Camlardan ölesiye sarkan gündelikçi kadınlar, elindeki eczane poşetleriyle çaresiz bekleyen yaşlı adamlar, pazar yerlerinden artık toplayanlar, eskimiş kıyafetleriyle düğün salonlarında şarkı söyleyenler, sefer tasından utanan genç adam ve diğerleri.
Şehrin ötekileri yani.
Biraz Raif Efendi, biraz Maria Puder, Sartre, Bachelard, Anna ve biraz Kudüs.
Karanlık, rutubetli, çok bağırışlı, çok nefessiz, çok sabahsız, çok aşksız, çok çiçeksiz, çok neşesiz, çok kitapsız bir şehirde hayatta kalabilmek için her şey.
Büyücülerin, haramilerin, borsacıların, reklamcıların, korsanların, işgalcilerin, bankacıların elinden kurtulabilmek için yani.
Tarık Tufan, “Bir Adam Girdi Şehre Koşarak” kitabında her şey hızla akarken, yavaş gidenleri, yorulanları, rekabete güç yetiremeyenleri ve onların mekanlarını anlatıyor.
Camlardan ölesiye sarkan gündelikçi kadınlar, elindeki eczane poşetleriyle çaresiz bekleyen yaşlı adamlar, pazar yerlerinden artık toplayanlar, eskimiş kıyafetleriyle düğün salonlarında şarkı söyleyenler, sefer tasından utanan genç adam ve diğerleri.
Şehrin ötekileri yani.
Biraz Raif Efendi, biraz Maria Puder, Sartre, Bachelard, Anna ve biraz Kudüs.
Karanlık, rutubetli, çok bağırışlı, çok nefessiz, çok sabahsız, çok aşksız, çok çiçeksiz, çok neşesiz, çok kitapsız bir şehirde hayatta kalabilmek için her şey.
Büyücülerin, haramilerin, borsacıların, reklamcıların, korsanların, işgalcilerin, bankacıların elinden kurtulabilmek için yani.
Tarık Tufan, “Bir Adam Girdi Şehre Koşarak” kitabında her şey hızla akarken, yavaş gidenleri, yorulanları, rekabete güç yetiremeyenleri ve onların mekanlarını anlatıyor.
Edebiyat hocasının okunmasını zorunlu tuttuğu bir kitap bu kadar güzel olabilir mi gerçekten?
Nasıl anlatabiliyorum inanın bilmiyorum kitabı, kalbimde çok.özel yerlere dokundu. Okuyun efenim, hiç tereddüt etmeyin.
Yazar şiir diliyle deneme yazmış. Benim edebiyat anlayışıma ters bir tarz bu. Ortada ne bir öykü, ne bir deneme, ne bir şiir var. Ajandasına oturup ara ara yazdığı yazılarını toplayıp kitap yazmış sanki. Tespitleri güzel aslında.
Kendisine tavsiyem şair olması. Düz yazıda başarısız bir tarz.
Dizimizdeki yaralar aynı,aynı yerlerden kanadı kalbimiz
Akşam vakti bitirilmemesi gereken kitaptır,kitap biter önde kocaman bi gece..
İlk defa bir kitabın canlılığını bu kadar yakından hissettim. Muhabbet ettik kitapla. Çok güzeldi.
Tarık Tufan'ında kitapta dediği gibi yakasına yapışan cümleleri yazmış...kimi satırları muhteşemdi.bir solukta okudum ama zaman içerisinde ara ara mutlaka gene okumalı okutmalı.
okuduğum ilk tarık tufan kitabı.
genelde kitap okurken elimde bi kalem olur ve sık sık altını çizerim bazı cümlelerin.
kitap bana ait olmadığı için okurken beğendiğim yerleri çizemiyor yanımda gezdirdiğim bi deftere not alıyordum.
bi süre sonra okumaktan çok not aldığımı fark ettim.
çok etkilendiğim yerler oldu.
kütüphanenizde bulunsun toptan çizin altını derim ben.
Bazı kitaplar vardır, sonu gelir ,sonra bir daha yüzüne bakılmaz ,bu onlardan değil , üslup olarak çok değişik kısa hikayelerden oluşuyor ama ana fikir tek , tesadüfen aldığım ama tavsiye ettiğim bir kitap
Kitaptan kopma ihtimaliniz olmayan kitaplardan birisi daha..Çok sıcak anlatımıyla, mükemmel cümleleriyle sizi kitapla bütünleştirmeyi başarıyor yazar..Ve kitaptan aklıma gelen bir kesit:
"..bu kadar kalabalık ve bu kadar sessizlik dikkat çekici. Yaz kalabalıkları gürültülü olur fakat kış kalabalıkları suskundur kimseler konuşmuyor..Kulaklarım üşüyor.."
iyi okumalar...
İçinde Anna dan da bahsedilen, kısa kısa Öyküler içeren sıkılmayacağınız bir kitap.
Yazarin konudan konuya atlayatak konu butunlugu saglayamadigi içindeii insan ve olay olmayan bir kitap.okunmassaa hiçbirşey kkaybetmez insan.
Karton Cilt, 120 sayfa
2012 tarihinde, Profil Yayıncılık tarafından yayınlandı