Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde / Kayıp Zamanın İzinde (2. Cilt)

Profil Resmi
10 puan

PROUSTVARİ GERÇEKLİK


Yaşanmışlığı tekrar yakalamak istemişti Marcel Proust, başka bir dilde hafızanın tuzağına düşmeden, onun dönüştürücü gücünü kullanıp yeni bir geçmiş yakaladı, başka bir gerçekliğin içine dalarak, geçmiş zamanın izini sürdü yıllarca.
Daha 17 yaşında bir arkadaşına söyle yazacaktır proust, “– söyleyecek o kadar çok şeyim var ki, dalga dalga hızla geliyor”
Kendi deyimiyle “ katedral inşa eder gibi” eserini yaratmalıydı, hiçbir ayrıntıyı, hiçbir detayı, kişiyi en ufak bir duygu kırıntısını atlamamalıydı. Ama daha önceleri yazgısı belirlemişti. daha 9 yaşındayken Paris yakınlarında bir orman gezisi dönüşü ilk astım krizine tutularak hayatı boyunca onu tutsak edecek bir hastalığın pençesine düşer, artık küçük marcel çocukluğunu yaşayamayacak ,kendi yaşıtlarının yaptıklarını bir pencerenin, küçük bir odanın ardından seyredecektir. Dışarıya çıktığı nadir günler onun için ızdırap dolu bir uykuyu da peşinden getirecekti. Artık proust başka bir dünyaya aittir, başka bir bakışa sahiptir her şeyi camların ardından bakacaktır; bu yüzdendir ki insanlara ilişkin bütün algısı bir anda değişir… Artık teleskobun uçundaki adamdır, bütün gözlem gücünü insanlara çevirir onların davranışlarını gözlemler saatler boyu; detayların içinde kaybolur en önemsiz ayrıntıyı bile atlamaz.
İşte proust’u da edebiyat dünyasında ayrıcalıklı yere koyanda tamda bu özelliğidir; önemsizleri önemli etme dehasıdır.
Başkalarının göremedikleri şeyi görür; onun için nesnelerin dış görünüşleri önemli değildir; nasıl anlattığıdır. hiçbir büyük yazarda görülmeyecek bir anlatım ustasıdır, 7 cilt olan geçmiş zamanın izinden eseri aslında 1800’lü yılların sonundaki parisin sosyete hayatını, o hayattaki zevk düşkünlüğünü anlatır; ince ince alaya alır, aslında mensup olduğu çevreyi ilişkileri anlatır, sevdiği kadınları, kıskançlıklarını sayfalar boyunca anlatır ama bu herkes için çok da önemli olmayan bir mevzuyu nasıl anlattığı önemlidir yüzlerce yazar yapmıştır bunu daha önce ama proust bir başka anlatmıştır.
Eserinin son cildi yakalanan zaman şu cümleyle biter “ eserimi tamamlayacak vakit bulabilirsem, her şeyden önce insanları, birer hilkat garibesine benzetme pahasına da olsa, kapladıkları kısıtlı yere karşılık, zaman içinde çok büyük, ölçüsüzce uzatılmış bir yer kaplayan varlıklar olarak tasvir edecektim kesinlikle, çünkü insanlar, yıllara dalmış devler misali, yaşamış oldukları, sayısız günden oluşan, birbirinden uzak dönemlerin hepsine aynı anda değerler.”

............( küçük bir biyografi denemesi...enuzakada)

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »