Benim Hüzünlü Orospularım

En Son Değerlendirmeler

Profil Resmi
9 puan

http://edebiyatmeclisi.blogspot.com/2011/08/benim-huzunlu-orospularim-gabriel.html

6 puan

okuduğum ilk kitabıydı ama okumaya çalıştığım diğer kitaplarından farklıymış tarzı, tipik karakterlerle farklı bi hikaye kumsalda bi kaç saat okumayla biten nefis kitap..

Profil Resmi
8 puan

Özellikle yazarın diğer yapıtlarına ve geçmişine bakılırsa bu kitabın biraz eksik yazıldığını düşündüm.

9 puan

Hak ettiği yerde olan bir kitap:)

Profil Resmi
5 puan

Yazarın okuduğum diğer eserlerinden biraz daha yavan, ama sadece tensel beraberlikler yaşayan yaşlı bir erkeğin yalnızlığını anlatması bakımından güzel.

Profil Resmi
7 puan

Hikaye biraz uç noktada 90lik bir ihtiyar delikanlı ve 14 yaşında bi kız..Farklı bir roman

6 puan

güzel tarafları vardı gerçekten

7 puan

guzel bir kitab,

10 puan

Bazı yerlerde sıkıcı olduğunu itiraf etsem de kitap tamamen sıradışı...

7 puan

Gerçek anlamda bir solukta okuyup bitirdim. Aynı gün içinde bitti kitap. Realist yazarımız Marquez yine harika bir eser yapmış. Sonuç olarak ben sevdim.

4 puan

Bir parça hayal kırıklığı diyelim.Olsun geçer...

12 yıl, 11 ay
4 puan

90 yaşına merdiven dayarsam bu kitabı anlayacağım sanırım. Nobellik bir durumu da yok çok saçma bir olay örgüsü var. Başkişisinin aptal aşık olduğu kitapları sevmiyorum zaten

6 puan

Roman kahramanının iç dünyası güzel yansıtılmış. Gelgitleri, mazisi.. Kısa da bir kitap, okuması kolay. Ama hayal ettiğim öykü çıkmadı karşıma, biraz onun eksikliğini yaşadım. Yine de güzeldi.

Profil Resmi
6 puan

yazarın en zayıf kitabı bence

8 puan

Yaşlı bir adamın dünyasındaki son zamanlar, kadılar, tecrübeler.. Hala daha ölümü değil de genç bir kızla farklı bir baharı düşünen bir haber şişiricinin hikayesi.

5 puan

Şimdiye kadar okuduğum Marquez kitapları arasında en hissizi buydu sanırım... O kadar kitabı aradığıma, hevesle açıp okuduğuma değmedi açıkçası...

6 puan

yaşarsam atmış beş yıl sonra bir daha okuyacağım, büyük ihtimalle o zaman daha ilgi çekici gelecek...

4 puan

Kitap beni pek etkilemedi açıkçası. Ben Yüzyıllık Yalnızlık'ı bitirip büyük bir heyecanla sarılmıştım bu kitaba ama beklentilerimi karşılamadı. Konusu kesinlikle sıradışı ve Marquez'in dili harika buna rağmen kitapta eksik bir şeyler var. Ama okunabilir.

7 puan

okumak için sabırsızlandığım ve beni hayal kırıklığına uğratan bir kitaptı.Çevirisinden kaynaklı olduğunu düşünmekteyim.

8 puan

Marquez'in kısacık nefis bir kitabı 90 yaşını kutlayan bir gazetecinin kendini bakire bir kız bularak ödüllendirmesi ve sonucunda 14 yaşındaki kıza aşık olmasını harika yazmış.yazar.

Kitap için fazla bir yoruma gerek yok sonuçta yazarı Marquez Beden yaşlanır ama ruh yaşlanmaz özlü sözüne nefis bir gönderme.

10 yıl, 11 ay
Profil Resmi
9 puan

Beklentim çok yüksek olarak başlamıştım ama beklediğim gibi olmadı. Fena sayılmazdı. Aynı kişi üzerinde dönen olaylar ve bu kişinin düşüncelerini anlatıyordu.
Bazı yerlerde çok sıkıcı bulsam da çeviri olmasında kaynaklandığını söyleyebilirim.

10 yıl, 10 ay
10 puan

Gabriel Garcia Marquez bu. Tabi ki daha azı beklenemezdi.

2 puan

Kitabı bir arkadaşımın ısrarı sonucunda almış ve okumuş biri olarak daha önceden konusundan hiçbir haberim yoktu isminden dolayı da ön yargı da bulunmak istemeyip okumaya başlamış ve bir gün de bitirmişim zaten kalın bir kitap değil herkes bir günde bitirebilir.Gelelim kitaba kitabın 1982 edebiyat ödülü aldığını göz önünde bulundurduğumuzda bana göre biraz bunun altında kaldığını düşünüyorum.Hemen aklımda doksan yaşındaki biri torunun torunu olabilecek küçük bir çocuğa nasıl o gözle bakar hiç mi ar edep kalmamış yahu dedirtti bana açıkcası.Kitabı alıp okumuşsanız bir şey kaybetmezsiniz zaten okunan hiçbir şey boşa değildir bence ama özel olarak alınıp okunacak bir kitap gibi gelmedi bana.Bir yandan da aklıma yine ''Bir kadın adamı vezir de eder rezil de eder'' sözü aklıma geldi.Bu arada ben can yayınlarının baskısını aldım ve kitap 109 sayfa değil 94 sayfa bunu da belirtmek istedim.

Profil Resmi
8 puan

Bu yazarın okuduğum ikinci kitabıydı ve marquez kesinlikle favori yazarlarım arasına girdi. Kitaplarında öyle bir uslup kullanıyor ki güldürürken düşündürüyor, en olmayacak şeylere sempati beslettiriyor, kara mizahı ve zekayı harmanlayıp harika bir edebi uslupla bize sunuyor.

10 puan

Aşkın yaşı yokmuş :)

3 puan

bu kitabını yazmasada olurdu

Profil Resmi
6 puan

Beklentimi çok yüksek tutmuştum, etkilenmedim.

Profil Resmi
5 puan

İlk olarak şunu demek isterim.Yazarın, yaşlılığın ve yalnızlığın zorluklarını güzel bir biçimde bize yansıttığını düşünüyorum.Fakat anlattığı karakteri sevmedim.Karakterin o deli gibi tutkusu, yapmak istediği şeyler ve düşünceler hoşuma gitmedi.Sonuç olarak karaktere sinir oldum diyebilirim.

6 puan

Aman aman bir beklentim yoktu kitabı okumaya başladığımda ve bir nefeste içime çektim kelimeleri... içimde kalan tek sözcük ise doksan yaşında bile olsa AŞK kalbin ritmini değiştirebiliyor...

6 puan

Dünle bugünün, gerçekte yaşanılanla masalların iç içe geçtiği ama okurken doğal bir yalınlıkla kurgulanan hikâyelerini ya da cümlelerini yadırgamadığımız Marguez; bana hep kadınları ve aşkı birçok hemcinsinden daha güzel ifade edebilme yeteneğine sahip olması nedeniyle çapkın ya da belki flörtöz gibi gelmiştir. Hani dikkat edilmesi gereken erkek tiplerinen :) Adam sanki düşler dünyasında kelimelerle oynaşan bir metafor üstadı. İşin esprisi bir tarafa Marquez’in kadınları güçlü ama hala eski dönemler Avrupa’sında ya da hala bizde olduğu gibi ataerkil bir bakış açısında erkeklerin gölgesinde kalmış karakterlerden oluşuyor. Hukuk fakültesindeki eğitimini yazarlık için bırakan bu zeki Kolombiyalı, 1982 yılında Nobel ödülü almaya hak kazanmıştır. Fakat yazarla ilgili ilginç bilgilerden birisi ölümünün ardından, Kolombiya Cumhurbaşkanı tarafından “bugüne kadar yaşamış en büyük Kolombiyalı" olarak lanse edilirken diğer yandan 2015 yılında The Washington Post'un bulduğu arşivlere göre, Marquez'in Küba'lı haber ajansı Prens Latina'nın kuruluşuna yardımcı olduğu gerekçesiyle 24 yıl FBI tarafından takip edilmiş olması. İkinci ilginç bilgi ise okuduğum kitapla ilgili. “Benim hüzünlü orospularım” yazarın okurlarının uzun bir aradan sonra heyecanla beklediği kitaplardan birisi. O dönem kitap daha matbaadayken korsan kitapçıların eline geçmiş ve onlar tarafından piyasaya sürülmüş. Tabi korsanda olsa okurlar tarafından büyük ilgi gören kitabın basımı durdurulmuş ve kitap yayıncının isteğiyle Marquez tarafından tekrar son bölümünü değiştirilerek yeniden yazılmış. Şimdi soru işareti acaba asıl kitap hangisi? Benim okuduğum mu yoksa korsancıların elinde olan mı? Marquez'in bir yazar olarak hayalden kurduğu ve şekillendirdiği kitabın ilk hali asıl sayılmaz mı? Sonradan düzeltilen kitap ilk hali gibi olur mu? Bence biraz zorlama olmuştur. Marquez ise bu konuda şöyle demiş; "kitabı yaratan benim onu da değiştirme hakkım ve kudretim vardı. Gerçek olan son anda değiştirerek yayımladığım kitaptır. Diğeri artık hükmünü yitirmiştir.” O böyle demiş olsa da ben hikâyenin ilk yani bence asıl olan halini merak ediyorum. Korsan kitaba karşıyım ama bu sefer bulsam alıp heyecanla okuyacağım ilk korsan kitap olurdu :)

Kolera günlerinde aşk, kırmızı pazartesi ve benim hüzünlü orospularım olmak üzere yazarın üç kitabını okudum. Nobel ödüllü Marquez için; toplumsal gerçekliğin yansımasını mesaj verme kaygısı gütmeden yazıyor diyebilirim. Yani o sadece bir olay anlatıyor, sonra siz; alt tarafı 100-150 sayfalık bir kitap sonrasında buzdağının görünmeyen yüzüyle yüzleşiyor, düşünüyor ve sorguluyorsunuz. Kolera günlerinde aşk’ta; adam aşık olduğu kıza kavuşmayı tam 51 yıl, 9 ay, 4 gün obsesif bir şekilde beklemişti. Okurken; aşktaki tutkuyu hissedecek kadar aşık olmadığımı, beklemek, acı çekmek, özlemek fedakarlık yapmak gibi hissiyatlar bir tarafa, sadece beni seven adamları severek ilişkilerimi güvenli bir şekilde devam ettirmeyi seçmiş, aşktan anladığım şeyin sadece bu olduğunu düşünmüştüm. Yani hiç “aşk için ölmeli işte aşk o zaman aşk” sözü hiç bana uymuyor. Kırmızı pazartesi’nde namus davası yüzünden bir adam öldürülüyordu. Önyargılarımızdan, kıskançlıklarımızdan, duyarsızlıklarımızdan göz göre göre insanları, insanlığı nasıl yok ettiğimizi düşünmüştüm. Benim hüzünlü orospularım ise; yaşlılık, ölüm ve aşk üzerine yazılmış bir roman. 90 yaşındaki bir adam genelevden bakire olarak doğum günü hediyesi olarak sunulan 14 yaşındaki bir kız. Tabi kahramanımız bu kıza aşık oluyor ve bakire kızla hiç sevişmiyor. Kitapta sorguladığım ilk konu; bu durumda orospuluk neydi? Bir meslek miydi yoksa karakter biçimi miydi? Sorguladığım ikinci konu ise; 90 yaşındaki bir adamla 14 yaşındaki bir kızı yan yana düşünmek neresinden bakarsanız bakın durum çok itici.Ama aşk.. Aşk yaş, zaman mekân dinler mi? Dinlerse aşk olur mu? Normalde bir kadın ve bir erkeğin duygularından söz etmek doğal geliyor ama işin içine yaş durumu girince itici geliyor. Doğa tarafından kabul görünen şey toplum tarafından reddediliyor.

Kolombiyalı yazar Marquez’in okuduğum kitaplarında dikkatimi çeken iki nokta var. Birisi kitaplarında Türklere ya da Türkiye’ye dair bir şeyin geçiyor olması örneğin; ;Kolera günlerinde aşk’ta Türk halıları, Kırmızı pazartesi’nde Arap kahramanının isminin Türk olması ve bu kitapta da Ankara kedisinin olması. Marquez’in Türk takıntısı tesadüf mü yoksa bende ki algıda seçicilikten midir bilemedim ama bu durum benim için gizemini koruyan bir konu. İleriki kitaplarda belki çözerim. İkincisi ise aşk. Bazen bir lütuf bazense bir ceza olarak gelip bizi bulan aşk; mutlu ya da mutsuz sonla, yaşanmış ya da yaşanmamış olsun ölürken gözümüzün önünden geçen film şeridinde kalbimize dokunan ve belleğimizde canlanan bir his olarak yerini alacaktır. "Gitme zamanı gelmişse 'dur' demenin; zaman geçmişse 'dön' demenin ve aşk bitmişse 'yeniden' demenin; hiçbir anlamı yoktur." Kendisine yol gösterici olarak benim okumayı beceremediğim üç yazardan biri olan William Faulkner’ı örnek almış Marquez’in bu sözü ile de aşka ve kadınlara gerçek hayatında da, edebiyatta da önem vermiş olduğunu söyleyerek Marquez dosyasını burada noktalayayım.

Kitaptan Altını Çizdiklerim:

-Seks, insanın aşkı bulamadığında elinde kalan bir tesellidir.

-Bir erkek babasına benzemeye başladığı an yaşlandığını anlar.

geri 1 | 2