Pal Sokağı Çocukları dünya çocuk edebiyatının başyapıtlarından biri. Macar yazarı Ferenc Molnarın çocuklar yazdığı bu kitap, yıllardır dünya çocuklarının ellerinden düşmüyor. Büyük bir kentte yaşayan iki çocuk topluluğunun çatışması işleniyor bu kitapta. Bir yanda, Pal Sokağında yaşayan yoksul ailelerin çocukları var, öte yanda da, Kızıl Gömlekliler diye anılan, daha seçkin ailelerin çocukları. Pal Sokağı Çocukları, odun deposu olarak kullanılan bir arsayı kendilerine yurt edinmişlerdir. Kızıl Gömlekliler, bu arsayı ele geçirmeye karar verirler. İşte her şey ondan sonra başlar. Bir yanda ele geçirilmesi planlanan bir arsa, öte yanda düşman saldırısına karşı savunulacak bir yurt vardır. Bütün hazırlıklar, iki büyük ordunun savaş hazırlıkları gibidir. Akıl dolu, sevgi dolu bir roman. Yediden yetmişe her yaşta insanın elinden bırakamayacağı bir kitap. Pal Sokağı Çocukları, kardeşliğin, dostluğun, dayanışmanın, dürüstlüğün, mertliğin, yurtseverliğin simgesi sayılabilir.
************
Saat tam bire çeyrek kala, fizik laboratuvarındaki uzun ve verimsiz deneylerden sonra Brunsen lambasının ışın demetinde ansızın yemyeşil, pırıl pırıl bir ışının belirdiği, yani kullanılan karışımın alevi yeşile boyama özellğine sahip olduğunun sonunda kanıtlanabildiği o unutulmaz anda, bitişik yapının avlusunda yankılanan laterna sesi, laboratuvarın kendisine özgü ağırbaşlı havasını dağıtıverdi birden.
(Kitabın İçinden)
Pal Sokağı Çocukları dünya çocuk edebiyatının başyapıtlarından biri. Macar yazarı Ferenc Molnarın çocuklar yazdığı bu kitap, yıllardır dünya çocuklarının ellerinden düşmüyor. Büyük bir kentte yaşayan iki çocuk topluluğunun çatışması işleniyor bu kitapta. Bir yanda, Pal Sokağında yaşayan yoksul ailelerin çocukları var, öte yanda da, Kızıl Gömlekliler diye anılan, daha seçkin ailelerin çocukları. Pal Sokağı Çocukları, odun deposu olarak kullanılan bir arsayı kendilerine yurt edinmişlerdir. Kızıl Gömlekliler, bu arsayı ele geçirmeye karar verirler. İşte her şey ondan sonra başlar. Bir yanda ele geçirilmesi planlanan bir arsa, öte yanda düşman saldırısına karşı savunulacak bir yurt vardır. Bütün hazırlıklar, iki büyük ordunun savaş hazırlıkları gibidir. Akıl dolu, sevgi dolu bir roman. Yediden yetmişe her yaşta insanın elinden bırakamayacağı bir kitap. Pal Sokağı Çocukları, kardeşliğin, dostluğun, dayanışmanın, dürüstlüğün, mertliğin, yurtseverliğin simgesi sayılabilir.
************
Saat tam bire çeyrek kala, fizik laboratuvarındaki uzun ve verimsiz deneylerden sonra Brunsen lambasının ışın demetinde ansızın yemyeşil, pırıl pırıl bir ışının belirdiği, yani kullanılan karışımın alevi yeşile boyama özellğine sahip olduğunun sonunda kanıtlanabildiği o unutulmaz anda, bitişik yapının avlusunda yankılanan laterna sesi, laboratuvarın kendisine özgü ağırbaşlı havasını dağıtıverdi birden.
(Kitabın İçinden)
Hani derler ya ''Adama bak hayatı roman gibi'' ben ise pal sokağı çocuklarını okurken , yazarın tüm bunları yazmadan evvel olayları gözleyen gözlerine sahip olmak istiyorum, her nedense. Bir yetişkin günlük yaşantısında bir çocuğu görüp düşünebilir kuşkusuz '' Alt tarafı bir ufaklık. Benim yaşadıklarım kadar şahane ve olası dışı ne yaşamış olabilir ki? '' Tabi bunu düşünmek bile büyük bir hata doğrusu. Küçük dünyaların içinde öylesine büyük sarmaşıklar yayılmış ki sadece güneşi engellemişiz, gölge yapıyoruz bazen. Tabi buna farkına varmamız ancak romanda ki kızgın öğretmenle gün yüzüne çıkıyor. Kesinlikle çocukların dünyasında ki ciddiyetini anlamak için okunması gereken bir yapıt.
İnsanlar ikiye ayrılır; birinci grup Pal Sokağı Çocukları’nı okuyanlar, ikinci grup ise Pal Sokağı Çocukları’nı henüz okumayanlar. Birinci gruptansanız sorun yok, eminim sizde benim gibi üç kere okumuşsunuzdur bu kitabı. Ama eğer ikinci gruptansanız şimdiye kadar boşuna yaşamışsınız demektir; ve dahası insan olma yolunda gelişiminiz yarım kalmış demektir; yarım bir insansınız demektir. Şimdi siz, bu kitap ne anlatıyor da bu kadar önemli kılıyor onu diyeceksiniz! Ama önemli olan bir kitabın ne anlattığı değil, bunu nasıl yaptığıdır; bunu yaparken size ne verdiğidir.
Kitap bizim dünyamızdan farklı bir şeyi anlatmıyor maalesef; son zamanlarda moda olan fantastik kitaplardan değil, ya da bir bilim kurgu kitabı! Kitap tam anlamıyla yaşadığımız dünyayı anlatıyor; tüm gerçekliği ve acımasızlığı ile. Aynılarını bizim de çocukluğumuzda yaşadığımız şeyleri anlatıyor!
Kitap iki farklı mahalle çocuklarının oyun oynadıkları arazi parçası için birbirleriyle savaşmalarını anlatıyor; yani bir “mahalle kavgasını” (size tanıdık geliyor mu?)! Ama büyüklerinin yaptıkları savaşlar gibi, çocukların savaşı da trajik bir olaydır ve hangi şekilde biterse bitsin bir savaş ‘mutlu sonla’ bitmez! Kazandığımızı zannetsek de aslında kaybettiğimiz şeyler zaferimizi gölgede bırakır. Savaş alanında kazanan da kaybeden de birdir; öyleyse savaşmak niye, sonunda uğruna savaştığımız toprak parçasından başkaları kazanç sağlayacaksa!
Pal Sokağı Çocukları, adından da anlaşılacağı gibi bir çocuk kitabı; ama çocuk kitabı deyip geçmeyin, yüzyılın en iyi çocuk kitabı! Sizi fantastik bir dünyaya değil, her şeyiyle gerçek bir dünyaya götürecek ve burada arkadaşlığın o gerçek ve sonsuz duygusunu yaşayacaksınız; kavgalara ve ihanetlere şahit olacaksınız; ölümü ve kaybetmeyi yaşayacaksınız ve sonunda göz yaşlarınıza hakim olamayacaksınız!
Yaşınız kaç olursa olsun, 10-20-30-50, eğer şimdiye kadar bu kitabı okumadıysanız hemen gidip alın! Yoksa yarım bir insan olarak mı kalmayı tercih edersiniz?
http://solsoledo.blogcu.com/pal-sokagi-cocuklari/676012
Daha önceden orjinal dilinde okumuştum. Geçen günlerde Türkçe çevrimini okudum. Okurken keyif alabileceğiniz, yaratılan atmosferinin oldukça sıcak ve samimi olduğu bir kitap.
Çocukken okuduğumda etkilenmiş, kitaptaki çocukların haline çok üzülmüştüm. Nereden bilebilirdim ki benden sonraki neslin çocuklarının hali de kitaptakilere benzesin.
...Hangimiz, henüz kendimizi bile tanımazken ufacık boyumuzla bir arsa, küçük bir kum tepesi ya da bir futbol sahası için savaşmamıştır. Kitap beni o yıllara götürdü. O saf duygularımıza geri döndüm, hiç bir şeyin önemi yoktu o yıllarda, küçük bir kum tepesi kadar. Okul çıkışından akşam ezanına kadar olan sürede o kum tepesi bizim tek değerli varlığımızdı. Bizim kum torbalarımız yoktu fakat tüftüflerimiz ve tahta kılıçlarımız vardı, adı Nemecsek olan bir arkadaşımız da yoktu ama hepimizin içinde biraz Nemecsek, biraz Boka hatta biraz da Feri Âts vardı. ...
http://beyazkitaplik.blogspot.com/2012/02/pal-sokag-cocuklar-ferenc-molnar.html
Bu kitabı tam üç kere okudum. Ve üç okuyuşumda da en sonda hep gözlerim yaşardı. Gerçekten güzel.
Çocukken okumuştum ancak tam olarak hatırlayamadığım için yeniden okuma ihtiyacı hissettim. efsane bir kitaptı. okurken gözyaşlarımı tutamadım. Çocukların dünyasına girdiğinde onların saflığına cesaretine hayran kaldım, örnek alınası bir hikaye. okunmalı mutlaka
mütiş !en sonu biraz hüzünlü oluyor iyi bir kitap çocukların sapanla kumtorbalarını birbirlerine atarak tahta kılıçlavuruşup pal sokagını savunup almalarını anlatıyor.
11-13 yaşlarında okuduğum ,kitap okumamamı alıskanlık halıne getıren benım en değişmezim....gözlerımde yas getiren...
benı ben yapan benı benlıkten cıkarıp sen küşüsüyle empatı hıssıyatını veren roman...
bu romanı okumadan tam oldugunuzu dusunmeyın zira her zaman bır seyınız eksıkdır mutlaka...
Sineklerin Tanrısı tadında, insana koştuğu sokakları, tırmandığı ağaçları ve kanattığı dizlerini anımsatan kitap...
dünyanın bütün çocuklar Pal Sokağı' ndandır!
Okuduğum en iyi kitaplar listesine eklendi bile.. Keşke tüm insanlar Pal sokağı çocukları kadar masum, fedakar ve cesur olsa.. düşmanlarına duyduklari husumet bile bir merhamet barındırsa.. toparlanmam kolay olmayacak bu güzel kitaptan sonra
Öykü, 20. yüzyılın başında hızla gelişen Budapeşte'de, oyun sahalarını (Arsa) Kızıl Gömlekliler denen zengin çocuklarından korumaya çalışan yoksul çocukların savaşımını anlatır.
Hayatımda okuduğum en güzel, en samimi romanlardan birisiydi. Şimdi bile okusam bir tuhaf olurum.
Küçük yürekler, önemli değerleri hatırlatıyor okuyucusuna. İlgiyle okudum Pal sokağı çocuklarını.
Macaristanda hapishanede haksiz yere tutulan Azerbaycan askeri Ramil Seferov tarafindan dilimize cevrlmis roman
Çocukluk anılarımı tekrar hissetmeme, bir fikir ve kardeşlik uğruna neler yapılabileceğimi bana tekrar öğreten kitaptır. Her tekrar okuduğunda yeni şeyler öğrenirsin, hissedersin.
Ben kitaba 5 yıldız verecektim aslında, 6 vermemin nedeni oy verdiğim diğer kitaplarla kıyaslama yapmamdı. Gerçekten bu oy verme işi ilk başta çok kolaydı ama oy verdiğiniz kitap sayısı arttıkça zor bir hale gelmeye başladı. Elbette belki bir kişi bile benim kitaba kaç yıldız verdiğimle ilgilenmiyordur ama ben bunu kendim için yapıyorum. Mümkün olduğu kadar da tutartlı olmaya çalışıyorum. Neyse bunu çok uzatmadan kitaba geliyorum;sevmedim.
Okurken çok düşündüm acaba anlamadığım bir mesaj mı var okuduğum bu metinlerde diye ama özellikle sözlüklerdeki yorumları da okuyunca kitabı anlamamış olma ihtimalimi eledim. Sadece okuyanların çoğunun etkilendiği unsurlar benim için anlamsız göründü hepsi bu. Şeker Portakalı, Bülbülü Öldürmek, Charli' nin Çikolata Fabrikası, Boyalı Kuş gibi bir çocuğun gözünden kurgulanan hikayeler arasında bence en başarısızı. Çocukların kendi aralarında gruplaşmasına lafım yok, hepimiz yaşadık lakin bu gruplaşmanın abartılıp baya baya çete savaşına dönüşmesi bende Emrah' ın Arka Sokaklar dizisindeki karakterlerin küçüklüklerini okuyorum hissi uyandırdı. Molnar bu benzetmeyi duysa mezarında ters dönerdi sanırım o yüzden biraz ağır olduğu için özür diliyorum kendisinden ve sevenlerinden.
Kitabı fazlasıyla militarist ve bir çocuğun dünyasından uzak buldum ben, en azından benim çocukluğumdan uzaktı. Bana göre kırmızı gömlekli çocuklar, Nemecek ve arkadaşlarına kıyasla çok daha çocuktu, aralarındaki hiyerarşik düzeni yok sayarak söylüyorum ama bunu. Tabii ki sevdiğim yanları oldu, bir çocuğun gözünden dünyanın nasıl göründüğüyle ilgili bazı pasajları çok gerçekçi bulduğum oldu; ama sevmediğim şeyler daha fazlaydı kesinlikle.
Kitabı anlamamış olup rezil olma ihtimalimi düşünerek daha fazla uzatmıyorum ama kesinlikle saydığım 4 kitabın da bundan daha iyi olduğunu iddia ediyorum.
Sonundaki vefakarlık örneği ve dayanışmaları fena değil. Ama çocuklara okutulmalı mı, ondan emin değilim. Sürekli olarak savaş fikrinden bahsetmesi, çok da hoş olmamış.
cocuksu bir duygusallik ve ictenlikle okudugum en etkileyici kitaplardan biriydi. ben cok begendim kesinlikle okunmali.
Mükemmel. Ben 12 yaşında kitapların çok sıkıcı bir şey olduklarını sanırdım bu kitabı okuyana kadar. Çocukluğumun rüyalarını hayallerini süsleyen kitap. Çok çok sevmiştim.
Vatan sevgisini ve savaş kavramını ergenlik çağındaki erkek çocuklar ve onların sokak savaşları üzerinden anlatan güzel bir kitap. Çocuk kitabı sayılıyor ama gençlere daha uygun.
Çocukluğumuzu, masumluğumuzu, oyunlarımızı anlatan ama aslında fedakarlığı onuru, arkadaşlığı, hainliği,hırslarımızı, ikiyüzlülüğü ve herkesin hata yapabileceğini de gösteren kendi küçük anlattıkları büyük çocuk kitabı olan ama aslında büyüklerin okuyup ders çıkarması gereken bu yaşta tekrar okuduğuma memnun olduğum güzel eser
Günümüzde bakınca bir çocuk kitabının bu kadar yoğun militarizm diliyle yazılmış olması şaşırtabilir ama 1. Dünya Savaşı’nın ayak sesleri yaklaşırken yazıldığı göz önünde bulundurulunca bu dil de kitabın finali de büyük anlam kazanıyor. Zaten sadece çocuk kitabı olarak etiketlemek de haksızlık olur zira her yaşa hitap eden kitaplardan olduğu için alt anlamları keşfetmek üzere farklı yaşlarda tekrar okunmalık eserlerden. Yazar, başta vicdan ve dostluk olmak üzere birçok insani erdemi ve açgözlülük, ihanet, önyargı gibi olumsuzlukları aynı yalınlıkla işlemiş. Pal Sokağı Çocukları’nın onur anlayışına saygı duymamak elde değil. Gerçekten büyükdükçe dünyanın ne kadar kirlendiğini gösteren bir eser.
Pal Sokağı çocuklarından dünyaya birlik,beraberlik mesaji. ✌ Kesinlikle bir çocuk kitabi olarak görülmemesi gereken bir eser. Özellikle çocukların kendi alanlarini korumak ugruna verdiği savaş kitabin konusunu oluşturuyor. Bu konu üzerinden verilen dostlugun önemi, dürüstlük, doğruluk, cesaret ,kardeslik gibi kavramlar okuyucuya en guzel sekilde asilandiliyor. 👉👌
Ortada bir savas olsa dahi cocuklarin birbirilerine duydugu saygi, bu savasin etik belirli kurallar cercevesinde sekillenmesi, yine son derece anlamli sekilde kaybetmenin de duruşlarından bir taviz verdirmemesi zihnimize guzel sekilde kazinacaktır kesinlikle. 👀
Okulda kurulan macun kulubu de oldukca ilgimi çekti, macunlarin toplanmasi, bozulmamasi icin uyeler tarafından cignenmesi enteresan hadiseler. Ve bu dernegin son derece resmi sekilde islemesi, cocuklarin her turlu dernek kuralina buyuk bir bağlılıkla riayet etmesi aklimdan çıkmayacaktır.
Savaşa kadar olan süreç ve savaş sonrası süreç, minik yureklerden insanlığa dair bir sürü mesajla dolu bu son derece icten eserin klasik olmamasi son derece normal. 📖🌍
Fazla detaylarla bogmamak ve sizi okumaktan alikoymamak adina bazi seyleri yazmaktan imtina ediniyorum ama Nemecek karakteri beni etkiledi. Ve tabiki Pal sokagi çocuklarınin lideri, generali Boka yine Kizil Gomleklilerin lideri Feri Ats da oldukca anlam yuklu karakterler. O kadar mücadeleye rağmen bu liderlerin birbirlerine karsi duruslari aslinda bircok seyi anlatıyor. Nemecek'in , terzinin çocuğuna karsi bu liderlerin son asamadaki duruslari sizleri oldukça huzunlendirecektir. 😕
Velhasil kelam, komple bir kitap. Oyle vay efenim cocuk kitabi denilip atılacak degil, buyuk mesajlar alinacak bir klasik eser. Iyi okumalar. 👏
Karton Cilt, 173 sayfa
1998 tarihinde, engin yayıncılık tarafından yayınlandı