İki Şehrin Hikayesi

İki Şehrin Hikâyesi, Charles Dickensın Fransız ihtilali yıllarında kaleme aldığı, ilk satırlarından itibaren merak ve korku dolu sahnelerle okuyucuyu kitaba bağlayan en önemli eserlerinden biri.Dickens, bu eserinde Londra ve Parisin yaşadığı açlık, sefalet, hüzün ve kederi tüm açıklığı ve acımasızlığı ile ortaya koyuyor. Eser, mutlaka okunması gereken bir Dickens romanı.

******

Hiçbir erkek bir kadını sevip kaybettikten sonra, duygularında değişiklik olmadan onu birinin eşi, bir anne olarak pek görememiştir. Ne var ki Lucienin çocukları Sydneye garip bîr yakınlık gösteriyorlardı; içlerinden gelme bir acıma duygusu vardı onlarda. Bu da gizli duygulara kimbilir nasıl dokunuyor! Bunu hiçbir yankı anlatmıyorsa da bu bir gerçektir, burada da öyleydi. Sydney Carton Küçük Lucienin o yumuk ( kollarını açtığı ilk yabancıydı, kız büyüdükçe de Sydney Carton yerini elde tuttu. Küçük oğlanda hemen son dakikasına kadar ondan söz etmişti. Zavallı Carton! Benim yerime öpün onu...

************

Dickens, bu eserle Fransız Devriminden yaklaşık yetmiş beş yıl sonra, daha önce bir kez denediği tarihsel romana dönüş yapar. İngiltere adasının karşısındaki Fransada, 19. yüzyılın hemen öncesinde cehennem bir süreliğine yeryüzünde kurulmuş gibidir. Dickensa göre devrimi Fransaya davet edenler, özellikle imtiyazlarını bencilce değerlendiren, üretimden kopuk, suça batmış, insafsız, asalak Fransız aristokratlarıdır. Tarihe ve devrime bu bakışıyla, İngilteredeki aristokratların ve muhafazakâr sınıfların büyük tepkisini çeken Dickens, romanın sadece eylemsel çatısını değil, mekânsal dağılımını da zıtlıklar üzerine kuruyor. Ancak roman, iki şehrin hikâyesini, Londra ve Parisi canlı bir organizma olarak anlatmak ve Devrimin büyük simalarını sunmak yerine aristokrasiden, orta sınıflardan ve halktan temsili tipleri bir aşk öyküsü ekseninde topluyor.İki Şehrin Hikâyesi: Tarihle dehşetin buluştuğu an...

************

Kasım ayının sonlarıydı; bir cuma gecesi oldukça geç saatlerde Dover Postası zorlukla Shooter Yokuşunu çıkıyordu. Vadide sis vardı ve ağır ağır yukarılara doğru yükseliyordu. Denize benzeyen ıslak, yapışkan bu sis koca koca dalgalar gibi yayılıyordu. Sisin yoğunluğundan, arabanın lambaları ancak bir ifei adım uzağı aydınlatabiliyordu. Üç yolcu arabanın yanında çamura bata bata tepeye çıkıyordu. Bu havada yürümek hoşlarına gitmiyordu ama buna mecburdular. Yokuş dikti, yerler kayıyordu, atlar bile arabayı zor çekiyordu, üç defa durmuşlardı. Hatta bir kez artık güçleri kalmadığı için geri dönmek istermiş gibi arabayı yolun kenarına doğru çektiler; ama muhafızlar dizginlerini ve kırbaçlarını kullanarak onları tekrar yola sokmuştu.

************

19. yüzyıl Fransa sının toplumsal ve ekonomik sefaletini anlatan ve seçkin sınıfın eleştirisinin yapıldığı roman.

******

İki Şehrin Hikâyesi, Charles Dickensın Fransız ihtilali yıllarında kaleme aldığı, ilk satırlarından itibaren merak ve korku dolu sahnelerle okuyucuyu kitaba bağlayan en önemli eserlerinden biri.Dickens, bu eserinde Londra ve Parisin yaşadığı açlık, sefalet, hüzün ve kederi tüm açıklığı ve acımasızlığı ile ortaya koyuyor. Eser, mutlaka okunması gereken bir Dickens romanı.

******

Hiçbir erkek bir kadını sevip kaybettikten sonra, duygularında değişiklik olmadan onu birinin eşi, bir anne olarak pek görememiştir. Ne var ki Lucienin çocukları Sydneye garip bîr yakınlık gösteriyorlardı; içlerinden gelme bir acıma duygusu vardı onlarda. Bu da gizli duygulara kimbilir nasıl dokunuyor! Bunu hiçbir yankı anlatmıyorsa da bu bir gerçektir, burada da öyleydi. Sydney Carton Küçük Lucienin o yumuk ( kollarını açtığı ilk yabancıydı, kız büyüdükçe de Sydney Carton yerini elde tuttu. Küçük oğlanda hemen son dakikasına kadar ondan söz etmişti. Zavallı Carton! Benim yerime öpün onu...

************

Dickens, bu eserle Fransız Devriminden yaklaşık yetmiş beş yıl sonra, daha önce bir kez denediği tarihsel romana dönüş yapar. İngiltere adasının karşısındaki Fransada, 19. yüzyılın hemen öncesinde cehennem bir süreliğine yeryüzünde kurulmuş gibidir. Dickensa göre devrimi Fransaya davet edenler, özellikle imtiyazlarını bencilce değerlendiren, üretimden kopuk, suça batmış, insafsız, asalak Fransız aristokratlarıdır. Tarihe ve devrime bu bakışıyla, İngilteredeki aristokratların ve muhafazakâr... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
5 kişiden, 5 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
Profil Resmi
10 puan

Kitabı okurken kahramanı hep başkalarında aramışım, ne yazık etmişim. Sydney Carton övülesi bir karakter gerçekten, iyiye gidişi, fedakarlığı, ölümsüzlüğü çok güzel bir biçimde temsil ediyor. Benim için unutulmayacak karakterlerden biri. Öte yandan Therese Defarge da unutmayacağım, hep yüz buruşturarak hatırlayacağım karakterlerden biri. Dickens İhtilal öncesi ve sonrası Paris'ini, halkın açlığını, kederini, aristokratların halka işkencelerini ve cumhuriyetçilerin kana olan susuzluğunu öyle açık anlatmış ki, bu zamana kadar sevdiğim Fransız İhtilali'ne bile şüpheyle bakmaya başladım. Okunması gerekiyor, Charles Dickens her zamanki gibi muhteşem.

9 yıl, 2 ay
3 kişiden, 3 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
6 puan

Kitapta bir bayan Defarge var ki, ne zaman örgü örsem aklıma gelir :)

11 yıl, 10 ay
3 kişiden, 3 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
10 puan

Akıcı,sürükleyici ve şaşırtıcı
Tüm zamanların en iyisiydi, belki de en kötüsü... Bilgeliğin çağıydı. Aptallığın çağıydı, inançların dönemiydi, inançsızlığın da...
Dickens İki şehrin hikayesin de 1789 Fransız ihtilali öncesi ve sonrasında Londra ve Paris şehirleri arasında kesişen hayatları, aşkı, nefreti, intikamı ve fedakarlığı konu alıyor.
Dickens’a göre devrim öncesi Paris de acı egemendi. Bir yandan açlıkla, sefaletle mücadele eden halk, diğer yandan lüks yaşamlarıyla keyif süren asilzadeler. Ve öyle bir zaman geliyor ki, asilzadeleri o kocaman duvarlı sarayları bile koruyamaz olur. Fransız ihtilali ile halk asilzadelere karşı ayaklanır. Ancak intikam duygusuyla asilzadelere karşı kışkırtılan halk haklı, haksız ayırt etmeden bir çok insanı giyotine gönderir. İntikamı uğruna küçük bir çocuğun bile giyotine gönderilmesi isteyen kadın bana şunu hatırlattı: nefret nefreti, şiddet şiddeti doğurur..
Bence hikayenin asıl kahramanı hikayenin sonunda karşımıza çıkıyor. Sydney Carton'ın karşılıksız aşkı için yaptığı fedakarlığı asla unutmayacağım.
Klasikleri okumayı sevenlerin mutlaka okuması tavsiye edeceğin bir başyapıt. Mutlaka okuyun.

