Hiç Umudum Yokken

“Julie Garwood güzel kadın kahramanların cesur erkekleri yanına çektiği gibi okuyucuları cezbediyor.”

-USA Today



New York Times’ın çok satanlar listesine giren, kalp atışlarınızı hızlandıracak bu romanda, Julie Garwood özgürlüğü için mücadele etmeye kararlı, aşkın nadir ve beklenmedik hediyesiyle hayatı değişen genç bir kadının görkemli hikâyesini zekice kaleme alıyor.



Leydi Johanna dul kaldığı haberini alınca bir daha asla evlenmeyeceğine yemin etmişti. Henüz on altı yaşındaydı ama şimdiden ona bakanları etkileyen güzellikte altın saçlara ve güçlü bir iradeye sahipti. Fakat Kral John tekrar evlenmesini emredince her şey değişti. Sadık üvey kardeşinin bulduğu damat adayı ise yakışıklı İskoç savaşçı Gabriel MacBain’di.



Johanna ilk başta ürkekti ama Gabriel paylaşacakları muhteşem zevkleri ona nazikçe gösterirken, birbirlerine âşık olmaya başlayacaklardı. Çok geçmeden bütün Kuzey İskoçya klanı da haşin ve cesur lordlarının kalbini ona tamamen teslim ettiğini anlayacaktı. Ancak hiçbir mutluluk bedelsiz kazanılmazdı elbette. Korkunç bir kraliyet entrikası Gabriel’i karısından ayırmakla tehdit ettiğinde ikisi de birbirleri için savaşacaklardı.



"Dua etmeliyim," diye fısıldadı. "Kocam öldü. Dua etmeliyim."

Gözlerini kapatıp ellerini birleştirdi ve nihayet duasına başladı.

"Teşekkür ederim, Tanrım. Teşekkür ederim, Tanrım. Teşekkür ederim, Tanrım."

“Julie Garwood güzel kadın kahramanların cesur erkekleri yanına çektiği gibi okuyucuları cezbediyor.”

-USA Today



New York Times’ın çok satanlar listesine giren, kalp atışlarınızı hızlandıracak bu romanda, Julie Garwood özgürlüğü için mücadele etmeye kararlı, aşkın nadir ve beklenmedik hediyesiyle hayatı değişen genç bir kadının görkemli hikâyesini zekice kaleme alıyor.



Leydi Johanna dul kaldığı haberini alınca bir daha asla evlenmeyeceğine yemin etmişti. Henüz on altı yaşındaydı ama şimdiden ona bakanları etkileyen güzellikte altın saçlara ve güçlü bir iradeye sahipti. Fakat Kral John tekrar evlenmesini emredince her şey değişti. Sadık üvey kardeşinin bulduğu damat adayı ise yakışıklı İskoç savaşçı Gabriel MacBain’di.



Johanna ilk başta ürkekti ama Gabriel paylaşacakları muhteşem zevkleri ona nazikçe gösterirken, birbirlerine âşık olmaya başlayacaklardı. Çok geçmeden bütün Kuzey İskoçya klanı da haşin ve cesur lordlarının kalbini ona tamamen teslim ettiğini anlayacaktı. Ancak hiçbir mutluluk bedelsiz kazanılmazdı elbette. Korkunç bir kraliyet entrikası Gabriel’i karısından ayırmakla tehdit ettiğinde ikisi de birbirleri için savaşacaklardı.



"Dua etmeliyim," diye fısıldadı. "Kocam öldü. Dua etmeliyim."

Gözlerini kapatıp ellerini birleştirdi ve nihayet duasına başladı.

"Teşekkür ederim, Tanrım. Teşekkür ederim, Tanrım. Teşekkür ederim, Tanrım."


Değerlendirmeler

değerlendirme
9 puan

Julie Garwood okumayı çok özlemişim. Kendini bilen yada bulan güçlü kadın karakteri ile her zaman sert acımasız görünen ama doğru adamları kitaplarında gördüğümüz yazar yine bizi şaşırtmıyor bence...

9 puan

Julie garwood kitaplarına bayılıyorum. Enteresan gelsede epeyce güldüğüm bir espiri anlayışı var ve beni tarihi olayları araştırmaya yönelten bir anlatmı var bu kitapta da kral john dönemini çok merak ettim. Ve tabiiki aşk a bakış açısıda çok sevimli koşulsuz aşk gerçek hayatta az rastlansa da kitaplarda bol bol okumak oldukça keyifli.

10 puan

https://illekitap.blogspot.com/2018/11/julie-garwood-hic-umudum-yokken.html

Allah'ım nasıl da özlemişim senin kurgularını... Resmen dönem dönem Garwood kalemine aşeriyorum ve ne yazık ki Epsilon o kadar geç çıkarıyor ki kitaplarını ölmeden büyük kitaplarını okuyabilirsek kendimi çok şanslı sayacağım .

