serpil, 261 adet değerlendirme yapmış.  (23/38)
Huzursuz Kemikler (Cerrah Hugh De Singleton Günlükleri, #1)
Huzursuz Kemikler (Cerrah Hugh De Singleton Günlükleri, #1)

9

Marvin R. Starr // Huzursuz Kemikler, Hem eski dönem-1363 yılları- hemde polisiye tarz ! Bu iki karışımı tecrübe edinerek kitabımı bitirmiş bulunmaktayım... Öncelikle çok şaşırdım,Lord'ları ve Leydi'leri daha çok balo salonlarında ve Hayde Parkda okumaya alışkın ben, bu satırlarda fellik fellik katil aradım, ve itiraf ediyorum,kesinlikle bu değişiklik çok iyiydi ;) Yazarın kalemi fazlasıyla açıktı, okumayı kolaylaştıran en büyük etken sanırım Üstat Hugh'un günlüğünü kendi ağzıyla bize anlatmasıydı... Belki okurken sizi rahatsız edecek tek şey,bazı zaman dilimlerinin bi anlamı olması :) Aziz günlerinin anlam ve önemlerini bildiren giriş kısmında bir açıklama yapmış neyseki yayınevi.. Üstat Hugh,işinde yeni bir cerrahtır. Mezun olduktan sonra Oxford da kendine küçük bir hasta kabul yeri açar,günde en fazla tek bir hastası olsada beklemeye devam eder. Şans eseri kaldığı han'a Lord Gilbert bi kaza geçrmiştir ve acil müdahalede bulunulması gerekmektedir. Hugh,karşısında lord olduğu için tereddüt etsede başarılı olmuştur.Aradan geçen zaman zarfında Lord'dan bir davet alır ve onun Bampton kalesi topraklarında cerrah olarak yaşamaya başlar. Bir sabah kuyudan çıkan kemiklerin kime ait olduğu ve kimin sebep olduğunun araştırılması bir yana,yardımcısı ile kaybolan Sör Rager’ın da akıbetini araştırma görevi Üstat Hugh'a verilir... Vee konu başlar... Araştırmalar,şüpheliler,katiller yada katil bir yana birde güzel Joan işin içine girince Hugh'u zor zamanlar beklemektedir. Ve Üstat bunu o kadar okunası bir uslüpla anlatıyor ki,okurken kendinizi kaybetmeniz muhtemel..Hugh de Singleton’un İlk günlüğünü ben okurken büyük keyif aldım ve umarım sizlerde benim kadar keyif alırsınız... Doyle’un S. Holmesi varsa bizimde Üstat Hugh'umuz var şimdi ;) tavsiyemdir.... SeRpiL..

Aşk Yeniden (Virgin River, #1)
Seni Kalbime Yazdım (Legend of the Four Soldiers, #3)
Seni Kalbime Yazdım (Legend of the Four Soldiers, #3)

10

Elizabeth Hoyt / Seni Kabime Yazdım Dört Asker Serisinin çıkmış üçüncü kitabı da okunarak bitmiş bulunmakta. Ve kesinlikle söylenen,yazılan ve tavsiye edilen her bir övgüyü hak ettiğine okuyarak şahit oldum.. İlk kitap GÜNAHKAR AŞIK en çok sevdiğim olmuştu,ikinci kitap BANA AŞKINI SÖYLE beklentimi karşılamamıştı.. Ama SENİ KALBİME YAZDIM bütün yanlışlarımı aldı götürdü benden.. Severek okuduğum ve böyle içime sinen beni etkileyen kitaplar okuduğumda kendimi,o dönemin kitaplarına daha yakın hissettirdiği için,kendimi historicallere daha yakın buluyorum... Yazarın kalemine değinmeme gerek yok sanırım,kimilerin çok sevdiği ve kimilerinde kalemine alışamadığı bir yazar.. Ve ben kesinlikle bu seri ile tanışmalarını öneriyorum.. Sör Alistair Munroe Botanik bilimci olarak sömürgelere gittiğinde acımasız bir savaş devam etmekteydi. Sivil olmasına rağmen,Fransızlar tarafından rehin alınıp Spinner’s Faals katliamında yüzünde derin yaralar alarak ve bir gözü oyularak İskoçyaya geri döndüğünde kendini kalesine kapatır.. İnsanlarla iletişim kurmayan ve kendin botanik bilimine adayan bu adam için her şey yalnızlıktı.. Ta ki bir gece kapısında iki çocuk ile beraber Helen belirene kadar… Helen Leydi Vale tarafından kendisine kahya olarak gönderildiğini ısrar etsede,Alistair’in kimseye ihtiyacı yoktur.. Helen metresi olduğu Dük’ü terk ettiğinde izini kaybettirerek kendini Sör’ün kahyalığına adar. Her ne kadar Alistair’i gördüğünde korkuları galip gelsede,Onu şatosunda kalmaya ikna etmeye kararlıdır… Ve elbette kim ve nereden geldiğini gizli tutması açığa çıkmaması gereken sırlarıdır. Kendini ve iki çocuğunu -Jamie ve Abigail- kabul ettirmeye çalıştığı satırlar çok keyifliydi,Alistair’in acıları ve yüzünün görüntüsünden dolayı yapılan tepkilere duyarsızmış gibi davranması okurken sizi onun kadar üzecek… En çok merak ettiğim seri kitabıydı,kesinlikle tüm beklentilerimi karşıladı. Ve herkese bu seri ile tanışmalarını tavsiye ederim.. Not: Spinner’s Faals katliamının hain’ini hala bulamadık bu arada :( SeRpiL…

Savaşçı
Savaşçı

9

Karyn Monk // Savaşçı Uzun bir aradan sonra okuduğum ve İskoç Klan bey'lerini özlediğimi hissettiren bir kitap... Kitabın başında biraz acemileşiyorsunuz yazarla birlikte,konuyave yazarın kalemine adapte olmaya çalışırken,nasıl olduğunu anlamadan (ki ben anlamadım) bir anda bütün karakterleri yakından tanımaya başlıyorsunuz. Her İskoç kitabının kaderi aynıdır,mutlaka geçmişde okunan kitaplardan bişeyler bulmaya başlıyor ve kendinizi aşinalığa alıştırıyorsunuz. Tek fark! Savaşçımız Malcom MacFane,yanı namı değer Kara Kurt alkolün pençesinde olan,ve beyliğinden kovulan bir savaşçı. Dış görünüşü perişan,bel ağrıları ve bacağının aksamasından ilk bakışta Savaşçı izlenimi vermeyen bir savaşçı.. Yazarı bu konuda tebrik ediyorum,zira bu kadar sorunu olan bir adam "nasıl savaşçı olabilir ve MacKenrick klanını nasıl eğitebilir" diye düşünmeye fırsat vermeden,konunun içine,MacFane'nin duygularına ve pişmanlıklarına,içindeki savaşçı ruhuna hayran kalarak anlatmaya başlıyor hikayeyi.. Kısaca benim için Julia Garwood,Monica Mccarty her ne ifade ediyorsa Karyn Monk da aynı şeyi ifade ediyor artık.. Çok sevdim,kitabın son kapağını kapattığımda savaşçı kadar hüzünlendim ve mutlu oldum... Ve her zamanki gibi bayan karakterimizi bir kaşık su da boğma isteğiyle boğuştum... MacKendrick klanı savaş nedir bilmeyen barışçıl,daha çok değerli el sanatları olan ve yüzyıllar öncesine dayanan sihirli Klan kılıcıyla ünlü bir klan dır. Bu kılıçın Klan kızının evleneceği adama sihirli güçler kattığına inanılır.. Ve bu efsaneye inanan Roderic,silah bile tutmasını bilmeyen bu klana saldırır. Ama ne klan kızı Ariella'yı ne de kılıcı bulamaz.. Geri dönmek şartıyla klanı terk eder... Ariella MacKendrick için tek çare babasının yardım çağrısına yanıt vermeyen savaçcı MacFane'i ordusu ile birlikte klana davet etmek ve sihirli kılıcı ona bahşedip evlenmektir. Ariella'nın bimediği şey ise artık MacFane'in bir ordusu yoktur ve ayakta durmayı bile beceremeyen eski bir klan beyi olduğudur. Evet,kızımız gerçeği öğrendiğinde okuyucu olarak bende savaçcı moduna girdim ve Ariellaya resmen savaş açtım :/ Malcom MacFane,MacKendrick klanının isteğini ilk geri çevirdiğinde rahattır.Zira ağrılarını alkol ile geçiren ve geçmişinde acılarının olduğu bir savaşçıdır artık. Pes etmeyen MacKendirck klanı üç adamla karşısına çıktığında 13-14 yaşlarında gösteren oğlan çocuğu ! Rob'un sözlerinden etkilenmek istemez ve ikinci kez isteği ret eder. Ben burda kesiyorum,çünkü yazdıkça yazasım geliyor. İskoçyanın klanlarını özleyen her okurun okuması gereken bir kitap,ben çok sevdim ve yayınevinin ! yazarın kitaplarına devam etmesini ümit ediyorum.. Herkese tavsiye etmekten mutluluk duyarım... SeRpiL...

Aşk Kaç Beden
Aşk Kaç Beden

9

“Sarra Manning // Aşk Kaç Beden?” Okuduğum en eğlenceli kitaptı… Kusursuz fiziğe ve güzelliğe sahip diğer hanım karakterlerimizin aksine,hayatını rejim ve diyet programlarıyla geçiren kızımız Neve ile tanıştığım için şanslıyyım. Zira arada sırada da olsa insan kendine eş karakterler ile karşılaşmaktan mutlu olabiliyormuş :)) Yazarın okuduğum ilk kitabıydı, zira zaten çokda kitabı çevirilmemiş. Ama açıkcası birkaç kitabını da okuyabilirdim.. Her türlü tadı almak mümkün. Çik-lit olarak başlayıp,duygusal bir aşk macerasına doğru yol almış yazar hikayede.. Ve bu kalınlıkta ki bir kitap için kesinlikle en güzel nokta bu. Kapağın orijinal olduğuna ve ön yargımdan (utanarak söylüyorum) dolayı ilk bu sebepten dolayı almayı düşünmüyordum, gerek kitap için gelen yorumlar gerekse Goodreads ‘ın yazar için verdiği notlar ciddi anlamda fikrimi değiştirdi.. Ve kitabı elime aldığımda kapak ile konun bütün olduğunu düşünüyorum.. Zira kim pembe bir dudak parlatıcısına karşı koyabilir ki?  Neve kendi dünyasında,hayatının her dönemini kilolarıyla mücadele ederek geçiren ve üç yıldır dönmesini bekleyen sevdiği ! adam için diyet programlarıyla yaşayan bir kadın. İlişkilerde tecrübesizliğiyle gergin zamanlar yaşadığı bir anda karşısın Max çıkar.. Krep ilişki adı altında bay Kaliforniya’nın geleceği güne kadar Max ile alıştırma yapar… Manken ve birbirinden güzel kızlarla etrafı çevrelenmiş olan Max,Neve’nin kendine olan güvensizliğini kırmaya ve aşkın yaşanılır halini Neve ‘ye öğretebilecek midir? Aralarında ki çekime karşı koymaya çalışan Neve ‘nin kuralları ne zamana kadar yıkılmadan devam edecektir? En önemlisi hayali olan 36 bedene ulaşabileck midir? Kesinlikle okuyarak karar vermeniz gereken güzel bir kitaptı. Yazarın kalemini ve bakış açısını çok beğendim. Ve aynı güzellikte bir çok kitabının olduğunu görmek beni mutlu etti,umarım yayın evi yazarın kitapları ile bizleri buluşturmaya devam eder… Tavsiye kısmım; şiddetle önerdiklerim den oldu bile :)) SeRpiL….

Rüzgarla Gelen
Rüzgarla Gelen

10

Rüzgarla Gelen // Cahty Lamb Son sayfayı kapattıktan sonra etkisini uzun bir süre üzerimde bırakan nadir kitaplardan bir tanesi... Ve hatta söyleyebilirim ki en iyisiydi kendi dalında... Evet,kesinlikle kalemi kuvvetli bir yazara sahip olmuş bulunuyoruz. Okurken bin bir duyguyu hissettiren,ama asla bu duyguları karıştırtmayan bir yazar... Zira kitabın ana konusu,tüm duygularınızı şaha kaldırta bilir ama bunun yanında gülmekten gözünüzden yaş da akıtabilir...İşte böyle bir kitap RÜZGARLA GELEN... Isabella ve Janie kızkardeşler,yıllar önce River kasabasından,çocukluk dönemlerini altüst eden bir olay yüzünden (okumalısınız) ayrılırlar... Anneleri,Isabellanın ikiz kardeşi Cecilia ve Henry kasabada kalır.. Cecilia dan gelen ani bir teklifle kasabaya iki günlüğüne geri dönerler. Ama olaylar farklı bir boyuta ulaşacak ve planları altüst olacaktır... Henry,ailenin tek erkek çocuğu,otistik ama öyle bildiğiniz den değil, onu nasıl anlatacağımı bilmiyorum cidden,mükemmel bir kardeş ve mükemmel bir karakterdi. Yazarın,Henry üzerindeki dialoglarını ikişer kez okudum,hiç birşeyin farkında değilmiş gibi olup aslında herşeyin farkında olan,ve BOMMARİTA ailesinin en akıllı üyesi kesinlikle Henry di. Çok severek okuduğum,kitalığım da olduğu için kendimi şanslı saydığımı belirterek TAVSiYE listeme eklemiş bulunmaktayım... En güzel haber ise,yayınevinin tüm haklarını sahip olmuş olması,bu da demektir ki,daha bir çok Bommanita ailesi ile tanışacağız...

İlişki Durumu: Karmaşık (Truly, Idaho, #1)
İlişki Durumu: Karmaşık (Truly, Idaho, #1)

6

İlişki Durumu : Karmaşık Rachel Gibson Uzun zamanın üstüne Rachel okumak mükemmel bir duyguydu,ama kitabın adı gibi az biraz karmaşık duygularda bıraktı kitap beni... Başlarda biraz sıkıntı yaşadım kitabın işleyişi ile ilgili,ama neyseki çok uzun sürmedi ve yarısından sonrası bir gecede bitti.. Ama yinede hayalini kurduğum RACHEL kitabı olmadığını söylemeliyim... Dalaney uzun bir zamandan sonra kaçtığı kasabaya,üveybabasının cenazesi için geri döner,planlarında iki gün içinde dönmek olsada süprizlerle karşılaşması kaçınılmaz olur... Ve bu süprizlerin içinde kasabadan gitmesine ve hakkında dedikolar çıkmasına sebep olan Nick'i görmek,kararlarını etkilemeyeceğini düşünür... Ama bilmediği üvey babasının Tuly kasabasında bir yıl süreyle kalma şartıdır... Peki bu bir yıl boyunca hem Nick den uzak durmaya çalışacak hemde vasiyet şartlarını yerine getirebilecekmidir... Bunuda siz okuyup karar verin derim :)) Dediğim gibi,başlarda sıkılsamda ilerleyen sayfalar hatayı telafi etti diyebilirim... Sevgilerle... SeRpiL...