Ceza Sömürgesi

Hikayelerinde hep başarısızlık ve karanlık hüküm sürüyor diye onun yarattığı dünyayı –Kafka gerçekten dünya yaratmış birkaç sanatkardan biridir- onun yarattığı dünyayı, Tanrısız bir dünyanın korkunç akıbeti gibi sözlerle mahkum etmeye kalkışmak (Peyami Safa, Türk Düşüncesi), Kafkayı hiç anlamamak demektir. Gerçi onun tanrısı, cennet, saadet vaat etmeyen, ilgisiz, uzak, erişilmez bir tanrıdır; fakat Tanrıdır. Denebilir ki Kafka, asırlardan beri insanların elinde türlü hallere giren, sonunda, Nietzschenin şöyle bir dokunuşuyla can veren insan-tanrıdan sonra, tanrılığa layık bir Tanrı takdim etmiştir bize. Sanatının en büyük sırrı, insani gerçekleri, lüzumsuz teferruattan soyup zaman, bazen de mekan-dışı bir hava içinde, bir masal havası içinde anlatabilmesindedir. Bakarsınız, insanı böcek kılığına sokar, kovaya bindirir, kömürcüye yollar; ölüyü dirilerle konuşturur; Büyük İskenderin bir silahşorunu çağımızda yaşatır; fakat bunları, bu olmaz şeyleri, öyle bir hava içinde anlatır ki, yadırgayamazsınız, Nasıl olur bu? diyemezsiniz bir türlü. Daima evrensel olanı, ebedi olanı gerçekleştirmeye çalışır. Eserlerinin hemen hiçbirinde çağımızın adı geçmediği halde, bu çağın, bizim çağımızın ruhunu kimse kavrayamamıştır onun kadar. Sosyal realistlerden daha realisttir o. (A. Turan Oflazoğlunun Önsözünden)

******

Kafka külliyatından seçilen biri kısa dört öykü, okuru, yazarın metaforlarla döşeli labirentler dünyasında heyecanlı ve alışılmadık bir okuma serüvenine davet ediyor. Okur, gerçek hayat ile Kafka öykülerindeki metaforların, imgelerin arasında yayılmış geniş ve derin uçurumda, her iki yanı birbirine bağlayıp bir anlam kurmaya çalıştıkça okumanın da bir ‘emek işi olduğunu fark ediyor. Ödülü büyük bir emek işi.Ceza Sömürgesi: Köhneleşmiş adalet sistemi.

******

Hikayelerinde hep başarısızlık ve karanlık hüküm sürüyor diye onun yarattığı dünyayı –Kafka gerçekten dünya yaratmış birkaç sanatkardan biridir- onun yarattığı dünyayı, Tanrısız bir dünyanın korkunç akıbeti gibi sözlerle mahkum etmeye kalkışmak (Peyami Safa, Türk Düşüncesi), Kafkayı hiç anlamamak demektir. Gerçi onun tanrısı, cennet, saadet vaat etmeyen, ilgisiz, uzak, erişilmez bir tanrıdır; fakat Tanrıdır. Denebilir ki Kafka, asırlardan beri insanların elinde türlü hallere giren, sonunda, Nietzschenin şöyle bir dokunuşuyla can veren insan-tanrıdan sonra, tanrılığa layık bir Tanrı takdim etmiştir bize. Sanatının en büyük sırrı, insani gerçekleri, lüzumsuz teferruattan soyup zaman, bazen de mekan-dışı bir hava içinde, bir masal havası içinde anlatabilmesindedir. Bakarsınız, insanı böcek kılığına sokar, kovaya bindirir, kömürcüye yollar; ölüyü dirilerle konuşturur; Büyük İskenderin bir silahşorunu çağımızda yaşatır; fakat bunları, bu olmaz şeyleri, öyle bir hava içinde anlatır ki, yadırgayamazsınız, Nasıl olur bu? diyemezsiniz bir türlü. Daima evrensel olanı, ebedi olanı gerçekleştirmeye çalışır. Eserlerinin hemen hiçbirinde çağımızın adı geçmediği halde, bu çağın, bizim çağımızın ruhunu kimse kavrayamamıştır onun kadar. Sosyal realistlerden daha realisttir o. (A. Turan Oflazoğlunun Önsözünden)

******

Kafka külliyatından seçilen biri kısa dört öykü, okuru, yazarın metaforlarla döşeli labirentler dünyasında heyecanlı ve alışılmadık bir okuma serüvenine davet ediyor. O... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Profil Resmi
8 puan

''Felsefe'nin Hikayeleşmesi'' ifadesini kullanmıştı önsöz yazarı Kafka için..

5 puan

Bu adam çok fazla sembol kullanıyor ve ben bunları yakalayamıyorum.

10 puan

Öykü, bir subayın, inceleme gezisi için çıkmış bir konuğa, itaatsizlik suçundan ölüme mahkûm edilen askerler için hazırlanmış bir makinenin tanıtımı yapmasıyla başlar. Bu makine subayın yıllar önce komutanı tarafından yapılmıştır. Komutanı görevden ayrılmadan önce makineyle ilgili bütün teferruatı subaya anlatmıştır Eskiden bütün infazları komutanı yaparken subay bu infazlarda komutanına yardımcı olmuştur. Bu konuda inceleme yapan konukla subay arasında geçen diyaloglarda. Ölüme mahkûm edilen erlerin savunmasının alınıp alınmadığı sorulur. Savunmaların gereksizliği ve zaman kaybı olacağını. Savunması alınmaya kalkan askerin yalan söyleyeceğini bunu da yapmanın anlamsız olduğunu anlatır subay. Subay makinenin gerekliliği konusunda konuğu ikna etmeye çalışır. Hatta makinenin gerekliliğini birebir göstermek için. Mahkûm olmuş bir eri makineye yatırır. Mahkûmun çekeceği acı, ölümünün on iki saat süreceğini, ölen mahkûmdan akacak kanın müthiş bir dizaynla hazırlanmış bir su kanalıyla kanı temizleneceğini söyler. Bütün bu olup bitenleri büyük bir soğukkanlılıkla anlatmaktadır. Subayın bütün amacı bu makineyle ilgili yapılan eleştirilerin, gerekliliğinin tartışılmasına son noktayı koymaktır. Gelen konuğu yarın ki yapılan toplantıda bu makinenin ne kadar gerekli olduğunu anlatmasını söyler. İnceleme yapan konuk bu isteğini kabul etmez. Subaya yarın ki toplantıya katılmayacağını, yarın sabah ilk gemiyle buradan ayrılacağını dile getirir. Bu sözüne pek itibar etmez. Onun toplantıya katılacağına inandırmıştır kendini. Söyledikleri konusunda konuğu ikna etmek için son hamlesini yapar. Makineye yatırdığı mahkûmu kaldır ve artık serbest olduğunu söyler. Ve demin yatan mahkûmun yerine soyunup kendisi geçer. Ve makineyi çalıştırır. Makine ile ilgili anlatmış olduğu her şey tam tersi işlemektedir. Müthiş bir tasarımla çalıştığını iddia ettiği makine tüm aksaklığıyla subayın daha da kötü bir şekilde ölümüne sebep olur.

8 puan

"Ayrıca mahkum öyle köpek gibi itaatkar görünüyordu ki, sanki bayırlarda dolaşsın diye serbest bırakılsa idam başlarken geri dönmesi için ıslık çalmak yeterli olacaktı."

9 puan

Deliliğin sınırlarında gezmek isteyenlere özellikle tavsiye edilebilinecek bir eser. Özellikle kitapla aynı adı taşıyan bölüm insanı epey bir zorluyor!!! Özellikle A. Turan OFLAZOĞLU çevirisini tavsiye ederim.


Baskı Bilgileri

102 sayfa


ISBN
975-355-451-6

Diğer baskılar


Etiketler: hikaye (çeviri)

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

okuryazar22
1 kişi

Okumuşlar

kusursuzcinayetler rakamzen filozoflar_kahvesi kemaltariq bilalante
84 kişi

Okumak İsteyenler

melinda Miray Marcos Tuba Akar ehlimana
21 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski