Oniks (Lux, #2)

10 puan

İşte Lux Serisinin 2. kitabı Oniks'te bitti... Bu kadının kaleminden olan kitapların nedense bitmesini istemiyorum :)

Obsidiyen'i okuduktan sonra Oniks'in hemen çıkmasını istemiştim ama çıktığında da alıp okumam pek mümkün olmadı derken bir baktım Opal'de çıkmış :) Bunu fırsat bilip ikisini de aldım peş peşe okuyacak olmanın verdiği bir tatmin hissiyle Oniks'i bitirdim.

Genelde serilerde hep bir önceki kitap bir sonrakinin yanında sönük kalır...bir sonraki daha cazip ve olaylı ve içine çeker şekilde olur ya da ben öyle hissediyorum. Ancak bunda öyle bir şey hissetmedim. Obsidiyen'i okurken de Oniks'i okurkende hep aynı seviyede, aynı akıcılıkta sürükleyicilikte ve aynı olaylı döngüde ilerlemesi beni oldukça memnun etti. Ki Opal'de de aynısı olacağından eminim.

Öncelikle yazarın kalemine kısaca değineyim... Hani yeni takipçilerimiz varsa ve henüz Jennifer'ın kalemiyle tanışmadılarsa kısa bir bilgi olur :) Yazarımız fantastik aşk yazıyor bu seride ve oldukça akıcı, sürükleyici sadece yormayan su gibi biten, okurken zevk aldırıp olayları içine girdiğiniz ve tamamen o dünyada yaşadığınız bir kalemle yazıyor kitaplarını... Hatta bütün yaş ortalamasına hitap ediyor da...

Oniks kitabı Lux serisinin 2. kitabı.İlki Obsidiyen ve 3. kitap ise Opal... 4. kitap henüz çıkmadı ama DEX'in bizi fazla bekletmeyeceğini umuyorum. Seri Lux gezegeninden gelmiş uzaylı bir yakışıklı ile normal bir insan kızın arkadaşlığı,aşkını konu alıyor... Zaman zaman eğlenirken zaman zaman da sinir olabilir ve hatta adrenali damarlarınızda hissettiğiniz bile oluyor.

Şimdi kitaba bu kadar değindikten sonra kitap içeriğine giren bir yoruma geçiş yapıyorum :)

Daemon'un yine arada öküzlüklerine devam etmesine bayıldım. Cidden çocuk bu kadar kibirli, kendini beğenmiş ve ukala olmasaydı da sever miydim bilemiyorum. Hele ki arada tutan romantik ve flörtöz tavırları yok mu beni bitirdi :)

Blake'ten zaman zaman Daemon gibi şüphelensem ve altından bir şey çıkacağına dair bir beklentim olsa da bazen Kat ile olan arkadaşlığında oldukça sempatik buldum hatta son olarak Kat'i SD'ye teslim etme muhabbetinin olduğu zaman da bile 'canını yakmak istemiyorum' tavırları ve davranışlarının arkasındaki sebepler ne yalan söyleyeyim ona kızmama ve nefret etmeme engel oldu. Genelde öyle karakterleri topa koyasım gelir ama Blake'e kıyamadım :)

Ahh Kat... Kedicik bu sefer Daemon'ı cidden kırdığı incittiğini okumak çok fenaydı ya... Daemon'ın da içinde yumuşak ve seven bir erkek olduğunu hissetmek insanın içinde burukluk yapıyordu hele ki Will'in Kat'i kaçırıp da Oniks ile yaptıklarında Daemon'ın durumu çok yürek burkucuydu.

Kat'in mutasyona uğrama olayını itiraf ediyorum beklemiyordum bu beni oldukça şaşırttı. Hele ki Daemon'dan aldığı güçler ve bunun dışarıya vurumu muhteşemdi. Yalnız yazarımızda o kadar güzel anlatmış ki biran için o anı yaşıyor gibi canlandırabildim... Bayıldım o sahnelere. :)

Romantik erkek (her ne kadar öküzden sonra bu tabiri kullanmak garip gelse de) Daemon'ın tam olaylardan sonra Kat ile beraber olacakları zamanda her şeyin normal olmasını istiyorum tutumu var ya beni bitirdi. Deamon senin uzaylı olmanın kabul ederim, hatta öküzlüğünü bile ederim diyesim geldi. :)

Son sayfalar çok fenaydı... Bethany'nin yaşıyor olması hatta Dawson'ın bile işleri iyice sarpa sarmaya başladığının göstergesiydi ama son sayfalarda Deamon'ın Dawson'a sarılması ama Dawson'ın karşılık vermemesi çok fenaydı... Opal'de bu olayların devamını okumak biraz kötü olacak... sonucunda kardeşin sana tamamen yabancı davranması iyi olamaz ama değil mi?

Yalnız kitabı bildiğiniz anlattım okumanıza falan gerek kalmadı :) şaka bir yana cidden biraz daha anlatırsam cidden okumanıza gerek kalmayacak :) Bu yüzden kitapta özellikle hoşuma giden birkaç alıntı vardı onları sizlerle paylaşmak istiyorum :)

Daemon'un Kat ile beraber Kat'in blogu için video çektikten sonraki şu konuşmasında kahkaha attım. Aynısını bende bir aralar annemle kardeşime diyordum çünkü :)

"Eğlenceliydi. Bir dahaki ne zaman?"
"Elime daha çok kitap geçerse önümüzdeki hafta."
"Daha çok kitap." Gözleri büyüdü. "Henüz okumadığını söylediğin on kitap falan var."
"Başka kitap almayacağım anlamına gelmez bu."

Bende elimdekiler bitmeden yenilerini alıyorum Kat seninle baya ortak noktamız olacak gibi görünüyor :)

Ve işte bu sözler Kat'in aşkının kanıtı...

"Hala ukalanın tekiydi.Evet, o pis pis sırıtması da hala sinirlerimi tepeme çıkarıyordu.
Ama seviyordum onu."

Ahh bir de Kat'i tanıyanlar bilri kız bizler gibi kitap kurdu ve bir kitap blogu var :)) Onunla ilgili Deamon'ın sözlerini sırıtarak okudum :D o sözleri sizlerle paylaşmak istiyorum ve son alıntım da bu oluyor :)

"Bence okumak seksi." Deamon kendisine gülümsedi.
Kaşlarımı hızla havaya kaldırdım. "Şu aralar okuyor musun?"
"Ah, evet ve başka ne seksi biliyor musunuz?" Bütün yüzü ekranı kaplayacak şekilde öne doğru eğildi ve başıyla beni işaret etti. "Onun gibi blogcular. Seksi."

Daemon bende blogcuyum gel bana bebeğim :)
İki alıntı yeter merak edenler alıp okusun bence :) hatta bencesi fazla alıp okuyun kesinlikle sevecek ve keyifle okuyacaksınız.

Ayrıca bir de uyarıda bulunayım: Sakın otobüste minibüste kapıda bacada okumayın kitabı çünkü yüzünüzde oluşacak gülümsemeyi ya da sırıtmayı görenler size deli muamelesi yapabilir :)


http://illekitap.blogspot.com/2013/07/jennifer-l-armentrout-oniks.html

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »