Kırmızı Pazartesi

8 puan

Bir cinayet romanı. Öyle ki cinayeti, maktulü hatta katilleri bile ilk sayfalardan itibaren biliyoruz. Ve bu eserin heyecanını ya da merak unsurunu bir nebze olsun azaltmıyor.

Yazar çocukluğunda tanık olduğu bir cinayetten kurguladığı eserde, hem “töre”yi hem mahalle baskısını hem de toplumsal duyarsızlığı dantel gibi işlemiş. Nihayetinde bu üç olumsuz güçten bir tanesi aradan çekilebilse belki de hiç gerçekleşmeyecek olan o vahşet, katillerinin bile işlemeyi istemediği bu cinayet hepimizin gözleri önünde gerçekleşiyor. Bu açıdan Santiago Nasar’ın öldüğünü bile bile okuyan bizler ile bağıra çağıra gelen bu cinayeti engelleyemeyen kasaba halkı arasında bir fark yok aslında. Adeta bir toplu akıl tutulması, akacak kan damarda durmaz atasözünün -kelimenin tam anlamıyla- kanlı canlı örneği. İşin gerçeği Marquez ile aram çok iyi değildir ya, yıllar önce oyununu izlediğim bu eserini oldum olası sevmişimdir. Ayrıca genellikle kitabın ismi için çeviri faciası deniliyor ama Türkçe ismi orijinalinden çok daha çarpıcı bence.

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »