serpil, 261 adet değerlendirme yapmış.  (24/38)
Gece Yolu
Gece Yolu

10

Adminizin unutamayacağı Kitap Yorumu.... Krıstıan Hannah / Gece Yolu Yazarın okuduğum üçüncü kitabıydı. Ve ben “hangisi daha güzeldi?” sorusuna hala cevap verebilmiş değilim. Her biri birbirinden duygu yüklü hikayelerdi,hani bazı okurlar çok duygusal,ağlamak istemiyorum diye okumak istemiyorlar ya! Sakın deyim bekletmeyin… Evet ! hüzünlenmek garanti,ama bunun dışında ‘ aile bağlarını,arkadaşlığı,sevginin kutsallığını en en en ince ayrıntısına ve hatta kalbinize dokunacak kadar hissetmekte garanti... Kendi adıma,elimdeki sevginin ve gönül bağlarının değerini hatırlatmada en iyisi HANNAH kitapları diyecek kadar da iddalıyım… Hatırlamak için yazarın kitaplarına ihtiyacımız yok diyebilirsiniz elbette,işte bu kısımda kaybettiğinizde yaşayacağınız olası ihtimalleri düşündürüyor yazar… Kalemi ok kuvvetli,kalın bir kitap olmasına rağmen sıkmadan okutan,ve elinizden bırakamayacağınız kadar bağımlılık yapan cinsten.. Tecrübeyle sabittir. :) Kitap Lexi’nin yetiştirme yurdundan büyük teyzesini yanına gönderiilmesiyle başlıyor. Her defasında evlatlık verilip geri dönen Lexi son şansını kullanacak ve sevgiyi bulmaya çalışacaktır. Hayatına Mia girdiğinde herşey istediği gibi gitmeye başlar,Mia’nın ailesi hep özlemini çektiği sıcaklığı verir Lexi’ye. Tek sorun Mia’nın abisine olan imkansız aşkıdır.. Şimdi tek dileği imkansızı olumlu kılmak ve bu aiilenin bir parçası olmaktır. Zack ve Mia ile mutlu geçen günleri bir gece,tek bir gece,GECE YOLU’nun dönüşünde paramparça olacağına hiç biri bilmemektedir. Gerisinide siz okuyarak öğrenin… Kitabı çok sevdim dersem basit kaçar,inanılmaz beğendim… ve şiddetle ısrarla tavsiye edeceğim bir kitap oldu diyebilirim… Hiç Hannah kitabı okumadıysanız mutlaka bunu telafi etmenizi öneririm… SeRpiL…

Kahperengi
Melez (Melez Sözleşmeleri, #1)
Melez (Melez Sözleşmeleri, #1)

7

Melez // Jennifer L. Armentrout Çok uzun zamandır kitaplığımda kalan bir kitaptı. Okurken keyif aldığım,uzun bir süre okunmayı beklemiş olsada ikincisini kesinlikle bu kadar bekletmeyeceğime karar verdiğim ve genç okurlara hitap eden bir fantastikti.. Çok fazla fantastik kitap okumasamda yine bu ayarda okuduğum diğer fantastik serilere benzetmedim değil :) ama sanırım her konuda bu seri benim için artıları fazla olan,en önemliside kitap sayısı olarak yerinde olan bir seri.. Yazarın kurgusu ve kalemi okuru sıkmayan ve merak uyandıran kaliteye sahip ve bunu okurken yansıtmasını çok iyi biliyor... Kısaca konusu; Hematoi ırkı dedikleri tanrılardan oluşan yaratık !(yaratık değiller kesinlikle) lar dan oluşan bir soy, ve bu yaratıkların çocuklarına SAFKAN denliyor. Aynı zamanda Hematori ler ile ölümlülerden doğan çocuklarada MELEZ deniliyor.. Melezler eğitilip birer AVCI konumuna getiriliyor ve en baş düşmanları sayılan İBLİS'leri avlamakla görevlendiriliyor. Üç yıl önce melez okuluna giden Alex,annesi tarafından bu bölgeden kaçırılıyor. Ama ne yazıkki üç yıllık süren özgürlük Alex'in Avcı olan Aiden tarafından bulunarak tekrar bölgeye geri getirilmesi ile sona eriyor. Kaybı olan üç yılı Aiden'in eğitimleri ile kapatmaya çalışsada karşılarına çıkan engelleri aşmak da Alex'e kalıyor.. Ve en önemlisi,SAFKAN ve MELEZ antlaşmalarına göre,birbirlerini sevemez ve birlikte olamazlardı.. Peki aralarındaki etkileşime engel olabileceklermidir? en önemliside,ALEX'e gen bağı ile bağlı olan Apollyon Seth, buna izin verebileckmidir? işte bu soruların cevabının bir kısmı MELEZ kitabında ve diğer kısmıda SAFKAN kitabında.... Severek okuduğum güzel bir fantastikti.. Fantastik seven okurlara tavsiye etmekten memnuniyet duyarım :) SeRpiL....

Gül Limanı Oteli (Rose Harbor Serisi 1)
Gül Limanı Oteli (Rose Harbor Serisi 1)

6

Debbie Macomber // Gül Limon Oteli Klasik Debbie Mocamber kitabı olduğunu söyleyerek başlıyorum yorumuma.. Ve yine klasik olarak okuruna bıraktığı etki dahi aynıydı diyebilirim. Her bir karakterin hikayesi ayrı ayrı merak edilen cinstendi. Bu yazarı çok seviyorum,insanın içine işleyen ve bam teline isabet eden ifadeleri ve duygu aktarımı var yazarın.. Ama sanırım biraz farklılık istiyor insan, sevdiği yazarı okurken. Küçük Mucizeler Dükkanının mekan zaman ve kişiler farklılığını okumak,kendimi tekrarlamak gibi geldi bana. Keşke yazarın tek kitaplarını yada farklı kurgusu olan kitaplarınıda okuyabilseydim demekten alamadım kendimi.. Ama yine söylüyorum bu yazarı çok seviyorum ♥ ve serinin devamını da okumayı bekleyenlerdenim.... Jo Marie Rose eşini kaybettikten sonra hayatında değişiklik yapmak adına Sedir Koyuna taşınmaya ve satılığa çıkmış küçük bir otelin işletmesini eline alır.. İşe otelin adını eşinin soyadını düşünerek GÜL LİMAN OTELİ olarak değiştirir. İlk iki müşterisi John ve Abby dir. İkiside Sedir koyunda doğup büyümüş ve başından geçen trajedilere dayanamayarak koyu terk ederler. Yıllar sonra geriye dönmelerinde geçerli sebepleri vardır. Tıpkı bırakıp gitmeleri gibi. Çok kısa süre kalacaklarına kendilerini inandırsalarda geçmişle aralarında kalan hesaplaşmalrını Gül Liman Otelinde kaldıkları sürece bitirmmeye kararlıdırlar... Peki hesaplaşabileceklermidir bu kısmı bilinmez, sizler okuyarak şahit olacaksınız. Debbie Mocamber sevenlere tavsiye edeceğim bir hikayeydi diyebilirim. Ama daha çok Küçük Mucizeler Dükkanını okumayanlara tavsiye ederim :) Zira okurken karşılaştırma yapmamamak elde değil.. SeRpiL...

Bıçak Sırtı
Bıçak Sırtı

10

Tess Gerrıtsen // Bıçak Sırtı İlk kez okuduğum Tess kitabım an itibariyle bitti.. Ve ben yorum yazmaya başlamadan önce iki kitabını daha alınacaklar listeme eklemiş bulunmaktayım.. Hala aklım hafsalım almıyor bu kadar gereksiz yere bekletmiş olduğuma. Çok ama çok beğendim… Bu sabah 8de başladığım kitabı bitirmek benim için çok zordu. Yazarın kalemini çok sevdim,hem aşkı hem cinayetin kurgusunu çok iyi işlemişti,kitabı bitirene kadar herkes benim için katildi ve katil olması için bir çok sebep vardı. Bu konuda yazarı AYAKTA ALKIŞLIYORUM,zira her defasında beni oyuna getirip yanıltmayı başardı. Beni tanıyanlar Historical alanında tez yapacak bir okur olduğumu bilir ki,şahsen bende bu konuda kendimle gurur duyarım, ama kesinlikle Tess Gerritsen ile tanışmadan kimse kendine okur dememeli,ve bu kadar da iddalıyım bu konuda.. Kate ,aynı hastanede çalıştığı hemşire arkadaşını ameliyata hazırlarken her şey olması gerektiği gibiydi. Ama çok kısa süren bu anın ardından,hasta ameliyat masasında son nefesini verir. Ve bütün işaretler Kate’nin ihmalkarlığından kaynaklandığını göstermektedir. Kate ‘i zor günler bekler,masum olduğunu ve görünenlerin dışında, ölümün komplo olduğunu idda etsede,ölen hemşirenin ailesinin tuttuğu avukat,Kate’i ipe götürmekte kararlıdır. David Ransom,doktorlardan hoşlanmayan ve onlara kibirli birer canavar gözüyle bakan hırslı bir avukattır. Şu anda bakmaya başladığı davanın delilleri Doktor Kate Chesne ‘ni kesin suçlu göstersede,mahkemede onu süründürmekte kararlıdır.. Ta ki Kate yeşil gözlerini soğuk buz mavisi gözlerine dikene kadar. Bir de üstüne işlenen ve birbirine bağlantılı doktor ve hemşire cinayetleri eklenince iş çıkılmaz bir hal alır…. Kate ‘in kendisine anlattığı hikaye! ‘ye inanmak,onun suçlu olduğuna inanmaktan daha zor gelir …. İnanın bu kısma kadar bir çok kez yazdığım kısımları silmek zorunda kaldım,zira spoiler vermekten ve okurken o heycanı elinizden almaktan korktum. Hikayenin ana konusunu oluşturan Jenny ve Charlie nin hikayesine de ayrıca bittim,tükendim.. Kısaca; Sözümün noktası kesinlikle ve kesinlike TAVSİYEMDİR…. SeRpİL…

Beni Uzaklarda Arama
Beni Uzaklarda Arama

9

Beni Uzaklarda Arama // Kıeran Kramer Ben bu yazarın bütün kitaplarını okumayı istiyorumm !!!! Çok uzun zamandır bu kadar eğlenerek bir historical okumadığımı itiraf etmeliyim. Zira bu ara okuduğum yaralı vikontlardan sonra ilaç niyetine geldi bana.. Dört kitaplık seri olan “ Impossible Bachelors “ serisine (çevirisinde İmkansız Lisans olarak çıkıyor) şimdiden bağlanmış bulunmaktayım. Yazarın mizah anlayışı,tutkuyu ifade etmkte ki başarısı ve en çok da 1808 yıllarının katı kurallarını biraz daha yumuşatarak bizlere yansıtması,okuru kasmadan severek okutuyor. Serinin devamını sabırsızlıkla bekliyorum,zira bu yazar benim historicalde eğlenmek için başvuracağım yazarlardan olmayı başardı… Kitabın konusu; Prens Regent’in sosyete ulaşılmayacak konumda olan Lordları bahse girmeye zorlaması ile başlar. ULAŞILMAZ BEKAR ilan edilen bu beş bekar lord,Prensin belirlediği kurallar doğrultusunda kendi aralarında en iyi metresi seçeceklerdir. Kazanan metresin sahibi bir yıl süre ile evlilik den uzak kalacak,kaybeden ise Kulübün belirlediği Leydi ile evlenecektir. Harry Traemore nin hayatı yıllar önce Noelde abisinin baldızının okuduğu bir şiirle altüst olur ve Dük tarafından uzun süreli olarak orduya katılır. Yıllar sonra geriye döndüğünde prensin bahis dayatması ile karşılaşır. Evliliğe kesinlikle karşı olan Harry’nin bu bahsi kazanmaktan başka şansı yoktur. Ama gelin görün ki kendi metresi yarışmaların yapılacağı av köşküne giderken Harry’i terk eder. Tam yarı yolda kaldığını düşünürken karşısına,bir noel gecesi hayatının değişmesine sebep olan şiirin sahibi Molly çıkar. Molly den istediği sadace bir hafta boyunca metresi olup bu bahsi kazanmasıdır. Ve elbette bunun bir karşılığı olacaktır. Molly için dört gerçek metresin yanında rol yapmak zor olsada,kazanmaktan başka şansı yoktur… Ve her zamanki gibi konusuna bu kadar değineceğim ama çok,çok daha fazlasının olduğunu söyleyebilirim.. TAVSİYEMDİR diyebileceğim kitaplarıma eklemekten GURUR duyarım… SeRpiL…

Bana Aşkını Söyle (Legend of the Four Soldiers, #2)
Bana Aşkını Söyle (Legend of the Four Soldiers, #2)

4

Admininizden SoN okuduğu Kitaba YORUM... serpil... Elizabeth Hoyt // Bana Aşkını Söyle Dört Asker serisinin ikinci kitabınıda okuyup bitirmiş bulunmaktayım.. İlk kitaptan aldığım tadı alamadığımı belirteyim önce,sanki birşeyler eksikti kitapta,yada konuda.. İlk kitaptan tanıdığımız Kont Vale ve silik,evde kalmış kız kurusu Medelina'nın hikayesine bu kitapta okuyoruz. Kısaca kitabın konusu, Spinner’s Faals’ta yaşanılan katliamın sorumlusunu araştırmak ve kaybedilen arkadaşlarının,en çok da yara alan ruhlarının iyileşmesi için bu haini bulmak artık şart olmuştu... Kont Vale hayatında ikinci kez kendi düğününün son aşamasında terkedilmenin şokunu yaşarken,bu durumun başına nasıl geldiğini düşünmekle meşguldü. Ama asıl şoku,Medelina da gelen teklifle yaşayacağını o ana kadar bilmiyordu. Hayatının bir çok karesinde aynı ortamda bulunmalarına rağmen dikkatini çekmeyen bu bayandan gelen ani evlenme teklifi ile kendini tekrar evlilik hazırlıklarında bulur.. Medelina için Kont Vale'nin Leydilere kur yapmasına tanıklık etmek,nişan yada düğünlerinde bulunmak çok zor olsada kader hep ondan yanaymış gibiydi. Ve bu kullanması gereken son şanstı. Evlenme teklifini bu ruh hali içerisinde yapsada yıllardır hayalini kurduğu Kont Vale'nin artık sevgili eşiydi.. Kont Vale bir yandan katliamın failini araştırırken diğer yandan yeni eşine ruhundaki yaraları göstermemekle mücadele etmekteydi... Ne zamana kadar başarılı olacağı bilinmez olsada,aralarındaki tutkuya ve aşka karşı koymak gücü bulabilmek için çok uğraşması gerekmekteydi. Konunun çok fazla dışına çıkılmadan devam eden bir kitaptı.. Ve itiraf etmeliyim ki ilk kitap kadar etkilemedi beni. Ama bir sonraki kitabın kahramanları ile tanışmak keyifli ve merak uyandırıcıydı.. Seriye başlayanların es geçemeyeceği bir kitap olsada,keşke daha okunur bir hikaye ile karşılaşsaydım demeden edemedim... :) SeRpiL....