Albert Camus'un kısa ama oldukça etkileyici ve düşündürücü güzel bir romanı. Camus bu kitabında Paris'te başarılı bir avukatken Hollanda'ya gidip orada cezaevi savcılığı yapan birinin iç hesaplaşmaları altında insan psikolojisini irdeliyor.Kitabın teması ise kitabı okuduktan sonra okur, aslında kimsenin birbirinden farkı olmadığını daha iyi anlıyor.Yani kısaca PROBLEMİM VAR ÇÜNKÜ YAŞIYORUM okursanız seversiniz diye düşünüyorum.
Hermann Hesse'nin yine güzel,yumuşak ,nsanı sıkmayan kısacık bir romanı. Roman Rosshalde adlı bir gölün kıyısında süper bir malikhane ve içerisinde yaşayan ünlü bir ressam ve ailesi çevresinde gelişiyor.Aile içi sorunlar, Biten ama zorunlu sürdürülen bir evlilik, dramlar, mutluluklar, iç hesaplaşmalar harika anlatılmış.Çok severek okudum tavsiye ederim neticede nede olsa bir Hesse romanı....
George Orwell ( 1903 - 1050 ) Hindistan doğumlu olan Orwell İngiliz edebiyatının en önde gelen isimlerinden birisidir.Asıl en önemli romanları ( 1984 ve hayvan çiftliği ) olmasına karşın Burma Günleri de her romanı gibi çok sevilmiştir. Roman oldukça sürükleyici nefis tiplemeler var Mr Flory, U Po Kyin, Ellis ve Dr Varaswami gibi.Ayrıca Orwell'in kendisi de bizzat Burma polis gücünde çalışıp gördüğü haksız uygulamalar nedeni ile istifa ettiğinden oldukça gerçekçi yazılmış. Kısaca kitabı okuyunca dünyaya medeniyet dersleri veren İngiltere'nin aslında ne kadar acımasız ve sömürgeci bir ülke olduğunu daha iyi anlıyorsunuz.
İskender Pala'nın Katre-i Matemden sonra okuduğum ikinci kitabı. Yine tarihi tarzda yazılmış.Kanuni sultan Süleyman'ın Bağdat'ı fethinden alıp 3.Ahmet devrini falan işliyor. Romanda anlatıcı rolü bir kitap Fuzili'nin Leyla ile Mecnun kitabı Şifreler cinayetler dolu.Oldukça uzun ve bir çok tekrar var kitapta. Açıkçası sevmediğim kitaplardan birisi oldu Pala'nın bu kitabı.