Elysion, 306 adet değerlendirme yapmış.  (25/44)
Aşkın Müziği (Stage Dive #1)
Aşkın Müziği (Stage Dive #1)

9

Aşkın Müziği - Kylie Scott Kitabı ilk gördüğümde Günahkarlar Turnede serisi aklıma geldi ne yalan söyleyeyim :) Ama daha ilk 10 sayfadan sonra yine önyargılı davrandığımı farkettim :) Bu seri Günahkarlara göre daha usturuplu kesinlikle :)))). Evelyn 21.doğum günü partisini Vegas'ta kutlamaya karar verir ve kutlar da, ancak sabah uyandığında evlilik yüzüğü parmağında karat karat parlayan bir pırlanta ile uyanır :) Evelyn, uyandığında neler olduğunu (kendisi ile evlendiğini) hatılamadığını anlayınca deliye dönen ultra yakışıklı dövmeli genci gözü bir yerden ısırıyor ama tam çıkaramıyor . Muhtşem.. 21.yaş gününde Vegas'ta tüm vücudu dövmeli bir serseriyle evlenmişti.. .! Genel olarak güven duygusu üzerine yazılmış bir kitap. Zevkle okunulabilir :) "Ellerini cebine sokmuş kaldırımda duruyordu. Onu görmek, uçurum kenarında durmak gibiydi. İçimden bir ses, "Sonunu boşver, belki de uçabilirsin", diyordu. "Uçamazsan da düşüşün heyecanını yaşarsın". Mantıklı yanımsa, "Bu bir cinayet!" diye bağırıyordu. İnsan delirdiğini hangi noktada anlar? *** “Mal!” “Ne var?” “Aşağıdaki kapıyı kapat ve kilitle,” diye sesleniyor David. “Sakın ne olursa olsun yukarıya gelmeye kalkma. Ben sana gelebilirsin diyene kadar. Anlaşıldı mı?” Bir an sessizlik oldu ve sonra Mal geri seslendi. “Ya bir yangın çıkarsa ne olacak?” “Yan.”

Harika Yabancı (The Beautiful Bastard, #2)
Harika Yabancı (The Beautiful Bastard, #2)

7

Harika Piç'e oranla daha eğlenceliydi bence. Sara'nın Max'e önyargılı davranmasına kızamadım, yıllarca kim aldatılsa bence aynı tepkiyi verirdi. Bir günde okunabilecek ara kitap kategorisine girebilir. :)

Harika Piç (The Beautiful Bastard, #1)
Harika Piç (The Beautiful Bastard, #1)

7

Hemen olaya dalmışlar yani höhhh dedim. Onun haricinde Chole'nin iç sesleri ve Bennet'in pislik tavırlarını okumak eğlenceliydi :)

Çırılçıplak (Blackstone, #1)
Çırılçıplak (Blackstone, #1)

7

Kapaktaki resme gel resmeeee :) Brynne okul masraflarını karşılamak için fotoğrafçı arkadaşlarından birine kapaktaki pozu verir.. Resmin sergilendiği sergide Ethan ile karşılaşmasının ardından onun çekimine karşıkoyamaz. Ethan'ın ısrarcı ve sahiplenici tavırları ile Brynne kendini Ethan'a kaptırmış bulur. Geçmişinden gelen karanlık sırlar yüzünden Ethan ile ilişkiye başlamaya hazır değildir. Ethan'ın çabaları ile gerçekbir ilişkiye adım atarlar ve sırlar açığa çıkmaya başlar.. Kısacık bir hikaye, seriymiş ve devamını okumak isterim. Açık seçik sahneleri biraz fazla. Özellikle bu kadar kısa bir kitaba göre. *** Sanırım beni incitebileceği her şey için Ethan'ı affedebilirdim. Ve bu benim en büyük hatamdı. *** "... Seni işe bırakmak ve çıkış vakti geldiğinde işten almak istiyorum. Seninle alışverişe gitmek ve akşam yemeği pişirmek için malzeme satın almak istiyorum. Birlikte televizyon izlemek ve senin kanepeden yanımda uykuya dalmanı istiyorum, böylece seni izleyebilir ve nefesini dinleyebilirim."

Direniş (Lux, #5)
Direniş (Lux, #5)

8

Bir serinin daha sonuna geldik.. Sevdiğim seriler biterken genelde üzülürüm ama nedense bu seride üzülemedim. Son kitap Köken'den sonra aradan baya zaman geçtiği için midir nedir bilmiyorum. Çok ergenvari bir seri gibi geldi. Aslında dünyanın sonu gelmişken ıvır zıvır bir sürü yetişkin olayları olmasına rağmen dünyayı çocuklar/ergenler kurtarıyormuş gibi hissettim. Ne yalan söyleyeyim bazı sayfaları atlamak bile geldi içimden. Jennifer'ın sanırım sevdiğim tek serisi Melez Sözleşmeleri. Kitabın içeriği hakkında yorum yapmayacağım malum kitap çok yeni. Okumayanlar çoğunlukta.. Kısaca bahsedecek olursak, Köken kitabı Luxen'lerin inmesi ile Los Angeles şehrinde kıyametin kopmasıyla bitmişti. Luxenlerin bir özelliği var imiş, geldikleri andan itibaren kraliçe arının etrafına toplanır gibi birbirlerini buluyor ve bütün oluşturuyorlarmış. Deamon, Dawson, Dee  3 kardeşte Beth, Katy'yi arkalarında bırakıp, dünyayı işgal etmek üzere olan Luxenlerin safına geçerler ve çok geçmeden işin aslı çözülmeye başlar... Olaylar devam eder gider.. Ve seri biter.. Hoşçakal Deamonn :-x

Yolcu (Yabancı, #3)
Yolcu (Yabancı, #3)

8

1000 sayfa kitap mı olur yahu :)) Claire ve Jamie yine olaylar olaylar olaylar... :) Seriye devam..

Kehribardaki Yusufçuk (Yabancı, #2)
Kehribardaki Yusufçuk (Yabancı, #2)

9

Kitabın ilk yüz sayfasında Claire'yi yanında kızı Brianna ile okuduğumda yüreğim ağzıma geldi. Nerde Jamie diye sızlandığım sırada Gamze'den hemen tüyoları aldım, rahatladım okumaya devam ettim :P Kitabın başlarında Claire olayların başladığı yere kızıyla birlikte gelmiştir ve kızına gerçek babasının Frank değil Jamie olduğunu itiraf etmiştir. Brianna babasının Frank olduğu konusunda ısrar ediyor ve dolayısıyla annesine kızgın.. İlerleyen bölümlerde Claire'in neden dönmek zorunda kaldığı yeralıyor, Jamie ile ayrılmaları bölümünde çok üzüldüm. Zavallı Jamie, ne çektin be.. ! :) Bir an önce seriyi tamamlayıp dizisini takip etmek istiyorum o yüzden şimdi 800 küsür sayfanın özetini uzunn uzun yazamayacağım. Kısaca okumayanlara tavsiye ediyor ve sıradaki kitap Yolcu'ya başlıyorum. 1000 sayfaya başlıyorum :)) *** "Claire'in aziz eşi," diye okumaya devam etti. "Evet, onu tanıyorum," dedi yumuşak bir sesle, Roger onu zor duyuyordu. "Ben Calire. O da benim eşim." Sonra dönüp kızının yüzüne baktı. Bembeyaz olmuştu ve adeta şoka girmişti. "Ve senin de baban," dedi. *** "Seni düşündüğüm zaman ilk aklıma gelen kelime 'zarif' değil." Kolunu belime doladı, diğer elide ipek kalplı kolumun üstündeydi. Sıcacıktı. "Ama seninle ruhumla konuşuyor gibi konuşuyorum" dedi ve yüzümü kendisine doğru çevirdi. Uzandı ve yüzümü elleri arasına aldı. Parmakları şakaklarımı hafifçe kavrıyordu. "Ve Sessenach," diye fısıldadı, "senin yüzün benim kalbim". *** Örtüyü tahta küvetin içine koymak için arkamı döndüm ve hiç düşünmeden başka bir şey daha söyledim. "Bacaklarımı da aldırdım". Hemen ona baktım. "Bacakların kokmuyordu" dedi. Döndüm ve eteğimi dizlerimin yukarısına kadar çektim. "Ama çok daha güzel görünüyorlar" dedim. "Güzel ve yumuşak, kıllı maymun Harry gibi değil". Kendi kıllı bacaklarına baktı. "Ben kıllı maymun muyum?" "Sen değil ben!" sinirlenmeye başlamıştım. "Benim bacaklarım seninkilerden daha kıllı!". "Tabi ki öyle olacak sen erkeksin!" *** "Dougal haklı, bu tek şansımız!" Çaresiz bir şekilde bana baktı, yüzünde acı ve korku vardı. "Ne de olsa ben bir ingilizim." dedim. Hüzünlü bir gülümsemeyle yüzüme dokundu. "Öyle mo duinne. Ama sen benim İngilizimsin" dedi.