"Ne kadar büyük bir aşktı yaşadıkları!
Özgür, eşi benzeri olmayan bir aşktı. Başkalarının ancak şarkılarda söylediklerini onlar yüreklerinde hissetmişlerdi. Birbirlerine olan sevgilerinin nedeni, uyduruk tanımlarda betimledikleri gibi, 'yakıcı tutku' ya da 'karşı koyulamayan duygular' değildi. Evrendeki her şey; ayaklarının altındaki toprak, başlarının üstündeki gökyüzü, bulutlar, ağaçlar birbirlerini sevmelerini istedikleri için bağlanmışlardı birbirlerine. Birbirlerine olan aşkları kendilerinden çok çevrelerini, sokakta karşılaştıkları tanımadıkları insanları, uzun yürüyüşlerinde gördüklerini, yaşayıp buluştukları odaları mutlu etmişti belki de." Ülkemizde romancı olarak tanınan ama Rus edebiyatının büyük şairi Boris Pasternak'ın tek romanı: Doktor Jivago. 1917 ihtilalinin gölgesi altında üç hayat. Jivago, Lara ve Tonya.
1956'da SSCB tarafından yayımlanması uygun görülmeyen, 1957'de gizlice kaçırıldığı İtalya'da ilk kez yayımlanan ve 1958 Nobel ödülünü Pasternak'a kazandıran kitap, 50 yılı aşkın bir süre sonra, ilk kez eksiksiz bir biçimde ve doğrudan Rusçadan çevrildi. Jivago'nun yazdığı şiirler ekiyle birlikte.
"20. yüzyılın ortasında, 19. yüzyılın büyük Rus romanı, Kral Hamlet'in hayaleti gibi, geri dönüp bizi ziyaret ediyor. Boris Pasternak'ın Doktor Jivago'sunun bizde uyandırdığı duygu işte bu."
-Italo Calvino-
(Tanıtım Bülteninden)
"Ne kadar büyük bir aşktı yaşadıkları!
Özgür, eşi benzeri olmayan bir aşktı. Başkalarının ancak şarkılarda söylediklerini onlar yüreklerinde hissetmişlerdi. Birbirlerine olan sevgilerinin nedeni, uyduruk tanımlarda betimledikleri gibi, '... tümünü göster
Ülkesi SSCB'de yayımlatamadığı, bu nedenle 1957'de İtalya'da yayımlanan Doktor Jivago adlı romanıyla ünlenen ve 1958'de Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülen ancak Sovyet Rusya hükümetinin baskısıyla ödülü reddetmek zorunda kalan Boris Pasternak İnsanlar Ve Haller'de sıradışı bir özyaşam öyküsü denemesi sunuyor. Skriyabin'den esinlenerek Moskova Konservatuvarı'na başlayan, sonrasında müzisyen olma fikrinden vazgeçip edebiyata ve şiire yönelen Pasternak, Rilke'ye hayranlık duyar. Sartre'ın Bulantı'sını okunaksız diye nitelerken, vatandaşı Mayakovski'yi büyük bir şair olarak görmüyordu. Yazarlığının ve şairliğinin yanı sıra Shakespeare'in Goethe'nin eserlerini de Rusça'ya çeviren Boris Pasternak İnsanlar Ve Haller'de özyaşam öyküsünün kaleme alırken dönemin Rusya'sında temas ettiği sayısız yazar, sanatçı ile yaşadığı deneyimleri de içtenlikle aktarıyor.
Ülkesi SSCB'de yayımlatamadığı, bu nedenle 1957'de İtalya'da yayımlanan Doktor Jivago adlı romanıyla ünlenen ve 1958'de Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülen ancak Sovyet Rusya hükümetinin baskısıyla ödülü reddetmek zorunda k... tümünü göster
Doktor Jivago, SSCB resmi görüşüne uygun yazılmadığı gerekçesiyle reddedildi. 1957'de ilk kez İtalya'da basılan roman, kısa sürede çeşitli dillere çevrilerek dünyaca ünlendi. Pasternak, 1958 Nobel Edebiyat Ödülüne değer görüldü. Ancak, yapılan baskılar sonucu ödülü geri çevirmek zorunda kaldı. SSCB'de uzun yıllar yasak olan roman, 1985'deki demokratikleşme hareketi döneminde yayınlandı.
Doktor Jivago, SSCB resmi görüşüne uygun yazılmadığı gerekçesiyle reddedildi. 1957'de ilk kez İtalya'da basılan roman, kısa sürede çeşitli dillere çevrilerek dünyaca ünlendi. Pasternak, 1958 Nobel Edebiyat Ödülüne değer görüldü. Ancak, yapı... tümünü göster
Caz müzisyeni Izzy Maurer, New Yorktaki bir gece kulübünde bir kaza kurşunuyla vurulur ve yaşamı tümüyle değişir. Izzy, gizemli bir taşın büyüsüne kapılarak, ruhunun tuhaf ve ürkütücü labirentinde masalsı bir yolculuğa çıkar. New York Üçlemesi, Şans Müziği, Ay Sarayı, Brooklyn Çılgınlıkları gibi romanlarıyla son dönem Amerikan edebiyatının en saygın yazarlarından biri olan Paul Auster, sonradan Duman ve Surat Mosmor gibi senaryolarıyla sinemaseverlerin gönlünde de taht kurmuştu. Lulu Köprüde ise, Austerın senaryosunu yazmakla yetinmediği, ilk kez yönetmenliğini de üstlendiği bir yapıt.Lulu Köprüde, masal tadında bir gerilim anlatısı, ama her şeyden önce aşkın insanı sağaltan güçlerinin öyküsü. Austerın bu benzersiz senaryosunu, kendisiyle yapılmış kapsamlı bir söyleşi eşliğinde sunuyoruz. Hem tüm Auster okurları, hem de sinema tutkunları için.
Caz müzisyeni Izzy Maurer, New Yorktaki bir gece kulübünde bir kaza kurşunuyla vurulur ve yaşamı tümüyle değişir. Izzy, gizemli bir taşın büyüsüne kapılarak, ruhunun tuhaf ve ürkütücü labirentinde masalsı bir yolculuğa çıkar. New York Üçlemesi, Şans ... tümünü göster
Paul Auster'in yapıtlarında, çağdaş insanı en çıplak durumuyla görüyor, onunla aramızda özdeşlikler, benzerlikler kurabiliyoruz. Paul Auster'in yazdıklarının bu kadar beğenilmesinin, benimsenmesinin nedeni, belki de okuruyla arasındaki bu paylaşım. Bir Amerikalı yazar olmasına karşın, Amerikalı insanı değil, insanı anlattığı için evrensel boyutta oluyor yazdıkları. Yazarın bunca benimsenmesinin bir başka nedeni de, kısa, yalın cümlelerden oluşan kıvrak ve duru anlatımının, psikolojik çözümlemelerde kapsamlı ve derin bir boyuta ulaşabilmesi. Kurmaca yazarının genel yaklaşımının dışına çıkan ve alabildiğine gerçekmiş duygusu vererek yazan Paul Auster, olabilirleri, olması gereklileri değil, olanları, yaşadıklarını, tanık olduklarını aktarıp süslü edebiyattan uzak duruyor, yaşama hızını aktarabilmek için anlatımını yalınlaştırıp durulaştırıyor. Cebi Delik, yazarı tanımak isteyenler için benzersiz bir fırsat: Yaşamöyküsünü içtenlikle, dobra dobra ve her zamanki akıcı, ustalıklı diliyle ortaya koymuş Paul Auster.
Paul Auster'in yapıtlarında, çağdaş insanı en çıplak durumuyla görüyor, onunla aramızda özdeşlikler, benzerlikler kurabiliyoruz. Paul Auster'in yazdıklarının bu kadar beğenilmesinin, benimsenmesinin nedeni, belki de okuruyla arasındaki bu p... tümünü göster