Silo - Wool 1

Yakın bir gelecekte, yeryüzü zehirli gazlardan yaşanmaz hâldedir. İnsanlar dünyanın hayli sınırlı bir bölümünü, yaşadıkları çok katlı yeraltı silosunun en üst katındaki ekranlardan seyretmektedirler. Yasalar gereği bu tek görüntüyle yetinip yeryüzü hakkında hiçbir meraka kapılmaksızın yeraltına gömülü olarak, âdeta kapana kısılmış hâlde yaşamlarını sürdürürler. Zaten silodaki hayat da ancak sorgusuz ve sualsiz yaşandığında katlanılabilirdir. Ama bir de yaşadıkları hayatın gerçekliğinden şüphe duyup dışarısı hakkında sorgulamalar yapanlar vardır ki onlar bir daha asla uyanamayacakları bir kâbusun ortasında bulurlar kendilerini.

Yakın bir gelecekte, yeryüzü zehirli gazlardan yaşanmaz hâldedir. İnsanlar dünyanın hayli sınırlı bir bölümünü, yaşadıkları çok katlı yeraltı silosunun en üst katındaki ekranlardan seyretmektedirler. Yasalar gereği bu tek görüntüyle yetinip yeryüzü hakkında hiçbir meraka kapılmaksızın yeraltına gömülü olarak, âdeta kapana kısılmış hâlde yaşamlarını sürdürürler. Zaten silodaki hayat da ancak sorgusuz ve sualsiz yaşandığında katlanılabilirdir. Ama bir de yaşadıkları hayatın gerçekliğinden şüphe duyup dışarısı hakkında sorgulamalar yapanlar vardır ki onlar bir daha asla uyanamayacakları bir kâbusun ortasında bulurlar kendilerini.


Değerlendirmeler

değerlendirme
9 puan

POLİTİK GÖNDERMELERLE DOLU SARSICI BİR BİLİM KURGU

Kuşku ölümcül olabilir...

Dışarıda hayat olabileceği ya da hayatlarını bir dehlizde boş yere tükettikleri kuşkusu...

Bu kuşkuya kapılan kimseler "temizlik" 'e gönderilir. Silo'nun dışına çıkma şansı sadece bu ritüelleşmiş idam senaryosu için geçerlidir. Dışarıyı görüntüleyen sensörlerin temizliğini yapmak için ölüme yollanan kimselerin neden bu görevi yerine getirdiği, kimsenin isyan etmediği kuşkusu Şerif Holston'un eşinin canını almıştır. Onu yıllar sonra Holston da takip edecek, ardından açılan boşluğu doldurmak için seçilen mkeaniker Juilette tüm Silo'nun yün ipliği gibi çözülmesine ( kelime oyununu mazur görün ) neden olacak olayları başlatacaktır...

Dünya'nın yaşanmaz hale gelmesinden önce insanlığın gen kaynaklarını korumak, ırkın devamlılığını sağlamak için yerin altına yüz kat inen silolar inşa edilmiştir. Zehirli hava yüzeyi döverken insanlık gelişimine burada devam etmeye çabalayacaktır. Kendine yeterli silolar hiyerarşi piramidini izleyen bir yetki yapısına göre dizayn edilmişler. En Derin'de tüm siloya enerji ve maden sağlayan makineler ve onların çobanları olan Mekanikerler, Orta katlarda memurlar , En Tepe'de de Başkan ve üst kademelerden kimseler yer almakta. Usta çırak ilişkisine farklı bir isim veren yazar, çeşitli iş kollarına alınmadan önce insanların gölgelik yaptığı bir deneyim kazanma örgüsü kurgulamış.

Tüm katlarda şerif yardımcılarının ofisleri bulunurken Şerif en üst katlarda ikamet ediyor. Orta katlarda yer alan IT, enerjinin çoğunu alan yetkilendirmeler icazet veren gücün arkasındaki güç olarak okurun karşına çıkmakta. Her katın veya iş kolunun giyim renkleri ait olduğu grupları işaret ederken yazar Robbers Cove deneyine atıfta bulunmuş ve alıntı yapmış. İnsanları bir arada ama ayrı tutmak için düzenlenmiş mimarisi, incelikle kurulmuş tabuları ve iletişimin kısıtlı olması nedeniyle halk hareketlerinin kolay kolay başlamaması gibi detaylar, yazarın distopyası üzerine gerçekten vakit harcadığını gösteriyor.

"Geçmişi kontrol eden geleceği de kontrol eder. Bugünü Kontrol eden geçmişi de kontrol eder." George Orwell / 1984

Bir öcü masalı gibi çocuklara tekrarlanan, insanların için korku salan "İsyan" öyküleri Silo halkını uyumlu ve evcilleştirilmiş tutuyor. İsyan'da tüm kitap ve geçmişe ait verilerin yok edildiği söylenmesine karşın gizli güç olan İT departmanı verilerin sınıflandırılmasını ve imhasının fetvasını vermiş olduğunu yazar okuruyla paylaşarak insanların hayatları üzerine neredeyse mutlak güce erişmiş bir bürokrasinin korkutucu tablosunu tıpkı büyük usta Orwell'in 1984 gibi sert hatlarla çiziyor.

Çekilişe bağlanan yaşamlar birlik duygusunu törpüleyip insanları ayırıyor. Çekilişe temizlik sırası yani idamı, ve çocuk edinme şansını bulan insanlar, hayat ve ölüm dağıtan bu sistem karşısında sinmiş durumdalar. Beton tüm hayatlara baskı yapıyor, yer altında yaşamak için dizayn edilmemiş beden ve zihinler kırılıyor. Bir sonraki idam mahkumunun kim olduğunun bilinmemesi huzurluk ve kuşkunun yaptığı baskıyı arttırıyor ve sistemin ekmeğine yağ sürüyor. Adalet kavramı anlamını yitirmiş, İT'nin fetvalarını hazırdan okuyan yargıçlar ve şerifler sistemin sürdürülebilirliğini sağlıyor.




Kendi eşini idama mahkum eden Holston, konformizmin insanı nerelere götüreceğine dair kurgulanmış hoş bir figür. Yalan üzerine yalanla kurulmuş olan sistem, itaati ve öforiye bulanmış son dakikalar yaratmak için tüm Silo'nun işbirliğini gerektiriyor. Dışarının manzarasını duvar - ekranlardan izleyen insanlar, aileler, ufuğa varamadan düşüp ölen kişilerin hangisinin komşuları veya çocukları ya da eşleri olduğunu bilemiyorlar ve ceset dolu bir ekranı izliyorar. Bürokrasi yergisi ve Makyavellizm sorgusunu İT üzerinden götüren yazar, rol çatışmalarını Juliette ve Lukas'ın ilişkisinde de kullanmış. "Akıllı tasarım" argümanını materyalist bir mekanikerin ağzından duymak hoş bir ironi. Tanrı kompleksli Bernard, akıl sağlığı pamuk ipliğine bağlı önce gizli sonradan açık bir diktatör portresi çizerken tutarsızlık sergilese de içinde bulunduğu buhran kurgu hatasına düşülmesini engellemiş.

"Yalanlar döneminde gerçeği söylemek, devrimci bir eylemdir." George Orwell

Popülist argümanlarını Juliette üzerinden dillendiren yazar, gerçeği arayan sorgulayan veya dile getirenlerin ölüm cezasına çarptırıldığı bu beton ve çelikten cehennemde en büyük isyanın temizlik yapılmaması olduğunu vurgulamış. İsyan tohumları En Derin'de yeşerirken Walker, karakteri Silo'nun kolektif algısının kişilik verilmiş hali olarak okurun karşısına çıkıyor. Freudyen imalara da başvuran yazar, Knox'u korkuyu ve disiplini temsil eden baba figürü olarak McLain'i ise sevgisine ulaşılmak istenen anne figürü olarak kurgulamış. Silo'yu kuran ve ayakta tutan tabular onun çöküşünü hazırlıyor.




Yazarın değinmediği tek politik organ ise Kilise. Kilise'nin rahiplerinin levazımatçılık dışında bir görevleri yokmuş gibi görünüyor. Yeraltının en büyük gerilimini klostrofobiyi ustaca kullanmış olan yazar, özellikle duygu irdelemelerinde ve genel olarak tasvirlerinde başarılı ifadelerle okuru kendine bağlıyor. "İnsanlığı korumak için dizayn edilen Silolar, insanları kendinden koruyabilecek mi?" sorusunu irdeleyen eser politik göndermeleri, taze kurgusu, inandırıcı karakterleri ile tam bir şölen. Yün ipliklerin çözülmesi gibi parça parça çözülen kurgusu yazarın edebi gücüne dair bir farkındalık da sağlıyor.

8 puan

Silo gerçekten de çok başarılı bir kurguya sahip. Daha ilk sayfalarından itibaren sizi gizemlerle dolu, post-apokaliptik bir dünyaya bırakıyor ve her sayfasında ufacık bilgi kırıntıları vererek merakınızı körüklüyor. Kitapta ilerledikçe her sırra yavaş yavaş vakıf olmaya ve işin iç yüzünü kahramanlarımızla birlikte anlamaya başlıyoruz. Fakat o noktadan sonra roman bambaşka bir amaca odaklanıyor ve ilginizi canlı tutmayı başarıyor.

Kitap her ne kadar Fallout evrenini andırsa da içinde değişim geçirmiş yaratıklar, zombiler gibi şeyler yok. Hatta aslına bakarsanız aksiyon sahneleri de çok fazla değil. Ama gerek karakterleri, gerek anlatımı, gerekse anlattığı dünya sebebiyle oldukça keyifli bir okuma sunuyor. Gönül rahatlığıyla tavsiye olunur.

10 puan

Son zamanlarda okuduğum en iyi distopik bilimkurgu diyebilirim. İnsanı gerçek anlamda sürüklüyor ve karakterler de bir o kadar gerçek . Kitabın sizi sürekli ters köşeye yatırması açısından da son derece başarılı olduğunu söylemek isterim.

7 puan

Özgün, güzel ve sürükleyici. Hikaye akışı bazında çok da stabil olduğunu söyleyemem, bazı yerler çok yavaş akıp sıkmaya başlarken bazı bölümlerde sayfalar birbirini kovalıyor. Bölümlerin zırt pırt kesilmesi sonlarda can sıkıcı bir hale gelmese 1 puan daha yüksek olabilirdi. Devamını merak ediyorum o ayrı.

8 puan

Çok güzel bir hikaye, oldukça sürükleyici. Ama sonunun daha farklı olmasını dilerdim.

7 puan

Güzel bir konusu ve güzel bir anlatımı var fakat bazı konular ve cümleler kendini oldukça fazla tekrar ediyor. Bu kitabı sanırım 1984'e o açıdan çok benzettim. O da harika bir kitap ve harika bir kurgu fakat anlatmak istediğini 1-2 defa değil de 15 defa kitap içinde karşımıza çıkaran bir kitaptı.

8 yıl, 5 ay

Baskı Bilgileri

Karton Cilt, 517 sayfa
Mart2014 tarihinde, MonoKL tarafından yayınlandı


ISBN
9786055159115
Dil
Türkiye Türkçesi

Etiketler: roman, bilimkurgu

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

HelenBlack volkanist
2 kişi

Okumuşlar

kahlan amnell Grenouille KeremmB Antivenom setenayk
40 kişi

Okumak İsteyenler

tormund cuneytes ayseV silarsln Lavin
20 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski