Kemikler Şehri (Ölümcül Oyuncaklar, #1)

En Son Değerlendirmeler

Profil Resmi
9 puan

Cassandra Clare ve Ölümcül Oyuncaklar sürekli duyduğum isimlerdi ama kitabın bu kadar mükemmel olacağını bilemezdim doğrusu!
Yeni bir seriye başlamanın verdiği neşe ve Gölgeavcıları'nın cool havası birleşince ortaya kısa sürede yalanıp yutulan bir kitap çıktı.
Şu sıralar kendime ne kadar lanet etsem az; ilk Maximum Ride, sonra Ölümcül Oyuncaklar serisine başladım. Ama daha bitmeyen serilerim var! Kafamı duvarlara vurmak istiyorum.
Neyse, kendi iş savaşımla sizi boğmadan konuya girelim.


Clary Fray (Clarisse Fray), arka kapakta yazıldığı gibi bir bara (Pandemonium Kulüp) gider ve aklının ucundan bile geçmeyecek şeylere tanık olur.
Üç gizemli kişi ile karşılaşan Clary, onların mavi saçlı çocuğu (uuuuu mavi saç *-* ) öldürdüğünü görür. Ancak bu cinayetten geriye bir ceset kalmamıştır. Mavi saçlı ve üç gizemli kişinin "iblis" olduğunu söylediği çocuk sadece... Yok olmuştur.

Ve üç gizemli kişi de kendilerini "Gölgeavcıları" olarak tanıtıyordur. Yani, insanları iblislerden koruyan Nefilimler!
(SHADOW HUNTERS!!!!!)

(Aslında şu an ne yapacağımı bilemiyorum. Gölgeavcıları'nı anlatmayı düşünüyorum ama o da spoiler ağırlıklı olur...:/ Hadi bakalım)

Gölgeavcıları, insan üstü görü ve yeteneklere sahip kişiler. Yine de insan olmadıklarını düşünmeyin, evet insanlar ama "sıradan" insan değiller.
Onlar, iblisleri görebiliyorlar, Aşağı Dünyalıları. İnsanları bu doğaüstü şeylerden koruyorlar, savaşıyorlar. İnsan bedeninin-insanın kaldıramayacağı mühürler taşıyorlar...( Mühürler: Gölgeavcıları'nın güçlerini arttıran vs. büyülü izler.)



Kitap damağımda kaldı. Ne yutkunabildim ne de devamını getirebildim. Kitap alma yasağı olduğu için de Küller Şehri (serinin 2. kitabı) biraz bekleyecek. Ama eminim ki diğer kitapları okurken aklım Ölümcül Oyuncaklar'da kalacak...
Ah Cassandra, ah. Ne yaptın sen böyle? Kadının nasıl bir hayal gücü varsa, kitabı okuduktan sonra bir yutkunmaya çalışıyorsunuz (ama olmuyor.). Her şey o kadar akla yatkın ve derin ki şüphelenmemek elde değil! Benim teorim ise; Cassandra aslında Clary. Yaşadıklarını sanki bu zaman dilimindeymiş gibi anlatarak bizi kekliyor. Gölgeavcıları, Aşağı dünyalılar (yarı iblisler; vampirler, kurtadamlar, zombiler vs.) hepsi gerçek *-*

Kitapta tek rahatsızlık duyduğum nokta vardı; o da olayların çok çabuk başlaması. Bir an baktım kitabın kapağını açıyorum, diğer an baktım bir iblis ile dövüşüyorum. (evet yine karakteri özleştirdim.)" Hoh, ne oluyor? " dedim, "Biz az önce kafede değil miydik?" dedim, "Ne ara?" dedim, "Oha, ne yapıyorsun kızım?" dedim, şekilden şekile girdim.

Karakterleri de tanıtayım:

Clary: Asıl kızımız.Kızıl saçlı, yeşil gözlü, çilli. "Sen bir Weasley olmalısın!" :D Bir sanatçı, ressam. Enerjik bir tip. Minnacık ^.^
Clary'i gerçekten sevdim. Cassandra Clare, Clary'i gerçekten mizah sahibi, espri anlayışı olan atılgan bir genç kız olarak yaratmış. Kişiliği vardı. Gerekten derin bir kişiliği vardı ve bu çok hoşuma gitti.

Size hoşuma giden başka bir şeyi söyleyeyim; Jace.
Jace Wayland! Seni seçtim pikaçuuu! İşte ben buna aşık olunası kötü çocuk derim!

Jace: Gölgeavcısı. Bahsettiğim "üç gizemli kişi"den.Tam benlik, Jace. Alaycı, SARIŞIN, sadık, kötü bir geçmişi var... Tek kelimeyle şaheserdi! Sürekli gülümsememe -bazen neşeden, bazen hüzünden- sebep oldu. elimi sayfanın içine geçirip kitaptan dışarı çıkartasım geldi, çıkarıp sarılasım. Hatta, Jace ile "mühim" gerçeği öğrendiğimde, onu evde beslemeyi ciddi ciddi düşündüm. "Yemini, suyunu veririm, odamda da yatak yaparım uyur." dedim.

Alec: Gölgeavcısı. "Üç gizemli kişi"den biri...Siyah saçlım, mavi gözlüm (al yazmalım... :D ). "Sen de mi Brütüs?" dedirten karakter aklınıza "hain" gibi şeyler gelmesin, o rol başkasına ait (yine spoiler, hep spoiler). Daha çok... kişisel bir seçim. Magnus Bane! ^.^

Isabelle: Yine bir Gölgeavcısı. Ve Izzy ile birlikte "üç gizemli kişi" grubumuz tamamlanıyor. Hiç sevmedim ben bu kızı önce. Sonra boğazlayasım geldi, sonra da alnını öpesim. Ayrıca uzun siyah saçları var! Atlanmaması gereken bir özellik bence.

Simon: Asıl kızımız Clary'nin en yakın arkadaşı. Ah Simon! Zavallı Simon! Bana acayip Vampir Günlükleri'ndeki Matt'i hatırlatıyor. (Vampir Günlükleri demişken; Vampir Günlükleri vol.3 Dönüş: Çöken karanlık yorumu yakında, şu an okumaktayım.) Fell's Cruch'taki neredeyse tek insan Matt'ti (hem kitapta hem dizide). Simon da aynı kaderi paylaşıyor. Bakalım ileride neler olacak?

Anlaşılmaz Spoiler!:

Kitabı okuduktan sonra katıla katıla güleceğiniz ama şimdi bir nane anlamayacağınız spoiler:

Clary ve Jace arasındaki gerçek bağı (ne bağı, ne bağı dediğinizi duyuyorum ^.^) öğrendiğimde aklıma YİNE Yeşilçam geldi. Artık Türkan Şoray filmlerini izlemeyi bırakmalıyım.

"Hayır evlenemezsiniz!...." (puhahahahahahhaha :D )

Not: Hayır! Aklına geldiği gibi bir evlilik söz konusu değil! Sadece kalıtsallaşmış bu cümle duruma çok uyduğu için yazdım, sen de ne acayipsin ha. 15 yaşındaki kız evlenecek?


Ve... "Ben büyücüyüm- Ölüm Yiyen'im, Tribute'yim, Demi-god'ım, Safkan'ım, Dampir'im vs." dedirten bir seriye daha başladık!
"Ben bir Shadow Hunter'ım!!!!!"


Eh, boş boş ekrana baktığıma göre ilhamım bitmiş demektir. O zaman; alıntılar gelsin!




ALINTILAR:

- Sonra her şeyden koparak düşmeye başladı ve Jace'in kolları bile onu düşmesini engellemeye yetecek kadar güçlü değildi. (sayfa 69 -Clary)


- "Yine de, sanırım onunla konuşmayı deneyebiliriz. Kaybedecek neyimiz var mi?"
"Bizim dünyamızda biraz daha zaman geçirdiğinde," dedi Jace, "bu soruyu bir daha sormazsın."
(sayfa 120-Clary ve Jace)

- "Çünkü şeytanın hiç gücü yoktur." dedi Dorethea, eski bir şiiri tekrarlar gibi hafif bir sesle, "Karanlığın dışında." (sayfa 128)

- "Yasa serttir," dedi Jace, "ama Yasa'dır." (sayfa 183)

- Jace ona doğru uzandı ve parmaklarını Clary'nin şakağına hafifçe bastırdı. Clary elinde olmadan kızardı. "Bilmemiz gereken her şey, senin kafanda, o güzel kızıl buklelerinin altında gizli."
(sayfa 192)

- Clary küçük bir çocuk gibi ellerini arkasına koydu. "Bana tepeden bakma."
"Şey, aksini yapmam pek mümkün değil, fazla kısa boylusun." (sayfa 219-Clary ve Jace)


Ve... hem sevimli hem de içinde geçtiğim bir alıntı!!!!! *-*

-Koridora çıktığında şaşkın bir neşeyle yanağına dokundu. Yanağına konan busenin çok fazla anlamı olamazdı ama Simon'dan beklenmeyecek bir şeydi. (sayfa 360 -Clary)

8 puan

Çok iyi bir kitap kesinlikle. İçinde sadece kurtadam vampir yok. Hepsi var. Genelleme yapıldığı için bence çok hoş. Ne zaman ne olcağını bilinmiyor bu yüzden oldukça sürükleyici bir kitap bence.

10 puan

Bu kitabı elime aldığım andan itibaren zamanın nasıl geçtiğini bilemedim.Fantastik-aksiyon seven herkese öneririm.Ayrıca Jace'e vurulmuş olsamda ,çoğu seriye nazaran Cassandra'nın aşkı ikinci planda tutmasını takdir ettim.Kesinlikle okunmayı hak ediyor.

1 puan

Bu kitabı hiç sevmedim elimde süründü resmen ne jace e bayildim ne clary i sevdim elimde süründü resmen

Profil Resmi
10 puan

çok iyiydi

9 puan

Güzel, güzel olmasına da o son neydi öyle. Tarafsız bir bakışla muhteşem ve tahmin edilmeyecek bir son ama taraf tutanlar için resmen ölüm gibiydi. Belki kimse bu olaydan benim kadar etkilenmemiştir ama benim için büyük bir hayal kırıklığıydı. Çünkü ben hep Jace-Clary ilişkisi düşünmüştüm. Böyle olunca tabi Jace Jonathan çıkınca ben kriz geçirdim. Neyse bu durumdan daha da yakınmayacağım. Kitabın sonu ve içeriği gayet de güzeldi. Kafam yatışana kadar bu seriden biraz uzak durmaya karar verdim ama 2. kitabı da yakında alırım gibi geliyor.

7 puan

Kitabı baştan sona soluksuz okumama karşın son bölümlerinde sinir krizi geçirdiğim de doğrudur.

8 puan

Artık bir haftada bir kitap okumaya başladığım için kendime söverekten başlıyorum.Gayet akıcı bir kitaptı ama bir türlü vakit denkleştiremedim.Kitapta kalındı biraz ama yaz tatilinde en fazla 3 gün kalırdı elimde o zaman bile elimde süründü derdim ama..

Öncelikle ilk olarak filmini izlemiş biri olarak, kitabı filmden daha çok sevdiğimi belirtmeliyim.Hatta film yüzünden bu seriye hiç başlamayacaktım ya neyse.Sevmemiştim filmi,detayları tam hatırlamıyorum bir sene önce izlemiştim ama bu seriden soğumama,okuma hevesimin kırılmasına yetmişti.Geçen gün serinin son kitabı da eklenince dedim Sanem,başla şu seriye ne kaybedersin ki.Tabi vakit kaybettim o ayrı.

Kitap genel olarak,kurgu bakımında güzeldi.Hatta o dünyayı çok sevdim de.Ortaya karışık olmuş biraz ama olsun.Yazarın hayal gücü takdire şayan.Ama ben yaşları sevemedim.15-16 yaşında bir kızdan açıkçası pek haz alamıyorum,daha çocuk gibi geliyor.Biraz daha olgun düşünceler okumak isterdim.Ek olarak,alfa kadın da olmalı.Böyle pısırık değil.artık Clary'nin pısırıklığını da yaşına veriyorum.

Kitabın son 100 sayfasıydı yanlış hatırlamıyorsam,gerçekten bayağı heyecanladım.Tabi bu arada aklımda karışmadı değil.Çünkü çok fazla geçmişte oyun oynanmış,hep bir şeyler saklanmış.İşte bu sayfalarda yavaştan da olsa gerçek bilgiler -tabi ne kadar doğruysa bu ortaya çıkan bilgiler- gün ışığına çıktı.Daha çözülmemiş çok şey var aslında,kısmet ömür kitaba.

Kitabın sonunu gerçekten ama gerçekten beğenmedim.Spoiler vermek istemiyorum bu yüzden daha fazla üstünde kalmayacağım.Filmini izlediğim halde kitabı okurken o kısımdan bir daha nefret ettim.Ha, bu arada film kitaptan bayağı farklıydı.Filmindeki karakterlerden Jace'i beğenmedim.Bilemiyorum kanım uyuşmadı.Bir de kitabı okurken benim hayal ettiğim Jace'i düşünürken habire bu filmdeki çocuk beliriyordu kafamda.Ne kadar düşünmek istemesem de..

Velhasıl kelam,kitabı sevdim diyebiliriz.Bu kadar sövdüğüme bakmayın,okunur ve okutur kendini bu kitap ;)

Edit:Kitabın üçüncü şahıs değilde birinci şahıs ağzından yazılması daha iyi olurdu benim açımdan.Sevemiyorum üçüncü şahısla yazılan kitapları.

9 puan

Nerdeyse 600 sayfalık bir kitabı iki günde okutacak kadar sürükleyiciydi. Anlam veremediğim bir şekilde Alec'i çok sevdim. Jade - ya da her kimse artık- ve Clary'nin durumu çok karmaşık oldu. Simon'ın sıçan olduğu sahne çok komik ve eğlenceliydi. Luke'un hikayeyi kendi ağzıyla anlattığı yerden itibaren o kadar fazla şey oldu ki zönk diye kaldım. Eğer filmi olmasaydı filmi yapılsın derdim ama bir yandan da kitapların film yapılmasını istemiyorum. Filmin güzel olmasını umarak, izledikten sonra heyecanla ikinci kitaba başlayacağım.

8 puan

Bildiğiniz üzere Shadowhunters dizisi yakında (aslında 2016 başında ama yakın sayılır) başlayacak. Ben de seriyi hatırlamak adına baştan okumaya karar verdim. Serinin ilk kitabını okumamın üzerinden yaklaşık 2 yıl falan geçmiş. E haliyle olayları unutmuşum. Seriyi , yan serisi olan Cehennem Makineleri kadar sevmesem de beğendiğimi hatırlıyorum. Ancak ana karakterleri , başta Clary olmak üzere, sevmiyordum. Ta ki şimdi bir daha okuyana kadar. Çok ilginç bir şekilde en azından ilk kitabı , ilk okuduğumdan daha çok sevdim.

9 puan

Evveeet. Şimdi kitaba söylenebilecek tek söz "mükemmeldi" olurdu. Ancak kitabın sonunda siz de " hadi canım sende... Yok artık. Yok ya doğru değildir." nidaları atabilirsiniz benden uyarı!

Profil Resmi
10 puan

Kesinlikle muhteşem.6 kitaplık serisinin ilk kitabı olan Kemikler Şehri macera ,aksiyon ,aşk ve sırlarla dolu.Nefes kesici bir kurgu ve anlatımı var .Cassandra'nın bu şaheserini herkes okumalı !

8 puan

bu yazarın okduğum ilk kitabıydı açıkçası biraz bazı kitaplardan benzeşmeler geldi okurken ama yine de çok güzeldi heyecalıydı devam etmeyi kesinlikle düşünüyorum fakat konu biraz daha ayrıntulandrılıabilirdi farklı şekilde anlatım tarzı izlenebilirdi olay örgüsü de biraz dağınık giibi geldi bana, hikayenin sonuna doğru hayal kırıklığı yaşadım herşeye rağmen okuyacağım devam edeceğim bir seri olacak. ekstradan dipnot düşeyim ki eğer bilenler varsa lux ve melez serisinin bitmesinin ardından yerlerini dolduracak bir seri olamaz belirtmek istedim:(

1 | 2 ileri