Ölüm Adası (Phoenix Island, #1)

10 puan

http://illekitap.blogspot.com.tr/2016/09/john-dixon-olum-adas-phoenix-island-1.html

Ne kitaptı ama...

İtiraf ediyorum başlarken böyle bir kurgunun beni bekleyeceğini tahmim bile etmedim ki edemezdim de. Dehşet bir hayal gücü... şok edici bir olay döngüsü... tatmin edici detaylar... hayret edici bir dünya...

Şu kitabın aon bölümünü okuduktan sonra şüphesiz 2. kitap çevrilmiş olsa sabah işe gidecek olmamı önemsemez sabahlar okurdum.

Go Kitap, ikinci kitap için bekletmeyin bizi, n'olur...

Kitabın konusuna gitmeyeceğim çünkü arka kapak yazısı fazlasıyla açık yazılmış. Kitavın bir paragraflık özeti gibi bir şey bir yerde o yüzden daha detaya girip anlatmayacağı kitabı.

Ancak... şunu demeden de geçemeyeğim kitabın bazı yerlerinde söylenen sözler, yaşanan olayların altındaki şeyler bir yerde bizim de dünya da gördüğümüz şeyler...

Kısacası güçsizsen, zayıfsan ezilirsin... ölürsün. Ölüm Adası ciddi anlamda güçlülerin dünyası... bir de acımasız, öldürmektek korkmayanların...

Carl'ın başına gelenler, yaşadığı onca acı ama her şeye rağmen mücadeleci tavrı ve gücü hayranlık uyandırıcıydı.

Parker'ın zaten pislik olduğu belliydi ancak bazı çavuşlar komutanlardan beklemeyeceğim şeyler de oldu.

Şu kitapta beni hayrete düşüren de şaşırtan da takdir ettiren de karakterler var. Özellikle Stark.. adama karşı ne hissetsem bilemedim. Evet, sözünüm eri ama... adam hasta!

Cidden bir avuç hasta vahşi adamı komutan yapmışlar kimsesiz yetim çocukları da onların vahşi kan kokan ellerine bırakmışlar. Bu çocuklar askeri eğitim adı altında eğitilirken aynı zamanda acımasız ve vahşi olmayı da öğreniyorlar.

Arkadaş... avlanmak ne ya... av zamanı ne? Nasıl bir hasta zihniyet bunu yapar?

Hele kesimhanede olanlar? Octavia'nın başına gelenler? Peki Campbell? Ya zavallı Acil Servis? Ya Ross? Peki ya diğerleri? Vahşi olmayı ret edecek olanlar?

Tanrım!!!

Carl'ın Octavia için yaptığı o son girişimi... sonrasında olanları nefesimi tutarak okudum. Hele ki sonu... o son bölüm... şaşkınlığımı arttırdı ve daha büyük bir merakla 2. kitabı beklemeye başlamama neden oldu.

Ne kitaptı be! Bir kitabı okurken kaşlarımı çattığı ya da küfretiğim olmamıştı ama bunda oldu!

Ben kitaba bayıldım! Beni şaşırtan, hayret ettiren ve tatmin eden bir kurguya sahipti!

Çok beğendim! Son kısımlara doğru soluksuz okudum. Bitmeseydi daha da okurdum.

Şimdi ise 2. kitabı merakla bekliyorum... lütfen Go Kitap, çabuk çıkarım devamını... bu heyecanlı merak içindeki bloggerı çatlatmayın.

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »