Serpil Kır yorumu.. Seviyor Sevmiyor // Heidi Betts Serinin ikinci kitabınıda okuyarak sihirli çakrak da sona bir adım daha yaklaşmış bulunmaktayım… İlk kitaptan hatırladığımız “Gage ve Jenna”nın hikayesi oyunlar,istekler,beklentiler ve kalplerinin gerilerine hapsettikleri sevgil ile devam etti. Yazarın kalemini KÖRDÜĞÜM kitabında beğendiğimi belirtmiştim,zira bu kitapta da beni yanıltmadı. Gage ve Jenna bir yıl önce,üç yıl süren evliliklerini sonlandırdıklarında hala birbirlerine karşı yoğun bir sevgi duymaktaydılar. Ama aralarında ki engel,Jenna’nın büyük bir istekle çocuk sahibi olmasına karşı,Gage’nin şiddetle istememesiydi. Çocuk özlemine dayanamayan Jenna arayışlar içerisindeyken yardımına örgü kursundan arkadaşları Greca ve Ronnie yetişir. Planları pek parlak olmasada başka şansı kalmamıştır. Planı gerçekleşir (elbette ne olduğunu söylemeyeceğim (: ) ve Gage gerçeği öğrendiğinde gölge gibi Jennayı takibe alır. Ve hatta zorlada olsa aynı evi paylaşmaya başlarlar. Jenna oynadığı oyun sonucunda hamile midir değil midir? İşte bu kısmını Gage gibi soluksuz bekledim. Ve Gage’nin istememesindeki gerçekleri heyecanla okudum. Kitabın konusu süprizlerle dolu,ve bir sonraki kitabın ana karakterleri Grece ve Zack’in kitabını merakla beklemeye sebep olacak cinsten. Ama yinede belirtmeliyim ki ilk kitap KÖRDÜĞÜM her zaman bir numaram olarak kalacak.. Seriye başlayanların bu kitabı kaçırmamalarını öneririm,zira her kitabın karakterlerini eski bir dost tadında okuyor insan… SeRpil…
Lara Adrian // Gece Yarısı Çığlığı Okumaya Gecikmeli başlamış olsam da nihai sona ermiş bulunmakta… Dün sabah 9da iş yerimde ara ara vererek okuduğum kitabı gece sabaha karşı bir solukta bitirirken aklımda bu kadar çabuk son sayfayı görmek kesinlikle yoktu.. Zira şimdi oturup Niko’nun kitabına kavuşacağımız günü beklemek işkencelerin en alası… GECE YARISI SERİSİ’nin dördüncü kitabı okuduğum ilk üç kitap kadar etkiledi beni.Rio’nun başına gelenler, soylu bir savaşçıda olsa katlanabilir yanı yoktu. Hatırlayacağınız gibi,Rio soy eşi Eva tarafından ihanete uğramış,ve patlayan bombaların arasından tanınmayacak derecede yara alarak çıkmıştı.. En çok da ruhunda olan yaraların iyileşme imkanı yoktu. Prag’da birliğin verdiği görevi yerine getirmek, daha çok da hayatına son vermek için kalmıştı.Ölümüne dakikalar kala davetsiz misafiri gelmeseydi, hem birliğine hemde kendine yapacağı son görevi, başarısızlıkla sonuçlanmayacaktı. Dylan yurt dışına çıktığı gezisinde annesinin iki arkadaşıda yanındaydı. Çocukluğunu ölü kadın bedenlerini görerek geçirmiş olması,şuanda karşısında duran ölü ruh’dan korkmamasına sebep dğildi. Ruhu takip ettiğinde kendini bir mağarada bulur. Mağaranın duvarlarını süsleyen Dermagliflerin sembollerine kendini çeken şeyin ne olduğunu anlaması uzun sürmedi. Yarım ay şeklindeki motif,boynundakinin aynısıydı. Ne anlama geldiğini bilmesede,mantıklı bir açıklaması mutlaka vardı. Mağaradaki boş mezar ve duvardaki motifler gazetecilik kariyerinde yükselmesine neden olabilirdi. Makinesiyle mağaranın içini çekmeye başladığı anda kadrajına,uzun kirli saçları,yırtık montlu ve yüzünün bir yarısında derin yarası olan bir adam girer. Olabildiğince hızlı bir şekilde mağaradan kaçar ve sonuçlarına dair hiç birşeyden haberi olmayarak elindeki bilgileri müdürüne yeni bir başlıkla gönderir. Rio için başarısızlığı başarıya son kez döndürmek için çözmesi gereken bir sorun vardır artık. Önce kızı bulacak,resimleri alacak ve yarım kalan görevini tamamlayacaktı. Ve keşke herşey planladığı gibi gitseydi. Bu seriye başlamış olmam büyük bir nimet benim için serideki her bir kitap her bir karakter mükemmel. Her zaman dediğim gibi; GELENİN GİDENİ ARATMADIĞI BİR SERİ ve ben her bir Asil Soylu savaşçıları okumaktan büyük keyif alıyorum.. Ve kesinlikle fantastik severlere öneriyorum… SeRpiL…
Hope Taar // Gitmene Asla İzin Vermeyeceğim Yazarın ilk okuduğum “ SANA YÜREK DAYANMAZ” adlı kitabından sonra yeni kitabını sabırsızlıkla bekleyenlerdendim ve sonunda muradıma erdim. Evet okuyup bitirdim. Son sayfayı kapattığımda duygularımdan pek emin olamadım, kitaba karşı hissettiklerime dair. Yer yer çok güldüğüm,hüzünlendiğim,bir an duygu seline kapılıp bir sonraki sayfayı sabırsızlıkla beklediğim heyacana kapılmaya engel olamadım. Gerçi o duygudan yazar sizi bir anda çıkartarak duygu bölünmesi yaşatabiliyor. Bunun iyimi kötümü olduğuna hala karar verebilmiş değilim. Çeviride karşıma çıkan küçük aksaklıklar olsada çok zorlayacağını düşünmüyorum okuru. “Bu yazar ne yazarsa okurum” dediğim listemde yerini çok önceden aldığı için bu kısmına çok değinmeyeceğim. Antony Grenville,savaşın en acımasız anlarının geçtiği Albuera da bir çok yakın arkadaşını kaybetmiş ve hem bedeninde hemde ruhunda derin yaralar alarak Londraya Vikont olarak dönüş yapmıştır. Dönüşünün ardından geçirdiği çapkınlık ve sefahat düşkünlüğünden sonra Leyd Phoebe ile nişanlanarak son düğün hazırlıklarını planlamak için Uskfield köyü yakınlarındaki konağına doğru yola çıkmıştır. Yolculukları sırasında tek göz Jack lakaplı azılı soyguncu yollarını kesip ellerindeki değerli herşeyi alana kadar hayatının ne kadar sıkıcı olduğunu düşünmekteydi ta kii sevgili Jack tabancasının namlusunu Antony’nin almaması gereken yerine hedef alana kadar Jack denen soyguncuda Vikontu rahatsız eden bir his vardı,ne olduğunu şimdi değil ama mutlaka öğrenecek ve kız oğlan kız gibi görünen bu küçük hırsızın icabına bakacaktı… Chelsea Bellamy aldığı mektup da kardeşinin kaçırıldığını öğrenip yüklü miktarda fidye istendiğinde öğrendiğinde olmayan parası ile kardeşini nasıl kurtaracağının hesaplarını yapmaya başlar. Tek çaresi vardır artık,gerekli parayı toplayana kadar erkek kılığına girerek soygunculuk yapacaktı. Aksiliğe bakınki ilk talipli bir daha karşılaşmayı istemediği birisi çıkar. Kitabın ana konusu kesinlikle mükemmeldi,hırsız polis oynadıkları anlar da gülmek garanti… Ve elbette Antony2nin duygularından ve girdiği çıkmazdan nasıl kurtulacağını düşündüğü anlarda da hüzünlenmekte garanti. Yazarın erkek karakterlerine daha çok çalıştığını belirtmeliyim,duygularını,acılarını ve mutluluklarını daha çok hissettiriyor okuruna. Ve benim vazgeçilmezim olan Simon ‘un yanına Antony’i de eklemekten gurur duydum. Tavsiye kısmım ELBETTE OKUNMASI ‘ndan yana. Zira Hope Taar’ın erkek krakterleri nasıl AŞIK olunacağını çok iyi biliyor… SeRpiL….
Elizabeth Hoyt // Günahkar Aşık___Admininiz Serpil Kır YORUMU Yazarın şimdiye kadar iki kitabını daha okumuş ve hayran kalmama yetmişti… Özellikle de Çirkinin Aşığı kitabını üç kez okumuş birisi olarak diyebilirim ki GÜNAHKAR AŞIK kardeş kitabına rakip oldu bile :) Çok beğendim,bazı yerlerde tüylerim diken diken oldu… Kime üzüleceğimi yada sevineceğimi bilemediğim öyle anlar oldu ki, kitabı bırakma dürtüsüne karşı koydum. Yazarı anlatmama gerek yoktur sanırım,zira sevmeyeni olmadığını düşünüyorum. Siz lerde en az benim kadar tanıyor ve severek okuyorsunuzdur. Ama değinmek istediğim bir nokta var,her okuduğum kitabında hikaye içinde hikaye sunuyor olmasını ayrıca seviyorum bu yazarın. Daha öncekilerde olduğu gibi bu kitabında da DEMİR YÜREK adlı mini hikayeyi armağan etmiiş yazar bizlere…. ♥ Kitap dört hikayeden oluşan bir seri. “ Dört Asker Serisi “ nin ilk kitabı Günahkar Aşık… Spinner’s Faals’ta yaşanılan katliamdan kurtulan Samul Hartley Amerikanın sömürge topraklarından,savaş sırasında pusuya düşmelerine ve bir çok yakın arkadaşını kaybetmesine neden olan facianın sorumlusunu bulmak için aristokratlar şehri Londraya gelir. Nerden başlayacağını gayet iyi bilmektedir ama öncelikle cemiyete kendini kabul ettirmelidir. Ve bunun için kızkardeşine bir şaperon bulması ve sosyeteye takdim edilmesi gerekmektedir. Emeline bunun için en uygun kişidir. Ama öncelikle soğuk ve dik başlı,kuralcı leydiyi ikna etmelidir. Ayağında mokesan ayakkabılar ve bacaklarındaki tozluklar ile zor olsada başka şansı yoktur. Londranın kuralcı ve kıstlıyıcı yaşantısı kendisine göre olmasada pusuya düşmelerine neden olan kişiyi bulmak ve kabuslarından kurtulmak için katlanmak zorundadır. Şansa bakın ki Emeline’nin nişanlısı Kont Vale de bu katliamdan Samuel ile birlikte kurtulanlar arasındaydı. Artık arayışlarında ylnız değildir. Emeline karşı hissettiği tutkuya engel olmak istesmesine sebep bir çok neden vardır. En önemliside kendisinin sömürge topraklarına,Emeline ‘nin ise Londranın şaşalı hayatına alışık olmasıdır. Peki buna engel olabilecekmidir? Ve kabuslarına sebep olan kişiyi bulabilecekmidir. Soruların cevabı satırlarda gizli elbette…. Okurken büyük keyif alarak okuduğum,her sayfasında ayrı heyecan duyduğum mükemmel bir kitaptı… Hem yazarla hem de bu seri ile tanışmak için çok beklememenizi tavsiye ederim… SeRpiL….
Aşk Tanrıçasının Yemek Okulu // Melissa Senate Okuduğum üçüncü kitaptı. Okurken Debbi Mocember tadı almamak kaçınılmaz ve hatta imkansız. Her ne kadar okurken keyif alsamda kendimi mucizeler dükkanını düşünürken buldum. Yazarın okuduğum ilk kitabıydı ama bir çok kitabına rastladım çevrilmemiş. Diliyorum yayınevi diğer kitaplarına da bir şans verir. Kitapta italyan mutfağından herşeyi bulabilir ve kendinzi aşçı olarak hissedebilirsiniz. Zira ben bile merak ettim Holly kalp kırıklığını büyükannesinin kasabasına dönerek gidermeye çalışır. Ama büyükannesinin ani ölümü ile kendini Camillanın İtalyan mutfağını yönetirken bulur. Herşeye sil baştan başlar,bütün yemek tariflerini yapabilmek uzun bir çalışma sürecine başlar. Ve üstelik aşçılık okulunda ders vermeye devam etmek istemektedir. Ama şimdilik sadece dört öğrencisi vardır. Büyükannesinin yaptığı başarıları kendiside yapabilmek için önünde çok uğraşması gereken zamanlar vardır. Yıllar önce büyükannesinin kendisine baktığı falda dediği “Sa Cordula”yı seven (ama inanın tarif bakarak imkansız olduğunu söyleyebilirim) bir adam hayatının aşkı olacaktır. Peki bulabilecekmidir? Bunuda sizler okuyarak karar verin derim Dediğim gibi okurken keyif alarak okuduğum eğlenceli bir kitaptı. Arada benzerlikler bulsamda aynı tadı almak bile yazarın başarısının bir göstergesi diye düşünüyorum… SeRpiL…
Nicole Jordan // Ahlaksız Teklif Notorious yani “ADI ÇIKMIŞLAR” serisinin ilk ktabınıda böylelikle okuyup bitirmiş bulunmaktayım. Son yaz tatilime damgasını vurdu diyebilirim. Lord Sin okunması en keyifli kitaplardan ve hatta karakterlerden birtanesiydi. Seriye her ne kadar sondan başlamış olsamda aynı keyfi,heycanı ve tutkuyu hissettiğimi belirtmeliyim. Yazara değinmeme gerek yok sanırım.Zira mutlaka kitaplığınızda bulunması gereken yazarlardan ilk sıralarda yer almalı. Diğer sevdiğim ve hatta okunması gereken yazarlarda yaptığım gibi ufak bir araştırma sonunda kayde değer bir çok kitbına rastladım,umuyoru yayınevi bu yazarı arkalara doğru itmez ve bizlere yeni kitaplarınıda okuma şansı tanır… Ve bu dört kitapta serinin adı gibi sosyetede “adı çıkmış” lordların hikayelerinin anlatıldığı keyifli kitaplardan… Lord Damien Sinclair gece yarısı bir pusula alır,pusulada kızkardeşinin evden kaçtığı ve kaçtığı kişinin sadece bahis üzerine kızkardeşini kandırdığını öğrenir. Ve talihsizlik üzerine kızkardeşi geri dönerken kaza geçirir. Artık Lord Sin için intikam almak kaçınılmazdır. Kardeşini bu duruma düşüren Lord dan intikamını bütün mal varlığını kumarda kazanarak el koyar. Ama hesaba katmadığı Vanessa Wyndham dır. Vanessa malları geri alabilmek için Lord Sin ile anlaşmaya varmak zorundadır. Tabi hiç ummadığı bir teklifle karşı karşıya kalır. Ahlaksız bir Teklif olsada evini kaybetmeyi göze alamaz.. Ve konu böylelikle başlamış olur.Elbette benim anlattığım çok yüzeysel olan kısmı,aralarındaki çekişme,tutku ve kaçınılmaz aşka sürüklenmelerini okumak çok keyifliydi. Hele ki konu adı çıkmış bir lord olunca temkinli davranmakta fayda vardır. Peki nereye kadar? Bu kısmınada sizler okuyarak karar verin Tavsiyemdir. SeRpiL…
Cathy Kelly // Ömründe Bir Kere Ne diyebilirimki? ilk başladığımda "ne ummuştum ne buldum" diye hayıflanıyordum ilk 50 sayfasında.. Çünkü kitabın kapağı beni büyüleyici bir aşkın satırlarında kaybolacağım hissini uyandırmıştı. Kitabın adına değinmiyorum bile.. Peki itiraf ediyorum, iyiki umduğumu bulamamışım. Çünkü çok daha çarpıcı,ilgi çekici,hüzünlenip,içinizi acıtan birbirine bir şekilde bağlantılı hayat hikayeleri ile karşılaştım. Kısaca Çoook beğendiğim bir yazar ile tanıştım. Konusunu nasıl anlatacağımı inanın bilmiyorum. Yada hangi birinden başlayacağımı. David Kenny den başlayıp Star Bluestone ve Bluestone kadınlarının büyülü hayatlarına,Ingrid Fitzgerald'dan Marcellaya, Dara dan Natalia ya,Charlia den Brendan'a bir çok hayat hikayesi vardı satırlarda... Ama hepsi bir şekilde David,Star ve Kenny's alışveriş merkezi ile bağlanıyor..Kitabın benim için ilginç olan diğer bir kısmı,konunun İrlanda,Ardagh kasabasında geçiyor olması.İlk kez burayada geçen bir kitap okudum. David ve Star gençliklerinde fırtınalı bir aşk yaşamıştır. Ancak Star'ın Bluestone kadınlarından olması David'in ailesinin onaylamadığı ve ayrılıkla sonuçlanan bir aşk hikayesidir. Aradan geçen yıllarda David ve Ingrid evlenip örnek bir aile modeli oluşturur... Ama eksik olan,yada fazla gelen birşeyler vardır hayatlarında. Zamansız kayıplar eksiklikleri düşündürsede geçmişe dönüp bakmak,çözmeye yardımcı olacaktır... Bu devrede her zaman Star duruma istemesede el atacaktır..İnanın konuya fazla değinemiyorum,yalnış birşey söyleyeceğim diye. Kısaca diyebilirim ki, okuyarak çok daha iyi anlayacağınız ve okuduktan sonra onların yerine derin nefes alacağınız bir hikaye... Kitabın ortalarına geldiğimde Debbie Mocamber tadında bir kitap olduğunu düşünmüştüm, ilk kitabın bende bıraktığı etkiyi bıraktı kesinlikle.. Yazarın ne çıkarırsa okuyacağım klişesine kesinlikle uyduğunu söylemeliyim,kaleminin akıcılığına,kesinlikle fazla detaya girmeden satırlarda kaybolmamızı sağladığını söylemeliyim ve umarım yayınevi yazarın diğer kitapları ile de kavuşturur bizi... SeRpiL…