Serinin diger kitaplariyla ayni dogrultuda ilerleyen bi kitap. Hikayede sadece karakterler farkli , gerisi ayni. O yuzden cok fazla Gabe'in askini hissedemedim, fazla siradan geldi bana. Tek eglendigim nokta ise buyukanne ve general dedenin iliskisi oldu. Baya atraksiyonlu bi cift oldular. Sevdim.
Olay orgusu diger kitaplarla ayni olmaya basladigindan artik bu kacma kovalamaca beni baymaya basladi. Serinin en merak ettigim kitaplarindan biriydi ama beklentilerimi cok yuksek tuttugumdan olsa gerek pek istedigimi alamadim. Sonucta yazar olan bir karakter. Bu yuzden daha disli daha zekice kurgulanmasini beklerdim ama micmic , "ben seviyorum ama o sevmiyor, kesin baskasi var " gibi gelgitli dusuncelere sahip bir kadin oldu.
Iclerinde normal bir sekilde evleneni cikacak mi merak ediyorum. Hepsi degisik.
Oliver'in israrli kazmaligi beni benden alsa da Marie'nin sozunu sakinmayip dik durmasini sevdim. Gerci 2 hafta da herseyin olup bitmesi ayri biseydi ama neyse.
Okurken film izlermisim gibi karakterler gozumun onunde dans etti resmen. Hint kulturuyle ile ilgili notlar , sarkilarla dolu cok tatli bir kitap olmus. Karakterler cok sevimli, konu cok akici, ceviri ise hatasiz. Ayrica kitap bolumlerinin sonuna kitapta adi gecen filmler, notlar vs icin karekod konulmus. Ilk kez bir kitapta denk geldim. Cok hos olmus. "Müstakbel eşim, merhaba,'' diye seslendi. Sesi neşe doluydu. Ve devam etti, 'Ömrümüzün birlikte geçecek kalan kısmına başlamak için sabırsızlanıyorum.' Dimple bir dakika boyunca oğlana baktı. O an aklına gelen tek kelimeyi söyledi: 'Ne? Ne?' Dimple bu çocuk hakkında ne düşüneceğini bilmiyordu. Seri katil? Hapishane kaçkını? Yan kesici? Her şey anlamsızdı. Bu yüzden o an aklına gelen ilk şeyi yaptı ve elindeki soğuk kahveyi oğlanın suratına çarptı, aksi yönce hızla oradan uzaklaştı.''
Fazlasiyla curetkar bir kitap olmus. Lucas'in nefreti iyi islenmisti ama travmatik gecmisi biraz hizli gectiginden olsa gerek istedigim etkiyi vermedi bana. Lady Harris ve meshur kuzeni ise epey merak uyandiriciydi. Ve tabi Venetia da.
Uzun zamandir boyle orjinal bir konuya sahip kitap okumamistim. Biraz Harry Potter tarzina benzese de yazarin olusturdugu kurgu cidden cok farkli. Plastige, cama, kagida hatta organlara hukmedebilen ve sadece tek bir konuda uzmanlasabilen buyuculer dunyasi epey ilgi cekici diyebilirim. Lakin kurguyu birazcik zayif buldum. Cocuk kitabi gibi okuyormus hissi vermesi bir yana, cogu sey yuzeysel ve basit gecilmis, detaylara cok onem verilmemis. Mesela zaman araligi olarak 1800lu yillarin sonu gosterilse de okurken gunumuzde geciyormus gibi hissettiriyor. Araya serpistirilmis at arabalari vs bu gercekligi tam saglayamiyor ne yazik ki. Zaman ve mekan ayrimi cok muglak geldi bana. Neyse yine de merak uyandirdigi kesin. Ikinci kitabi okumak icin sabirsizlaniyorum.