Daha önce hiç jose saramago kitabı okumamıştım. tek kelimeyle şaşırtıcıydı. noktalama işaretleri kullanılmaması ve yazım kurallarına uyulmamasına alışmam zor oldu. okuyacak olanlar buna hazırlıklı olmalı. ayrıca yazar benim genelde amatörce bulduğum ve sevmediğim şekilde sürekli hikayeye girip düşüncelerini paylaşmış. bunun bir hikayeye bu kadar yakıştığına bu kadar doğal durduğuna ilk kez şahit oldum. kesinlikle ön yargılı olmamak lazım. son olarak yazarın tarzına da bilgisine de hayran olmamak elde değil. kitabı okuyanlar çok şey kazanırlar diye düşünüyorum.
sabahattin ali'nin öykülerinin gerçekçi ve tarafsız olduğu söylenir. gerçekçi olduğuna katılsam da yazarın öykülerine ve romanlarına düşüncelerini bu kadar katmasını doğru bulmuyorum. kurguyu bozuyor bence. bu kitaba gelecek olursak kitabı beğenmekle birlikte bana biraz eksik gibi geldi. yazarın hakkını yemek istemem böyle hissetmemin sebebi muhtemelen yüzlerce sayfalık romanlar okumaya alışmış olmam olabilir. hatta artık on on iki kitaplık seriler bile yetmiyor bize bazen. dolayısıyla beş on sayfalık öyküler yazar ne kadar yetenekli olursa olsun biraz eksik ve yüzeysel hissettiriyor.
açıkçası kitabı sevdim. yazarın yargılayıcı üslubuna ve kitaptaki tutarsızlıklara rağmen sevdim. dostoyevski'nin zayıf ruhlara olan takıntısını kabullendim sanırım. bu insanlar bizi kızdırsalar da 'yok artık' dedirtseler de dünyamızın bir parçası olmaya devam ediyorlar. o yüzden belki bu kitapları okusak ve sempati besleyemesek de biraz anlamaya çalışsak iyi olur diye düşünüyorum. kitabın dili hakkında diyecek pek bir şey yok. yazarın diğer kitaplarından çok da farklı bulmadım. keşke kurgu daha tutarlı olsaymış.
dostoyevski 24 yaşında bu romanı yazarken günün birinde bu kadar kıymetli olabileceğini tahmin etmiş midir acaba? ilk roman da olsa yazarın ustalığını gerçekten yansıtıyor kitap. Ama nedense dostoyevski'nin karakterleri beni hep kızdırıyor bir yandan da. hep zayıf, hep bencil. gerçek dünyada yaşayan gerçek insanlar da böyle olduğu için belki.
bir Tolstoy klasiği olsa gerek 'kafkas tutsağı'. dili,betimlemeleri mükemmel. yalnız söylemek gerekir ki üst üste dört savaş hikayesi okumak insanı biraz sıkabiliyor. ve tabi eğer rus karakterlere alışık değilseniz hikayelerdeki kişileri birbirine karıştırabilirsiniz.
okuduğum e posta ve diğer kaynaklardan oluşan ilk kitap değil. bu türü sevmekle birlikte akıcılığı da biraz azalttığını düşünüyorum. sanırım önce alışmak gerekiyor. kitap insanı aile olmakla ilgili düşündürüyor. tabi bu güzel bir şey ancak aynı zamanda karakterlere kızmamak da kendi adıma pek mümkün olmadı. her şeye rağmen farklı hayatları ve farklı insanları anlamak isteyen biri için mükemmel diye düşünüyorum.
serinin en sevdiğim kitabıydı herhalde. alışılagelmiş ilişkilerden sonra değişikliğin hoş olduğunu düşünüyorum. ancak bu içeriğinin kimseyi rahatsız etmeyeceği anlamına gelmez. rahatsız olacaklarını düşünenlerin okumaması daha iyi olur sanırım.