Bizim Büyük Çaresizliğimiz

7 puan

Hikaye birbirini çok seven iki arkadaşın bir diğer arkadaşlarının kız kardeşine aşık olmalarını konu alıyor. Kafamda oluşan resimde bu durum itici görünüyor ama Barış Bıçakçı bunu anlatırken bu iki arkadaşın ilişkilerini öyle kuvvetli öyle masumane anlatmış ki Steinbeck’in Fareler ve İnsanlar kitabındaki George ve Lennie’nin ilişkilerine benzettim . O yüzden hikayeyi aşk değil de dostluk hikayesi olarak okudum. Hani hep ilişkilerimize bir isim koyması çabası içinde oluruz ya Ender ile Çetin arasındaki ilişki öylesine güzel ki kitapta geçen şu satır ;
- “Seni aramıştım Çetin, çünkü sen ilktin. Biz ilktik”, “Sınır var mı? İlişkiler için gerçekten bir sınır var mı?… İnsan severken basit sınıflandırmaların sınırlarını değil, kendi sınırlarını görür, kendi sınırlarında dolaşır, kendi sınırlarına değer. Benim bildiğim tek sınır bu”, “…Evli olduğumu söylediğimde aklıma hanginizin geldiğini gerçekten bilmiyordum… Seninle mi evliydim, yoksa Nihal’le mi?” İşte dostluk dediğinde olması gerek bu dedirtti..

Kitapta aşk, dostluk, aynı ve yalnız bir kıza aşık olmanın ulaşamamazlığının vermiş olduğu melankoli var ama en önemlisi büyümekle çocuk kalmak arasında bir sıkışmışlık onun verdiği bir hüzün var.

-“Bizim büyük çaresizliğimiz Nihal’e âşık olmamız değil, sesimizin dışarıdaki çocuk seslerinin arasında olmayışıydı. Asıl çaresizlik buydu”.

Bir kitabın filmini izlememeyi eğer kitaptan haberim olmadan filmini izlediysem de kitabını okumamayı prensip edindim kendime. Çünkü okuduğum kitaplarla bir bağ kuruyorum aramda. Ve gerek hikâyeyi gerekse karakterleri hayal dünyamdan bir şeyler katarak zapt ediyorum belleğime. İşte o zaman o kitap benim için özel oluyor ve zaten genellikle de sinemaya aktarıldığında aslını yansıtmıyor. Bu kitabında filmi varmış izlemedim tabi.. Filmi güzel oldu mu bilmem ama kitapta anlatılan hikaye bilindik ama duygu yüklüydü diyebilirim.

Kitaptan Altını Çizdiklerim:

- Her şeyin geçip gittiğine, yaşadıklarımızın geçmişte kaldığına kim inandırabilir bizi? Anılarımızı avuç dolusu su gibi her sabah yüzümüze çarpmanın işe yaramayacağına kim inandırabilir?

-Benden okumak için kitap önermemi isteyenlerin kalbimi de istediklerini sanıyordum; hâlâ öyle!"

-Birlikte geçirdiğimiz o güzel günlere ne olmuştu? Benim aklım hep o günlerdeydi. ne olmuştu o günlere? Yaşanan şeyler ne olur çetin, nerede durur? Hatırlamaya ve belleğe ilişkin eğretilemeler beni kesmiyor. Tozlu tavan arasına girmek, eski bir sandığı açmak, sararmış bir defterin sayfalarını çevirmek filan diyorum, beni kesmiyor. Geçmişimizle bağlantı kurmanın tek yolu hatırlamak mıdır? Başka bir eylem yok mu, olamaz mı?"

6 yıl, 6 ay

Yorumlar
« geri ileri »

1 ile 1 arası yorum gösteriliyor, toplam 1 yorum.
0 kişiden 0 kişi beğenmiş.
Profil Resmi

Merhaba,
uzun zamandır girmiyordum bu siteye. Bakınırken kitabı, ardından da sizin yorumunuzu gördüm. Ben filmi izledim kitabını okumadım.. Yorumunuza baktığımda kitabı okumak şart oldu.

Film de tatlı olmuş ama yorumunuzdan anladığım kadarıyla bu kadar derin işlenmemiş bu konu. Film olduğu için değil ama yeterince iyi verememişler diyeyim.
Şimdi size filmi izleyin diyemem beklentiniz çok yüksek olacaktır çünkü film kitabın yanında çok hafif kalıyor.

Oyuncular iyi İlker Aksum, Fatih Al, Taner Birsel hatrına izlenir. Mutlaka başka bir tat alırsınız.

Ama ben kitabı mutlaka okuyacağım. Filmde tadı damağımda kalan diyaloglar, tespitler anladım kikitapta beni doyuracak.

6 yıl, 2 ay     
« geri ileri »