İşlemediği bir cinayetten, müebbet kürek cezasına çarptırıldığı sıra, Henri Charrièrein özgürlük mücadelesinin bir ifadesi olarak doğdu Kelebek. Çok genç yaşında tutkunu olduğu idealleri ve gelecek arzusu onu insanca bir felsefe ve üstün bir uygarlıkla tanıştırdı: Modern sistemin kokuşmuş yolları yerine Kızılderililerin, cüzzamlıların, okuma yazma bilmeyen yoksul balıkçıların gerçek uygarlığıyla .Bir, iki, üç, dört, beş; bir, iki, üç, dört, beş. Ardı ardına sıralanan bu rakamlar aslında bir hücrenin uzunluğu: Bir uçtan bir uca beş adım. Tüm yaşamın göz önünden geçtiği beş adım. Hayallerle ve tutkularla atılan beş adım. Yargıçlara, mahkemeye ve insan kazanmak yerine kaybetmeye dayalı yargı sistemine atılan beş adım. Modern olarak nitelenen ülkelere atılan beş adım. Tüm duyguları iğdiş eden her türlü korkuyu insanın içine salan beş adım. Özgürlüğe ve geleceğe atılan beş adım.Kelebek bir özgürlük mücadelesi...
İşlemediği bir cinayetten, müebbet kürek cezasına çarptırıldığı sıra, Henri Charrièrein özgürlük mücadelesinin bir ifadesi olarak doğdu Kelebek. Çok genç yaşında tutkunu olduğu idealleri ve gelecek arzusu onu insanca bir felsefe ve üstün bir uygarlıkla tanıştırdı: Modern sistemin kokuşmuş yolları yerine Kızılderililerin, cüzzamlıların, okuma yazma bilmeyen yoksul balıkçıların gerçek uygarlığıyla .Bir, iki, üç, dört, beş; bir, iki, üç, dört, beş. Ardı ardına sıralanan bu rakamlar aslında bir hücrenin uzunluğu: Bir uçtan bir uca beş adım. Tüm yaşamın göz önünden geçtiği beş adım. Hayallerle ve tutkularla atılan beş adım. Yargıçlara, mahkemeye ve insan kazanmak yerine kaybetmeye dayalı yargı sistemine atılan beş adım. Modern olarak nitelenen ülkelere atılan beş adım. Tüm duyguları iğdiş eden her türlü korkuyu insanın içine salan beş adım. Özgürlüğe ve geleceğe atılan beş adım.Kelebek bir özgürlük mücadelesi...
O nasıl bir hayat hikayesidir? O nasıl bir kaçış aşkıdır? O nasıl bir özgürlük hasretidir? O nasıl bir yılmamazlıktır…
Öyle bir adam düşünün ki, bütün haksızlıklara, vahşiliklere, insanlık dışı tecrübelere maruz kalsın ama yine de hayattan kopmayıp kafasında her zaman özgürlüğü düşünüp girdiği her delikten bir şekilde kaçıp kurtulmayı başarsın.
Ötekiler rıhtıma hamallık yapıyor. Hepsi de bir iş tutmuş ama, ekmeklerini güç çıkarıyorlar.
“Zor olmasına zor ya, hiç olmazsa özgürlüğümüz var” diyorlar. “Özgürlük o kadar güzel ki.”
Henri Charriere‘nin gerçek hayat hikayesini günlüğümsü bir şekilde okuyucuyla buluşturduğu 1968 yayımlı kitabında, bir hiç uğruna, cehennemin yaşandığı, karanın yüzlerce kilometre uzağındaki kürek mahkumlarının yanına gönderilen adamın her daim kafasında canlandırıp hayata geçireceği kaçışları okuyoruz. Onun için zor diye bir kavram hiçbir zaman olmamış, imkansızı başarması ise zaman almış adeta.
Buraya yazdıktan sonra tavsiye edilince başlamadan duramadım ve kısa sürede de bitirdim heyecanın hiç dinmediği kitabı. Sırf Henri’nin değil ona yol arkadaşlığı yapan, girdiği cezaevlerinde de tanıştığı insanların hikayeleri gerçekten çok acımasız. Bunun yanında kaçışları sırasında ona kucak açan insanların karşılıksız yaptıkları yardımlar ve bu mahkuma karşı gösterdikleri davranışlar da insanı acayip duygulandırıyor. 9/10
http://cineshoot.net/kelebek-henri-charriere.html
Asla bitmeyen bir mücadele ve yaşama tutunmuş bir adamın özgürlük kavgası. Hayatın her döneminde umudun hiç bitmemesi gerektiğini vurguluyor bize. Dönemin başarılı kitaplarından. Yer yer bazı anlatılanlar biraz abartı ya da kurgu gibi gelse de genel olarak sürükleyici.
Kitabı e yayınlarından çıktığında babam bir arkadaşından almış, okumuş ve "al oku da hayatı öğren" diyerek bana vermişti. Kitabı bazı bölümlerini defalarca olmak üzere o yıllarda okudum. Daha sonra, 1978-1979 döneminde Lise-3 edebiyat dersinde bu roman üzerine inceleme yapmıştım.
Filmi epey övgüye mazhar olduğu için, açıkçası uzun zamandır filmini izlemeden önce okumayı istediğim bir kitaptı. Bugün nihayet kitabı bitirdim; üstüne büyük bir hevesle filmini seyrettim.
Böylesine akıcı ve karakter odaklı bir kitabın, sadece hikayeye yüzeysel bir şekilde odaklanmış bir filme uyarlanmasının hayal kırıklığı içindeyim.
Okuduğum en güzel kitaplardan birisi, herkese tavsiye ederim. Yer yer düşündürerek okutuyor kendisini ve zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.
Harika!!
Özgürlük insana neden lazım?
Öleceksem özgür bir insan olarak ölmeliyim.
Bir, iki, üç, dört, beş; bir, iki, üç, dört, beş.
insanın boğazına kadar pisliğe batsada bir çıkış yolunun elbet bulanabileceğini anlatan ve bunu kanıtlayan güzel bir roman..
Özgürlük insana neden lazım? Çoğu kişinin bi kaç ay içinde umutlarının tükenip kendini mevcut düzene bırakacağı şartlar altında ilk gününden kurtulduğu güne kadar vazgeçmeyen bir adamın gerçek hikayesi.
o kadar güzeldiki keşke hiç bitmeseydi.özgürlük uğruna verilen insan üstü çabayı harika bir dille anlatmış.öyleki sonraki sayfayı çevirmeyi heyecanla bekliyosunuz.
okuyana çok fazla ders veren başucu kitabı olabilecek bir kitap tekrar tekrar okunur.kısacası mutlaka okumalı ve okutturmlısınız.
okuduğum en etkileyici sürükleyici ve duygularınızı yönlendiren kitaplardan biri. oldukça da dramatik. hapishanelerin suç işlemiş olsa da olmasa da mahkumlar için aşağılayıcı ve insanlık dışı yapılandırılması ve yönetmelikleri insanı çileden çıkarıyor. tüm eziyetlere rağmen yılmayan umudunu kaybetmeyen yaşamaktanj ve kaçmak idealinden bir kere bile vazgeçmeyen kahramanın inanılmaz özgürlük mücadelesine tanık oluyorsunuz. kesinlikle modern klasikler arasında yer almalı ve herkes tarafından okunmalı.özgürlük kadar önemli hiçbir şeyin olmadığını odamızda bilgisayar başında bu satırları yazmanın bile büyük bir rahatlık olduğunu daha iyi anlıyorsunuz.
Hayatim boyunca özgürlük denen kavramın kutsalligini senin verdigin mücadele ile hatirlayacam Kelebek.
Çok heyecanlı, ilginç, sürükleyici... tüm bunların gerçek olduğuna inanmak çok zor. o kadar yoğun, tempolu ve tüketici ki kitabın yarısını geçmiş olmama rağmen bitiremedim kitabı. çünkü zihnen çok yoruldum. bir gün sonunu da getireceğim!
Henri Charriere tarafindan yazilan, haksiz yere hapse atilan bir adamin orada yasadiklari ve kacis macerasini anlatan, yazarin kendi hayat hikayesi oldugu (?) da gozonune alindiginda insani daha da fazla etkileyen, Defalarca okuma istegi uyadiran bir roman.
özgürlük uğruna arkadaşını harcayan bir adam.bir dönem cezaevlerine girişi yasaktı bu kitabın...pes etmemek gerek...hayatından memnun olmayan zevatların okuması gereken bir kitap
Tekrar tekrar okuduğum kitaplardandır .Hayatın içinden olduğu için samimi gerçek yaşananlar olduğu için sürükleyici bir roman .kitabın benim için ana fikri AZİM AZİM asla asla PES ETME...eğlenceli ,komik, heyecanlı, iç burkucu vs vs.....bir kitaptı çok zevk alarak okumuştum
MUHTEŞEM BİR BAŞYAPIT FİLMİDE MUHTEŞEMDİ HEM ORGİNAL L İLK BASIMI VAR ELİMDE HEM DE YENİ BASIM İKİSİDE ÇOK ÖZEL
Bir mahkumun hürriyet tutkusunun arından sürüklenmek ve yazdıkların da yazgısını yaşamak... Sanırsam yapılabilecek tek yorum bu.
Bu kitaba otobiyografik bakarsak tamamıyla palavra derim. Ama ben bu romanı kurmaca olarak nitelendirdiğimde, çok sürükleyici ve egzotik bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Yaşanmamış olduğunu ise şuradan çıkartıyorum: Bir avuç suçluya bu kadar çok yardım eden çıkmaz. Hele hele devamlı ne kadar onurlu insanlar oldukları konusunda övgüler dizilmez. Ayrıca olaylar çok fazla Kelebek'in etrafında dönüyordu. Yemezler. Velakin çok güzeldi hikaye. Kapılıp gittim.
bır mahkumun kacıs oykusu her kacısında yakalanmasına rağmen kacmaktan yorulmayan adam
harika bir hayat hikayesi.. her şey var acı, korku, heyecan, aşk... azim... süper.... gerçekten alınma tarzında bugune kadar okuduğum en iyi...
Gerçek bir kaçış ve özgürlük öyküsü. ..
Okuyanda derin izler bıraktığı su götürmez gerçek.
Harika bir kitap.Kitapta özgürlüğün değerini,özgür yaşamak için çekilebilecek zorlukları,ve aynı zamanda intikam duygusunun nelere yol açabileceğini öğrenecikseniz.
Askerde okuduğum ve unutmayacağım kitap. Benim de parmaklıklar ardında olmam daha da etkilenmemi sağlamış olabilir:)
Müthiş bir azim, inat, kararlılık ve inanç filmi. Sonucun tekrar hapis olma ihtimaline karşın, ülkesine dönmeyi kafasına koymuş ve herşeyi buna feda edebilecek bir mahkum...
Karton Cilt, 552 sayfa
2008 tarihinde, E Yayınları tarafından yayınlandı