Aşktan Kaçış - Asil Korsanlar Serisi #3

10 puan


https://illekitap.blogspot.com/2019/12/jennifer-royce-asktan-kacs-asil.html

Ve Asil Korsanlar Serisi'nin son kitabı Aşktan Kaçış da okundu ve bitti. Bir seriyi daha mutlu sonla bitirmenin mutluluğu ve huzuru ile yorumumu yazıyorum.

Kendi kültürü olmamasına rağmen historical romansı çok güzel konu alan ve kurgulayan Jennifer Royce'un son yayınlanan kitabı Aşktan Kaçış, Asil Korsanlar serisinin 3. kitabıydı ve hep merak ettiğimiz Sean ve ele avuca sığmaz Beatrice'in kitabıydı. Ama resmen karakterlere yakışan bir kitap olmuştu.

Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; biliyorsanız yani ikinci kitabı Aşka Tutsak'ı okuduysanız sonunda Beatrice'in Sean'ın gemisine bindiğine dair bir bölüm vardı. İşte bu kitapta tam olarak o şekilde başlıyor. Beatrice, Sean'ın gizemli konuşmasına kulak misafiri oluyor ve bunun üzerine merakı onu yönlendirerek Sean'ı takip ediyor. Sean'ın gemisine binerek genç adamın neyin peşinde olduğunu öğrenmeyi planlarken geminin hareket etmesi ve Beatrice'in gemide mahsur kalması bütün olay zincirini başlatan nokta oluyor.

Tabi Sean, genç kadının gemideki varlığını öğrenince altta kalmıyor eline geçen her fırsatı değerlendirerek kadına çok çektiriyor.

Beatrice'in Sean'ın özel uşağı olduğu satırlarda çok eğlendiğimi söylemeliyim. Tamam Sean'ın geçmişi biraz acı olsa da ve genç adamın bu acılarla baş etme çabasını okusak da Beatrice ile ilgili olan kısımlar başlı başına eğlenceliydi.

Sean ve Dante'nin arasındaki arkadaşlık ve iletişim süperdi. Kütüphanede konuşmaları, kavga ederken birden medeni bir şekilde konuşma moduna girmeleri falan çok iyiydi. Arkadaşlık işte bu dedirtiyordu. Gerçi bunu Fahid ve Cabir'le de yapıyor olmaları aslında dördünün nasıl da birbirlerine can yoldaşları olduklarının göstergesi.
Eksik olan aile bağlarını resmen birbirleriyle doldurmuşlar ve bunu okumaktan çok büyük bir haz aldım.

Dean'ın son vuruşunu aslında tahmin ediyordum çünkü Sean'ı yaralamak için yapılması gereken tek şey onu en zayıf noktası ailesiyle vurmaktı ve Dean'de onu yaptı. İkizini kendisiyle vurarak intikamını aldı.

Beatrice'ın ele avuca sığmaz tavırlarını çok sevdim. O zamanın kurallıyla sınırlanan bir genç kadının baş kaldırır hali cidden çok iyiydi ve ona da Sean gibi birinden başkası da olmazdı.
Tamam aha Beatrice uslanacak Dante'ye verdiği sözü tutacak dediğim noktada kadın bir şey yaptı ve yine imzasını attı olaya.

O son kumarhane olayında açıkçası Sean'a acıdım cidden. Sean'ın inlemesini kendi inlemem gibi hissettim. Genç adam kesinlikle büyük bir günahkar olduğunu düşünmekte haklı, Beatrice gibi bir yeraltı cadısı onun en büyük cezası :D

Lord Remington'ın kitabı olması gerektiğini düşünüyorum çünkü o adamdan güzel hikaye çıkar gibi. Aslında Beatrice ve Sean olmasaydı kesinlikle Remington olsun derdim. Nedense genç adama kanım kaynadı ;)

Sean'ın korsanlar tarafından esir alındığı noktada adaya yapılan baskın, arkadaşlarını bırakmama çabaları falan çok iyi yazılmıştı ama şöyle küçük bir savaş sahnesine de hayır demezdim açıkçası. Ama Beatrice'in en olmadık yerlerden çıkması resmen o dört erkeğe verilmiş bir ceza olduğunu düşünmeme neden oldu :D

Cabir ve Zahra'nın da bir kitabı olması. Çok fazla bir istek gibi geldi şuan ama onların hikayesi fazla acı ve mutlu sonlarını daha fazla okumayı çok isterdim. Sanırım bu seride en çok mutluluğu hak eden çiftti. Çok çektiler ama neyse ki birbirlerini buldular.

Ayy böylesine güzel serilerin sona ermesi çok üzücü. Okumaya doyamıyor insan. Umarım yazarın diğer kitaplarında bu karakterleri görürüz yoksa ben bu haylaz dörtlüyü çok özleyeceğim ve bir de yeraltı cadısını ;)

Çok severek okuduğum ve her kitabı bir diğerinden daha güzel olan bir seri. Bu türü sevenler mutlaka okumalı.

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »