımın bir ucunda hep kalacak.
Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin.
Sabahattin Ali'nin ilk okuduğum eseri olan Kürk Mantolu Madonna Raif Efendi'nin kayıp yaşamının özeti.
Hayatında ilk ve tek defa aşık olan ve kendisini anlayan Maria Puder'e aşık olan Raif Bey'in Maira'yla birlikte sevincini, aşkını Maria'yı kaybettikten sonra ise yaşadığı buhranı ve Maria'yla birlikte kaybettiği hayatını da okduğum bir kitaptı.
kitaptaki ruh tahlilleri çok iyi yapılmıştı. Raif Efendinin hissettiklerini kendim hisseder gibi okudum kitabı.
Eser insanlar hakkındaki önyargılarımızı da sorgulayıp kırmamızı da belirtiyor. Hele ki Mahir Bey'İn ve yazar da olmak üzere diğer çalışanların Raif Efendi'ye davranışarına bakarak kendimi sorguladığım zamanlarda oldu.
Hayatın hiç bir zaman planladığımız gibi gitmediği de bir kez daha Raif ve Maria'nın planladıklarından çok daha farklı yaşamları gözler önüne serdi.
Kısacası herkesin kesinlikle okumasını istediğim kitap.
Raif Efendi'nin defteri okunmaya başlayana kadar biraz sıkıldığımı itiraf etmeliyim. Ancak defter kısmına geçtiğimde gerçekten bugüne kadar okuduğum en güzel kitap olduğunu düşünmeye başladım. Anlaşılması kolay eski türkçe sözcüklerin kullanıldığı mükemmel bir dille yazılmış. Belli bir noktadan sonra sonu tahmin edilse de bu süre zarfında ana karakterin duygu ve düşünceleri mükemmel bir berraklık ve harika bir anlatımla yansıtılmış. Ana karakterin saflığı ve sevgisi benim kadar duygusuz bi insanı bile biraz romantikleştirebildiyse duygusal insanların bi solukta okuyup göz yaşlarını tutamayacağına eminim. Yazıldıktan onlarca yıl sonra bile "en çok satanlar" listesinde olması, herkes tarafından büyük bir heycanla okunması boş yere değilmiş.
Özellikle hayatınızda kimse yoksa yer yer kendinizi bulacağınız, odaklanarak okuduğunuzda hiç bir betimlemenin yersiz gelmediği, sonunu gördüğünüzde hayatınızda kimse olmadığı halde gerçekten birilerini kaybetmiş gibi dertleneceğiniz kitaplardan.
Bu kitabın bu kadar beğenildiğini görünce kendimde bir tuhaflık olduğuna kanaat getirdim.Yani iyi,hoş, güzel de o kaar övgü neye anlayamadım.Öyle ahım şahım bir aşk da yok ortada.Halide Edip'in Kalp Ağrısı'nda Zeyno ile Hasan'ın aşkını tercih ederim.Valla bende bir entellik sorunu var anladığım kadarıyla ama neyse:((
Ana hatlarıyla baktığımızda kısa sürmüş bir aşkın Raif Beyin tüm hayatını nasıl etkilediğini anlatıyor.Raif Beyin iş arkadaşının işsizlik halleri, Raif Beyin aile hayatı çok iyi tasvir edilmiş, gerçek gibiler ancak Maria'nın anlattıkları , arayışları ve tatminsizlikleri gerçek dışı sanki bu bakımdan hikayenin geneliyle bütünlük sağlayamamış, zoraki yaratılmış bir kahraman. Maria gizli kalmalıydı.
"bir kitabı okurken geçen iki saatin ömrümün bir çok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür yeis içinde kalırdım."
Raif Efendi'nin bu sözü kürk mantolu madonna'yı okuduktan sonra söylenebilecek tek söz sanırım o da kitabın içinde saklı...
O kadar fazla olumlu eleştiriden sonra bu mu yani dedim.. hikayesi fazla sıradan bence..
abahattin Ali'nin okuduğum ilk eseri. Sabahattin Ali'nin müthiş bir anlatımı ve betimlemesi var. Yazarın psikolojik tahlilleri o kadar harikaydı ki altı çizilecek bir çok cümle var kitapta. Raif efendi ile Kürk Mantolu Madonna'nın sıradışı aşk hikayesinden etkilenmemek mümkün değil. Raif efendi Maria Puder'e '' tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin.'' demişti etkilemek elde değil.
Sonu mükemmeldi. Kitabı bir günde bitirdim. Kitabın sonunu okuyup bitirdiğim zaman Raif ve Maria'yı bir daha göremeyeceğim için gerçekten üzüldüm. Şu an Raif'İn düştüğü boşluğun ne demek olduğunu gerçekten iyi anladım :(
Kürk Mantolu Madonna: Beni öyle etkilemişti ki, Almanya'yı ziyaretim sonrası, Sebahattin Ali'nin sözcüklerinin Berlin sokaklarında yaşattığı ruhun esintisini yıllar sonra bile, yalnızca kalbimde ve beynimde değil, tüm bedenimde hissettirdi..
Bu kadar abartılan bi kitabın gerçekten de özel bir hikayesi olmasını beklemiştim. Tamamen hayal kırıklığıydı. Kitaptaki karakterler iç karartıcı ve sıkıcıydı. Eski bir yeşilçam filmi tadında klasık sıradan bir hikayesi vardı. Bana hiç bir katkısı olmayan bu kitap hayatımın en bayıcı romanı olarak kalacak bende..
Bir daha popüler kitapları okumamam gerektiğini öğrettiği için 2 puanı haketti
Klasik Türk Filmi havasında bir kitaptı. öyle derinden sarsacak etkisinde uzun süre kalacağım bir kitap değildi. Açıkçası çok fazla övgü almasına aldanarak okudum ama beklediğimi bulduğum söylenemez. Biraz Peyami Safa tadında bir dili var yazarın. Yazarın yaşadığı dönem göz önünde bulundurulursa hikayenin bu şekilde olması şaşırtıcı gelmiyor.
Herkes bu kadar çok beğendiği için okumak istedim, 200 sayfalık kitap hemencik biter dedim ama olmadı. O kadar durağan, o kadar betimleme üstüne betimleme var ki, kendimi kesecektim sanırım kitabı bitirene kadar... Yani betimlemelerden hoşlanmıyorsanız, durağanlık size göre değilse 200 sayfa da olsa yanına bile yaklaşmayın :)
Bir dönem herkesin elinde olduğundan yani sırf popüler diye okumayı ertelemiştim. En sonunda okuduğumda ise; Raif Efendi'nin yer yer insanı deli eden pasifliğine, Maria'nın baskın tavrına ve ara ara Raif'ten kaçışlarına rağmen aralarındaki şeyin büyüklüğü ve gerçekliği (zıt kutuplar teorisi doğruymuş) beni çok etkiledi. Özellikle aşka dair yapılan felsefik tanımlar bana kalırsa tam nokta atışıydı. Kitabı başlığından tutun da son cümlesine kadar bazen heyecanla, bazen merakla, çoğu kez de hüzünle okurken Sabahattin Ali'nin yaratıcılığına hayran oldum.
En basit görünen insan bile aslında ne kadar karmaşık bir ruha sahiptir değil mi?
Resmine aşık olduğu kadın yanında olmasına rağmen onu tanımaması çok ilginçti.Tek kelimeyle muazzamdı. Vakit kaybetmeden tekrar okumalı.
https://illekitap.blogspot.com/2019/09/sabahattin-ali-kurk-mantolu-madonna.html
Sabahattin Ali'nin okuduğum ikinci kitabı ve insanların bu kitaba neden ölüp bittiğini çok iyi anladım okuduğumda.
Şimdiye kadar okuduğunuz aşk romanlarını bir kenara bırakın ve Kürk Mantolu Madonna'yı bir kenara bırakın. Bir terazi düşünün bütün romansları bir kefeye koyun, diğer kefeye tek başına bu kitabı koyun yine de bu kitap ağır basar. Öylesine mükemmeldi.
Maria Puder ve Raif Efendi'nin muazzam, hayran olunası aşkı... saf, temiz, güçlü... okunmadan anlatılamaz bence bu aşk, bu yüzden okuduğunuz zaman anlayacaksınız.
Hangi yaş aralığında okursanız okuyun kendinize bir şeyler çıkarabileceğiniz bir kitap. Karakter analizleri, düşünceler, davranışlar, sözler... Her şey o kadar mükemmel bir şekilde yazılmış ki, işte edebiyatımız bu dedirtiyor.
Maria Puder ile Raif Efendi'nin arasındaki arkadaşlık, diyaloglar ve onların anlatımı o kadar samimi, içten, duyguları okura hissettiren şekilde kaleme alınmış ki her şey olması gerektiği gibi hissettiriyor.
Sadece bazı yerler çok klişe geldi, Maria Puder'in sonu, Raif Efendi'nin sonu, arada bazı olaylar ama düşününce de ne klişe değil ki? Özellikle bu kitapta o kadar muntazam duruyor ki yadırgamıyorsunuz.
Bu tür kitaplara dair çok fazla yorum yapmaya gerek yok diye düşünüyorum. Bazı kitapları anlatabilirsiniz ama bu tür kitapları anlatamazsınız. Okumanız ve anlamanız gerekir bu yüzden sizlere bu kitabı okumadan geçmeyin diyorum.
Tavsiye etmek... bence bu kitap tavsiye edilemez. Çünkü bu kitabı okumak zorundasınız, ne yapın ne edin okuyun. Bazı kitaplar insanların hayatlarına küçük dokunuşlar yapar bu kitap kocaman bir dokunuş yapacak ve asla unutamayacaksınız.
Bu kitabın bende iki farklı basımı var. Biri Koridor Yayınları basımı biri de Yapı Kredi Yayınları basımı. Bu yüzden her ikisinin kapağını da paylaşıyorum :) Ancak ben Koridor Yayınları'ndan okudum diye de not düşeyim :D