6 yıl, 1 ay
2 kişiden, 2 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
9 puan

Sonuna kadar klasik olmayı hakeden,klasik eserleri sevenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap.
Karaketerler,kurgu,hikaye herşey çok güzel ama karakterlerden biri var ki beni kendine aşık etti.Sdney Corton,ne kadar sarhoş,umursamaz gibi görünsede aslında duygusal,içine kapanık bir avukattır.Ayrıca arka planda kalmayı seven,davalarda kilit noktaları bulabilen zeki bir avukattır.Her ne kadar bunu kimse bilmese de.

Ayrıca aşıktır ve bunun için neler yapabileceğini kitabın sonunda da görebiliyoruz.

11 yıl, 7 ay
2 kişiden, 2 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
8 puan

İç sızlatan aynı zamanda etkileyici bir tarzın mükemmel örneği ..

10 yıl, 11 ay
2 kişiden, 2 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
8 puan

" Yirmi yıl önce çocukluğumu hatırlamazdım; ama şimdi aksine çok iyi hatırlıyorum, çünkü insanlar bir daire içindeler yaşadıkça başladıkları noktaya geri dönüyorlar." Kitaptan bir alıntı.
Kesinlikle okunması gereken bir klasik.Kitabın sonu için zaten yorum yapmak bile gereksiz.

2 kişiden, 2 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
10 puan

İki Şehrin Hikayesi en sevdiğim eserlerden biridir. Hele başlangıç cümlesi beni en çok etkileyen cümledir. Herhalde bu cümle ile rekabet edecek tek cümle William Shakespeare'in Hamlet'in "Olmak ya da olmamak" olabilir diye düşünüyorum.

Romandaki parlak ama istikrarsız sarhoş avukat Sydney Carton karakteri gibi aşkının mutluluğu için kendini feda eden bir erkek karakter edebiyat tarihinde sanırım yoktur. Ya da ben okumadım veya hatırlamıyorum. Böyle bir adam gerçek hayatta var olamaz. Charles Dickens'ın bir erkek olarak böyle bir karakter yaratması ise inanılmaz. Önünde şapka çıkarmak lazım.

18. yüzyıl Londra ve Paris'inin anlatıldığı kitapta. 1789 Fransız ihtilalindeki Jacobenlerin kan dökme merakını, ihtilal ortamında her zaman yapılan haksızlıkları çok iyi gözler önüne seriyor.

Bu kitabı okumayanlara tavsiye ederim.

9 yıl, 5 ay
2 kişiden, 2 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
10 puan

Fransız halkının yüzyıllarca uğradığı haksızlıklar nedeniyle tabanlarında birikmiş öfkelerinin, nefretlerinin, kinlerinin yer kabuğunu patlatırcasına devasa bir güçle ezen kesime karşı patlaması sonucu değişen güç odaklarının muhteşem hikayesi. Bu hikaye de kahramanlar, kahramanların hayatları, yaşama karşı duruşları ve onlarla ilgili her detay, her bilgi objektif verilmiş. Yıllarca ezilmişliğin, sefaletin içinde köle gibi çalıştırılan, hakkın ve hukukun onlar için hiç işlemediği bir hayatta İster Fransız halkının içinde bulunduğu psikolojiyi de dikkate alarak katliama dönen devrimi haklı gör, istersen bu katliamlar arasında masum belki binlercesinin giyotine götürülüşüne hak vermeyerek karşı çık. Albert Camus'un "Başkaldıran İnsan" da dediği gibi "Sınırsız özgürlükten yola çıkarak sınırsız zorbalığa geldim" . Her devrim aslında kendi DİKTATÖRÜNÜ yaratırken ya kötülüğün acısını çekerek ona hizmet etmek ya da ilkelerin haksız olduğunu, halkın ve insanların suçlu olduklarını kabul etmek gerekir. Tarihin içinden objektif niteliğiyle koparılıp alınan bu hikayede her şey çift taraflı. Her karakterin hayatı o anki koşullara göre sorgulanmalı. Her karakter tarihin canlı dokusu. Canlı sesi, canlı acısı... Ve kurulan bu "Cumhuriyet"in işte bizdeki gibi gökten inmediğinin muazzam hikayesi... Kanlarında boğula boğula kurdukları bu Cumhuriyetin hikayesini herkese şiddetle tavsiye ederim. Bu, ders almasını bilen özgürlük arayışındaki tüm insanlığın tarihidir.

8 yıl, 5 ay
2 kişiden, 2 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
9 puan

"Güneş hüzünlü hüzünlü yükseldi; güneşin üzerine vurduğu hiçbir şey, sahip olduğu yetenekleri ve güzel duyguları kullanma becerisinden yoksun, kendi yararı ve mutluluğu için bir şeyler yapmayı beceremeyen, dahası bu feci halinin farkında olan ve bu feci halin onu tüketmesi pahasına kendinden vazgeçen bu adamdan daha hüzünlü değildi." ..

👆Bir karakter ancak bu kadar güzel sözlerle anlatılabilirdi..
Öncelikle yaptığı fedakarlık karşısında Sydney Carton 'ın önünde saygıyla eğiliyorum. 🙏

Fransız ihtilalinin öncesi ve sonrasının konu edildiği #roman üç bölümden oluşuyor. İlk iki bölümde birbirinden bağımsız olan karakterleri tanıyoruz.Bazen kafamız karışıyor "Neden karakter hakkında bu detayları okuyoruz " demekten kendimizi alamıyoruz. Ama yazar üçüncü bölümde karakterlerin yolunu öyle bir kesiştiriyor ki yazara şapka çıkarıyor ve bu kitaplara neden klasik dendiğini anlıyoruz.
..
İnsanın mevcut gücü ele geçirdiğinde ne kadar vahşileşebileceğini tüm ayrıntıları ile anlatan, iyinin kötüye, kötünün iyiye dönüştüğü etkileyici bir roman.
..
Sydney Carton'ın yaptığı fedakarlık yolunda ilerlerken yazarın "eğer söyleyebilseydi " dediği bölüm en mükemmel bölümdü. Bu fedakarlık sadece platonik bir aşk için değil aynı zamanda bir ülke için yapılmış fedakarlıktı.

4 yıl, 11 ay
1 kişiden, 1 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
9 puan

dönemin ekonomik, kültürel, sosyal sorunlarına değinen kitapta İngiltere ve Fransa arasındaki çatışmayı tüm çıplaklığıyla gözler önüne serer. Çeşitli tesadüflerden örülü romantik dili okuyucuya tıpkı Victor Hugo'nun Sefiller isimli romanındaki kurguyu anımsatır. Romantik ve reailst unsurlar barındıran bu eser dönem kuoşullarını okuyucuya aktarırken çarpıcı betimlemeler yapar. Tüm bunlar dikkate alındığında okunmak istenilecek bir kitaptır. HER DAİM.

10 yıl, 10 ay
2 kişiden, 1 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
4 puan

Tasvirlere aşırı yüklenmesi, olaylardan çok görsel ayrıntılara önem vermesi benim dikkatimi dağıttı.

10 yıl, 10 ay
1 kişiden, 1 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
Profil Resmi
9 puan

Bence gerçek bir klasik.Yarısından sonra daha da akıcı ve heyecanlı oluyor.

10 yıl, 7 ay
1 kişiden, 1 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
Profil Resmi
10 puan

Charles Dickens benim için çok özeldir. Her kitabını ayrı bir sevgiyle okurum. Ama İki Şehrin Hikayesi'nin yeri bir başka. İlk okuduğum Dickens kitabı. Sonunda hüngür hüngür ağlamıştım. Sevgi, fedakarlık ve insan ilişkileri üzerine harika bir yapıt.

10 yıl, 2 ay
1 kişiden, 1 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
Profil Resmi
10 puan

Çok güzel bir kitaptı.

10 yıl, 1 ay
1 kişiden, 1 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
8 puan

Akıcı,sürükleyici,şaşırtıcı...
Klasik olmayı hak ediyor.

10 yıl, 1 ay
1 kişiden, 1 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
8 puan

Bir klasiğe göre gayet iyi bir kitaptı.

9 yıl, 10 ay
1 kişiden, 1 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
Profil Resmi
5 puan

Kİtabın konusu güzel ama akıcı olmamakla beraber karışık bir kitap.

9 yıl, 10 ay
1 kişiden, 1 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
9 puan

Okuduğum en başarılı romanlardan biri. Hem o dönemin tarihi olaylarının sürükleyici ve akıcı bir şekilde ele alınması ve bununla beraber (bana göre) aşk ve fedakarlık hikayesinin birleştirilmesi bu kitabı daha da cazip hale getirmiş. Sonu her ne kadar benim için hüsran dolu bitmiş olsa da bu şekilde bitmese kitabın asıl amacına da ulaşamayacağını da düşünüyorum.

9 yıl, 6 ay
1 kişiden, 1 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
7 puan


Batı medeniyetinin medeniyet olabilme adına yaşadığı kanlı süreci ustaca dile getirmiş yazar, o toplumların böylesi aydınları olmasaydı şimdi bu seviyede
olabilirler miydi sorusu geliyor insanın aklına..

Kanlı Fransız İhtilalini ve İngiltere ile aralarındaki çatışmayı, iki şehrin o dönem yaşadığı açlık, sefalet ve kederi; aşk, sevgi, merhamet ve güven duyguları ile yoğurulmuş karakterlerle işleyen yazar ihtilalin getirdiği korku, öfke, dehşet, giyotin, bileği taşı acımasızlıkları da gözler önüne seriyor. Ve her devirde olduğu gibi "Her sistem, kendinden öncekini tarihten silmek için ölümüne çaba gösterir." fikrini empoze ediyor bize..

Bu kitapta yaşanan iki duygu silsilesinde kendi kendime evet insanoğlu dedim. Birincisi; "itilmiş insanların nasıl sınırsız öfke ile dolabildiklerini, eline yetki geçen herkesin nasıl zalimleşebildiği" ki bu bana Barda filminihatırlatır her zaman..İkincisi ise aşk uğruna giyotine kurban verilen Sidney :( Bir adam düşünün eskiden aşık olduğu kadının eşi idama mahkum edildiğinde sevdiği kadın kocasının acısıyla nasıl baş edecek diye o üzülmesin diye kocasının yerine geçip kendisi ölümü seçiyor.Tamam Bayan Defarge'yi öldürme isteğini çok şiddetli yaşıyorsunuz ama bir yandan da aşka bir kez daha inanıyorsunuz. Sydney Carton'ın yaptığını kim yapabilir ki.

Kitaptan altını çizdiklerim:

- Nefret; Fransız kadınının kalbini taşlaştırmış, İngiliz kadının ise kalbini cesaretle doldurmuştu.

- İntikam için uzun zaman gereklidir.

- İnsanın kaderinde ne varsa,o olacaktır.

- Sönmeye başlayan neş'e ateşini dostluk yelpazesi ile alevlendir,bana da şu gül renkli şarabı sun ve gül renkli şarabın tesiriyle sarhoş olduktan sonra varsın içinde yaşadığımız dakika saadetten uzak olsun

- Yaşamak için her şeyimiz vardı, yaşamak için hiçbir şeyimiz yoktu...

- Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü...

- Tanrı: Ben hayat verenim ve yeniden diriltenim, bana inananlar ölmüş olsalar dahi tekrar yaşayacaklardır. Yaşayan ve inananlar ise hiçbir zaman ölmeyeceklerdir. ölmek üzere olan aşığın son sözleri.


8 yıl, 1 ay
1 kişiden, 1 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
8 puan

Şimdiye kadar okuduğum en etkileyici klasik diyebilirim.Kesinlikle hikayede,olaylarda herşeyiyle bana hitap etti.Karakterler,kendilerini anlatış biçimleri çok hoşuma gitti.Şimdilik favori klasiğim kesinlikle İki Şehrin Hikayesi.

8 yıl, 8 ay
1 kişiden, 1 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
Profil Resmi
8 puan


Fransız Devriminin en iyi anlatildigi eserlerden birisi. Donemin ruhu okuyucuya başarılı bir sekilde hissettirilmis. Kurgu da gayet başarılı ancak Romantizmin etkisiyle tesadufler ve duygular biraz abartilmis. Genel olarak Fransiz Devrimini iyi anlatmis bir ask ve tarih romanı. Kesinlikle bir klasik.

7 yıl, 7 ay
0 kişiden, 0 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
10 puan

Charles Darneyle tanışmadıysanız geciktirmeyin.

6 yıl, 6 ay
0 kişiden, 0 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
7 puan

http://moonlightcat13.blogspot.com/2016/06/iki-sehrin-hikayesi-charles-dickens.html

6 yıl, 9 ay
0 kişiden, 0 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
4 puan

Klasikleri çok fazla eleştirmekten hoşlanmam ama çok zor okuduğum birkitap oldu benim için. Giriş cümlesinin gazıyla merak ettiğim ve o giriş cümlesi dışında aklımda çok fazla yer edemeyen bir kitap.

10 yıl, 4 ay
0 kişiden, 0 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
10 puan

benim için en değerli kitaplardan biri, ağlatmayı başaran

10 yıl, 7 ay
0 kişiden, 0 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
Profil Resmi
8 puan

Sonlara doğru nasıl noktalanacağını tahmin ediyorsunuz ama yazar ilk başlarda verdiği ince detayları kitabın sonlarında tekrar gün yüzüne çıkarıyor büyük bir ustalıkla. Sırf bu nedenle dahi okunması gereken bir kitap. Edebi üslup olarak daha iyi olabilirdi fakat edebi zekası tartışılamayacak güzellikte. Yine değişik bir konu dediğim kitaplardan

10 yıl, 6 ay
0 kişiden, 0 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
Profil Resmi
9 puan

bu kitabı okuyun! Dünyada olup bitenleri daha iyi anlayacaksınız.

8 yıl, 1 ay
0 kişiden, 0 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
Profil Resmi
10 puan

sydney carton a aşık olmustum

10 yıl, 3 ay
0 kişiden, 0 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
Profil Resmi
8 puan

Güzel bir kitap ve insana merak uyandıran bir kitap olduğu için elinden bırakmamk istemiyorsun

10 yıl, 2 ay
0 kişiden, 0 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
8 puan

"It was the best of times and the worst of times..."

10 yıl, 2 ay
0 kişiden, 0 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
10 puan

Gerçek bir klasik

0 kişiden, 0 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
Profil Resmi
8 puan

Kitapta kapitalizme karşı eleştirisel tavır, aşk, fransız devrimi anlatılıyor. Fransanın niçin özgürlüğü aradığını gizlice anlatmış. Çok başarılı.Herkese tavsiye ederim

0 kişiden, 0 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
Profil Resmi
10 puan

ÇOOK beğendiğim, kesinlikle harika bir kurguya sahip olan, sonu müthiş biten, gizem dolu ama bir o kadar da net olan, olağanüstü bir kitap. Kitap değil BAŞYAPIT!

0 kişiden, 0 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
Profil Resmi
8 puan

Güzel kitapmış beğendim.

9 yıl, 11 ay
0 kişiden, 0 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
Profil Resmi
7 puan

okunası klasiklerden...

9 yıl, 11 ay
0 kişiden, 0 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
10 puan

Gerçek bir klasik.. bugüne kadar neden ertelemişim bu mükemmel kitabı bilmiyorum ama müthiş etkileyiciydi..

9 yıl, 11 ay
0 kişiden, 0 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
Profil Resmi
8 puan

aşk, heyecan , fedakarlık....
okunmalı..

9 yıl, 11 ay
0 kişiden, 0 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
8 puan

Finali olmasa sıradan bir kitap olurdu.

5 yıl, 6 ay
0 kişiden, 0 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
8 puan

Son yüz sayfasındaki sürükleyiciliğin yanında Fransız İhtilali döneminde Paris'in durumu ve insanların tutumu hakkında fikir edinmek için okunabilecek bir 'klasik'.

9 yıl, 9 ay
0 kişiden, 0 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
10 puan

yaktı kavurdu, iz bıraktı...

9 yıl, 10 ay
0 kişiden, 0 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
8 puan

Başından itibaren merak uyandırıyor. Sürükleyici, heyecan verici bir kitap.

9 yıl, 4 ay
0 kişiden, 0 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
6 puan

Bendeki anonim yayın evine ait olanıydı.. Birisi o yayın evine editörlüğe gitsin. İlkokul mezunu olması yeter. Yapılan imla ve anlatım hatalarının haddi hesabı yok.

9 yıl, 9 ay
0 kişiden, 0 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
7 puan

Gelişme kısmında sıkıldığım yerler olsada anlatım tekniğinin ve sonuç bölümünü çok beğendim. Rahat okunan klasiklerden.

9 yıl, 7 ay
1 kişiden, 0 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
4 puan

Kitaba tam anlamıyla konsantre olamadım. Şimdiye kadar yarım bıraktığım ilk kitap. Çevirisini de beğenmedim.

9 yıl, 2 ay
0 kişiden, 0 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
Profil Resmi
10 puan

Çok etkileyici bir eser. Fransız İhtilali'ni farklı karakterlerden ve yönlerden görmeyi sağlıyor.
Bir o kadar da içli karakterler barındırıyor içerisinde. Sydney Carton, Bayan Pross, Bay Lorry çok değerli, fedakâr ve vefalı şahsiyetler olarak karşımıza çıkıyor ve insanın dünyaya güvenini tazeliyor...
Okunması ve üzerinde düşünülmesi gereken bir eser.

6 yıl, 8 ay
0 kişiden, 0 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
Profil Resmi
8 puan

Eğer yüz temel eser okumak zorundaysanız tavsiye ederim.

9 yıl, 7 ay
0 kişiden, 0 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
9 puan

çok güzel... zavallı Sydney :(

9 yıl, 4 ay
0 kişiden, 0 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
Profil Resmi
9 puan

''Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü...'' diye başlayan efsane kitap.

9 yıl, 7 ay
0 kişiden, 0 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
Profil Resmi
10 puan

tam bir klasik..ben çok beğenmiştim

9 yıl, 7 ay
0 kişiden, 0 kişi bu değerlendirmeyi beğenmiş
5 puan

Temel eserlere her zaman saygım sonsuzdur ama bu kadar sıkıla sıkıla bir kitap okuduğumu hatırlamıyorum.

9 yıl, 6 ay

Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski