Serginho, 407 adet değerlendirme yapmış.  (18/59)
Jurnal 2. Cilt
Jurnal 2. Cilt

9

Cemil Meriç 'in Lamia Hanim'a yazdığı mektuplari ile ön plana çıkmış nefis eseri. Ama kitap sadece bu mektuplardan değil, döneminde yer alan Attilla Ilhan basta Olmak uzere birçok önemli yazara, şaire yazdığı mektuplari da içeriyor kitap. Yine bunlarin yanisira yaşadığı dönemi ele almis , neden okunmadığını sorgulamistir. Hayatını okumaya , düşünceye adamış bir adamin çok hakli sitemleri bunlar. Cemil Meriç dibine kadar aydindir. Her yönüyle aydindir. Kullandığı dil, uslup , düşünceleri hepimize örnek olmali. Engin bilgisinin sınırlarını görmekte zorlanacagimiz bir insan. Mukemmel derecede Fransizcaya hakim . Zaten eserinde yer alan bolca Fransizca kelime, yazar da dikkatimi çekecektir. Bati karşıtlığını yine dile getirmekten hicbir zaman cekinmemistir. Müthiş bilgi birikiminin her an farkinda olup, kendisini de fazlasiyla takdir eder. Buna bencillik demeyelim. Hayatini buna adamış bir adamin hakli hareketi. Ve doneminde yaşamış bir sürü tanidik yazara da ciddi derecede küçümser bakmis , onlari ciddi sekilde eleştirmiş.( Salah Birsel, Yasar Nabi, Yakup Kadri, Refik Halit, Yakup Kadri ve daha niceleri. ) Lamia hanima yazdığı mektuplari onun perde arkasi yönünü görmem acisindan da bana çok fayda sağladı. Sadece düşüncede değil, duyguda da dibine kadar yaşadığını görme firsatini buldum dış gözü kapali, kalp gözü açık Cemil Meriç 'in. Lamia hanima yönelik kullandığı ifadeler birçok aşıga , askin tanimini yaptiracak cinsten.

Cemaat'in İflası,  Hoca'nın Ayağının Kaydığı Yer
Cemaat'in İflası, Hoca'nın Ayağının Kaydığı Yer

7

Daha önce, emniyet müdürlüğü yapmis, Diyarbakır 'da istihbaratta emniyet müdürlüğü yapmis, hakkinda birçok dava açılmış Hanefi Avci'nin cemaatle ilgili, cemaat yapilanmasi ile ilgili çok ciddi iddialar barindiran kitabi. Cemaatin siradan bir örgüt olmadigini okuyunca çok net olarak anlayabiliriz. Ulkenin bütün kurumlarina nasil sirayet ettigini, devlet olgusunu nasil cokertmeye calistigini, kendisinden olmayanlara ne tur iftiralar attigini, bertaraf etmeye calistigini aci şekilde goruyoruz. Cok kez duyduğumuz "Devletin içine cemaat degil de cemaatin icine devlet sizmis " söyleminin aslinda haksiz olmadığını görüyoruz. Bu kadar tehlikeli bir yapilanma. Yazarin da tahminini yapmakta zorlandığı soru: "Darbe girisimi basarili olsaydi ne olurdu?" Ulkenin cemaatin bugune kadarki yaptiklarini goz onunde bulundurunca ucuruma surukleneceginden eminim. 7 Şubat MIT olayi, MIT tirlari olayi, Hrant Dink cinayeti, Muhsin Yazicioglu'nun ölümü, 17-25 Aralik operasyonu , Turgut Ozal'in ölümüne dair iddialar, ÖYM uygulamalari, Ergenekon , Balyoz davalari , izinsiz dinlemeler daha birçok hususta Cemaatin etkin rol oynadigi gercegi yazar tarafindan anlatilmis. Bu kadar genis capli bir yapilanma, bu kadar nüfuzlu bir örgüt ve ülkenin butun kurumlarinda hegemonyasini hissettirmis, kisilerin ve kurumlarin kaderini sekillendiren zalimce uygulamalar. Onca insanin ahi alindi, onca insan sucsuz yere gorevinden alindi, iceri alindi, öldü, öldürüldü... Hepsinin ahini, gunahini omuzlayan bu örgütün bu kadar planli , programli sekilde yürüttüğü duzene tamamen egemen olma isteginin karsilik bulmamasi, basariya ulasamamasi yanlis zamanda yapilan bir hamle mi yoksa tesaduf mu bilemem ama ulkece çok büyük tehlike atlattığımiz gerçeği yadsinamaz. Bu noktada, yapilanlar, gelisen olaylar goz onunde bulundurulmalı, ders alinmali ve kesinlikle gelecek nesil bu tip cemaat, tarikat vb unsurlarin zararli faaliyetlerine kurban edilmemeli. Ulkede demokrasi her zaman bas tacı yapilip, benden olan var, benden olmayan yok olsun anlayisindan uzak durulmali. Bu kitaptan önce Halicte Yasayan Simonlar kitabini okumam cok daha uygun olacakti. Neticede bu kitap, onun devami niteliğinde..

Zeytindağı
Zeytindağı

8

Koca imparatorluğun hazin sonunu , çöküşünü, mükemmel bir Türkçe ile anlatmış Falih Rıfkı. Yine tanık olduğu manzarayı, anılarıyla okuyucuya sunmuş. Dili gerçekten çok hoş, okurken yer yer tikanabilirsiniz ama devam ettikçe dilin ne derece güzel tesir ettiğini görürsünüz. Talat Paşa, Cemal Bey , Enver Paşa gibi kişiliklerin anilarla analizi bizlere sunulmuş, koca imparatorluğun, Mehmetçiğin kutsal topraklarda uğradığı hezimet okirken içimizi burkmuştur. Geride birakilanlar , bu ugurda can verenler... Enver Paşa nin kitapta sadece Almanca bildigi icin Alman yanlisi tutum sergilemesi, yine Cemal Bey'in Almanca bilmeyip Fransızcaya aşinalığı yüzünden Fransiz yanlisi olmasi ilginc anekdotlar olarak zihnimde yer edinecek. Ozellikle Filistin, Misir , Aden ve cevresinde imparatorlugun son nefesinde oluşan ortam yine anilarla bize anlatılmış nasil nerelere egemenken kabugumuza cekildigimizi bizlere göstermiş eser. Falih Rifki'nin bu eserleri lisede, üniversitede kesinlikle ders olarak okutulmali.

Şato
Şato

8

Tam bir Kafka romani. Insan okurken sinirleniyor, o kadar akici bir anlatim ama bir türlü sonuca vardirilamayan meseleler. Kadastrocu olarak ataniyorsun ama ne terslikler silsilesidir ki atandığın yere bir türlü ulasamiyorsun. Şato , dibindedir; an kadar yakindir belki de.. Ama asir kadar uzak tutan zalim bürokrasi, sistem yalakasi insanlar, varligi yoklugu belli olmayan kişiler, aşk , entrika , şüphe hepsi bir olur küçücük köye hapseder adami. Kipirdayamaz. Kendini kadastrocu iken hademe olarak bulur. Kitaptaki karakterler de tıpkı kitap gibi esrarengiz huviyettedir. Kitap zaten okudukca okutur ama okurken düşündürür yahu ben nereye gidiyorum diye. Bu garip duzen beni hangi kiyiya atacak diye okurken dahi sezebiliyorsunuz. Ve en nihayetinde kitap , yarim birakiyor kendini. Evet Kafka'nin tamamlamadigi, yarim bıraktığı, ucu açık sekilde biraktigi bir roman önümüzde. Okuyucuya birakmis velhasıl kelam gerisini. Kitap kolay okunan, zor anlasilan, sabir gerektiren , kesinlikle ve kesinlikle yuzde yuz kendinizi vererek okumaniz gereken bir eser. Şahsen, daha sonra gerceklestirecegim eylemdir bir daha okumak. Bir sosyal eleştiri niteligindeki Dönüşüm, bir hukuki elestiri niteligindeki Dava ve simdi de burokrasinin ve sistemin icinde kaybolmus, sisteme kole olmus insanlara , duzene eleştiri mahiyetinde bir eser okudum.

Tek Kanatlı Bir Kuş
Tek Kanatlı Bir Kuş

7

Bir kasabaya yeni atanan Posta memuru.. Ama kasabada in cin top oynamakta, Ustelik kasabaya da gidememektedir, Giden de yoktur. Yaşar Kemal bu kisa romaninda merak duygusunu on plana cikarmis, ikilemler uzerinden , esrarengiz bir durum uzerinden okuyucuyu romana bagli tutuyor.

İnce Memed 4
İnce Memed 4

10

Eşkıyalığı bırakıp, inzivaya cekilen , Seyran ile kendilerine bir hayat kuran Ince Memed çeltik eken köylüye zulum eden, haklarını yiyen Şakir Bey'i öldürür. Ve yine kendisine dağ yolu görünür. Zulme karşı, zalime karşı mazlumum yaninda olmaktan ödün vermeyen , dağlara yoldaş olan Ince Memed dağdan kopamamaktadir, sistem onu dağa suruklemektedir. Ağalar, kaymakam, Vali, komutanlarin diline pelesenk olmuş, köy köy, dağ, bayir nam salmış Ince Memed.. Mübalağa ile nami dilden dile , koyden koye dolasmakta , butun imkanlar seferber edilmekte ama yine de Ince Memed ele gecirilememekte ve nerde bir zulume ugrayan topluluk var hemen yanlarinda yesermektedir. Bir sistem karşıtı roman, sistem karşıtı insan.. Ince Memed Cukurova'ya adini yazdirmis , her daim yureklerde anilan , kurtarici, ermiş, kahraman ne derseniz kisaca her şeydir halk nezdinde... Yaşar Kemal in bu serisi kendini okutan, sürükleyici, kesinlikle sikmayan, yoresel ozellikleri ziyadesiyle barindiran bir halk romani, sisteme , duzene ciddi bir eleştiri niteliğinde...

Kamelyalı Kadın
Kamelyalı Kadın

8

Armand'ın Duval'in ölümsüz aşkı Marguerite..Cikmazlarla dolu, sürekli önüne engeller konulan, bir yosmaya adanan aşk. Açıkçası, beni okudukca icine ceken, son derece akıcı, sikmayan , insani huzunlendiren bir kitap.. Okurken adeta Armand oldum ben de kıskandım Marguerite'i. Bu kadar içten bir sevgi, her seyi bir kenara atan, tüm olumsuzluklara kör eden bir ask..