Erkançam

Detayları:  Erkan Çam, Alanya, 30 yaşında, Erkek
2 takip ettiği ve 1 takip edeni var. 6 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Erkançam okumuş.
Kazancı Yokuşu

Je M`en Fiche Bilader`den, Haneler`den, kabareci yeteneklerini sevgi ile izlediğim Ferhan Şensoy`un taze, sıcak, halkçı bir mizahı var. Yazgıdaşları imişcesine yansıttığı Kazancı Yokuşu`nun insancıklarını da bu külfetsiz anlatısı içinde bizlere sevdiriyor. Bu insancıklar nasıl ezildiklerinin tortusunu günlük yaşam sevinci içinde unutuyorlarsa, yazar da sanki onlardan biriymiş gibi toplumsal ukalalıklardan, yazarca bilgiçliklere yeltenmeden anlatısının tadını çıkara çıkara onlara ayna tutuyor. Sade onları konuşturduğu diyalgolarr değil, benzetileri ve yorumları bile argo. Öylesine onlardan. Yazımı bile onlarınki gibi yanlış kullanıyor. Bence üslübunu sevimli yapan da bu...

Ben Ferhan Şensoy`un Kazancı Yokuşu`nu okurken zaman zaman Celine`i ya da San Antonio`yu okurken aldığım tada benzer haz duydum. Zaman zaman da Adnan Veli`nin Mapushane Çeşmesi`ndeki unutulmaz başarısını ansıdım.

-Haldun Taner

Je M`en Fiche Bilader`den, Haneler`den, kabareci yeteneklerini sevgi ile izlediğim Ferhan Şensoy`un taze, sıcak, halkçı bir mizahı var. Yazgıdaşları imişcesine yansıttığı Kazancı Yokuşu`nun insancıklarını da bu külfetsiz anlatısı içinde bizlere sevdi... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl
Erkançam okumuş.
Nâzım

Şiirimin kökü yurdumun topraklarındadır. Ama dallarıyla bütün topraklara, doğuda, batıda, güneyde, kuzeyde uçsuz bucaksız yayılan bütün topraklara, o topraklar üstünde kurulmuş medeniyetlere, bütün dünyamıza uzanmak istedim, insanoğlu nerede, ne zaman ve hangi dilde olursa olsun, yüreğime ve kafama uygun bir şiir söylemişse, onun söylenişindeki ustalığı incelemeye, ondan bir şeyler öğrenmeye çalıştım. Yalnız kendi edebiyatımınkileri değil, Doğu ve Batı edebiyatının bütün ustalarını usta bildim.NâZIM HİKMETNâzım Türk şiirinin üstünden bir yalım gibi geçti. Ondan öncesi, ondan sonrası diye bir ayrım, sadece bir tarih belirtici değil, coğrafi bir karizmaya işarettir aynı zamanda. Gözden ırak kılındığı için, gönülden de ırak olduğu sanıldığı demlerde bile şiirimizin can kulağı ondaydı, antenler hep Bursadaki taş odadan yükselen seslere dönüktü...

Şiirimin kökü yurdumun topraklarındadır. Ama dallarıyla bütün topraklara, doğuda, batıda, güneyde, kuzeyde uçsuz bucaksız yayılan bütün topraklara, o topraklar üstünde kurulmuş medeniyetlere, bütün dünyamıza uzanmak istedim, insanoğlu nerede, ne zama... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl
Erkançam okumuş.
Hayvan Çiftliği

İngiliz yazar George Orwell (1903-1950), ülkemizde daha çok Bindokuzyüzseksendört adlı kitabıyla tanınır. Hayvan Çiftliği onun çağdaş klasikler arasına girmiş ikinci ünlü yapıtıdır. 1940'lardaki reel sosyalizmin eleştirisi olan roman, dünya edebiyatında yergi türünün başyapıtlarından biridir. Hayvan Çiftliğinin kişileri hayvanlardır. Bir çiftlikte yaşayan hayvanlar, kendilerini sömüren insanlara başkaldırıp çiftliğin yönetimini ele geçirirler. Amaçları daha eşitlikçi bir topluluk oluşturmaktır. Aralarında en akıllı olan domuzlar; kısa sürede önder bir takım oluştururlar, devrimi de onlar yolundan saptırırlar. Ne yazık ki insanlardan daha baskıcı, daha acımasız bir diktatörlük kurulmuştur artık. George Orwell, bu romanında tarihsel bir gerçeği eleştirmektedir. Romanda önder domuzun, düpedüz Stalin'i simgelediği açıkça görülecektir. Öbür kişiler bire bir belli olmasalar da, bir diktatörlük ortamında olabilecek kişilerdir. Romanın alt başlığı Bir Peri Masalıdır. Küçükleri eğlendirecek bir peri masalı değildir; ama roman, bir masal anlatımıyla yazılmıştır.

******

Büyükler bazen, basit şeyleri anlaşılması zormuş, içinden çıkılmazmış gibi anlatabiliyor. Öyle karışık açıklamalar yapıyorlar ki, ne söylediklerini belki kendileri de anlamıyor. Mesela, neden birileri diğerlerini yönetmek ister? İyi giden şeyler, güzel şeyler neden bozulur? Nasıl olur da insanlar birbirlerine bu kadar haksızlık yapabilir?Bu sorulara verilen yalan yanlış cevapları bir yana bırakıp bir de George Orwellin Hayvan Çiftliğine bakalım. Bir çiftlik var ve bu çiftlikte hayvanlar sahiplerini kovup çiftliği ele geçiriyor. Kendi düzenlerini kuruyorlar. Sonra da öyle şeyler oluyor ki, okuyunca yaşadığımız dünyada olan bitenler bir anda açıklığa kavuşuyor. Evet: Hayvan Çiftliğinde yaşananlar, bu dünyada yaşananlara çok benziyor...

************

Aslında, bu kitap bir peri masalı olarak yazılmıştı... Orwell öyle diyordu eserine; büyükler için yazılmış bir masal... Eserde, hayvanları aç bırakan, öldüresiye çalıştıran, yavrularını mezbahaya satan zalim bir çiftçiye karşı hayvanların isyanı anlatılır. Hayvanlar ateşli bir idealizm ve coşkulu sloganlarla, adaletin ve eşitliğin hüküm sürdüğü bir cennet yaratmak için yola çıkarlar. Fakat, macera, büyük bir hüsranla neticelenir. Ve, Orwell, hayvanlar aleminde aktardığı bu öykü ile, aslında, Devrimin tanıdık yüzünü; liderlerin sahiplere, rejimin diktatörlüğe dönüşümünü resmeder... Hayvan Çiftliğindeki karakterler Rus Devriminden esinlenilerek resmedilir; domuz Napoleon tam bir Stalin portresidir. Fakat Hayvan Çiftliği sıradan bir Rus Devrimi hicvi değildir. Orwell'in mesajı çok daha derindir.

************

Beylik Çiftliği sahibi Mr. Jones, gece için kümesleri kilitledi, fakat o kadar içmişti ki, pencereleri kapamak aklına gelmedi. Fenerinden etrafa halkalı, titrek bir ışık yayılıyordu; yalpalayarak avluyu geçti, kapının arkasında çizmelerini tekmeleyip çıkardı, kilerdeki fıçıdan son bir bardak daha bira aldı ve Mrs. Jones'in çoktandır horlamakta olduğu yatağa doğru sendeledi.

******

İngiliz yazar George Orwell (1903-1950), ülkemizde daha çok Bindokuzyüzseksendört adlı kitabıyla tanınır. Hayvan Çiftliği onun çağdaş klasikler arasına girmiş ikinci ünlü yapıtıdır. 1940'lardaki reel sosyalizmin eleştirisi olan roman, dünya edeb... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 1 ay
Erkançam okumuş.
Aylak Adam

Her şeye “karşı” duran, “karşı” çıkan, “karşı” olan bir adam... Aylak Adam... Bir adı bile yok. “C.” diyor Yusuf Atılgan kısaca.

İnsan her şeye bunca “karşı”yken kendine de “karşı” olmadan nasıl sürdürülebiler bir “karşı” yaşamı?

C., sıradanlığa, tekdüzeliğe, alışılmışın kolaycılığına hiç mi hiç katlanamıyor. Hem farklıyı, hem doğru olanı arıyor. Çabasının boşuna olduğunun da farkında üstelik.

Zor bir karakter, zor bir yaşam, yalın bir roman.

Her şeye “karşı” duran, “karşı” çıkan, “karşı” olan bir adam... Aylak Adam... Bir adı bile yok. “C.” diyor Yusuf Atılgan kısaca.

İnsan her şeye bunca “karşı”yken kendine de “karşı” olmadan nasıl sürdürülebiler bir “karşı” yaşamı?

C., sıradanlığ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 1 ay
Erkançam okumuş.
Kızıl Elma

Aytmatov, milletinin tarih boyunca kazandığı sosyal, kültürel, ahlaki, edebî, askeri yani, bütün maddi, zenginliğini eserlerine yansıymış, yaşadığı coğrafyanın insanının tarih içinde kazandığı değerleri, acılarını, kahramanlıklarını, tecrübelerini yazıya döküp ölümsüzleştirmiş, halkının içine düştüğü zor durumları eserlerinde en güzel şekilde anlatmış, onların çözümlerine dair ipuçları göstermiş, eserlerinde kendi ifadesi ile tipik insanı ortaya koymaya çalışmış bir yazardır. Hikâyelerinde milletinin temel mülkü olan millî hafızaya ait efsane, destan, masal, hikâye ve türküleri, bunların meydana geldiği şartları, ardındaki hikâyeleri, insanları kullanırken, Kırgız Türk kültürünü, psikolojisiyle, duyuş ve anlayış tarzıyla, maddi manevi zenginliğiyle o kültürü bina edenlerin evlatlarına yeniden hatırlatmaya çalışmıştır. Her yazar bir milletin çocuğudur ve o milletin hayatını anlatmak, eserlerini kendi millî gelenek ve törelerini kaynak alarak zenginleştirmek zorundadır. Benim yaptığım önce bu, yani kendi milletimin geleneklerini ve hayatını anlatıyorum. Fakat orada kaldığınız takdirde bir yere varamazsınız. Edebiyatın millî hayatı ve gelenekleri anlatmanın ötesinde de hedefleri vardır. Yazar, ufkunu millî olanın ötesine doğru genişletmek ve evrensel olana ulaşmak için gayret göstermek durumundadır. İyi yazar tipik insan ortaya koyma ustalığına erişen yazardır.

Aytmatov, milletinin tarih boyunca kazandığı sosyal, kültürel, ahlaki, edebî, askeri yani, bütün maddi, zenginliğini eserlerine yansıymış, yaşadığı coğrafyanın insanının tarih içinde kazandığı değerleri, acılarını, kahramanlıklarını, tecrübelerini ya... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 1 ay
Erkançam okumuş.
Bir Kurt Cobain Romanı - Genç Ruh Gibi Kokardı

Kurt Cobain kimdi? Zenginliğe ve üne boğulmuş şımarık bir rock yıldızı mı? Uyuşturucudan ve can sıkıntısından zihni bulanmış bir bunalım ikonu mu? Bütün dünyaya dil çıkaran yaramaz bir çocuk mu? Evrenin yasını tutan bir bilge mi? Hayatı parmak uçlarıyla seyreden bir münzevi mi?

Cobainin her şeyden kaçmak için geldiği Daytonda geçirdiği günlerin başka başka gözlerden aktarılışının kitabı bu. Parçalanmış kimliklerini bir arada tutacak bir tutkal peşindeki alkolik gençlerin modern zamanları, popüler kültürü, aşkı, cinselliği ve yaralarını kaşıyışları ya da. Kurt Cobaini kim öldürdü cümlesinin çoğul yanıtı. ''genç ruh gibi kokar''dı, yalnızlığınızı taşıracak, yitirdiklerinizi koyultacak, damağınızda bir zehri dolandıracak.

Kurt Cobaini bir yıldız ya da resmi tişörtlere basılan bir ürün değil, zaafları, kusurları ve ıssızlığıyla gerçek bir insan olarak okumak ve boğazınıza kadar zarif bir modern zamanlar eleştirisine batmayı göze alabiliyorsanız "genç ruh gibi kokardı"yı sindirim sisteminize vakit kaybetmeden sokun deriz. Zira hazmı zor olabilir.

Kurt Cobain kimdi? Zenginliğe ve üne boğulmuş şımarık bir rock yıldızı mı? Uyuşturucudan ve can sıkıntısından zihni bulanmış bir bunalım ikonu mu? Bütün dünyaya dil çıkaran yaramaz bir çocuk mu? Evrenin yasını tutan bir bilge mi? Hayatı parmak uçları... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 1 ay
Daha Fazla Göster

Erkançam şu an ne okuyor?

Erkançam şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.