chtsydn

Profil Resmi
Detayları:  cihat soydan, antalya, 30 yaşında, Erkek
1 takip ettiği ve 1 takip edeni var. 0 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
chtsydn okumak istiyor.
Yeraltından Notlar

Bütün diğer romanlardan sonra yazmak istediğim bir itiraf roman vardı...Bu romana bütün yüreğimi vereceğim, kanımı akıtacağım. Sürgün yıllarımda, yatağıma yatmış, iç çözümlemeler yaparken, hüznün altında ezildiğim anlarda bu kararı verdim...Bu roman benim için öyle değerli ki, benimle öyle bir bütünleşmiş ki... Onu başyapıtım yapmak istiyorum...(Fyodor Dostoyevskinin kardeşine yazdığı mektuplardan.)

******

Yeraltından Notlar, Dostoyevskinin yaratıcılığında bir dönüm noktasıdır. Dostoyevski bu yapıtında yepyeni bir anlatım denediğini, Müzikteki geçişleri bilirsin. Bu da tıpkı öyle olacak. Birinci bölümdeki gevezelikler, ikinci bölümde yerlerini ani bir katastrofa bırakacak, şeklinde ifade eder yazdığı bir mektupta.Yapıtın ideolog baş kişisi, Dostoyevskinin sonraki yapıtlarındaki Raskolnikov, Terentyev, Karamazovlar gibi tüm anti-kahramanlarmı önceleyen bir arketip niteliğindedir. Bu anti-kahraman dönemin edebiyatındaki genel eğilimin aksine ne soylu, ne de küçük burjuvadır. Sosyal çevresi tarafından aşağılanmaktan acı çeken, içinde bulunduğu toplumsal şartlara bireysel bir isyan geliştiren küçük bir memurdur. Dostoyevski bu isyanın özüne dönemin aydınlatınca pek hoş karşılanmayan paradoksal düşünceler yerleştirerek 1870lerin Rus aydınlarına da kıyasıya bir eleştiri getirir. Kimi çevrelere göre yapıt, varoluşçuluğun edebiyattaki ilk yansımasıdır.

************

Yeraltından Notlar, insanın özündeki bencil duyguların ve çaresizliğin, kendisini gerçkleştirmesinin sınırlarını ironik ve abartılı ögelerle pekiştirilerek anlatıldığı bu romanda, usta Rus yazarı Dostoyevskinin kaleminden, günlük yaşamın sorunları içinde bunalan tüm çağların çelişkili insanını bulacaksınız.
Yeraltından Notları okurken düşünecek, eğlenecek, yorulacak ve sarsılacaksınız.

************

Yerin altında akıl-eylem-crdem ilişkisini sorgulayan bir insan için yerin üstünde, yani modern dünyada gezinen adımlar ne ifade eder? Modern dünyanın dayatmalarına karşı kişinin yalnızlığı bilinçli bir tercih mi yoksa bir yenilgi midir? Ya da gerçekten yerin altında olan kimdir?
Gerçek dünyadan kendini soyutlamış bir kişinin iç çatışmalannı ve hezeyanlarını konu alan Yer altından Notlarda Dostoyevski, bu soruları cevaplayarak varoluşun temellerine iner ve bireye yönelik psikososyal tahlillerde bulunur.
Dostoyevski okumalarının olmazsa olmazlarından kabul edilen bu çok önemli romanda yazann dalıa sonra yazdığı tüm büyük romanların ipuçlarını bulacaksınız.

************

(...) Eğer Dostoyevski, tıpkı Shakespeare gibi, insanoğlunun kendini, hakkındaki görüşünü değiştirerek zenginleştirecek kadar büyük bir yazarsa, Yeraltından Notlarda yeni bir insan görüşünün ilk belirtilerini okuyor ve bu büyük keşfin nasıl yapıldığını neredeyse görüyoruz. Başarısızlık ve mutsuzluk Dostoyevskiyi kazananların, haklı olanların ve mağrurların ruhsal dünyasından iyice uzaklaştırmış, Rus halkına -ve kendisi gibi olanlara- yukarıdan bakan Batıcı aydınlara bir öfke duymaya başlamış, Batıcılıkla savaşma isteğiyle, Batı eğitimi alarak yetişip bir Batı sanatını (roman sanatını) kullanıyor olmanın arasına sıkışmıştır. Yeraltından Notlar bütün bu ruhsal durumlardan geçen bir hikâye yazma isteğinin ya da bütün çelişkileri inandırıcı bir şekilde kucaklayabilen bir kahraman ve dünya yaratma gayretinin sonucudur.

************

Bu notlar ve yazarı tümüyle bir hayal ürünüdür. Bununla birlikte, etrafımıza şöyle bir baktığımızda, bu notların yazarı gibi olanların aramızda yaşamasının yalnızca mümkün değil, aynı zamanda gerekli olduğunu kabul ederiz. Ben, yalnızca yakın bir geçmişin sıkça rastlanılan tiplerinden birini okuyucularıma tanıtmak istedim. Bu tip, hâlâ yaşamakta olan bir kuşağın temsilcisidir. Yeraltı adını taşıyan bu bölümde, bu kişi kendisini ve düşüncelerini anlatırken, toplumumuzda neden bulunduğunu, bulunmasının niçin kaçınılmaz olduğunu sanki açıklamak ister gibidir. İkinci bölüm ise bu kişinin yaşamındaki bazı olayları anlatan gerçek anılarıdır.

************

Suç ve Cezadan kısa süre önce yazılmış olan Yer Altından Notlar (1864), Dostoyevskynin edebi çıraklığının bitişini gösterir. Sonraki eserlerinde ahlaki sorularının birçoğunu, çekirdek halinde bu kitapta ele alır. Dostoyevsky, insanlığın bütün hastalıklarının düzensizlik ve mantıksızlıktan kaynaklandığına ve mantık yürütmek yoluyla düzeltilebileceğine inanan çağdaşları arasında yaygın olan pozitivizme, gözü peklik ve psikolojik kavrayışın eşi örülmemiş bir şekilde saldırır. Geniş zekasının, isyankar ve geçici iradesi tarafından kösteklendiği isimsiz kahramanın durumunu anlatırken, Dostoyevsky, karşı konulmaz kaprisleri ve meydan okuyan ıstırabının, modern insanların olduğu kadar Nietzsche, Freud, Sartre gibi düşünürlerin ne eğilimlerinin habercisi olduğu, yeni bir edebi kahraman oluşturmuştur. ...

************

Hayatını yabaniliğe varan bir yalnızlık içersinde geçiren bir adamın öyküsü Yeraltından Notlar. Mantık denen şeye bir tekme atıp, tüm matematikçileri cehennemin dibine yollamak isteyen çelişkilerle dolu garip bir adamın Yeraltı diye isimlendirdiği kendi münzeviliği, ya da kendi karanlık bilincine çekilerek olayları ve insanları değerlendiren zeki, ama ne yazık ki zavallı birinin...Belki de Dostoyevskinin yazarlık yöntemini kavramada bir anahtar görevi gören Yeraltından Notlar, insanı, hem kişisel hem de ruhsal değişimi ve çelişkileriyle ele alan güçlü bir Dostoyevski klasiği.

******

Bütün diğer romanlardan sonra yazmak istediğim bir itiraf roman vardı...Bu romana bütün yüreğimi vereceğim, kanımı akıtacağım. Sürgün yıllarımda, yatağıma yatmış, iç çözümlemeler yaparken, hüznün altında ezildiğim anlarda bu kararı verdim...Bu roman ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl
Profil Resmi
chtsydn okumuş.
Beyaz Diş

İlk gençlik heyecanlarıyla okunan kitapların etkisini, o ilk okumanın verdiği benzersiz hazzı unutmak mümkün mü? İletişim ve bilgi edinme imkânlarının son hızla arttığı bir çağda, gençlerimizi ve çocuklarımızı kitapların dünyasıyla buluşturmak eskisi kadar kolay olmasa gerek. Bu anlamda, Millî Eğitim Bakanlığının ilköğretim ve ortaöğretime yönelik 100 Temel Eser seçimi; öğrencilere, velilere ve öğretmenlere, kısacası kültür dünyamıza katkıda bulunacak herkese yararlı olacak niteliktedir.\n\nBir kızıl derili kurt kırmasının dramatik öyküsünü anlatır.\n\nUnutulmaz bir serüven öyküsü olan Beyaz Diş, bir Kızılderili kurt kırmasının öyküsünü anlatır. Savaşçıların en büyüğü olan Beyaz Diş, vahşete vahşetle... karşılık verir. Ta ki, şefkate şefkatle karşılık verme şansını bulana dek...Beyaz Diş, modern dünyanın vahşetini kendi üslubuyla apaçık betimleyen ve bu karikatürize edilmiş gerçekliği geri püskürten unutulmaz bir başyapıttır.\n\n\n\nOkumaktan büyük keyif alacağınız birbirinden güzel hikayelerden oluşan Resimli Çocuk Klasikleri VCD Film hediyesi ile sizler için hazırlandı.\n\nABDli yazarlardan Jack London (1876-1916), yaşam kavgasını anlatan roman ve öykülerinin yanı sıra; hayvanların yaşam kavgasındaki ilkel içgüdüyü betimlemekte de büyük ustalık göstermiş dünya edebiyatının önde gelen adlarından biridir. Anatole Franceın deyişiyle, Jack Londonun yapıtlarının tümünde kımıl kımıl yaşam ve düşünce kaynar. Doğa-insan ilişkisini ele aldığı Beyaz Diş yazarın yabancı dillere en çok çevrilen romanları arasındadır.\n\n\n\nBeyaz Diş, kurt olarak doğmuş ve vahşi doğada yetişmiş bir hayvanın, efendisi tarafından sevgi ve dürüstlükle evcilleştirilmesinin öyküsünü anlatmaktadır.

Beyaz Diş dünyaca ünlü bir romandır. Bu öykünün bu kadar sevilmesinin nedeni, yazarın, gücü ve cesareti sayesinde hayatta kalan kahramanlarını, unutamayacağımız birer efsane haline getirmesidir.\n\nBeyaz Diş: Kanadanın kuzeyindeki vahşi ormanlardaki yaşamın büyüleyici bir romanı. Kurt ile köpek melezi olan Beyaz Diş, hem insan hem de hayvan düşmanlarına rağmen vahşi Yukonda hayatta kalabilmek için doğuştan gelen gücü ve cesaretiyle birlikte içgüdülerine güveniyor. Sürükleyici ayrıntılarla, Jack London, çetin ve acımasız bir ortamda türler arasındaki hayatta kalma savaşının vahşi gerçeklerini göz önüne seriyor. Vazgeçilmez çocuk klasiği Beyaz Diş, Jack Londonın en değerli eserlerinden biri olarak öne çıkıyor.\n\n1906 yılında Beyaz Diş yayınlandığında, Jack London artık ünlü bir yazar olma yolunda önemli adımlar atmış, sadece Amerikada değil, dünyanın başka ülkelerinde de popülerleşmeye başlamıştı. Beyaz Diş, Kuzeyin acımasız vahşi dünyasında hayatta kalma mücadelesini anlatan en başarılı, en büyüleyici romanlardan biridir. Yazar bize, boyun eğmez, amansız bir doğal ve sosyal çevrede, insan ve hayvanın yaşama mücadelesini etkileyici bir gerçekçilikle sunar.\n\nBeyaz Diş, San Franciscoda gemiden indi. Şaşkınlıktan öylece kalakalmıştı. Zaten güç denen şeyi, nedenini kendi de bilmeden içgüdüsel bir kavrayışla tanrılara ait bir özellik olarak kabul etmişti. Ancak San Francisconun çamurlu kaldırımlarında yürürken beyaz adamların tanrısal gücü hiç bu kadar şaşırtıcı gelmemişti ona. O bildiği odundan yapılmış kulübelerin yerini kule gibi yükselen binalar almıştı. Caddeler binbir türlü tehlikeyle doluydu. El arabaları, otomobiller, kocaman atların çektiği büyük at arabaları... Caddelerde vızır vızır dolaşan, diğer araçların arasında bağırıp çağırarak kendisine yol açan elektrikli dev taşıtlar, tıpkı kuzeyin uçsuz bucaksız ormanlarından tanıdığı vaşaklar gibi çığlık çığlığa ilerliyorlardı.\n\nKaranlık ladin ağaçları ormanı, donmuş nehrin her iki yakasında yer alıyordu. Arazi öylesine cansız, ıssız ve soğuktu ki hüzün kelimesi bile onu tanımlamada yetersiz kalıyordu. Sessizlik her yanı sarmıştı. Ama yine de bu uzak yabani topraklarda dirençli bir yaşam vardı.\n\nİlkel bir dünyaya kavuşmak için uygarlıktan kaçacağı yerde, insanların arasına katılmak için ormanı terkeden vahşi bir köpeğin acı, buruk, şaşılası bir yaşama tutkusuyla dolu çarpıcı öyküsüdür Beyaz Diş. Gözleme ve deneye dayanan o yalın gerçekçiliğiyle Jack Landon insanın insanla ve doğayla olan mücadelesini yine destansı boyutlara ulaştırıyor. Bir bakıma Vahşetin Çağrısının devamı sayılan bu sürükleyici romanı bir solukta okuyacağınıza eminiz.\n\nGece karanlığı bastırıyordu. Kampın gürültüsüne ve telaşına alışık olan duyuları körelmişti.Ne görülecek, ne duyulacak, ne de yapılacak bir şey vardı burada. Sessizliğin bozulduğunu ve doğanın harekete geçtiğini görmek için bütün duyularını zorladı. Issızlık içinde dehşetli bir tehlikenin pusuda olduğu hissi onu korkutuyordu. Panik içinde kampa doğru çılgınca koşmaya başladı. Koşa koşa ormandan çıktı ve ay ışığıyla aydınlanmış, gölgesiz ve karaltısız bir düzlüğe geldi. Ama kamp yoktu ortalıkta..Arka ayakları üzerine çöktü, burnunu aya doğru kaldırdı.Yalnızlığının verdiği buruklukla beraber korkusu da artmıştı.Geçmişteki acıları ve geleceğin korkularını anlatan uzun ve acıklı bir uluma tutturdu. Bu onun, ilk uzun ve acı dolu ulumasıydı.. ...\n\nKendi cinsinden ve insanlardan nefret gördüğü, hiç durmadan onlarla mücadele ettiği için büyümesi çabuk fakat tek yönlü oluyordu. İçindeki şefkat ve sevginin filizlenmesi olanaksızdı. Böyle şeyler için en küçük bir umudu bile yoktu. Kuvvetliye boyun eğmek, zayıfı ezmek kuralını öğrenmişti. Gri Kunduz kuvvetli bir tanrıydı. Bu yüzden Beyaz Diş ona boyun eğiyordu. Fakat kendisinden küçük olan köpek, ezilmesi gereken zayıf bir yaratıktı. Onunki kuvvet yönünde bir gelişmeydi. Devamlı acı çekmek, hatta mahvolmak tehlikesine karşı koyabilmek için, yırtıcı ve savunmacı özellikleri aşırı derecede gelişmişti. Diğer köpeklerden daha çabuk hareket ediyor, daha hızlı koşuyordu. Onlara oranla daha hileci, daha öldürücü, daha çevikti. Çelik gibi kasları, ipince sinirleri olan, cesur, zalim, yırtıcı ve akıllı bir hayvan olup çıktı. Bütün bu niteliklere sahip olması şarttı, aksi halde ne ayakta durabilecek ne de içinde bulunduğu bu düşman çevrede yaşayabilecekti.\n\n\n\nHayatın rengi, her insan için farklıdır ve her gün farklı bir biçimde çıkar karşısına... Peki, başka varlıkların gözünden bakınca nasıldır hayat? Onların da bizler gibi kederleri, sevinçleri ve kavgaları var mıdır?Beyaz Diş bu soruların cevabını arıyor. Yarı kurt, yarı köpek Beyaz Dişin gözüyle dünyayı, yaşamı ve her şeye rağmen ayakta kalma mücadelesini anlatıyor. Her şeyin ortasında sandığımız insanı her zamankinden farklı bir yerde buluyorsunuz bu eserde... Zira insan, bu kitapta bir başka insanın değil, bir kurdun gözlerinden anlatılıyor ve yargılanıyor.Dünya klasiklerinden biri sayılan Beyaz Diş, dışımızdaki dünyayı bize yaklaştıran, bize farklı açılardan bakmayı öğreten bir eser. Bu romanı okuduktan sonra, hayata bakışınız değişecek ve diğerlerinin dünyasını daha iyi anlayacaksınız.\n\nIrmak, boydan boya buz tutmuştu. Kuzeyin bu akıllara durgunluk veren karlarla kaplı yolları vahşetin tanımıydı sanki...Herşeye karşın yaşam sürüp gidiyordu. İşte ileride bir köpek sürüsü kızağı sürükleyip götürüyordu. Kızakta iki adam ve bir tabut vardı....\n\nuzeyin soğuk ormanlarında yaşam kavgası...Açlık ve hayatta kalma çabası...Beyaz Diş, bir kurt kırması; damarlarında hem kurt hem de köpek kanı dolaşıyor. Ormanda yapayalnız, hayatta kalmaya çalışıyor. Bir gün, na dek yaşadığı mağaranın duvarını geçip hayata atılıyor e her şeyi en başından keşfetmeye koyuluyor. Vahşi doğanın çetin şartları, yaratılışındaki sertliği gün geçtikçe daha çok besliyor. Ve sonunda Beyaz Diş, amansız bir kurt oluyor. Derken efendiyi, yani insanı tanıyor.Usta yazar Jack London, Beyaz Dişte bir kurt ve ona sahip çıkan farklı efendiler üzerinden evcilleşmenin imkânını sorguluyor.\n\n

İlk gençlik heyecanlarıyla okunan kitapların etkisini, o ilk okumanın verdiği benzersiz hazzı unutmak mümkün mü? İletişim ve bilgi edinme imkânlarının son hızla arttığı bir çağda, gençlerimizi ve çocuklarımızı kitapların dünyasıyla buluşturmak eskisi... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl
Profil Resmi
chtsydn okumuş.
Çocuk Kalbi

Çocuk Kalbi, çocuklar için yazılmış, onların minik yüreklerine hitap eden öykülerden oluşmuş bir kitaptır.Anne-babaların tereddüt etmeden çocuklarına hediye edebilecekl
eri bu kitapta, çocuklar; iyiyi, doğruyu, güzeli öğrenmelerinin yanı sıra, arkadaşlık dostluk kavramlarını da gerçek anlamda tanıyabileceklerdir.Çocukları gerçek hayata
hazırlamak için kaleme aldığı bu eserinde, Amicis; anne-babalara da, çocuk eğitiminde detaylara dikkat çekerek yol gösteriyor.7den 77ye herkesin zevkle okuyacağı bu kita
pta, sıcacık okul anılarını bulacak, çocuk dünyasının ve kalbinin herşeye rağmen ne kadar temiz kalabildiğine şahit olacaksınız.
Sevgili çocuklar, bu kitap; sizlere sevgiyi, arkadaşlığı, dostluğu ve sadakati sunuyor.Tüm zamanların en sevilen çocuk kitaplarından biri olarak dünya çocuklarının kalb
inde yer etmiş olan Edmondo De Amicisnin bu ünlükitabı, iyiye, güzele ve doğruya yönelmede sizin de en yakın rehberiniz olacak.


Dünya Çocuk Klasikleri DizisiÇocuk Kalbi
Edmondo de Amicisin ünlü romanı Çocuk Kalbi, bir çocuğun gözüyle insan ilişkilerini gözler önüne seriyor. Henüz üçüncü sınıf öğrencisi olan Enrico annesi, babası ve kız
kardeşi ile mutlu bir aile yaşantısı vardır. Okuldaki arkadaşlarının herbiri ile iyisi ile kötüsüyle, acısıyla tatlısıyla uzun bir yıl geçirir.Bu kitap herkese ders olab
ilecek hayat tecrübeleri ve bunların çarpıcı sonuçları ile yoğrulmuş. Edep, ahlâk ve erdemle dolu bir baş ucu kitabı.
Klasik, kelime anlamı olarak Üzerinden çok zaman geçtiği hâlde değerini yitirmeyen, türünde örnek olarak görülen eser. demektir. Bizler de Damla Yayınevi olarak dünya e
debiyatının eskimeyen romanlarından oluşan diziyi siz okurlarımız için hazırladık. Romanlar sade, akıcı bir Türkçe ile dilimize kazandırıldı. Hepinize iyi okumalar... -4
.5. ve 6. Sınıflar İçin
Çeşitli ulus eğitimcilerinin dünyanın en faydalı çocuk kitabı seçtikleri, bütün dünya dillerine defalarca çevirisi yapılmış bulunan, Edmondo De Amicisin ÇOCUK KALBİ adl
ı ölmez kitabının yeni baskısını yayımlamakla, yayınevimiz mutluluk duymaktadır.\rÇOCUK KALBİnin başlıca amacı, yarının büyükleri olacak çocuklarımızı iyiye \u0096 güzel
e \u0096 doğruya yöneltmek ve onları iyi insan - iyi vatandaş olarak aileye, topluma ve insanlığa kazandırmaktır.\rÇOCUK KALBİnin değerini ve önemini, yapıtı Fransızcaya
Grands Coeurs \u0096 Büyük Kalp adıyla çeviren A. Piazzinin ön kapaktaki sözleri ile Almancaya çevirenin aşağıya aldığımız düşünceleri çok güzel ve özlü olarak belirtme
ktedir.\r
Bütün dünya dillerine çevrilen ve milyonlarca adet basılan Edmondo de Amicisin Çocuk Kalbi isimli eseri, tutulan bir günlükten yola çıkarak yazılan bir çocuk kitabı. Ço
cuklara iyiyi, doğruyu, adaleti ve güzeli öğreten kitap bir çocuğun okul ve sosyal yaşamını konu alıyor. Arkadaşlığın önemine, dostluğun değerine dair hikayelerin de yer
aldığı kitap 7den 70e her kuşağın zevkle okuyabileceği bir eser. Çocukların dünyasına bakış atmak isteyen herkesin okuyabileceği kitabın tam metnini yayınevimiz tarafın
dan kitapseverlerin beğenisine sunuyoruz...
Çocuk Kalbi, ilkokula giden Enrico adındaki İtalyan bir çocuğun okul ve sosyal yaşamını, çocuğun kendi ağzından anlatan sımsıcak bir romandır. Tutulan bir günlükten yol
a çıkılarak yazılan kitapta aile ve vatan sevgisini, arkadaşlığın ve dayanışmanın önemini anlatan hikayeler yer almaktadır. Ünlü İtalyan yazar Edmondo De Amicis tarafınd
an 1886 yılında tamamlanan kitap, dünyanın tüm dillerine çevrilmiştir.
1846 \u0096 1908 yılları arasında yaşamış olan İtalyan yazar Edmondo de Amicisin kaleme aldığı Çocuk Kalbinin bir dünya klasiği olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Çünk
ü bu yapıt, kaleme alınışının üzerinden yaklaşık yüz yirmi yıl geçmiş olmasına karşın değerinden hiçbir şey yitirmemiştir! Üstelik böylesine eğitici, idealist insan yeti
ştirmeyi amaç edinmiş bir yapıta zamanımızda çok daha fazla gereksinim var. Yeryüzündeki tüm anneler, babalar, öğretmenler; kısacası çocuk yetiştirme görevi olan herkesi
n, bu kitaptan öğreneceği çok şey var. İnsanları sevme, dostluk, dayanışma, bağlılık, özveri, yurt sevgisi, aile bağları, anne-baba sevgisi, öğretmenin değeri, sanatın ö
nemi, emeğe saygı gibi temaların işlendiği bu yapıtın güzel yanı, bütün bunları duyarlı bir öykü diliyle yansıtmasıdır.Her şey bir ders yılı içinde başlar ve biter. Geli
şen olaylar, küçük Enrikonun tuttuğu günlükte anlatılır.Çocuk Kalbi duyarlı bir yüreğe sahip olan büyük küçük herkesin tutkuyla ve bir solukta okuyacağı bir yapıt. Ayrıc
a Melisa Yağmurun dilindeki şiirselliği, yapıtı adeta Türkçede yeniden yaratışını hayranlıkla karşılayacaksınız.
Bu kitap özellikle dokuz ile on üç yaşları arasındaki öğrenciler için yazılmıştır. Kitabın adı Bir Öğrenim Yılının Öyküsü olarak da değiştirilebilir. Kitap, İtalyada İl
kokul üçüncü sınıfa giden bir öğrenci tarafından yazılmıştır. Elbette kitabın tamamını bu öğrencinin yazdığını söylemiyorum. O, gün boyu başından geçen olayları, düşüncelerini, hissettiklerini defterine not ediyordu.

Edmondo de Amicis (1846-1908) edebiyatın her dalında eser vermiş, özellikle gezi yazılarıyla tanınan bir yazar. Fakat Amicise asıl ününü sağlayan romanı, Çocuk Kalbi olmuştur. Amicis, küçük bir çocuğun günlüğü olarak kaleme aldığı Çocuk Kalbinde, ilköğretim çağı çocuklarına vatan ve aile sevgisi, arkadaşlık ve dayanışma gibi olumlu değerler aşılamaktadır.
Çocuk Kalbi, Dünya Çocuk Klasikleri arasında seçkin bir yeri sahiptir. İtalyan yazar Edmando de Amicis bu romanda İtalyan bir öğrencinin ilköğretim okuluna başladığı günden itibaren tuttuğu duygulu günlüğünden yola çıkarak çocukların renkli dünyasını anlatır. Bu kitap sizlere sevgiyi, arkadaşlığı, dostluğu ve bağlılığı sunuyor. ...
Çocuk Kalbi, dünyanın en sevilen ve en çok okunan çocuk romanlarından biridir. İlköğretim çağındaki bir İtalyan öğrencinin, bir yıl tuttuğu günlükten yola çıkarak bu romanı kaleme alan Edmondo De Amicis, çocuk edebiyatının unutulmazları arasında yerini almıştır. Sevginin, dostluğun, paylaşmanın ve insan olmaya dair en sıcak duygularını dile geldiği Çocuk Kalbi, her çocuğun mutlaka okuması gereken bir klasiktir. Geleceğe erdemli, dürüst ve sevgi dolu bir kuşak bırakma sorunluluğu duyan ebeveynler de çocuklarına bu kitabı okutmalıdır.
I874 yılında İstanbula gelen ve 1877de yazdığı kitap Türkçede İstanbul adıyla yayımlanan İtalyan romancı, kısa öykü yazarı ve şair De Amicisin yirmi beşi aşkın dile çevrilmiş olan Çocuk Kalbi, yazıldığı dönemin belli bir yaş grubuna yönelik olsa da, kalbini hayata açmaya hazırlanan, başka insanların kalplerinin seslerini duymayı bilen herkesin kitabı. Enrico adlı öğrencinin günlüğü biçiminde yazılmış, bir ders yılını kapsayan metinlerin arasına serpiştirilmiş ibret öyküleri, İtalyan ulusal birliğinin kurulma döneminin öne çıkarttığı yurtseverlik, özveri, yiğitlik, dostluk gibi konuları içeren öykülerle birleşip bu anı-romanı tarihselleştiriyorlar.
Çocuk Kalbi, bütün dünyanın tanıdığı, çocuklar için yazılan duygusal bir öyküdür. Kitap bir taraftan çocuklara iyiyi, doğruyu ve güzeli sevdirmeyi, olumlu değer yargılarıyla donatmayı,diğer taraftan, toplumla barışık yararlı bir insan olması için yapıcı ve uyumlu bir kişilik geliştirmeyi amaçlıyor. Aynı zamanda çocuklarla ilgili anne-babalara eğitim alanında önemli ipuçları veriyor. Eğitimbilimi uzmanlarınca dünyanın en yararlı çocuk kitabı olarak gösterilmektedir.
Çocuk Kalbi, bir çocuğun okul hatıralarını anlatan bir eserdir. Dünyanın en çok okunan kitaplarından birisidir. Aynı zamanda bir eğitimci olan Edmonda De Amicis, öğretmen ve öğrenci ilişkilerini, okul ve aile işbirliğini zengin bir dille anlatmaktadır. MEB Talim ve Terbiye Kurulu\u0091nun 2207 sayılı Tebliğler Dergisi\u0091nde yayınlanan kararı ile ilk ve ortaokul öğrencilerine tavsiye edilmiştir.
Yazar bu eserinde oğlunun yol boyunca okulda yaşadıklarını, gözlemlediklerini, bir çocuk duygusallığıyla anlatıyor.

Özellikle dokuz ile onüç yaşları arasındaki ilkokul çocuklarına armağan edilen bu kitaba şöyle bir ad da verilebilir: İtalya daki bir mahalle ilkokulunun üçüncü sınıf öğrencilerinden biri tarafından yazılmış, bir yıllık öğrenim döneminin hikayesi. Ancak, bir üçüncü sınıf öğrencisi tarafından yazılmış derken amacımız, kitabı basılmış olduğu şekliyle o öğrencinin yazdığını söylemek değildir.

Bugün okulda birinci günüm. Köyde geçirdiğimiz üç aylık tatil bir rüya gibi bitiverdi. Baretti Okulunun üçüncü sınıfına kaydoldum. Annem yaptırdı kaydımı. Hep köyü düşündüğümden istemeye istemeye gittim okula. Sokaklar çocuk doluydu. İki kırtasiyeciyi de çanta, kitap ve defter almaya gelen ana-babalar doldurmuştu. Okulun önündeki kalabalıktan kapıcı da polis de kapıyı açık tutmakta güçlük çekiyorlardı.

Bugün okulun ilk günü. Üç aylık yaz tatili bir hayal gibi geçip gitti. Bu sabah annem, beni Baretti okulunun üçüncü sınıfına yerleştirirken ben hala yaz tatilini düşünüyor, okula gitmek istemiyordum. Sokaklar okullu çocuklarla, dükkanlar okul alşıverişi yapan anne babalarla doluydu. Okulun hademesi giriş kapısını zorlukla kontrol edebiliyordu. Kapının yanında duran ikinci sınıf öğretmenim, dağınık kızıl saçlarını geriye itip her zamanki neşeli haliyle omzuma dokundu. (Kitabın İçinden)
Edmondo De Amıcıs, yaşam ve eserleri ile insanları etkileyen kişilerdendir. Eserlerinde kelime oyunları, kandırma ve aldatmaca bulamazsınız. Onda gereksiz düşünmeye neden olmayan bir farklılık vardır. Amicisin eserlerinde insanların karşılıklı sevgi, saygı ve hoşgürü örneklerini sunan bir yücelik, inançlı davranışlara karşı eşsiz, derin bir sevgi ve tutkulu bir saygı vardır. Eserlerini daimi iyi ve güzel duyguların gelişmesi ve toplumsal sevginin ve barışın sağlanması yönünde yapmıştır. Bu nedenle iyi bir toplumbilimci, eğitmendir. Duyarlı bir ahlakçıdır. Toplumu ve ilişkilerini, psikolojik bir gözlemle incelemiştir. Eserlerinin her birine ayrı özen göstermiştir. En önemli eserlerinden olan Çocuk Kalbi dünyanın her ülkesine yayılmıştır. Çevirisi yapıldığı ülkelerde en çok okunan kitaplar arasında olmuştur. Çocuk Kalbi önemli bir eserdir. Bu eseri bir çocuğa okutmak, ona yapılacak en büyük iyiliktir. Çocuk Kalbini okuyan bir çocuk büyürken diğer çocuklardan farklı gelişir. Çevresine ışık saçar. Kötü bir insan olması mümkün değildir. Bütün ailelerin Çocuk Kalbini çocuklarına okutması ve üzerinde karşılıklı konuşmaları gerekmektedir.
Dünya çocuk klasikleri arasında karşılıklı sevgi ve hoşgörünün, eğitimin, çocukların dünyasındaki önemini ortaya koyan önemli bir yapıttır.

Çocuk Kalbi, çocuklar için yazılmış, onların minik yüreklerine hitap eden öykülerden oluşmuş bir kitaptır.Anne-babaların tereddüt etmeden çocuklarına hediye edebilecekl
eri bu kitapta, çocuklar; iyiyi, doğruyu, güzeli öğrenmelerinin yanı sıra, arkad... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl
Profil Resmi
chtsydn okumuş.
Sineklerin Tanrısı

Sineklerin Tanrısı başlangıçta, ıssız bir adaya düşen çocukların serüvenlerini anlatan, küçükler için yazılmış bir öykü, R.M. Ballantyne'ın Mercan Adası'nın çağdaş bir uygulaması sanılabilir. Hatta Golding, kendine özgü buruk alaycılıkla, okuyucunun bu sanısını pekiştirmek istercesine, Sineklerin Tanrısı'nın başlıca iki kişisine Mercan Adası'ndaki çocuklardan aldığı Ralph ve Jack adlarını verir. Mercan Adası'nda Ballantyne, oldukça duygusal ve biraz da bön bir iyimserlikle, gemileri battıktan sonra Pasifik Okyanusunda ıssız bir adaya sığınan üç İngiliz gencinin, Büyük Britanya uygarlığının oldukça başarılı bir küçük örneğini nasıl yeniden kurduklarını anlatır. Golding'in Sineklerin Tanrısı'nda da bir mercan adası ve İngiliz çocuklar vardır. Ama altı ile on iki yaş arasında olan bu çocuklar, gelecekteki atom savaşı sırasında, güvenilir bir yere götürülmek üzere bindikleri uçak bir saldırıya uğradığı için bu mercan adasına düşmüşlerdir. Ve bu mercan adasında olup bitenler, Ballantyne'ın romanında olup bitenlere hiç mi hiç benzememektedir...

Sineklerin Tanrısı başlangıçta, ıssız bir adaya düşen çocukların serüvenlerini anlatan, küçükler için yazılmış bir öykü, R.M. Ballantyne'ın Mercan Adası'nın çağdaş bir uygulaması sanılabilir. Hatta Golding, kendine özgü buruk alaycılıkla, o... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl
Profil Resmi
chtsydn şu an okuyor.
Sineklerin Tanrısı

Sineklerin Tanrısı başlangıçta, ıssız bir adaya düşen çocukların serüvenlerini anlatan, küçükler için yazılmış bir öykü, R.M. Ballantyne'ın Mercan Adası'nın çağdaş bir uygulaması sanılabilir. Hatta Golding, kendine özgü buruk alaycılıkla, okuyucunun bu sanısını pekiştirmek istercesine, Sineklerin Tanrısı'nın başlıca iki kişisine Mercan Adası'ndaki çocuklardan aldığı Ralph ve Jack adlarını verir. Mercan Adası'nda Ballantyne, oldukça duygusal ve biraz da bön bir iyimserlikle, gemileri battıktan sonra Pasifik Okyanusunda ıssız bir adaya sığınan üç İngiliz gencinin, Büyük Britanya uygarlığının oldukça başarılı bir küçük örneğini nasıl yeniden kurduklarını anlatır. Golding'in Sineklerin Tanrısı'nda da bir mercan adası ve İngiliz çocuklar vardır. Ama altı ile on iki yaş arasında olan bu çocuklar, gelecekteki atom savaşı sırasında, güvenilir bir yere götürülmek üzere bindikleri uçak bir saldırıya uğradığı için bu mercan adasına düşmüşlerdir. Ve bu mercan adasında olup bitenler, Ballantyne'ın romanında olup bitenlere hiç mi hiç benzememektedir...

Sineklerin Tanrısı başlangıçta, ıssız bir adaya düşen çocukların serüvenlerini anlatan, küçükler için yazılmış bir öykü, R.M. Ballantyne'ın Mercan Adası'nın çağdaş bir uygulaması sanılabilir. Hatta Golding, kendine özgü buruk alaycılıkla, o... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl
Profil Resmi
chtsydn okumuş.
Küçük Prens

Hiç kimsenin kitabımı özensizce okumasını istemem doğrusu. Bu anılarımı yazarken çok üzüntülü anlar yaşadım. Arkadaşım koyunu ile birlikte beni bırakıp gideli tam altı yıl oldu. Onu burada anlatmaya çabalıyorsam, bu biraz da onu unutmamak için. Arkadaşı unutmak çok üzücü bir şey. Herkesin arkadaşı olmamıştır. Arkadaşımı unutursam, kendimi o, sayılardan başka bir şeye değer vermeyen büyükler gibi hissederim sonra.
Çölde uçağı düşen pilotun başına dikilip "Bana bir kuzu resmi çiz." diye tutturan, gezegeninde tek başına bıraktığı gül için de acı çeken, büyük insanları anlamakta zorlanan Küçük Prens... Buğday saçlı, gizemli küçük çocuk... Yaratıcı pilot-yazar Antoine de Saint Exupery ile arasındaki benzerlikler çarpıcı. Küçük Prens'in gün batımlarında hüzünlenip düşündüğü dört dikenli gülü varsa, Saint-Exupery'nin de Arjantin Postaları için çalışırken tanıştığı, Salvadorlu Consuelo adında bir sevgilisi var. Ve onunla evlenmiş. 1944 yılı Temmuz ayında Korsika'dan havalanan uçağı, Akdeniz'de kayıplara karışmadan dört gün önce Consuelo'ya: Sizi seviyorum, sizi hep koruyacağım. diye yazmış. Ama Küçük Prens'in gülünü fanus ile kapatıp korurken, o deli dolu, başına buyruk Consuelo'ya esasında pek söz geçirememiş, onu kanatları altına alamamış. Uçağın kalıntıları, 60 yıl sonra Nisan 2004'ün başlarında Marsilya açıklarında bulundu. Kaza mı, intihar mı bilinmiyor. "Gerçeği sadece yüreğinle görebilirsin." diyen yazar, bu dünyaya veda edip giden Küçük Prens gibi yok olup gitmiş. Sırlarını bilen yok. Cevdet Yalçın
Küçük Prens'i tanıyan-tanımayan, yeniden keşfetmek isteyen, ya da çizgi roman meraklısı olan her yaştaki çocuklar için, Joann Sfar'ın muhteşem çizgileriyle.

Hiç kimsenin kitabımı özensizce okumasını istemem doğrusu. Bu anılarımı yazarken çok üzüntülü anlar yaşadım. Arkadaşım koyunu ile birlikte beni bırakıp gideli tam altı yıl oldu. Onu burada anlatmaya çabalıyorsam, bu biraz da onu unutmamak için. Arkad... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl
Daha Fazla Göster

chtsydn şu an ne okuyor?

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.