apolarbag

Profil Resmi
0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 16 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
apolarbag okumuş.
Kürk Mantolu Madonna

"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk Mantolu Madonna'yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum."

Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.

"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 10 ay
Profil Resmi
apolarbag okumuş.
Anayurt Oteli

"Ne ölü, ne sağ" bir yaşamın kahramanı Zebercet. Gözünü ilk açtığı ve yaşadığı Anayurt Oteli'yle aynı kaderi paylaşıyor: Birbirine benzeyen geçici ilişkilerle geçen günler, yalnız ve tek başına sürüklenen bir hayat.
Gecikmeli Ankara treniyle gelen -adını bile bilmediğimiz- kadın, otelde bir gece kalır ve Zebercet'in de, Anayurt Oteli'nin de sessiz akıp giden günlerinin içeriği değişir.
Küçük ayrıntıların tekdüze şaşmazlığında nerdeyse takıntılarla sürüklenen bir yaşamın öfkesi de, çaresizliği de büyük oluyor.
Türk edebiyatının unutulmaz bir tipi ve unutulmaz bir mekanı.

"Ne ölü, ne sağ" bir yaşamın kahramanı Zebercet. Gözünü ilk açtığı ve yaşadığı Anayurt Oteli'yle aynı kaderi paylaşıyor: Birbirine benzeyen geçici ilişkilerle geçen günler, yalnız ve tek başına sürüklenen bir hayat.
Gecikmeli Ankara t... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 10 ay
Profil Resmi
apolarbag okumuş.
İnci Gibi Dişler

Elinizdeki romanın 80 sayfalık müsveddesini götürüp yayınevinden 250.000 pound avans alan Zadie Smith, kitap piyasaya çıktığı andan itibaren hem İngiltere'de hem dünyada çok büyük sükse yaptı ve hemen hemen bütün ödüllerde adını bir fırtına gibi estirdi. Öyle ki dünyaca ünlü Guardian gazetesinin bu yıl ilk defa verdiği ödülü kazandığında da, jüride bulunan ünlü romancı Julian Barnes, düşüncelerini şu sözlerle ifade etmişti: Bir romancı olarak içim kıskançlık ateşiyle kavruluyor.

Peki, ne anlatıyordu ki bu gencecik, yarı-Jamaikalı kız: Her türlü aşırılığın revaçta olduğu Londra'nın kenar semtlerinden birinde, farklı renklerin, farklı dinlerin ve farklı kuşakların, Joneslar, Ikballer ve Chalfenler gibi üç renkli ailenin, çoluk çocuk birbirinden matrak hikâyeleri etrafında, göçmenlerin, geleneklerin, İngiliz orta sınıf ailesinin ve alt-kültürlerin ağzına kadar dolu bir cümbüş sürahisine daldırılıp daldırılıp çıkarılan bir parodisini... İddia ediyoruz ki, milenyumun ilk parlak edebiyat yıldızı olan Zadie'nin Inci Gibi Dişler'ini ya her gün bir öğün yirmi sayfa eğlence ve keyif şöleni olarak yuvarlayıp bir aylık bir rüyaya yattığınızda, ya da işinizden üç gün izin alarak bir defada oturup gözleriniz kan çanağına dönene kadar yutarak bitirdiğinizde, kesinlikle tadı damağınızda kalacak ve keşke daha çok sayfa, daha çok olsaydı... diye söyleneceksiniz.

İnci Gibi Dişler, uçuk bir kızdan delice ironilerle dolu çılgınca bir roman...

Elinizdeki romanın 80 sayfalık müsveddesini götürüp yayınevinden 250.000 pound avans alan Zadie Smith, kitap piyasaya çıktığı andan itibaren hem İngiltere'de hem dünyada çok büyük sükse yaptı ve hemen hemen bütün ödüllerde adını bir fırtına gibi... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 10 ay
Profil Resmi
apolarbag şu an okuyor.
Piç

Bu çağın zor ve acımasız şartlarından kendi şartlarını yaratan dört genç... Onların farklı, heyecanlı, düzensiz dünyası. Düzenin dışında, karşısında kurmuşlar hayatlarını. Onlar, yazarın deyimiyle, birer piç. Babaları belli olmadığı için değil, babalarının yaşam şartlarını reddettikleri, babalarına ihanet ettikleri için. Hakan Günday, Türk edebiyatının genç ve Batılı sesi olduğunu bu yeni romanında da bir kez daha gözler önüne seriyor. Piç, onun XXI. yüzyıl gençlerinin dünyasına içerden ve zaman zaman dışardan bakışının romanı. Gerçekçi ve akıcı diyaloglarla güçlendirdiği anlatımında kişilikleri de detaylı ve özenli bir biçimde ortaya koyuyor Günday. Romanı okurken, piçlerle dost oluyorsunuz, tabiî kimi zaman da düşman. Değişik ve çarpıcı bir ritmi var bu romanın. Bazen bu dört gencin macerasına kaptırıyorsunuz kendinizi, bazen de aniden olayların dışında buluyorsunuz. Çünkü Hakan Günday olay örgüsünü zaman zaman piçlerin tanımlamalarıyla kesmeyi tercih etmiş. Onların neyi neden yaptığını açıklıyor bize. Kahramanlarını ait oldukları topluluğun özellikleriyle ortaya koyuyor.Piç, genç ve güçlü bir roman. Türk edebiyatına Batılı bir ses getiren bu yazarı ve onun son kitabını göz ardı etmemenizi öneririz.

Bu çağın zor ve acımasız şartlarından kendi şartlarını yaratan dört genç... Onların farklı, heyecanlı, düzensiz dünyası. Düzenin dışında, karşısında kurmuşlar hayatlarını. Onlar, yazarın deyimiyle, birer piç. Babaları belli olmadığı için değil, babal... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl
Profil Resmi
apolarbag bir kitabı yarıda bıraktı.
Pigme

Eleman ben, ajan 67 numaranın XXX anlatısı burada, bu kitapta başlıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin XXX kentine XXX ülkesinden gelen namı diğer Pigme’nin.
Burada, geniş soluklu inek baba, tavuk anne, kedi kız kardeş ve domuz köpek erkek kardeşle birlikte yaşayacağım. Tabii kısa bir süre. Kargaşa Operasyonu’yla emperyalist düzenin ve bu düzenin sahipleri, en çok nefret edilen Amerikalıların canına okuyana kadar. Dönek Yahudi, kokuşmuş dahi, atom bombasının babası Robert Oppenheimer’ın dediği üzere, “Ölüm gibi, dünyaların yıkıcısı olacağım ben”.
Tüm kitaplarında, vahşi kapitalist sistemin ve bu sistemin parçası tüketim toplumunun ona damgasını vuran klişeleriyle birlikte en iyi eleştiren yazarlardan biri olan Chuck Palahniuk, Pigme’de iki farklı sistemin, liberal kapitalizmin ve otoriter devletçiliğin adeta otopsisini yapıyor. Bunu yaparken de yine iğrenç, edepsiz, pervasız bir dil kullanmaktan, tüm putları teker teker kırmaktan, yüz kızartmaktan ve karın ağrıtmaktan çekinmiyor. Ancak bu defa, zekâ dozu çok yüksek hikâyesine mizahı da bolca katmış, hatta aranırsa içinde aşk bile var.
Pigme’yi okurken her zamanki gibi anarşist ruhunuz harekete geçecek. Ancak bu defa bolca eğleneceksiniz de. İçinizden kapitalizme, faşizme bir uçan tekme atmak geçecek, Pigme’nin her fırsatta yaptığı ya da yapmayı hayal ettiği gibi. Kısacası, her şey var bu kitapta, aşk, cinayet, kahkaha, ayaklanma, devrim ve ihanet…

Eleman ben, ajan 67 numaranın XXX anlatısı burada, bu kitapta başlıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin XXX kentine XXX ülkesinden gelen namı diğer Pigme’nin.
Burada, geniş soluklu inek baba, tavuk anne, kedi kız kardeş ve domuz köpek erkek kardeşle... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl
Profil Resmi
apolarbag okumuş.
Harry Potter ve Sırlar Odası (Harry Potter, #2)

Oldukça zor bir sene atlatan Harry Potter Hogwarts'daki 2. yılına büyük bir sevinçle başlar. Fakat okulda sırasıyla taşlaşan öğrenciler yüzünden günah keçisi olmuştur. Aslında yaz tatilinde kendisine görünen cin Dobby'nin yaptıkları ve söyledikleri onu etkilemiştir. Çünkü Dobby, Harry Potter'ın büyük bir tehlike ile karşı karşıya kaldığını söylemiştir. Dobby Harry ve arkadaşı Ron'un Okul trenine binmesini bile engellemiştir.

Harry Quidditch takımının değişmez arayıcısı olmuştur. Zaman ilerledikçe en yakın arkadaşlarından olan Hermione'nin taşlaşması ve Ron'un kızkardeşi Ginny'nin kaçırılması onu tuvalet hayaleti Mızmız Myrtle'a yönlendirmiştir. Fakat bundan önce Harry'nin eline geçen bir gizemli günlük olayların büyümesine yol açtı. Günlüğün sahibiyle günlükte esrarengiz konuşmalara imza atan Harry, kendisini Hagrid'in yıllar önce açmış olduğu sanılan Sırlar Odasında bulur. Sırlar Odasını son açan Tom Marvolo Riddle ismiyle okul kayıtlarına geçen Lord Voldemorttur. Basiliskle düello sonucu Harry, Ankakuşu yardımıyla sırlar odasından Ginny ile beraber çıkar, Gilderoy Lockhart'ın hafızasını kaybetmesi nedeniyle okulda Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersleri iptal edilir. Dönem Gryffindor binasının galibiyetiyle sona erer.

Oldukça zor bir sene atlatan Harry Potter Hogwarts'daki 2. yılına büyük bir sevinçle başlar. Fakat okulda sırasıyla taşlaşan öğrenciler yüzünden günah keçisi olmuştur. Aslında yaz tatilinde kendisine görünen cin Dobby'nin yaptıkları ve söyl... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 3 ay
Daha Fazla Göster

apolarbag şu an ne okuyor?

Piç

%0

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.