http://kralicekitap.blogspot.com.tr/2014/09/kitap-yorumualntlar-crlcplak-raine.html#more Brynne Bennet, eski yaşamındaki hayaletlerden kurtulmaya çalışan bir genç kız. Çareyi kendi evinden kilometrelerce uzak olan Londra'da ve sanatta buluyor. Ta ki hayatına günah kadar seksi olan Ethan Blackstone girene kadar.. Öncelikle söylemeliyim ki, kapaktaki ''her şey bir resimle başladı'' yazısı çok yerinde bu kitap için. Gerçekten de öyle çünkü. Brynne'in babası Tom Bennet, güvenlik şirketi olan Ethan'dan kızıyla ilgilenmesi için bir ricada bulunuyor fakat Ethan meşgul bir insan ve bu rica pek de cazip gelmiyor ona. Daha sonra Tom'un gönderdiği, Brynne'in çıplak bir fotoğrafı Ethan'ın ilgisini feci çekiyor ve hikaye tam da burada başlıyor. Açıkçası kitabın ayrıntılarına pek girmek istemiyorum. Ne de olsa en fazla üç-dört saat içerinde bitebilecek bir kapasitede. Fakat bu düşüncelerimi yazmama engel mi? Tabi ki değil! Kitapta sevdiğim birçok kısım gibi ne yazık ki sevmediğim ayrıntılar da vardı. Önce onlara değinmek istiyorum kısaca. Bir kere Ethan'ı her ne kadar sevmiş olsam da, Brynne ile yaptığı konuşmalarda kızın lafını pat diye kesmesi.. Bir yapar tamam iki yapar tamam, ama Ethan sürekli yapıyor bunu ve ne yalan söyleyeyim biraz sinir bozucu bir durumdu. Kesinlikle çok hükmedici ve sözünü dinletmeye alışık bir karakter ama insan biraz da karşısındakini dinler değil mi? Sanırım en çok taktığım konu buydu kitapta. Diğer bir konu, Brynne'in geçmişini çok az görebildik ve haliyle bir merak dalgası yarattı üstümde. Çok yaralı ve çok darbe almış bir karakter kendisi. Kitap bittikten sonra az çok bir kanıya varıyorsunuz Brynne hakkında ama emin olmak için seriye devam etmekte fayda var. Öte yandan, her ne kadar ilişkiye çok hızlı bir giriş yapmış olsalar da Ethan&Brynne çiftini gerçekten sevdim. Aralarındaki tutku okura çok iyi yansıtılmıştı. Hatta kitabı kapattıktan sonra sevdiğim bir arkadaşımın ''çok fazla seks'' sözü geldi aklıma. Ama bu öyle vıcık vıcık bir durum değildi. Kitabın türüne göre gayet iyi kullanılmıştı bence. Fakat şu bir gerçek ki, sonunda hüsrana uğradım. 'Bu kitap orada nasıl biter!' diye kısa süreli depresyon hali yaşadığım da doğrudur maalesef. Çok çok seveceksiniz, bayılacaksınız, kendi türünde bir numara gibi sözler edemeyeceğim kitap için. Fakat bu türü seviyorsanız okunası bir kitap olduğunu belirtmeliyim Hatta bir 50-100 sayfa kadar daha olsaydı çok daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Artık arayı serinin diğer kitaplarıyla kapatacağız umarım.

http://kralicekitap.blogspot.com.tr/ Elena Deveraux, bir vampir avcısı. Fakat bu kitabı okurken klasik vampir-avcı tabularınızı yıkın! Çünkü kendisi daha önce okuduğunuz/izlediğiniz diğer avcılara pek benzemiyor. Elena vampirlere kazık saplamıyor. Onların izini sürüp, paket yapıp daha sonra da efendilerine -yani meleklere- geri götürüyor. Yine bir görev sonrası yeni bir görevle ilgili mektup alıyor. Fakat ne yazık ki bu görevi veren kişi ve görevin içeriği Elena'nın arkasına bakmadan kaçacağı türden. Kitap tam da burada başlıyor diyebiliriz. Başmelek Raphael, Elena'nın başarılarından ve yeteneklerinden haberdar olduğunda, ona sonuna kadar gidilmesi gerçekten zorlu bir görev veriyor. Ne bu zorlu görev derseniz, Elena'nın yeni görevi; bir BAŞMELEĞİ avlamak! Çok fazla ayrıntıya girmeyeceğim kitap ile ilgili. Girersem bolca spoiler verme eğilimim var ne de olsa. Öyle çok farklı, çok mükemmel kurgusu veya karakterleri var demiyorum ama okursanız kesinlikle seveceksiniz! Her şeyden önce akıcılığı ve olayların devamlılığı sürekli tetikte kalmanızı sağlıyor. Sadece baş karakterler değil yan karakterler de bir o kadar eğlenceli ve dikkat çekici. Özellikle Dmitri ve Illium kesinlikle benim için Raphael'le yarışır durumdalar. Lafı fazla uzatmadan, kitapta aradığınız her şeyi -aşk, şehvet, gerilim, tutku, mizah..- bulacağınıza da eminim.