Sakın Bitti Deme

6 puan

https://illekitap.blogspot.com/2018/11/amanda-scott-sakn-bitti-deme-iskoc.html

İskoç Şövalyeleri serisinin 3. kitabı Sakın Bitti Deme kitabıyla seriyi sonlandırdım. Açıkçası bu seri benim her okuduğum ya da okuyacağım İskoç hikayesinin muhteşem olmayacağını anlamamı sağlayan bir tecrübe oldu. Çünkü hep çok güçlü kalemler okumuşum bu türde ve bazı kitaplar onlar kadar iyi değilken okumak baya bir zorladığını fark ettim.

Seriye başladığımdan beri dile getiriyorum, yazarın bir sonraki kitabı bir öncekinden daha iyi diye. Bu kitapta ilk iki kitaptan daha iyiydi. Zaten ilk kitap tam bir fiyaskoydu ama ikincisi ondan bir tık daha iyiyken bu kitap ikiden bir tık daha iyiydi. Bu seri şöyle 6-7 kitaplık bir seri olsaydı muhtemelen son kitap zirve olurdu diye düşünüyorum.

Öncelikle, kitabın konusuna değinmeyeceğim çünkü arka kapak yazısı yeterince açıklayıcı dolayısıyla direk yoruma giriyorum.

Bu kitapta Jake'i okumak çok güzeldi çünkü en merak ettiğim karakterdi diyebilirim çünkü ne Fin gibi ne de Ivor gibi güçlü toprak sahiplerinden değildi. Bir denizcinin oğluydu ve muhteşem bir denizciydi kendisi de. Aynı zamanda Fin ile Ivor'un da en yakın arkadaşlarındandı. Bu yüzden onu okumak çok güzeldi. Hikayesi de oldukça iyiyidi aslında hem Alyson ile tanışmaları, Alyson'ın evli olması ve sonrasında gelişen olaylar çok güzeldi. İkisinin arasında ilk karşılaştıklarından harlanan ama önlerine konulan engelle geri adım atmak zorunda kalan Jake'e rağmen ikinci karşılaşmalarında aralarındaki çekimin aşka dönüşmesini okumak çok güzeldi. Ivor'un hikayesinden bir tık daha iyiydi aşk konusunda ama ilk kitaptan beri dilimde tüy bitti bunu söylemekten, savaş sahnesi bakımından geri planda kalmıştı.

İlk kitaptan beri savaş çıkacak atılımlar yapılıyor ama bizim şövalyeler bunu engellemeyi başarıyorlar. Fin'in kurnazca yaptığı planla setleri yıkması, Ivor'un tek bir ok atışıyla savaşı durdurması ve Jake'in konuşmasıyla olayların alevlenmeden durması falan... bana olmamış, yarım kalmış, geçiştirilmiş hissi verdi. Yani şöyle düşünün, bu türü okuyanlar bilir, Alyson kaçırılıyor ve Jake onun izini buluyor ama adamlarla savaşmasına gerek kalmadan olayı hallediyorlar. Sanki Amerika yapımı bir filmde arabulucularla cinnet geçiren bir adamı mantıklı düşünmeye davet ediyorlarmış hissi verdi. Olmadı.. İskoç kitaplarına yakışmıyor bu bence... nerede savaş, nerede kılıçların havayı yaran tiz seslerinin betimlemeleri... nerede sevdiği kadın için hayatını tehlikeye atmayı göze alan adamlar...

Bu kısımlar beni tatmin etmedi açıkçası.

Bir de bütün seri boyunca bizim adamların Albany'e karşı Kral'ın çocuklarını korumalarını desteklemelerini okuduk. İkinci kitabın sonunda tahtın birinci varisi öldü, bu kitabın sonunda kral öldü ve küçük oğlan kitabın başında kaçırıldı. Nerede, ne yapıyor belli değil ama kitap bitti. Albany ülkenin valisi oldu, ülkeyi yönetiyor.

Biraz yarım kalmışlık hissi verdi açıkçası. Tamam aşık oldular, evlendiler, sonsuza kadar mutlular bitti olmamalıydı. Sonrasında olması gereken çok mühim bir olay var. Tahtın tek varisi James nerede?

Açıkçası bu seri hiçbir şekilde beklediğim gibi çıkmadı. Bir çok yönden beni hayal kırıklığına uğrattı. Tavsiye eder miyim? Bilemiyorum. Ancak şunu söyleyeyim İskoç hikayeleri benim elimde en fazla iki gün kalır, işten eve gelir heyecanla alırım elime ve gece yarılarına kadar okurum ama ne yazık ki bu seride bunu yapamadım ve iki haftada 3 kitabı zorla bitirdim. Bu yüzden tavsiye eder miyim? Tercihi size bırakıyorum.

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »