Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği

En Son Değerlendirmeler

Profil Resmi
5 puan

Kitap çok iyi yazılmış ama verdiği erkek egemen görüş beni çok rahatsız etti.

Profil Resmi
10 puan

toplum içindeki hayatlar

Profil Resmi
9 puan

Kesinlikle bir şaheser. Sanırım 4. kez okuyacağım.

Profil Resmi
8 puan

Çok güzel bir kitaptır. Çok akıcı ve anlamlı geldi bana...

Profil Resmi
10 puan

Bittiğine üzüldüğüm bir kitap oldu.

Profil Resmi
7 puan

Güzel ve hafif ;)

4 puan

Yaşamımızdaki sarsıcı durumları dile getirmek istediğimizde, ağırlık belirtilen eğretilemelere başvurmak eğilimindeyizdir.

Yaşanacak bir tek hayatımız varsa eğer, onu hiç yaşamamış da olabiliriz,farketmez.

..çünkü böyle bir dünyada her şey daha baştan bağışlanır ve bu da demektir ki müstehzi bir sırıtışla her şeye izin verilir.






Kitaba dair yazılıcak güzel şeylerin hepsi kitabın ilk sayfaları için. Keşke hep ilk sayfalardaki gibi devam edip hiç roman kısmına girmeseydi...

Profil Resmi
7 puan

Kitap ve film farklı ama film karışı anlatımı biraz düzenlemiş. Filmi daha çok beğendim.

6 puan

1968 yılı Ocak ayında başlayan ve Çekoslovakya'nın politik olarak liberalleşmeye çalıştığı bir dönem olan Prag Baharı'nın önünde bir adamın hikayesi anlatılır. Prag Baharı dışında fazla espirisi olmayan, bir kadına bile bağlı kalamayan zavallı bir adamın hikayesi olduğu için benim çok ilgimi çekmedi.

Profil Resmi
8 puan

http://kitapeylemi.blogspot.com/2013/08/73-varolmanin-dayanilmaz-hafifligi.html

9 puan

Mılan Kundera gerçekten çok başarılı bir eser yazmış.Realimz ve Empresyonizm yaklaşımlarını sonuna kadar kullanmış.Aşkı,sadakati,kominizmi,geçmişin insan hayatındaki yerini,yalanları,ihtiras ve alışkanlıkları eleştirel ve sorgulayıcı bir üslupta ele almış.Bazı sorulara cevap araması,sorgulaması kitabın başarısını artırmış.Yazarın Sigmund Freud 'un etkisinde kaldığı da gözümden kaçmadı.Kitabın bu kadar başarısına karşılık bazı yerlerde aşırı cinsellik kullanmasından ötürü realist anlatımı konuşturmasıyla anlatılanlar gözümün önüne geldi ve biraz rahatsız etti beni.(Okuyan arkadaşlar çok iyi anlayacaklardır).Yazarın diğer kitaplarını da okumak için sabırsızlanıyorum açıkcası.

9 puan

milan kundera ile tanışmamı sağlayan kitap. bayıldım

8 puan

Politik bir arkaplanda zıt karakterlerin ilişkilerini anlatmasının yanında insana hayvan sevgisi aşılayabilecek çok yönlü ve kaliteli bir kitap...

7 puan

"tereza yeniden yeniden gelip duruyor gözlerimin önüne. onu ağaç kökünün üzerine oturmuş kareninin başını okşar ve insan soyunun yenilgileri üzerine kafa yorarken görüyorum. bir de şu sahne geliyor insanın gözünün önüne: turin'deki otelinden çıkan nietzsche. bir arabacının atını kırbaçladığını gören nietzsche atın yanına gidiyor, kollarını hayvanın boynuna doluyor ve gözyaşlarına boğuluyor.
bu 1899da oldu; o sırada nietzsche de insanların dünyasından elini eteğini çekmişti. başka bir deyişle tam akıl hastalığının patlak verdiği sıralar. ama tam da bu nedenle, yaptığı harekette derin anlamlar buluyorum ben; nietzsche attan descartes adına özür diliyordu. deliliği (yani insanlıktan son ve kesin kopuşu) at için gözyaşlarına boğulduğu an başladı.
işte benim sevdiğim nietzsche bu, tıpkı terezayı da başını kucağına yatırmış ölümcül hasta köpekle birlikte sevişim gibi. onları yan yana görüyorum: ikisi de 'doğanın efendisi ve sahibi' insan soyunun uygun adım ileri doğru yürüdüğü yoldan kendi istekleriyle sapıyorlar."

8 puan

gerçekten güzel bir kitap. Roman salt bir aşk ilişkisi ve sadakat olgusunu tartışmıyor insanın kendisiyle çelişen his ve davranış biçimlerini, karakterlerini de derinlemesine çözümlüyor. arka planda da rus işgali ve çekler ile ilgili toplumsal olaylara da değinen roman kafanızı oldukça meşgul eden sorulara itiyor. ki bir kitabın düşünce dünyanızda sorgulama yaratması onun amacına ulaştığını gösteriyor. sık sık Tomas'a sinirlensem de hatta Tomas ve Franz'ın bu çok eşli yaşama arzularından rahatsız olsam da karakterlerdeki çelişkiyi ve derinliği iyi yansıtmış yazar. en çok da Tereza bir arkadaşıyla dans ettiğinde kıskanan Tomas'ın başkalarıyla birlikte olmasını doğasının ve yaşamının bir parçası sayıyor olması çok rahatsız etti beni özellikle de çok tanıdık geldiği için. okunması gereken kült eserlerden bana göre.

5 puan

Bu kitabı okumamın bana edebi bir artısı olmadı.
Tavsiyem şu ki, okumazsanız büyük bir kayıp yaşamış olmazsınız.

6 puan

Milan Kundera'nın okuduğum ilk kitabı. Sürükleyiciliği bir yana, sorgulatıcı özelliği, karşı cinsi anlamaya yönelik çıkarsamaları ile harika bir kitap benim için. Filmi biraz eksik kalmış kitabı anlatmakta fakat o da çok iyi. Eğer bu kitaptan sonra Gülünesi Aşklar kitabını da okumamış olsaydım Milan Kundera gözümde en iyi yazarlar arasında olacaktı, fakat Gülünesi Aşklar kitabındaki kısa hikayeler ve Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği'ndeki Tomas o kadar aynı ki. Hayat içinde varoluş ağırlığı yahut hafifliği, tek kadınla yetinememe sorunu, sanki Milan Kundera ya kendisini anlatıyor yahut hayalindeki kendisini anlatıyor gibi bir his uyanıyor iki kitabı ard arda okuyunca ve yaratıcı yazarlığından şüphe duyuyorsunuz. Onun dışında her iki kitapta da göz tırmalayacak bir şekilde kadını aşağılamaya dönük durumlar işleniyor. Tomas birçok kere aldatır tek gecelik ilişkiler yaşar ve başı belaya girmezken Tereza hem bu tek gecelik ilişkiyi istemeye istemeye zorla gerçekleştiriyor ve onu da eline yüzüne bulaştırıyor sözde. Bu resmen hanımlar siz yapamazsınız sadakatsizliği bize bırakın siz evinizde kedi gibi oturun mesajı veriyor. Tabi bunda kitabın yazıldığı dönem ahlak anlayışının da etkisi vardır. Ve son olarak çok yerde yanlı ve çok yerde yanlış siyasi tahlilleri var. Okuması güzel fakat hayatınıza referans almamanız gereken bir kitap.

10 puan

“Rastlantıların, sadece rastlantıların söyleyecek bir sözü vardır bize. gereklilikten doğan, olmasını beklediğimiz, günbegün yinelenen her şey dilsizdir. sadece rastlantı bir şeyler
söyler bize.”

http://filmonerisi.blogspot.com/2012/12/the-unbearable-lightness-of-being.html

10 yıl, 10 ay
10 puan

Etkileyici bir kitaptı, felsefik yanı sayesinde hayatınıza farklı bir bakış açısı katmanızı sağlıyor :)

10 puan

adı kadar dolu adı kadar orjınal. gec kaldıgıma uzuldum tanıstıgıma sevındım kundera ıle. cok buyuk yazarmıs

9 puan

Muss es sein?
Es muss sein!

7 puan

okurken içerisinde kaybolduğum, zaman kavramının önemini yitirdiği harika bir roman. Diğer Kundera kitaplarını da mutlaka okuyacağım

7 puan

Kadın-erkek ilişkilerinden daha çok Çek tarihinden bahsetmesini tercih ederdim pek tarih sevmeyen biri olarak.

8 puan

beğendiğim bir kitap okumanızı tavsiye ederim farklı bakış açılarına sahip

9 puan

Kadin erkek iliskilerinin sorgulandığı, aşkı, ihaneti , hüznü her seyi icinde barindiran , felsefik yönü bulunan kisaca her telden calan bir kitap. Komünizm rejimi ciddi sekilde elestirilmis , komünistlere ciddi sekilde eleştiri getirilmis kitapta. Tomas ve Tereza eksenin genisleyip buyuyen etkisi sayfalar ilerledikçe hissedilen harika bir eser. Bence ikinci kez farkli bir zamanda okumak cok daha buyuk bir etki yaratacaktir okuyanda. Milan Kundera kesinlikle üslubu, tarzi ile farkli bir yazar. Yavaşlık kitabindan sonra bunu da okuyunca farkina vardim. Kitapla ilgili belki sikinti yaratacak durum cinsel unsurların bolca ön plana cikarilmasi ve Tomas'in tek eşle yetinmemesi durumu olabilir. Tereza'yi cok sevmesine ragmen baska kadınlardan da vazgecememektedir. Yine Franz ve Sabina'nin irdelendigi bolumler , komünizm rejimi , Sovyet isgali , felsefik aciklamalar iceren bölümler kitaba ayri pencereler açmış okuyucuyu farkli noktalara doğru yonlendirmistir. Bu kadar farkli unsuru ortak bir paydada buluşturmak da ayri bir maharet. Buna ragmen kendini okutmak , okurken anlamlar cikarttirmak buyuk yazarlik ornegi. Kitabin son kismi dahi kopek uzerine odaklanmis olup beni inanilmaz bir huzne surukledi. Duygulandirdi.

Einmal ist keinmal.. Kitapta sikca dile getirilen "bir kere olan hic olmamistir" sozu de zihnimden hic cikmayacak eminim.

8 puan

'Güçlüler güçsüzleri incitemeyecek kadar güçsüz olunca, güçsüzler çekip gidecek kadar güçlü olmak zorundaydılar'

Yaşam bir kere yaşanan, bir kere yaşandığı için hiç yaşanmamış sayılan, tekrarı olmadığı için taslaktan öteye gidemeyecek kadar belirsiz ama aynı zamanda göklere de ulaşabilecek kadar hafif midir, yoksa üzerine yük ve sorumluluk bindirilen yaşamın sağladığı en şiddetli doğumun simgesi olacak kadar ağır mı?
Permandies olsa kesinlikle hafif derdi ama pozitif biçimiyle. Hafiflik gerçekten pozitif bir durum mudur yoksa gelip geçiciliğiyle ve tekrarsızlığıyla negatif mi?

'İçinde yaşadığı yeri terk etmek isteyen kişi mutsuz kişidir'

Özellikle kitabın, duygu sömürüsü, kitsch tanımını tekrar tekrar okumanızı tavsiye ediyorum. Sonuçta şüphesiz ki hiç birimiz kitsch i görmezden gelecek kadar insanüstü varlıklar değiliz.

8 puan

İlişkilere bakış açınızı değiştirebilecek, en azından kalıplaşmış düşüncelerinizi sorgulamanıza neden olacak kadar enteresan bir aşkı konu alan , bunun dışında Kundera' nın insan ilişkilerini çözümleyişiyle hayranlık uyandıran bir kitap.

Ufak bir de anımı aktarayım izninizle ki izin vermeyenler devamını okumasın :)

Yazar olduğum bir sözlükte, hanım yazarlarımızdan biri en naif tabirle vasat bir kitap çıkartmış. Reklam amacıyla sözlük yazarlarına bildirim olarak haber verilmişti bu durum. Bir bakayım kitaba dedim, arka kapaktaki tanıtım yazısını okuyunca verdiğim tepki ''off yine mi bunlardan'' oldu. Süslü püslü, derin anlam içerdiği sanılan ama benzerleri defalarca yazılan bomboş cümleler. Bir ergenin ders sırasında defterine karaladığı ve karalarken dünyanın en güzel metnini yazdığını sandığı metinlerden hallice... Neyse işte ben bu yorumların benzerinin aynısını nick altı olarak yazdım ablaya. Çok saygılı, çok naif bir yazar olarak teşekkür mesajı attı, tabii eksisini de verdi. :) Ben de kimmiş, neyin nesiymiş diyerek entrylerini okumaya başladım. ''Aldatmak'' başlığının altına tanım olarak ''basitliktir'' yazdığını görünce de tüm iletişimimi sonsuza dek kopardım. Sen kendince aşktan, ilişkilerden, karşı cinsten bahsettiğin bir kitap yaz; ama bilinen her coğrafyada, bilinen her zamanda, her dinde, her ülkede, her cinste, her yaşta, her ilişki türünde var olan bir olayı, üstelik de ahlaki olarak bakıldığında yanlış olduğu neredeyse genelgeçer kabul edilebilecek olduğu halde yine de her zaman varlığını koruyan bir olayı basitlik olarak tanımla; asıl basitliktir bu tanımı yapmaktır.

İşte bu kitap, aldatmayı basitlik olarak tanımlamamak için okunması gereken bir kitaptır.

Profil Resmi
9 puan

Okura hayatında yaşadığı ya/da yaşayabileceği Çelişkilerin farkındalığını hissettiren anlatan bir kitap..Kült eser..

7 puan

Milan Kundera'nın bu çok ünlü romanında, birbirinden farklı ama bağlantılı dört karakterin özelinde inançlar, geleneksellik, varoluşçuluk, aile ve otorite ile olan ilişkileri ve yaşadıkları coğrafyanın faşist sol düzleminde hayatların nasıl bir hal aldığı anlatılmaktadır.
İnsanın varolabilmesi için tüm bağlardan kurtulup hafiflemesi gerektiğine inanan, hatta bu uğurda oğlundan bile uzaklaşabilen, doktor Tomas, annesinin üstündeki yoğun etkisinden kaçarak kurtulan ama bu sefer de Tomas'a derin bir bağlılık geliştiren Tereza, Büyük Yürüyüş'te zorunlu olarak bulunan ve nefret eden, ihaneti yaşam biçimi haline getiren ressam Sabina, Sabina'ya ve temsil ettiğini düşündüğü değerlere olan hayranlığı yüzünden kendini tehlikeli bir yolculuğa atan, karısı ve kızı tarafından ezilen akademisyen Franz.

Profil Resmi
9 puan

her anın bir defaya mahsus olmasından gelir varolmanın dayanılmaz hafifliği. hatta skalayı daha da geniş tutmak gerekirse yaşanılan her olay bir defaya mahsus yaşanmıştır. sevgilin seni terk mi etti güzel kardeşim? bir defaya mahsustu o üzülme. ya da üzül; çünkü bir defaya mahsustur üzülmen. sonsuz bir döngü yok bu hayatta. evet o seni terk etti ve şanslısın ki ölümlüsün. ve daha da şanslısın ki bir daha hayata gelmeyeceksin. zira böyle bir döngü içerisinde bir daha hayata gelecek olsaydın aynı üzüntüyü tekrar yaşaman gerekecekti. şimdi bir kez daha düşün ölümlü olmanın insanı neden bu kadar hafif yaptığını. düşündün mü? o halde artık yaşamanın zamanı!

geri ileri