Neva, 395 adet değerlendirme yapmış.  (31/57)
Ahlakın Soykütüğü Üstüne
Martı Jonathan Livingston
Martı Jonathan Livingston

6

Tamam bizlere mücadele azmi, diğerlerinden farklı da olsa isteklerimiz çabalamayı öğretiyordu sözde ama çok erken mi okudum çok geç mi bilmiyorum, sıkılmıştım...

Anne Frank'ın Hatıra Defteri
Anne Frank'ın Hatıra Defteri

7

2. Dünya Savaşı sırasında Yahudi bir ailenin yaşadıklarını anlatan evin küçük kızının günlüğü... Gerçek, etkileyici ve çarpıcı bir hikaye... Ben lisede ingilizcesini okumuştum, güzeldi...

Ateşi Yakalamak (Açlık Oyunları #2)
Ateşi Yakalamak (Açlık Oyunları #2)

7

Birinci kitaba göre çok daha heyecanlandığım, Katniss 'in ikilemleri arasında bocaladığım güzel bir kitaptı... Çok da heyecanlı bir yerde bitti :) Hadi bakalım...

Ayşe`nin Günleri
Ayşe`nin Günleri

8

Çocukluk baş ucu kitabım... Burada gördüğüme sevindim :)

Maskeli Balo (Warenne Dynasty, #5)
Maskeli Balo (Warenne Dynasty, #5)

10

Son zamanlarda okuduğum en iyi historical romance'lardan biri olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim... Ve içimi en çok burkanlardan... Brenda Joyce'un kalemi inanılmaz güçlü... Öncelikle konudan bahsedersek Elizabeth Anne Fitzgerald ailesindeki 3 kızın içinde en kitap kurdu ve sessiz olanıdır. Ailenin en güzeli ise büyük ablası Anna'dır. Lizzie çocukluğundan beri Tyrell de Warren'i sevmektedir. Bu aşkın başlayışı ise en sevdiğim sahnelerden biridir... Lizzie ailesiyle pikniğe gider, yaşı henüz küçücüktür. Çocuklardan biri elindeki kitabı ilerideki nehre atar... Lizzie kitabı almak için suya koşar ancak yüzme bilmemektedir. Arkadaşlarıyla yüzmeye gelen Tyrell onu kurtarır. Gözlerini açan Lizzie daha o anda Tyrell'dan etkilenir ve sorar: "Sen prens misin?" Tyrell cevap verir: "Hayır,prens değilim ufaklık..." Ve kızımız yıllarca Tyrell'a olan aşkını büyütür. Tyrell'ın ailesi çok zengindir. Fitzgerald'lar ise fakir düşmüşlerdir. Lizzie'nin Tyrell'la bir sonraki karşılaşması eli yüzü çamur içindeykendir. Bir sonraki ise Maskeli Balo'da. Bu balo Tyrell'la Lizzie'nin flört ettiği kısımdır, Tyrell Lizzie'yi gece yarısı arka bahçeye davet eder, Lizzie'nin içi içine sığmaz çünkü herkes ona bu sevdayı unut demiştir. Gece yarısına yakın ablası Anna gelir, üzerine bir şey dökülmüştür. Lizzie'yle kıyafetlerini değiştirirler ve Lizzie hayallerine veda ederek balodan ayrılır. Anna ise o gece hamile kalır. Anna sanırım kitapta en nefret ettiğim karakterdi. Sürekli herkesle cilveleşip ardından Lizzie'nin yıllardır sevdiği kişiye bile yanaşacak kadar adi bir karakter. O hamile kalır ancak sevdiği gençle evlenebilmesi için çocuğu Lizzie sahiplenir. Birkaç yıl sonra Lizzie kucağında onun olduğunu iddia ettiği bir bebekle Tyrell'ın kapısına dayanırsa sizce ne olur? Çok başarıyla kurgulanmıştı ve yazarın kalemini ben çok beğendim... Her kısımda beni heyecanlandırmayı ve etkilemeyi, içimi sızlatmayı başarmıştı. Anna harika bir evlilik yapıp mutlu olurken her cefayı Lizzie'nin çekmesi beni deli etti. Yazarın kılıçtan keskin kalemiyle onun cezasını kesmesini bekledim. Beni tek hayal kırıklığına uğratan kısım ise çocuğun babasını öğrendiğim kısımdı sanırım. Kitabın sonuna kadar hep bir şey olur diye bekledim açıkçası... Tyrell harika bir karakter. Lizzie ise bir sabır abidesi. Anna gelip bana senin yıllardır sevdiğin erkeği ayarttım naberrr? dese onu diyecek ağız yüz bırakmazdım sanırım onda. Lizzie'nin o sabrı beni delirtti. Ben tee kitaptan parmaklarımı uzatıp gözlerini oyuvermek istedim yellozun... Velhasılı kelammm yazarın anlatımına bayıldımmm. Bundan önce çıkan Bir Avuç Aşk kitabını malesef ki okuyamadım ama yazar kesinlikle benim itinayla takip edilecekler listeme giriverdi...

Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk