Amatör Yazarlar

Yazmayı sevdiğinizi ve ileride bir yazar olmak istediğinizi düşünüyorum. Gelin, fikirlerimizi paylaşalım. Neler yazarsınız? Yazarken nelere dikkat edersiniz? Hiç kitap çıkarmaya çalıştınız mı? Hadi, bu grup sizi bekliyor! :)


Tür: Amatör Yazarlar | Açılış, 09 Temmuz 2011
<< tüm tartışmalar

Hikaye yazalım.

Tartışma Cevapları

11 ile 20 arası cevap gösteriliyor, toplam 102 cevap.
5 kişiden 5 kişi beğenmiş.

tüm bu düşüncelerden cılız bir ses ile sıyrıldı. Hayatındaki olağan seslerden hiç bir farkı yok gibiydi.Fakat onu iki dünya arasında seçim yapacağı bir dönemde,yaşadığı dünyada gerçekleşen belkide son olaydı. Düşüncelerine esir olmaktan dünyayı zor gören gözlerini, karşısında karaltısını görebildiği kişiye çevirdi. Uzun zamandır bir insanın kendisine seslendiğini hatırlamıyordu. Kendisini bu dünyada yaşayan bir varlık olarak hissetmiyordu. İnsanlar onu park köşelerinde, çatı saçaklarının altında ve kaldırımlarda hep görmezden gelmişler,gözlerini hep kaçırmışlardı. Oysa şimdi birisi çıkmış ona yumuşak bir ses ile sesleniyordu.Hatta umut dolu gözleriyle gözlerinin içine bakıyordu. Ona "Hey Dostum" diyen insana doğru tüm bedeniyle dönmesi vaktini almıştı. Yorgun bedeni ayakta durmaktan, insanlığını kaybetmiş bu dünyadaki son umut ışığını görmekte zorlanıyordu.
(Cinsiyeti,yaşı belirlemek yazarın hakkı :)))

11 yıl, 5 ay     
4 kişiden 4 kişi beğenmiş.

ona dikkatlice baktı. karşıdaki gözlerini kaçırmadı. tekrar seslendi hatta ona. gülümsedi. "sen de buraya sık sık gelir misin benim gibi?" diye sordu karşıdaki. gözlerini nehrin haşin sularını çevirdi tekrar gülümseyerek. "bazen," diye devam etti, "ne zaman yaşamaktan usansam uğrarım buraya. düşünürüm, gözlerim, hayatı anlamaya çalışırım. hatta..." durakladı bir an. söyleyeceklerinden utanmış gibiydi. "bazen şu suları keşfe çıkmayı düşündüğüm bile olmuştur..."

yazdıklarınızın yanında anlatımım çok basit kaldı ama idare edin arkadaşlar benimki de böyle işte :) ben karakteri kız olarak hayal ettim ilk anda, sanırım saçlardan dolayı, ama yazarın hakkı olduğuna katılıyorum.

ve bu arada, başlık çok güzel, bir Vikitap üyesi olmaktan tekrar mutluluk duyuyorum :)

11 yıl, 5 ay     
6 kişiden 6 kişi beğenmiş.

Katılımınız ve sözleriniz için teşekkürler :)

Sözlerini bitirdiğinde sadece nehirden yükselen sesin boşlukta yankılanması kalmıştı. Bir süre iki adam -:)- arasında sessizlik oldu. Sessizlik uzadıkça onu düşüncelerinden uzaklaştıran ihtiyarı tepeden tırnağa süzme gereği duydu. Adam ellilerinde gösteriyordu. Üzerinde şık, taba rengi bir takım elbise vardı. Yüzü kırışıklıklarla dolu, gözleri acılıydı. Ay ışığında seçebildiği sadece bunlardı. Bir de, esen rüzgarla havalanan hafif uzun, beyaz saçlarının altında, olması ve doldurması gereken yerde olmayan sağ kulağı...
Şaşkınlıkla "Sırrı biliyorsun." dedi.
"Evet." dedi yaşlı adam. "Biliyorum. Kızımı bu uğurda kaybedeli yıllar oluyor." Bir an duraksama gereği hissetti. Sonra mırıldandı. "Adım Tahsin Dinçer. Bu günaha tanık olan babalardan yalnızca biriyim. Sen de Bora olmalısın. Her şeyi bilen ve gerçekte yaşayan tek insan."
Bora yutkundu. "Tesadüftü." dedi, ağlamaklı bir sesle. "Sadece tesadüf... Öğrenmek istemedim. O kızları götürüyorlardı. Fuhuş çetesi sandım. Hatta organ mafyası... Bunun için götürdüklerini nereden bilebilirdim!"
Tahsin elini havaya kaldırarak durmasını emretti. Gözlerindeki kararlılık hiçbir bahaneyi umursamadığını gösteriyordu. "Bunları konuşacak vaktimiz olacak." Elini şıklattı.
Bora apansız ensesine inen darbeyle sarsıldı. Sonra fark bile edemeden karanlığa daldı.

Devam! :D

11 yıl, 5 ay     
2 kişiden 2 kişi beğenmiş.

Kıvrıldığı yerde açlığın ve yorgunluğun da etkisiyle hemen uyudu. Hayatındaki bu kadar karamsarlığın umutsuzluğun içinden bir an olsun sıyrılmıştı. Güzel bir rüya görüyordu,bu dudaklarındaki tebessümden de belli oluyordu. Büyük bir ormanlık alanın içerisinde geyiklerin ve karacaların olduğu kocaman bir çiftlik evinde, ıhlamur ağacının altında onunla oturuyordu. Ayyüzlü sevdiğinin gözlerinin içine bakıyor,ellerinden tutuyor,saçlarını okşuyordu. Yanıbaşındaki papatyalardan ve gelinciklerden hemen bir buket yapıp uğruna hayatını adadığı sevgilisine uzatıyordu. Ayaklarındaki bir karıncalanma ile gözlerini açtı.Bir anda gözlerinin önünden rüyası geçti.

11 yıl, 5 ay     
3 kişiden 3 kişi beğenmiş.

Çok acıkmıştı,önündeki ekmekten bir parça daha kopardı ve Müge'nin gözlerinin içine baktı.Buğulu gözlerinde yaşadığı acının resmi vardı. Uzaklara dalmıştı.Kendisini huzura mutluluğa taşıyacak küçücük bir ışık arıyordu. Bora onu rahatsız etmemek için yemeğini çok yavaş yiyor ağzındakileri çok yavaş çiğniyordu. Odada onun yemek yerken çıkardığı sesten başka ses çıkmıyordu şu an. Müge ise onu çoktan unutmuştu. Bir süre sonra elindeki ekmeği yere bıraktı ve o da düşünmeye başladı ne olacaktı şimdi. Anlamadığı anlayamadığı o kadar çok şey vardı ki. Müge ye tekrar tekrar bunları sormak istemiyordu. Bora insanları ölümsüz yapmakla kafayı bozmuş insanların acımasızca kadınları kobay yaptıklarını öğrendiğinden beri bu adamlarla hesaplaşmak için sabırsızlanıyordu. Müge'nin ellerini tuttu ve "sence sonu ne olacak,nereye kadar gidecekler bunlar" dedi

11 yıl, 5 ay     
3 kişiden 3 kişi beğenmiş.

Konuşacak çok şey olmasına rağmen sessiz bir yolculuk yaptılar. Müge bilmesi gerekenleri anlatmak dışında ağzını açmadı. Ancak onun da uzun uzun konuşmak istediği her halinden belliydi. "Bizi engelleyen ne?" diye düşündü Bora. Tam sessizliği bozmak üzereydi ki Müge'nin sesi onu bastırdı. "İşte burası," arabayı park edip kemerini çıkardı. Bora konuşmayı ertelemenin daha uygun olduğunu düşündü. "Büyük patronun kızı, bu otelde mi kalıyor? Ah, ne tuhaf" dedi Müge sesinde belli bir alayla. Gülümseyerek Bora'ya baktı. Onun bu alaycı haline bayılırdı Bora. Hiçbir şeyi umursamaz, sakin ve daha... genç. Sahi, yıllar nasıl da yaralamıştı onu? Artık çok daha ciddi bir duruşu ve belli etmemeye çalıştığı bir tedirginliği vardı. Hala genç olmasına rağmen eski Müge yoktu artık. "Aslında," diye düşündü, "yıllar değil, yaşananlar bu hale getirmiş onu". İçini bir hüzün kapladı. O bunları düşünürken Müge girişe varmıştı bile. Bora düşüncelerinden Müge'nin çığlığıyla sıyrıldı.

olaylar çok mu hızlı gelişti, ne dersiniz??

11 yıl, 5 ay     
2 kişiden 2 kişi beğenmiş.

Nazenin, Müge'nin yüzünde oluşan şaşkın ifadeyi görünce biraz yumuşadı. "Kötü bir haber daha mı?" diye sordu yorgun bir şekilde. Müge "Artık bir planımız var," dedi anneannesinin yüzüne bile bakmadan. "İyi mi kötü mü olduğuna sonra karar veririz. Beni takip edin," dedi. Geldikleri uzun tünelden Müge ve Nazenin önde, Bora arkada dönerken Bora kendini iyiden iyiye işe yaramaz hissetti. Tekrar bu işlere bulaşmamış olmayı diledi. Müge ve anneannesinin tartıştığını duyabiliyordu.
"Onu iyi eğitmemişsiniz" diyordu Nazenin. "Ne kadardır sizinle?"
"Onu 'hiç' eğitmedik. Çünkü planlarda onun dahil olması yoktu. Tahsin onu alıp getireli yalnızca birkaç gün oldu. Ona yüklenmeyi bırak artık! Daha önemli sorunlarımız var."
"En azından onun bir sorun olduğunu fark edemeyecek kadar kör değilsin." Müge hızla başını çevirip ona baktı. "Şimdilik..." diye ekledi muzipçe Nazenin.
"Ne ima etmeye çalışıyorsun?" dedi Müge dişlerinin arasından.
"Ah, hiç..." dedi Nazenin masum bir tavır takınarak. Müge adımlarını yavaşlatıp göz ucuyla Bora'ya baktı. Bora'nın yanakları al al olmuştu. Adımlarını tekrar hızlandırıp arayı biraz açınca birden Müge dönüp anneannesine "Sana bir mesajım var..." dedi. "Tahsin'den..." Kızarma sırası Nazenin'deydi. "Dediğine göreeee... " diye devam eti Müge kelimeleri inadına yavaş yavaş söyleyerek. Nazenin "Uzatma Müge!" diye buyurunca "seni özlemiş." diye tamamladı Müge.
"Bunu ne zaman söyledi? Tekrar konuştuğunuzda ona de ki..."
"Buna gerek yok. Birkaç dakika sonra ona kendin söylersin." dedi Müge zafer kazanmış bir havayla.
Nazeninin bir an konuşamadı. Sonra "Planı anlatmadın? Müge, hemen planı anlatır mısın?"
"Ne zamandan beri bilmediğin planları uyguluyorsun?" dedi Müge gülerek.
"Bana ne oldu bilmiyorum..."
"Sanırım beni ve Bora'yı eleştirmekten vakit kalmadı." Müge'nin keyfi yerine gelmişti. Bora da gülümsemekten kendini alamadı.
"Artık şu planı anlatacak mısın?" dedi Nazenin sertçe.
"Tahsin bizi ormanda bekliyor. Sonra ne olacak bilmiyorum. Buradan bir çıkalım da..."
"Anladım..." dedi Nazenin Bora'yı şaşırtacak bir sakinlikle. Ama Müge onun bu değişken ruh haline alışkındı. Yürürken anneannesinin çaktırmadan saçını düzelttiğini görünce gülmemek için kendini zor tuttu. Ama Nazenin hiçbir şeyin farkına varmadı, dalgın dalgın yürüyordu.
Tünelden ve evden sorunsuz çıktılar. Bu kolaylık Müge'yi ve Nazenin'i tedirgin etti. Ormanın iç taraflarında biraz dolaştıktan sonra arabayı buldular. Tahsin hemen dışarı çıktı. Yalnızdı. Hepsinin yüzüne şöyle bir baktı. Gözleri Nazenin'de biraz daha fazla oyalandı. Sonra
"Diğerlerine bizi aşağı yolda beklemelerini söyledim." dedi. Bıkkın bir ifadeyle Müge'ye baktı. "Haydi binin" dedi. Nazenin geçip ön koltuğa yerleşti. Müge arabanın kapısına hamle etti, bu arada "Kız yanında mı?"diye sordu Tahsin'e. Ama Bora yerinden bile kıpırdamadı. Tahsin Bora'ya 'Bin' dercesine bir bakış attı. Ama Bora "Düşündüm de..." dedi bunca olaydan sonra kalan üç beş parça cesaretini toplayarak. "Yollarımızı burda ayırmalıyız. Size ayakbağı olduğumu biliyorum. Beni her ne amaçla olaylara dahil ettiniz bilmiyorum ama," dedi Tahsin'e bakarak "size hiç faydamın dokunmadığı kesin."
Müge tam "Bora-" diye başlamıştı ki Bora "Kimseye bir şey anlatmam" dedi üstüne basa basa. Kendini yeterince kötü hissediyordu zaten. Müge'yi bulmuşken ondan kendi isteğiyle ayrılıyordu. Önünde korkak durumuna düşmek de cabası.
"Olmaz" diye kestirip attı Tahsin. Bora'nın itiraz etmesine izin vermeden "Sen bize lazımsın. Ayrıca çocuk kaçırma suçundan aranıyorsun. Senin de bize ihtiyacın var." dedi. "Hem..." kelimeler ağzından zorla çıkıyormuş gibi "yeteneklerini küçümseme." dedi ve hemen arabaya bindi. Gerçekte Bora gitmeyi hiç mi hiç istemiyordu. Buna sevindiği bile söylenebilir. Bu sözlerden sonra Müge'nin bir bakışı arabaya binmesine yetti. Ama Müge'nin sorusu cevapsız kalmıştı.

11 yıl, 4 ay     
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.

Güzeeel :D

11 yıl, 4 ay     
0 kişiden 0 kişi beğenmiş.

teşekkür ederim:)

11 yıl, 4 ay     
3 kişiden 3 kişi beğenmiş.

"Umarım hepiniz cümlelerinizle bir insanın hayatını değiştirirsiniz" temennisi çok güzel bir cümle Defne,çok hoşuma gittiğini belirtmek isterim. Bu cümle "yazma"yı bencillikten çıkartıp sosyal bir olaya çeviriyor .Benim de yazmanın en çok sevdiğim yönü bu.

Bir korna sesi ile kendisini toparladı, Bora yolu ortalamış bir vaziyette yol alıyordu. Karşısındaki aracın şoförünün kendisine el hareketleri yaptığını görmüş ama görmemiş gibi yapmayı tercih etti. Müge'nin daha önceden anlaştıkları yere gitmediğinin farkına varmıştı. bunun sebebini de az çok tahmin ediyordu.
Müge ye döndü ve "Bana ne olduğunu söyleyecek misin"
"Bu kız babasının yaptıklarının bedelini ödemek zorunda kalmamalı"
"Ne yapmayı düşünüyorsun,nasıl kaçacağız kimden kaçacağız Tahsin 'den mi yoksa şu Büyük Patrondan mı ? gücümüz hangisine yetecek söyler misin?"
"Bir yol var aslında "
"Nedir"
"Bu aracı uydudan takip ediyorlardır,araç değiştirmeliyiz "diyerek sorduğu soruya cevap vermemeyi tercih etmişti.
Bora aracı bir parkın yanına dikkat çekmeyecek şekilde bıraktı.Saat 3'e yaklaşıyordu, Acıktığını hissetti birden.Böyle bir anda bunu nasıl düşündüğüne şaşırdı. Bora araçtan indi Müge ve kız hala araçtaydı.
"Hadi artık inin" dedi.
Müge dışarıya çıkarken Bora
"Sahi bu kızın ismi neydi "dedi.

11 yıl, 4 ay     
Bu gruba katıl!
Grup Kütüphanesi
Tüm Gruplar