Açıkoturumlar Çağı

Açıkoturumlar Çağı, roman ve öykülerinde toplumsal olanı yetkinlikle işleyen usta yazar Erendiz Atasünün en önemli alışmalarından biri...
Atasü, bu romanıyla tüm kavramların, değerlerin yozlaştığı bir coğrafyada insan kalabilmenin zorluğunu tartışarak okurlarını Türkiyede 80 sonrası yaşanan değişimin ve iletişimsizliğin farkında olmaya çağırıyor.
Eczacılardan oluşan bir çevrede geçen Açıkoturumlar Çağı, kadın-erkek ilişkilerinden liberal ekonomiye, Güneydoğu sorunundan çarpık kentleşmeye Türkiyenin süregelen sorunlarını ele alırken, çözümün nasıl acil bir ihtiyaç olduğunu, bu gerçeğin bunca yılda hiç değişmediğini gösteriyor hepimize.

******

Çocuk polisten kaçıyordu... Meral onu ilk defa görmüştü. Yoksa daha önce görmüş müydü?... Çocuk ona kimi çağrıştırıyordu? Mazi kadının içinde kanadı. Çocuk kurban mıydı, cellat mı? Yaralıydı. Meral bir şey sormadı. Eczanesinin kapısını çocuğun üstüne kapatıp çıkarken, korunaklı hayatının bittiğini ve bambaşka bir hayata adım attığını biliyor muydu?... Bu fedakarlık aşk için mi yapılmıştı? Kadının yanı başında dolaşıp ürpertili tenine dokunamadan akıp geçmiş aşk yıllar sonra yakalanabilir miydi, masumiyetini çoktan yitirmiş bir ülkede? Merali yönlendiren toplumsal bilinci miydi, bastırılmış teninin son feryatları mı, yoksa tomurcukken soldurulmuş bir aşkın anısı mı? Erendiz Atasünün yirmi beş yıllık yazarlık ustalığıyla ördüğü Açıkoturumlar Çağı, hiçbir yerde temsil edilemeyen benliklerimizin öyküsü. Atasü romanında, boş laflarla uğuldayan bir toplumda, sevişmekten siyasal muhalefete kadar eylemlerimizin gerçekte neyi temsil ettiğini, ne ifade ettiğini sorguluyor; hepimizin diline takılıp da bir türlü soramadıklarımızı dile getiriyor. Coşkusu, suskunluğu, dehşeti ve kıstırılmışlığıyla 2O. yüzyıl sonu Türkiyesinin, kadın olmanın gücünün ve kırılganlığının farkında bir kalem tarafından çizilmiş, unutulamayacak portresi.

******

Açıkoturumlar Çağı, roman ve öykülerinde toplumsal olanı yetkinlikle işleyen usta yazar Erendiz Atasünün en önemli alışmalarından biri...
Atasü, bu romanıyla tüm kavramların, değerlerin yozlaştığı bir coğrafyada insan kalabilmenin zorluğunu tartışarak okurlarını Türkiyede 80 sonrası yaşanan değişimin ve iletişimsizliğin farkında olmaya çağırıyor.
Eczacılardan oluşan bir çevrede geçen Açıkoturumlar Çağı, kadın-erkek ilişkilerinden liberal ekonomiye, Güneydoğu sorunundan çarpık kentleşmeye Türkiyenin süregelen sorunlarını ele alırken, çözümün nasıl acil bir ihtiyaç olduğunu, bu gerçeğin bunca yılda hiç değişmediğini gösteriyor hepimize.

******

Çocuk polisten kaçıyordu... Meral onu ilk defa görmüştü. Yoksa daha önce görmüş müydü?... Çocuk ona kimi çağrıştırıyordu? Mazi kadının içinde kanadı. Çocuk kurban mıydı, cellat mı? Yaralıydı. Meral bir şey sormadı. Eczanesinin kapısını çocuğun üstüne kapatıp çıkarken, korunaklı hayatının bittiğini ve bambaşka bir hayata adım attığını biliyor muydu?... Bu fedakarlık aşk için mi yapılmıştı? Kadının yanı başında dolaşıp ürpertili tenine dokunamadan akıp geçmiş aşk yıllar sonra yakalanabilir miydi, masumiyetini çoktan yitirmiş bir ülkede? Merali yönlendiren toplumsal bilinci miydi, bastırılmış teninin son feryatları mı, yoksa tomurcukken soldurulmuş bir aşkın anısı mı? Erendiz Atasünün yirmi beş yıllık yazarlık ustalığıyla ördüğü Açıkoturumlar Çağı, hiçbir yerde temsil edilemeyen benliklerimizin öyküsü. Atasü romanında, boş laflarla... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri

344 sayfa


ISBN
9789752896666

Diğer baskılar


Etiketler: roman, çağdaş roman

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

emmastepan
1 kişi

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski