Diriliş

9 puan

Yüz binlerce insan avuç içi kadar bir yere toplanıp üst üste yaşadıkları toprak parçasını çirkinleştirmek için var güçleriyle çalışmış olsalar; üzerlerinde hiçbir şey yetişmesin diye her yanına taş dikmiş, filizlenen her otu kökünden koparmış, havayı taş kömürü, petrol yakarak ellerinden geldiğince kirletmiş, çevredeki tüm ağaçları kesmiş, tüm hayvanları, kuşları uzaklaştırsalar bile gene de ilkbahar ilkbahardı.

"İnsanlar seni, istedikleri kadar iyi bilsinler, ama kendi kendini aldatabilir misin?"

...
-peki ama sen hangi dindensin babalık?
-hiçbir dinden değilim, çünkü kendimden başka hiç kimseye inanmıyorum ben.
-insan kendi kendine nasıl inanabilir ki? insan yanılabilir.
-asla! dünyada!
-peki öyleyse neden onca din var?
-çeşitli dinler var, çünkü insanlar kendilerine inanacak yerde, başkalarına inanıyorlar da ondan. ben de insanlara inanmıştım, tıpkı sibirya ormanlarında dolaşır gibi dolaştım. yolumu öylesine yitirdim ki, artık bir daha kurtulamayacağımı sanıyordum, bütün umudumu yitirmiştim. eski dindarlar, yeni dindarlar, subbotnikiler, klystyler, popovtsyler, bezpotovtsyler, austriackiler, molokannesler, skoptsyler; hepsi de sanki tek dinmiş gibi kendi dinlerini överler. hepsi de kör köpek yavruları gibi oraya buraya dağıldılar. inançlar çoktur ama ruh tektir. o, bendedir, sendedir, ondadır, hepimizdedir. demek ki, herkes içindeki ruha inansın, işte o zaman hepimiz birleşiriz! herkes benliğine dönsün, hepsi onunla birlik olacaktır.
-bu inancı uzun zamandan beri mi taşıyorsunuz?
-ben mi? çok uzun zamandan beri. tam 23 yıldır peşimi kovalıyorlar, bana eziyet ediyorlar.
-nasıl yani, kovalıyorlar, eziyet mi ediyorlar?
-...bana hiçbir şey yapamazlar, bana diş geçiremezler, çünkü özgürüm ben. "adın ne senin?" diyorlar. herhangi bir ad taktığımı sanıyorlar. ama hiç bir adım yok, hepsini bıraktım! admış, evmiş, köymüş, yurtmuş! hiçbir şeyim yok benim işte. "adın ne?" insan. "kaç yaşındasın?" yılları saymam, onların sayımını yapamam ki, çünkü ben hep vardım, her zaman da var olacağım. işte onlara böyle söylüyorum. "peki anan, baban kim?" diye sorarlar bana. tanrı ve yeryüzünden başka anam babam yok benim. birincisi babam, ikincisi anamdır. "peki ya çar, çarı tanıyor musun?" diye sorarlar. neden tanıyacakmışım onu? o kendinin çarı, ben de kendimin çarıyım. "aman yahu seninle de konuşulmaz ki" derler. ben de onlara "benimle konuşmanızı ben istemedim ya" derim. işte bana böyle eziyet ederler.
...

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »