Burgaç

Detayları:  43 yaşında,
0 takip ettiği ve 1 takip edeni var. 6 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Burgaç okumuş.
Kadınlar

Kadınlar, Bukowski'nin en çok okunan, üzerinde en çok konuşulan, tartışılan romanı. Hayatında önemli yer etmiş, aşık olduğu, peşlerinden koştuğu, birlikte yaşadığı kadınları anlattığı romanı. Kadınlar, Bukowski'nin kadınlarla ilişkilerini ve cinsel hayatını olabildiğince açıklıkla anlattığı en önemli romanı olarak da kabul ediliyor. Rahat ve serbest bir anlatımı tercih etmesiyle dikkati çekmiş Bukowski, kısa kısa bölümlerden oluşturduğu ve bol diyalogla kurduğu bu romanında Hemingway ve Fante ile kıyaslanıp onlar kadar başarılı ve özgün bulunmuş. Yaşam öyküsünün yazarı Howard Sounes şöyle yazıyor; Bukowski'nin eski kız arkadaşlarından pek çoğu, kendilerini kitaplarına malzeme yaptığından habersizdi. Seks hayatlarını bütün açıklığıyla anlatırken onların iznini almadığı da ortadaydı. Kadınlar nihayet 1978 Aralığında yayınlandığında Linda Lee Beighle ile evlenmeden önce yaşamını paylaştığı kadınlar hayli rahatsız oldu. Kadınların, yazarın diğer kitaplarından fazla satması bu rahatsızlığı daha da artıracaktı. Kadınlar, iyi, rahat anlatımı ve konusunun ilginçliği yanında taşıdığı mizah unsurlarıyla da dikkati çeker. Kahramanı Henry Chinaski'yi ve onun kadınlarla ilişkilerini neredeyse okuyucuya kahkaha attırcak kadar tatlı bir dille ama eleştiri oklarını eksiltmeden anlatır. Sık sık kendini eleştirmeyi de ihmal etmez.

Kadınlar, Bukowski'nin en çok okunan, üzerinde en çok konuşulan, tartışılan romanı. Hayatında önemli yer etmiş, aşık olduğu, peşlerinden koştuğu, birlikte yaşadığı kadınları anlattığı romanı. Kadınlar, Bukowski'nin kadınlarla ilişkilerini v... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl
Burgaç okumak istiyor.
Görme Biçimleri

Türkiye'de bütün kitaplarıyla her zaman kendisine geniş bir okur kitlesi bulan John Berger'ın klasiğidir Görme Biçimleri. Dokuz basım yapan kitap, Berger'ın bir ekip çalışmasıyla BBC için yaptığı bir televizyon dizisinden kitaplaştırılmıştır.

Yayımlandığı 1972'den günümüze, yağlıboya resimden reklamlara, görselliği ve imgeleri anlamanın, eleştirel bir görme biçiminin manifestosu oldu bu güzel kitap. Metis Yayınları'nda da “görme” ile ilgili daha sonraki yayınlarımız için damar oluşturan esinleyici bir etkisi oldu.

Henüz okumadıysanız Görme Biçimleri'ne mutlaka bakmalısınız, ama okuduysanız daha anlatısal nitelikteki O Ana Adanmış'la devam edilebilir.

Türkiye'de bütün kitaplarıyla her zaman kendisine geniş bir okur kitlesi bulan John Berger'ın klasiğidir Görme Biçimleri. Dokuz basım yapan kitap, Berger'ın bir ekip çalışmasıyla BBC için yaptığı bir televizyon dizisinden kitaplaştırıl... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl
Burgaç bir değerlendirme yaptı.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl
Burgaç okumuş.
Cuma ya da Pasifik Arafı

Günümüz Fransız edebiyatının en büyük yaratıcılarından olan Michel Tournierin başyapıtını sunuyoruz bu kez. Tournier yaşadığımız hayata anlam verebilmek için hikâyelere ihtiyacımız olduğunu düşünen ve kolektiflik kazanmış hikâyeler denebilecek mitosları da ciddiye alan bir yazar. Temel kaygısı Batı kültürünün temel mitoslarını dönüştürecek bambaşka anlamlandırma ve yaşama imkânlarına işaret etmek! Yazdığı bu ilk romanda ise Batı modernliğinin girişimci birey kültünü, vahşileri ve doğayı uygarlaştıran beyaz adam imgesini, üretim, tüketim tapınmasını ve zaman, düzen, disiplin kaygısını en özlü biçimde ifade eden Robinson mitini paramparça ederek, heyecan verici bir doğa/düşünce sentezini muştulayan çok farklı bir mitoloji inşa edior. Cuma ya da Pasifik Arafı Spinozadan Levi-Straussa, Hegelden Sartrea bir dizi düşünüre atıflar içeren bir düşünce romanı olmasına karşılık bir macera romanı kadar da sürükleyici. Edebiyatla da düşünülebileceğini gösteren müthiş bir örnek. Düştüğü adada Batı kültürünü minyatür boyutlarda yeniden kuran Robinsonun, önce doğanın, sonra da kendine köle yaptığı vahşi Cumanın başkalıklarıyla yüzyüze gelmesi anlatılırken, bütün bir tarih Cumanın kahkahalarıyla yeniden yazılıyor aslında. Batı akılcılığının ipliği pazra çıkarılırken başka türlü düşünmenin ne denli mümkün ve gerekli olduğu gösteriliyor. Bu nefis romanı ve Deleuzeun yazdığı sonsözü dikkatle, tekrar tekrar okuyalım ve kendimize şu soruları soralım: Hayatımızda hem bireysel hem de toplumsal anlamda başkaları var mı gerçekten? Başkalarının olmadığı, olsa bile dikkate alınmadığı, ezildiği, yok sayıldığı bir hayat dayatılmıyor mu bizlere? Başkası yoksa ben var mıyım?

Günümüz Fransız edebiyatının en büyük yaratıcılarından olan Michel Tournierin başyapıtını sunuyoruz bu kez. Tournier yaşadığımız hayata anlam verebilmek için hikâyelere ihtiyacımız olduğunu düşünen ve kolektiflik kazanmış hikâyeler denebilecek mitosl... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl
Burgaç kütüphanesine ekledi.
Cuma ya da Pasifik Arafı

Günümüz Fransız edebiyatının en büyük yaratıcılarından olan Michel Tournierin başyapıtını sunuyoruz bu kez. Tournier yaşadığımız hayata anlam verebilmek için hikâyelere ihtiyacımız olduğunu düşünen ve kolektiflik kazanmış hikâyeler denebilecek mitosları da ciddiye alan bir yazar. Temel kaygısı Batı kültürünün temel mitoslarını dönüştürecek bambaşka anlamlandırma ve yaşama imkânlarına işaret etmek! Yazdığı bu ilk romanda ise Batı modernliğinin girişimci birey kültünü, vahşileri ve doğayı uygarlaştıran beyaz adam imgesini, üretim, tüketim tapınmasını ve zaman, düzen, disiplin kaygısını en özlü biçimde ifade eden Robinson mitini paramparça ederek, heyecan verici bir doğa/düşünce sentezini muştulayan çok farklı bir mitoloji inşa edior. Cuma ya da Pasifik Arafı Spinozadan Levi-Straussa, Hegelden Sartrea bir dizi düşünüre atıflar içeren bir düşünce romanı olmasına karşılık bir macera romanı kadar da sürükleyici. Edebiyatla da düşünülebileceğini gösteren müthiş bir örnek. Düştüğü adada Batı kültürünü minyatür boyutlarda yeniden kuran Robinsonun, önce doğanın, sonra da kendine köle yaptığı vahşi Cumanın başkalıklarıyla yüzyüze gelmesi anlatılırken, bütün bir tarih Cumanın kahkahalarıyla yeniden yazılıyor aslında. Batı akılcılığının ipliği pazra çıkarılırken başka türlü düşünmenin ne denli mümkün ve gerekli olduğu gösteriliyor. Bu nefis romanı ve Deleuzeun yazdığı sonsözü dikkatle, tekrar tekrar okuyalım ve kendimize şu soruları soralım: Hayatımızda hem bireysel hem de toplumsal anlamda başkaları var mı gerçekten? Başkalarının olmadığı, olsa bile dikkate alınmadığı, ezildiği, yok sayıldığı bir hayat dayatılmıyor mu bizlere? Başkası yoksa ben var mıyım?

Günümüz Fransız edebiyatının en büyük yaratıcılarından olan Michel Tournierin başyapıtını sunuyoruz bu kez. Tournier yaşadığımız hayata anlam verebilmek için hikâyelere ihtiyacımız olduğunu düşünen ve kolektiflik kazanmış hikâyeler denebilecek mitosl... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl
Burgaç okumuş.
Ay'a Yolculuk

Astronotların aya ulaşmasından yaklaşık bir yüzyıl önce kaleme alınmış bu çarpıcı roman, Jules Verne'in gökyüzüne doğru yol alışının heyecanlı macerasını anlatıyor. Durmak bilmeyen bir tempoyla, tıka basa espiri dolu ve akıl almaz bir hayal gücüyle yazılmı olan Aya Seyahat, 1865'de İç Savaştan yeni çıkmış Baltimore Gun Kulübü üyelerini, yapacak iş bulamayıp, başkaları Bay Barbicane'nin önderliğinde aya kadar fırlayabilecek boyutlarda bir mermi yapmaya karar vermesiyle başlar. Ama Baricane'in rakibi projeye karşı ciddi bir bahis ortaya koyup, aynı zamanda cesur bir gönüllü yolculuğu bir anda "insanlı" bir yolculuğa çevirmeye kalkışınca, birdenbire bir adamın rüyası, tüm dünyayı ilgilendiren bir yarışa dönüşür.

Astronotların aya ulaşmasından yaklaşık bir yüzyıl önce kaleme alınmış bu çarpıcı roman, Jules Verne'in gökyüzüne doğru yol alışının heyecanlı macerasını anlatıyor. Durmak bilmeyen bir tempoyla, tıka basa espiri dolu ve akıl almaz bir hayal gücü... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl
Daha Fazla Göster

Burgaç şu an ne okuyor?

Körleşme

%59
Sayfa 310.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.