Cellat'ın Kalbi (Kırmızı Başlıklı Kız #2)

En Son Değerlendirmeler

9 puan

http://dilarabook.blogspot.com.tr/2018/03/cellatn-kalbi-krmz-baslkl-kz-2-busra.html

"Artık beni seviyor musun?" Dedi Ada fısıltıdan biraz daha yüksek bir sesle. "Bunun olması gerektiği için değil, aynı zamanda hissediyor musun?"
Dawson başını eğip alnını Ada'nın alnına yasladı. "Seni seviyorum. Üstelik sadece hissettiğimden değil, böyle olması gerektiğini bildiğim için." Dawson hala şaşkın olan Ada'nın dudaklarına dokundu. "Mühür büyük ölçüde etkisizleşip seni sevmeye başladığımda daha büyük bir acı çektim. Kalbim yavaşlıyor, ama duygularım kontrolsüzce artıyordu. Amona bunun mühürle bir ilgisi olmadığını söyledi. Sadece özlemmiş."

O son...
Yazar bize o sonu vererek okuyucuyu öldürmek, meraktan çatlamasını zevkle izlemek mi istemektedir?
İlk kitabı çok beğenmiştim ama Cellat'ın Kalbi solda sıfır bırakmış onu. Diğer kitapta yine bir çok olay yaşanıyordu, o kadar fazlalığa rağmen yazar aralarındaki ahengi tutturmayı başarmıştı ustalıkta. Bu kitapta ise o performansın kat ve kat fazlasını göstermiş. O kadar doluydu ki, bir ucundan tutsam diğer ucu spoilera kaçtığından konuya pek fazla değinmek istemiyorum. Bir şey bitti derken başka bir şey meydana geldi, bazılarında şaşırdığım, bazılarını da tahmin ettiğim şeyler açığa kavuşurken yeni gizemler ve olasılıklar ortaya çıktı. Üçüncü kitap bomba gibi olacak.
Karakterlerin amaçladıkları şeylerin aslında meydana gelecek olmasını bilmeme rağmen yine de farklı bir duygu ile okudum. Özellikle Peretha bu kitabın bahtsız bedevisi olabilir. Yaptıklarıyla bazı karakterleri sinirlendirse de yine de onda haklılık payı görüyorum.
Çoğu karakter bildiğiniz gibiydi, aksiyonları, dramları, sakladıkları sırları hiç eksilmedi ama bir kaç karakter hakkında öyle tahmin etmeyeceğim gelişmeler yaşandı ki! Özellikle Creon ve Stone'un başlarına ne işler açılacak merakla bekliyorum.Anlatırken bile içimde ukde kalıyor okumak istiyorum.
Ada ve Dawson'un aşkı da yine ilmek ilmek işlenmişti kitabın kalanıyla beraber. Genelde bilirsiniz bu kadar fazla olay barındıran kitaplar yazarın elinde patlar, özellikle sonlara doğru çorba olmalarına sık rastlanıyor. Ama kitapta her bir detay birbirini tamamladı, karakterler tutarsız değildi, ortaya çıkan bir şey de bu ne alaka şimdi dedirtmedi.
Bazı adı lazım değil A ile isimleri başlayan karakterler var ki onları bir kaşık suda boğmak isteyeceksiniz.
Özellikle son kısımlarda oh be demişken yine olanlar olmuş, beni meraktan çatlatan en önemli sebep meydana geldi.
Ekstra olarak verilen bazı sahneleri okumaktan çok zevk aldım, kim ve ne ile alakalı olduğunu söylemeyeceğim sürpriz bozulmasın.
Aslında söylemek istediğim çok şey var ama buraya ne kadar şey yazsam az kalacak. Yazar ülkemizdeki en iyi fantastik kalemlerden biri bence, türe ilginiz varsa bu serisini kesinlikle denemelisiniz.

10 puan

https://illekitap.blogspot.com/2020/10/busra-toraman-cellatn-kalbi-krmz-baslkl.html

Ve dur durak bilmeden Kırmızı Başlıklı Kız Serisi'ne devam ediyorum. İlk kitap Av Dönencesi'nn devamı olan kitapta yine heyecan ve nefes kesici olaylarla Dawson ve Ada'nın hikayesi devam ediyor.

Büşra Toraman, bu kitapta da okurun nefesini kesen detaylarla kurgulamış kitabını ve bunu öyle güzel kaleme almıştı ki okurken kitabı elinden bırakamıyorsunuz ve olay döngüsünde kaybolup gidiyorsunuz. Bir bakmışsınız ki kitap bitmiş ve siz damdan düşer gibi kalıp hemen 3. kitaba başlamaya heveslenmişsiniz... Bu yüzden seriyi alın öyle başlayın çünkü kitapların bitiş noktaları öyle ki bir sonraki kitabı merakla bekliyorsunuz.

Bu arada serinin kitaplarını ayrı ayrı okumanız mümkün değil sıralı okumalısınız.

Kitabın kısaca konusundan bahsetmek gerekirse; Av Dönencesi'nin sonunda Ada, Dawson'ı arkasında bırakmış Aleut'a dönüştü. Amacı Dawson'ın adını temize çıkarıp Aleut yönetimini devirmekti. Kitap kaldığı yerden devam ediyor. Ada, Aleut'ta hem eğitimine devam edip hem de Kaiser'in güvenini kazanıp hem de planlarına adım adım yaklaşırken Dawson'da arka planda planını yapmaktadır. Ancak Dawson'ın kalp mührü kalktıktan sonra ve Ada'ya aşkı yüzünden Aleut'a gizlenerek gelen Dawson ve farkında olmaksızın Ada'yı işaretlediğinde işler iyice sarpa sarar... özellikle Av Dönencesi yaklaşırken ve Kaiser'ı devirme zamanı geldiğinde... Her şey planladığı gibi gitmese de amaçlarına ulaşıp da Kaiser'ı devirmeleri ve yeni yönetimi kurma aşamaları tahminlerinden daha da karmaşık hale getirir olayı... çünkü Ada ve Dawson bu sırada evlenmiş, aşklarını yaşarken önlerinde çok büyük engeller çıkmaktadır. Dawson'ın çocukluk arkadaşı, sevgilisi olan Akira boy gösterdiğinde ve Şehvet Büyücüsü Amona ile anlaşma yaptığında bütün her şey karışır...

Öncelikle içimdeki nefreti kusmak istiyorum. Hep iyi yönlerden başlardım ama bu sefer ne yazık ki kötü taraftan başlayacağım. Kitabı dün bitirdim ve dün geceden beri içimdekileri dökmek için bekliyorum. Amona ve Akira... siz ne sürtük çıktınız... resmen kendi arzularınız, şehvetiniz, bencilce istekleriniz yüzünden Dawson'ın mutluluğunu çaldınız. Ama Ada bunu sizin yanınıza bırakmayacaktır. Tanıdığım Ada, bunu sizin burnunuzdan fitil fitil getirir... Getirmesini de isterim... Madem seviyordunuz adamın mutluluğuyla mutlu olun, sizinki tamamen elde edememe hırsıydı... neymiş efendim kalp mührü kalmış, bir şansı olabileceklerini düşünmüş falan filan... Ada, bu mühür varken neden çırpındı da siz kolaya geliyorsunuz... Pis sürtükler...

Ayy daha neler söyleyesim var da neyse susayım...

Ada'nın güçlü karakteri bu kitapta da kendini gösteriyordu. Ada kurt olması, Remus olmasının yanında özel yetenekleri de çok iyi kurgulanmıştı. Açıkçası ala kurt gibi bir farklılık bekliyordum ki özel yeteneği olacağını da düşünmüştüm ama Remus olabileceğini düşünmemiştim. Sürpriz oldu.

Madem silahla tetikçisinin farklı evlerden olması güzel kurguydu!

Dawson'ın da dayanamayıp Ada için göze aldıkları, içinden çıkan aşk adamı çok tatlıydı. Açıkçası öylesine sert birinden böylesine bir aşk adamı bekliyordum. Cidden Lavinia'nın dediği gibi "aşk adamlarının nesli tükeniyor" :) kıymeti bilinmeli :D Sanırım bu yüzden Amona ve Akira peşine düştü ama Dawson sizi istemiyor. İstemeyecek de. Hıh diyesim geldi. :D

Gavin yine formundaydı... bu seri onsuz asla olmazdı. Okurken çok eğleniyorum, evin yaramaz çocuğu gibi resmen, hem çok güldürüyor hem de çok eğlendiriyor :D Deborah ile aralarındaki sorunları halledebiliyor olmaları güzel. En azından tamamen barışmamış ve ilişkilerine başlamamış olsalar da sorunlarını bir nebze hallettiler. Ama onlarda favorim, çok eğlenceliler kesinlikle. Daha fazla okumak isterim de onları :)

Peratha yine muhteşemdi. Kadın ya... favori azüm resmen :D keşke o da biran önce kendi aşkını yakalasa...

Murat ve Hilary arasındaki ilişkinin de rayına girmiş olması çok güzel. Belli ki Gavin de bu durumu kabullenmiş gibi :)

Ama asıl olay bence Felicia'ydı. Şimdi o kim diyeceksiniz. Murat'ın kahin ve büyücü kız kardeşi... Resmen Stone'un kalp mührünü etkiledi. Resmen okurken gözümde Dawson'ın mührünün Ada'ya verdiği tepkiyi hatırladım. Her ne kadar saklamaya çalışsan da Stone adamım sen Felicia'ya kapılacaksın ;)

Bu arada Stone ile ilgili gerçekler de ortaya çıktı. Bundan şüpheleniyordum ve şüphelerim resmen doğrulandı.

Kitapta en çok hoşuma giden kısımlardan biri de Dawson'ın anne ve babasının günlüklerinin yazıldığı sayfalardı. O sayfaları okumak çok güzeldi. Hem çok keyif aldım hem de merak ettim ne olacağını. Ama itiraf edeyim böyle bir şey beklemiyordum okumak çok güzel geldi, cidden beğendim.

Kitapta Av Dönencesi'ndeki savaş sahnesinin, avlanma detaylarının anlatımı çok güzeldi. Ada'nın dönüşmesi ve o kısımların tasvirleri de süperdi. Ayrıca Ada'nın sahip olduğu güç ve onu fark etmeden bazen de fark ederek kullanması çok güzeldi.

Dawson'ın romantik adam olması, evlilikleri, isim törenleri, birbirlerine isimlerini verdiklerindeki dövmeler, kıskanmalar çok güzeldi.

Gavin'in sezaryan konusundaki yorumuna kahkaha attım :D demesem içimde kalırdı. Bu seride sen olmasan biz ne yapardık Gavin :D

Creon ile ilgili detaylar da çok iyiydi. Creon'ın da bence çok büyük etkisi olacak gibi çünkü onun tetikçisi de Felicia olunca... ve bence Ada'ya da baya yardımı olacak gibi... Ayrıca Creon'un Ada'nın çok sevdiği baykuşu çıkması da süperdi. Tam bir sürprizdi ama tabi Creon'ın ormanın ruhu olması ve ona göre yeteneklerinin olmasının avantajıydı bu ama yine de süperdi.

Aslında bahsetmek istediğim çok şey var ama spoiler olur korkusundayım çünkü okumamış olanlar için de heves kaçırmak istemem.

Bu kitapta çok fena bitti hemen 3. kitaba başlayacağım. Çok heyecanlı ve 4. kitabı da merakla beklemedeyim. Onu da kısa zamanda alacağım.

10 puan

Yazarın kalemini çok seviyorum wattpaddeki hikayeleri dışında basılı olan kitaplarını da düzenli takip eden biri olarak bunu söyleyebilirim. Türk yazarlardan en iyi fantastik kurgu yazarı benim için.
Serinin ilk kitabı “Av Dönencesi” nde Ada, ailesinin ve nişanlısının kurtlar tarafından öldürülmesiyle kendisini bir anda kurtların dünyasında buluyor. Bilmediği bir dünyaya ayak uydurmaya çalışırken hiç ummadığı birine aşık oluyor. Kitabın finalinde Dawson’ı zincirlenmiş ve yaralı bir halde bırakıp Aleut’a dönüyordu.
“Cellat’ın Kalbi” ile Ada ve Dawson özlemim bir nebze giderildi. İkisini okumayı özlemişim. Uzun bir ayrılığın sonunda Ada’nın sonunda dönüşüm geçirmesiyle türünün ne olduğu gizemi çözülüyor. Bu seriyi sürekli tekrar okusam sıkılmam. Ve şimdi bu güzellik de kütüphanemde yerini aldı. Kitap kapağının tasarımı, iç sayfaların tasarımı da bir o kadar mükemmeldi.
Sonu öyle bir yerde bitti ki devamını şimdiden çok merak etmeye başladım.

------------------------

“Aşk her zaman tehlikeli bulmuştum. Birçok bakımdan hiç bana uygun değildi. Fazla hassas, fazla iki kişilikti. Ama anlıyorum ki aslında bu iki kişilik değil, hatta parçaları oluşturmak bile değil. Kendinden olanın bir başkasına dönüşmesinde.”
“Dawson,” dedi Ada hayret içinde gülümseyerek fısıldarken. “Aşkı sadece sen böyle tanımlayabilirdin.”

geri ileri