Klasik bir Garwood kitabıydı... yine muhteşem bir kurgu, yine muhteşem olay döngüsü, muhteşem bir aşk, muhteşem bir diyaloglar ve aşık olunası İSKOÇLAR :)

Şimdiye kadar bu kitap dahil 16 kitabını okuduysam bu yazarı ne kadar çok sevdiğimi anlamışsınızdır diye düşünüyorum. Zaten historical romans severler için bu kadın kraliçelerimizden biri. Dolayısıyla bu türü sevip de bu yazarı tanımayan yoktur. Hem historical hem de günümüz romans kitaplarında muhteşem kurgular yarattığı bir gerçek.

Birçoğumuzun aşık olduğu İskoç'ların yazarlarından biri olan Garwood, her kitabıyla bir öncekinden daha güzel kurgularla karşımıza çıkıyor. Bu seferde yine bambaşka bir kurguyla karşımıza çıktı ve bir kez daha okurlarını tatmin etti diyebilirim. En azından beni etti, kitaplarını ne kadar özlediğimi hissettirdi ve içimde hissettiğim hasreti sonlandırdı. Arada bir elimize herhangi bir kitabını alıp okumamız gerektiğini de anladım açıkçası. Çünkü içimdeki okumama isteğini hızla uçup yok ediyor bu kadının kitapları.

Kısaca kitabın konusundan bahsetmek gerekirse; Leydi Johanna çok genç yaşta evlendiği Baron'dan şiddet görüp hayatına esaret altında geçirirken bir gün aniden duyduğu kocasının ölüm haberiyle rahatlar ama o hissettiği rahatlama o kadar da uzun sürmez çünkü Kral John'un onun için bambaşka planları vardır. Johanna'nın kardeşi Nicholas, kız kardeşine yardım edebilmek adına bir İskoç beyi olan Gabriel MacBain ile anlaşma yapıp ikisinin evlenmesini ayarladığında kardeşinin güvende olacağını biliyordu. Ama aşkın bu kez Johanna'nın kapısını çalacağını belki de tahmin etmemişti.

Johanna'nın sahip olduğu toprakları onunla evlenerek sahip olabileceğinin farkında olan Gabriel, genç kadının güzelliğinden, saf kalbinden ve içinde kimsenin bilmediği iyilik ve cesaretten etkileneceğini hiç hesaba katmamıştı. Üstelik onun gayri meşru oğlu Alex'e de kol kanat gereceğini ve annesi olabileceğini ise hiç düşünmemişti.

Gabriel, hem kendi klanı MacBain'leri hem de lordu olduğu MacLaurin'lerin anlaşmazlıklarını ve uyum sağlayamama durumları ile baş ederken hem de zamanında Johanna'nın ilk kocasının yok ettiği bir köyü toparlamaya çalışmakla meşgulken kimsenin farkına bile varmadan hayatlarına aldıkları Johanna'nın onlara böylesine bir yardım eli uzatacağını düşünmemişlerdi.

Kitapta en çok hoşuma giden şey Alex ve Johanna arasındaki duygusallıktı. Gabriel'in bile bir aile hayali olmamasına rağmen gençlik hayallerini aptalca bulup bu hayalden vazgeçmesine rağmen buna sahip olabilmiş olmasını hayranlıkla izlemesi de çok güzeldi.

Johanna'nın MacBain ve MacLaurin'lerle girdiği tartışmalar ve birbirlerini anlamamaları falan çok eğlenceliydi. Hatta bir ara onların yemek masasındaki gürültülü ve nezaketten yoksun hallerine karşı verdiği tepki süperdi. O satırlar su gibi aktı ve nasıl gitti anlamadan onlarca sayfayı çevirmeme neden oldu.

Kitabın sonunda Johanna'nın yaptığı muhteşemdi ama daha da muhteşemi ise Gabriel ve adamlarının yaptıklarıydı. Bu kadın her kitabının sonunda böyle bir vurgun yapacak ve biz okurların ayaklarını yerden kesecek bir son yazıyor olmasını memnun ediyor. Hatırlıyor musunuz Ian ve Jamie'deydi sanırım bütün klan beyleri toplanıp değerli eşyalarını fırlatıyorlardı falan bunda da Baronlara karşı yapılan o son saldırı aynı oranda muhteşemdi.

Johanna'nın zekice kurguladığı Clare vakasını hayranlıkla okudum ve içimden bir ses Nicholas ve Clare'in çok mutlu olacaklarını söylüyor ki keşke onların da bir kitabı olsa okusak... var mı bilmiyorum araştıracağım ama varsa Epsilon dilerim çevirip bizim önümüze koyar yoksa da biz kendimizce bir son yazarız onların hikayelerine ;)

Aslında kitaba dair söylemek istediğim çok fazla yer var ama ne yazık ki kendime engel olup söylemiyorum çünkü spoiler vermek istemiyorum. Ancak şunu söylemeliyim ki cidden klasik bir Garwood kitabıydı ve onun kitaplarını ne kadar özlediğimi bana hissettirdi. Ah bir de İskoçları özlediğimi :)

Neyse çok uzatmayayım, ben kitaba bayıldım. Yavaşlamış olan okumamı tekrar hızlandırdı ve şunu söylemeliyim ki iki günde bitirdim kitabı, sayfalar su gibi aktı.

Historical romans severlere tavsiye ederim, hiç denememiş olanlara da bu yazarı asla es geçmemeliler :)

10 puan

http://birumuthayal.blogspot.com/2018/08/julie-garwood-hic-umudum-yokken.html

Ahhhhhh ahhhh, bir ah çekiyorum..

6 puan

Beklenti yüksek olunca beğenmek daha zor oluyor sanırım.

http://oldgirlsontheblog.blogspot.com/2018/10/julie-garwood-hic-umudum-yokken.html

10 puan

Gabriel MacBain hem kendi destekçilerinin hem de kendisine sığınan MacLaurin klanının lordudur. Uzun, iri, güçlü, acımasız görünüşlü bir savaşçıdır. İngiliz Baron Nicolas ile savaşta birbirlerine destek olmuştur. Toprakları artık Nicholas'ın kız kardeşine aittir. Nicholas oraya Gabriel istese de istemese de akraba olmak için gelmiştir. Gabriel'den kız kardeşi ile evlenmesini ister. Evlenmese kral John kardeşini kötü olan bir baron ile evlendirecektir. Bu baron ile evlenirse baron sürekli oraya adamlarını gönderecek ve MacBain İngiltere ile sürekli savaş halinde olacaktır. Topraklara saldırılmış neredeyse her yer yok edilmiştir. Nicholas'ın kardeşi Johanna ile evlenirse topraklar yasal olarak Gabriel'in olacak kralda onu rahat bırakacaktır. Kralın gözü Johanna'nın üzerindedir. Özel odada, misafirsiz, günlerini korku içinde geçirmesini sağlar. Bu yüzden Nicholas kardeşinin İngiltere'den uzaklaşmasını ister. Gabriel ile evlenmesi de tek çaresidir. Kralda Johanna'nın İngiltere'den gitmesini ister bu yüzden evliliğe heveslidir. Ayrıca Johanna bir sır biliyordur ve Kral John geçmişteki günahlarının yakasına yapışmasını istemez.
Gabriel ise kendisine ait olanı ister. Topraklarını geri almak için cadaloz, inatçı bir kadınla bile evlenmesi gerekiyorsa yapacaktır. Annesi babasının kim olduğunu bilmese de kendisinin olduğunu düşündüğünü söylediği için sahiplendiği bir oğlu vardır bu yüzden kısır olduğunu düşündükleri Johanna ile evlenmeyi kabul eder.

Leydi Johanna genç, güzel bir kadındır ve genç yaşta dul kalmıştır. İri, yakışıklı savaşçıyı ve devasa köpeğini görünce evlenmeyeceğini söylese de ikna edilir ve çok geçmeden evlenirler. Gabriel'in de eski kocası gibi bir canavar olmasından korkar. Eski kocası yavaş ve sinsice karakterine saldırmış, içindeki ışığı tüketmiştir. Mücadele edince de dayaklara başlamıştır. Fakat güçlü bir kadındır ve yoluna çıkan her şeyle mücadele etmeye hazırdır. Yeni evinde ilk kocasının yok ettiklerinden dolayı kendisine karşı olan birçok kişi olsa da yıllar sonra ilk kez korkusuz yaşamaya başlar. Kocası onu güvende tutmak için sürekli emirler verip, bir şey yapmasına izin vermez ve sürekli dinlenmesini ister. Peşinde hep bir adamla gezdiği günlere alışmaya, huzur dolu günler geçirmeye başlar. Narin, çekingen, korkak kadın çok yol alır ve kendini güvende hissetmeye, kendine güvenmeye başlar. Eskiden kasvetli, mutsuz olan hayatı değişir. Gabriel hayatına girince mutluluğun ne olduğunu öğrenir ve kocasına aşık olur. Gabriel'de karısı hayatına girince düşünceli davranmaya başlar, kalkanlarını unutur. Hayatının aşkını bulur geçmişte hayalini kurduğu aileye sahiptir artık.

MacLaurinler ve MacBainler huzur içinde yaşamayı öğrenemez. Onlar ile ilgili problemleri çözmüşken yeni problemler ortaya çıkar. Kral John'un abisi oğlu Arthur doğmadan ölmüştür ve birçok baron Arthur'un kral olması gerektiğine inanır. Arthur öldürülmüştür ve Johanna'nın bu konuda bildikleri sıkıntıya sebep olur. Tüm bunlar yetmezmiş gibi Johanna'nın ilk kocası ölmemiştir. Çıkan tüm karışıklıklara rağmen ikili mutlu sona kavuşur.

Yazarı okumayı çok özlemişim. Yazarın yine harika bir kitabı daha. Johanna harikaydı yaptıklarını, maceralarını keyifle okudum.


Baskı Bilgileri

Karton Cilt, 520 sayfa
Temmuz2018 tarihinde, Epsilon Yayınları tarafından yayınlandı


ISBN
6051734392
Dil
Türkiye Türkçesi

Etiketler: historical romance

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

inci Okuyan K. hafize sibelmert firat
17 kişi

Okumak İsteyenler

ranayıldız Lulu Marley gizem_mi
3 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski