Gabriel'in Cehennemi (Gabriel's Inferno #1)

10 puan

https://illekitap.blogspot.com/2019/03/sylvain-reynard-gabrielin-cehennemi.html

Bu kitabı ikinci kez okuyorum ve yorumumu güncelleyip blogumda bulunmasını istediğim için paylaşıyorum. Bu arada instagramda bu seriyi okumayı planladık üç-beş arkadaş serinin yorumlarını sık sık görebilirsiniz burada :D

Öncelikle kitabın ilk çıktığı dönemlerde, bu kitabı Grinin Elli Tonu ile kıyaslayanların aklından zoru olduklarına inandığımı söylemek istiyorum. Çünkü direk kıyaslama moduna girerek, kitabı gömenler de olmuştu eleştirenlerde göğe çıkanaranlar da. Ancak bambaşka kulvarlarda olduklarını söylemek istiyorum. Gerek yazarın kalemi, üslubu, konuyu ele alış biçimi olsun gerekse karakterleri olsun ne Grinin Elli Tonu'yla kıyaslanabilir ne de E.L.James'in kalemi ile. Belki bunu söylemem yanlış, farklı türlerde olduklarından dolayı ama ondan çok çok daha iyi bir kitap olduğu da değişmez bir gerçek çünkü içeriği ve karakterlerin anlatımı baya üst düzeydi.

Gerçekten yazarın kurgusu çok profesyoneldi ve kitabın içerinde vıcık vıcık bir aşk değil masum, temiz, saf bir aşk okuyoruz. Kelimenin tam anlamıyla efsanelere, tarihe geçmiş aşkları özendirecek kadar yoğun bir aşkı… Tamamen sadakat, güven ve masumiyet üzerine kurulu bir aşk...

Kitabı çok özel kılan bir şey de Dante ve Beatrice arasındaki ilişkilerden alıntılar, edebi değeri olan yapıtlardaki aşka özenme, onu yaşayabilme ve karakterlerin kendilerini onlar gibi hissedecek kadar yüce bir aşka sahip olabilme özellikleriydi.
İtiraf etmem gerekirse, Dante ve Beatrice’in aşkını, Abelard ve Heloise’in aşkını mera etmeme neden oldular ve kısa zamanda alıp okumaya da niyetleniyorum. Sepetime attım bile kitapları :) Tabi sadece aşk yoğunluğu olan kitaplara dair bahsetmeler yoktu, Victor Hugo’nun Sefiller kitabına da atıflar vardı Dostoyevski’ye dair de… klasik müziklere de… yani bir edebiyat profesörü ve Dante uzmanı olan bir karakteri anlatacak kadar donanımlı bir kurguydu.

Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; henüz küçücük yaştayken Gabriel’e vurulan ve onunla kısıtlı birkaç saat geçiren Julia’nın yüksek lisans için gittiği Toronto Üniversitesi’nde Dante Uzmanı olarak beraber çalışacağı profesörün Gabriel olması ve sonrasında olanları anlatıyor. Üniversite politikasına göre öğretmen-öğrenci ilişkisinin onaylanmaması, birbirlerinden sakladıkları sırları, gizemli geçmişleri ve hissettikleri aşkı anlatırken edebi aşklara değinip, Dante’ye atıflarda bulunup duyguları doruklara çıkaran bir kurguya ev sahipliği yapıyor kitap. Böyle anlatıldığında sadece aşk romanı gibi görünüyor olabilir ama bir evlatlık olan Gabriel’in ailesiyle ve kardeşleriyle ilişkilerini de anlatırken Julia’nın da sorunlu aile ilişkisine de değiniyor. Kitap anlayacağınız bir çok açıdan donanımlı bir kurguya ev sahipliği yapıyor.

Gabriel'i en başından beri çok sevdim. Evet ukala, kendini bir şey zanneden, üstün gören bir karakter ama bırakın da olsun adam Profesör yani, üstelik birçok kişinin okuyup anlamadığı ve çok ağır bulduğu bir karakteri Dante’nin uzmanı... :)) Şahsen ben de öyle olsam tipik Gabriel gibi davranırdım :D
Julia ise henüz yüksek lisans yapan geçmişinden dolayı çekingen ve utangaç bir kız...

Kitabı elime alıp başladığımda, ilk okuyacağım zaman itiraf etmem gerekirse BDSM olarak bekledim sanırım biraz da kapak tasarımı beni bu düşünceye itti bilemiyorum. Ama kesinlikle değildi. İçerisindeki tek cinsel sahne kitabın sonundaydı o kadar. Ki kitabı ikinci kez okuduğumda ne bekleyeceğimi bildiğimden dolayı daha irdeleyerek ve duyguları özümseyerek okuduğumda karakterlerin aşkı tamamen masumiyet ve güven üzerine kurulu olduğunu… birbirlerini tanımayı, sırları ortadan kaldırmayı ve birbirlerini her şeyleri ile kabul edebilmeleri için çırpınışlarını okudum. Sadece öpüşmeler vardı o kadar... Tabi bunun bir sebebi de bir yer de üniversitenin öğrenci öğretmen ilişkisi konusundaki sınırları. Julia, Gabriel'in tez öğrencisi biraz yukarıda bahsettiğim gibi...

Ben gerçekten çok beğendim. Muhteşem bir kitaptı, aşkı iliklerinize kadar hissettiriyordu, yazarın kalemi profesyoneldi ve Dante ile Beatrice çiftinden edebi alıntılar da kitabın araştırılarak yazıldığını gösteriyor. Bu kitabı gözünüzde büyütüp büyük beklentilerle okuyabilirsiniz. Ben şahsen bu kitabı ilk okuduğumda gerek benzetmelerinden gerek rakip görülmesinden dolayı Grinin Elli Tonu gibi bir kitap bekliyordum ama ondan çok daha üstün bir kitap olduğunu gördüm. Her ne kadar o seriyi de Grey’i de çok sevsem de bu kitap bambaşka bir yere sahip bende.

Ayrıca şunu da söylemeliyim. Çeviride mi artık edisyonda mı bilemiyorum ama rahatsız eden kelimeler vardı. Mesela en büyük sorun yaşadığım kelime ‘bereket versin’di. Kitapta ne olarak geçiyordu bilmiyorum ama okurken birden böyle bir kelimeyle karşılaşmak… pek hoş olmadı, akışı bozdu. Kitap hakkında söyleyebileceğim tek olumsuz kısım burasıydı.

Ben şimdi elime serinin ikinci kitabı Gabriel Arafta’yı alacağım. Bence siz de bu seriyi kaçırmadan deneyin derim.

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »