Balayı

10 puan

Adından dolayı kafamda romantik damgası vurduğum, birkaç bana bir şeyler katacak, tabiri caizse gerçek kitap okuduktan sonra nefeslenebilmek için okuyacağım çerezlik bir kitap sanıp aldığım Balayı, orijinal adıyla Honey Moon bitti.İçimde ılık ılık bir şeylerin aktığını hissederek noktaladım kitabı.

Öncelikle yayınevine kitabın içeriğini hiç dikkate almayarak romana bu ismi verdikleri için kızgınım, beni büyük bir hayal kırıklığına uğrattılar.

Neyse kitaba gelirsek roman Honey'in büyük bir tutkuyla bağlı olduğu lunaparkın yok olup gitmemesi için kendince Tanrı saydığı Walt Disney'e yalvarışlarıyla başlıyor.Honey Moon, kitabın ana karakteri küçücük, ufacık, tefecik bir kız ama ruhu kocaman, derin ruhu tüm dünyaya yeter.Honey, küçük yaşta anne-babasını kaybetmiş ve hayatta tek yakını olan silik bir karaktere sahip Sophia teyzesi ve onun küçük ailesiyle yaşamaya başlamıştır.Annesinin ölümüyle nasıl başa çıkacağını bilemeyen Honey, tir tir titrediği o küçücük yaşta canavar eniştesi tarafından lunaparkın en gözde oyuncağı olan hız trenine zorla bindirilir.İşte Honey'in Kara Şimşek ile tanışma hikayesi.İlk başta Kara Şimşek'ten çok fazla korkan Honey birkaç turdan sonra ona iyice alışır ve hız treninin ona verdiği, acıyla başa çıkma duygusu sayesinde Kara Şimşek'e alışılmadık şekilde bağlanır.Honey'in hız trenine binişinin yıllar sonrasında eniştesi ölmüş ve lunaparkın işletmesi silik Sophia ya da aklı bir karış havada olan Sophia'nın kızı Chantal yerine ailenin tek aklı başında üyesi olan küçük Honey'e kalmıştır.Honey, birkaç yıl boyunca lunaparkı iyi bir şekilde idare etmiş, ailesinin geçimini sağlamıştır.Fakat belediyenin lunaparka el koymasıyla işler biranda tersine döner.Ve Honey'in hayatta inandığı tek şey olan lunaparkını kurtarma planları tabiki sadece Tanrı'ya yalvarmakla sınırlı değildir.

Honey, henüz 16 yaşında bir çocukken yaşından daha küçük görünen bir çocuk bedenine hapis fakat olgun bir akla sahiptir.Gayet atılgan kızımızın lunaparkı kurtarma planı güzeller güzeli kuzeni Chantal'ı kasabanın güzellik yarışmasına sokarak birinci olmasını sağlamak ve birinciye verilen Amerika'nın en ünlü dizilerinden birinin oyuncu seçmelerine katılma hakkını kazandırmaktır.Böylece kuzenini diziye kabul ettirerek evi saydığı biricik lunaparkını kurtaracaktır.Neler çektiler seçmelere gidene kadar, Bu maceraları okumak isteyenlere bırakmak istiyorum.Neyse bir şekilde seçmelere gittiler fakat bir şeyler ters gitti ve çekilmek üzere olan ülkenin en ünlü dizisinin ana başrol karakterine Chantal yerine Honey seçildi.Televizyonun en ünlü kovboyu olan Dash Coogan sayesinde.Honey, Dash Coogan ile bir baba kızı canlandırdı dizide.Ve bir de Eric var tabi ki.Honey'n görür görmez vurulduğu, karanlık, tehlikeli, yetenekli rol arkadaşı.Honey, yıllar boyunca -dizinin çekldiği birkaç sezon boyunca- deliler gibi Eric'in peşinden koştu durdu fakat hiçbir zaman istediği şekilde Eric'in dikkatini çekmeyi başaramadı.Eric, onunla sadece dizi çekimlerindeki repliklerinin gerektirdiğinde konuşuyor onun dışında kızı görmezden geliyordu.Honey, sevgiye o kadar aç ki gördüğü herkese bağlanmak isteyen bir yapısı var.Fakat Hollywood'un içine girdikten sonra her şeyin, herkesin göründüğü gibi olmadığını anlıyor.İlk başta ona hayatında gördüğü en iyi insanmışçasına güzel davranan orta yaşlı, yakışıklı Dash Coogan bile zaman geçtikçe Honey'i görmezden gelmeye başlıyor.Ve Honey bir zaman sonra deliriyor tabi ki.Kim olsa delirmez?Honey'in o cadılık yaptığı bölümlerde inanılmaz eğlendim.Çekimleri sürekli aksatması, setteki herkesle tartışması, ben olmasam hiç biriniz olmazsınız tripleri... Mükemmeldi.Yazarın nasıl bir üslubu var öyle, hayran kalmamak elde değil.

Neyse Honey'in şöhret ve paraya kavuşmasıyle tabiki lunapark kurtarılıyor.Fakat diziyle birlikte değişen yaşamı yüzünden Honey tekrar ait olduğu yere dönmüyor.Kuzeni Chantal ve onun ilk önce sevgilisi daha sonra kocası olan Gordon ile bir hayata başlıyorlar.Kasabada, lunapark arazisinde kalan sophia teyzesini ise şehre taşınmaya ikna edemiyor.

Uzun bir süre Eric'in peşinde dolanıp durduktan sonra asla onun kendisine bakmayacağını anlayan Honey genç adamdan vazgeçiyor.Kitabı okurken hangi yaşta olursanız olun Honey'le ergenliği atlatıp onunla olgunlaşıyorsunuz.O, yazarın kara, kuru, çelimsiz olarak betimlediği vüdun birkaç yıl içinde nasıl dikkat çekici hale geldiğini gözlerinizle görüyorsunuz sanki.Evet, evet ben de Eric, honey'in değişimiyle genç kızı fark etmeye başlayacak sevgili falan olacaklar diye düşünmüştüm ama hep birlikte yanıldık.Yazar öyle ters bir köşeye yatırıyor ki okuyucusunu hayran kaldım.Yazar öyle güzel bir büyü içinde aktarıyor ki gelişen olayları 'Aaaa! Olur mu canım, bu da saçmalığın daniskası!' diyemiyorsunuz.

Honey Eric tutkusundan vazgeçtikten sonra, kendini bir kadın olarak keşfetme macerasının içine düşüyor ve ilk başlarda bir baba gibi gördüğü Amerikan'nın en azılı kovboyu ve rol arkadaşı olan Dash Coogan'a aşık oluyor.Şunu söylemeden geçemeyeceğim tanıştıklarında başında kasketi bayağı bir yaşlı olarak zihnimde canlanan Dash, ilerleyen bölümlerde Honey'in gözüne farklı görünmeye başladığı andan bu yana benim gözümde de fazlasıyla değişti, yaşlı, egosu tavan o aktör sayfalarda ilerlerken gitti yerine kibar, nazik bir George Colooney geldi.Dash'ı baştan çıkarmak için giriştiği küçük oyunlarını okurken çok eğlendim gerçekten.Ve bu ikili bir araya geldi, tüm tepkilere rağmen evlendiler, Kendilerine güzel bir hayat kurdular fakat bu mutluluk da uzun sürmedi.Evleneli henüz birkaç yıl olmuştu ki Dash elem bir kazada öldü.Honey'in dibe vuruş süreci başladı ve artık genç bir kadın olan Honey evi olan kasabaya, lunaparkına geri döndü.Artık tek derdi, yıllar önce kaybetmemek için bu kadar maceranın içine atıldığı Kara Şimşek'ini çalıştırmaktı.Onun annesinin acısıyla baş etmesine yardımcı olduğu gibi Dash'ın da acısını silmeye yardım etmesini umuyordu.Bu arada evlenip başanmış ve iki küçük kıza sahip Eric'in hayatı da sallantıdaydı.Eski karısı tarafından haksız yere suçlanıyordu ve çocuklarını tamamen kaybetmekle karşı karşıyaydı.Gençliklerinde birbirlerinin hayatına hiçbir şekilde temas etmeyi başaramayan bu iki kişinin hayatı kitabın sonlarına doğru tahmin ettiğiniz şekilde tekrar kesişiyor.Eric, gönüllü olarak Kara Şimşek'in tadilatında çalışıyor ve bir şekilde yakınlaşmaya başlıyorlar.Honey, hala büyük bir aşkla bağlı olduğu Dash'a ihanet etmemek için çok direniyor fakat güzel son.İkisi de çıkmazlardan çıkıp boşluklarını birbirleriyle dolduruyorlar.

Ben Suzan Elizabeth Philips'in daha önce Aşk Kapıyı Çalınca isimli romanını okumuştum ama bir şey hatırlıyor musun deseniz kitaptan aklımda kalan tek bir şey yok fakat Honey Moon bambaşkaydı.İçinde her şey bulunan kitap beni benden aldı.Bence yazar bu tür de yazmaya ağırlık vermeli. Kitap çok başarılıydı, herkese tavsiye ederim.Sabırla okuyan herkese teşekkürler, sevgilerimle :)

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »