Çağdaş edebiyatın en önemli yazarlarından Joyce, bu ilk önemli eserinde İrlandanın ruhsal tarihinden kapsamlı bir kesit verir. Bunu yaparken sevgili kenti Dubline çocukluk, gençlik, olgunluk ve toplumsal hayat düzeylerinde bakmış, kentinin ruhsal yoksulluğunu sergilemede ilginç bir yazı kuramı oluşturmuştur. Joyce yaşanan gerçekliğin özüne varmada, önemsiz gibi görünen sıradan yaşantıları ve bunlardaki ayrıntıları ustaca düzenleyerek, derinlerde yatan önemli sorunlara göndermeler yapar.
Çağdaş edebiyatın en önemli yazarlarından Joyce, bu ilk önemli eserinde İrlandanın ruhsal tarihinden kapsamlı bir kesit verir. Bunu yaparken sevgili kenti Dubline çocukluk, gençlik, olgunluk ve toplumsal hayat düzeylerinde bakmış, kentinin ruhsal yoksulluğunu sergilemede ilginç bir yazı kuramı oluşturmuştur. Joyce yaşanan gerçekliğin özüne varmada, önemsiz gibi görünen sıradan yaşantıları ve bunlardaki ayrıntıları ustaca düzenleyerek, derinlerde yatan önemli sorunlara göndermeler yapar.
Etkileyici hikayelerle örülmüş, son hikayenin katkısıyla geri kalan hepsinin bütünlendiği bir kitap Dublinliler.
İnsanların maddi veya manevi engeller nedeniyle yaşadıkları tutsaklık Dublin'in boğucu kasveti altında elektrikleniyor. Joyce Dublinlileri anlatırken aslında şehirleşen toplumların yalnız insanlarını da kimi öykülerinde anlatıyor. Ve sonuç olarak Dublinli, Portolu, İstanbullu veya Ankaralı, dini baskıların, milliyetçilik düsturunun baskısı altında her birimiz aynı özellikleri kimi farklı şekillerde yansıtarak aynı şehirlerde birleşmiyor muyuz?
Kitabın genelinde öyküler birbirleriyle bağlantılı değil, hiçbiri bir başkasının devamı şeklinde değil yani ama bazen öyle hissettim okurken. Sanırım sıralanış şekli yüzünden böyle oldu. Bunun dışında tüm öyküler harika değil, içlerinde favori olmaya aday olanlar var, mesela Üzücü Bir Olay gerçekten çarpıcıydı. Pansiyon adlı öyküyü de beğendim. Ölüler'in bitişi güzeldi. Eveline ve Bir Karşılaşma da fena değildi.
Karamsar bir hava var tüm öykülerde. Sıralanış şekli çocuklukla ilgili olanlardan ölümle ilgili olanlara doğru. Çocukluk diyoruz ama çocukken sahip olabileceğiniz o saf heyecan yoktu çocuk karakterlerde. Yetişkinler kadar onlar da Dublinliydi. Sadece Dublinli olmak da değil aslında, İstanbullu olmak ya da başka bir milletten olmaktan farkı yok bunun. Sonuçta hepimizin yalnızlığı aynı, hisleri benzer ve bencilliği ortak.
Farklı bir eser. İlk kez James Joyce okudum ve beğendim. İnsanların hayatında kısa bir kesiti belirli bir zaman ayarlaması olmadan alarak aktarıyor. 15 farklı hikaye, 15 farklı hayat hikayesi kesiti.
Yalın,doğal,ılık hikâyeler..İrlanda esintisi..kaçmak isteyip kaçamayan, yazmak isteyip yazamayan,gitmek isteyip gidemeyen insanların öyküsü..Kitabın bana düşündürdüğü:Bütün insanların hikayeleri var aslında ama insanlar kendi hikayelerini anlatmak yerine boş boş konuşmayı tercih ediyorlar ve ne çok ne çok konuşuyorlar..hikayelerini dinlemeyi tercih ederdim oysa..
Bir öykü kitabı olmasına karşın Murat Belge'nin önsözde belirttiği üzere bütünlük taşıyan bir eser. Bu arada hikayelerin sonunu baştan öğrenmemek için bu önsöz kısmını sonra okumakta fayda var. İrlanda yaşamını sade ve gözlemci bir dille aktaran yazar sade yazım diline karşın kuvvetli betimlemeleriyle Dublin'in havasını solutuyor adeta. O yoksulluğu, gündelik yaşamı, dik başlı ve gururlu İrlandalıları bolca yeriyor gibi görünse de her gözde aradığı "yeşil" ile ülkesine olan sevgisini de ortaya koymuş.
Karton Cilt, Edebiyat > Hikaye (çeviri) , 231 sayfa
2010 tarihinde, Parşömen tarafından yayınlandı