tuzluyerfistigi

6 takip ettiği ve 6 takip edeni var. 28 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

tuzluyerfistigi kütüphanesine ekledi.
Varoluşçuluk

Varoluşçuluk nedir?Bugüne değin çeşitli karşılıklar verilmiş bir sorudur bu. Sözgelişi, Weile göre varoluşçuluk bir bunalım, Mounierye göre umutsuzluk, Hameline göre bunaltı, Banfiye göre kötümserlik, Wahle göre başkaldırış, Marcele göre özgürlük, Lukacsa göre idealizm, Bendaya göre usdışılık, Foulquéye göre saçmalık felsefesidir.Bir dönem, slogancı gençliğin peygamberi ve varoluşçu papası sayılan J.-P. Sartrea göreyse, Varoluş, insanda, ama yalnız insanda, özden önce gelir. Bu demektir ki insan önce vardır; sonra şöyle ya da böyle olur. Çünkü o, özünü kendisi yaratır. Nasıl mı? Şöyle: Dünyaya atılarak, orada acı çekerek, savaşarak yavaş yavaş kendini belirler. Bu belirleme yolu hiç kapanmaz...

Varoluşçuluk nedir?Bugüne değin çeşitli karşılıklar verilmiş bir sorudur bu. Sözgelişi, Weile göre varoluşçuluk bir bunalım, Mounierye göre umutsuzluk, Hameline göre bunaltı, Banfiye göre kötümserlik, Wahle göre başkaldırış, Marcele göre özgürlük, Lu... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 3 ay
tuzluyerfistigi okumuş.
Varoluşçuluk

Varoluşçuluk nedir?Bugüne değin çeşitli karşılıklar verilmiş bir sorudur bu. Sözgelişi, Weile göre varoluşçuluk bir bunalım, Mounierye göre umutsuzluk, Hameline göre bunaltı, Banfiye göre kötümserlik, Wahle göre başkaldırış, Marcele göre özgürlük, Lukacsa göre idealizm, Bendaya göre usdışılık, Foulquéye göre saçmalık felsefesidir.Bir dönem, slogancı gençliğin peygamberi ve varoluşçu papası sayılan J.-P. Sartrea göreyse, Varoluş, insanda, ama yalnız insanda, özden önce gelir. Bu demektir ki insan önce vardır; sonra şöyle ya da böyle olur. Çünkü o, özünü kendisi yaratır. Nasıl mı? Şöyle: Dünyaya atılarak, orada acı çekerek, savaşarak yavaş yavaş kendini belirler. Bu belirleme yolu hiç kapanmaz...

Varoluşçuluk nedir?Bugüne değin çeşitli karşılıklar verilmiş bir sorudur bu. Sözgelişi, Weile göre varoluşçuluk bir bunalım, Mounierye göre umutsuzluk, Hameline göre bunaltı, Banfiye göre kötümserlik, Wahle göre başkaldırış, Marcele göre özgürlük, Lu... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 3 ay
tuzluyerfistigi okumuş.
Küçük Prens

Hiç kimsenin kitabımı özensizce okumasını istemem doğrusu. Bu anılarımı yazarken çok üzüntülü anlar yaşadım. Arkadaşım koyunu ile birlikte beni bırakıp gideli tam altı yıl oldu. Onu burada anlatmaya çabalıyorsam, bu biraz da onu unutmamak için. Arkadaşı unutmak çok üzücü bir şey. Herkesin arkadaşı olmamıştır. Arkadaşımı unutursam, kendimi o, sayılardan başka bir şeye değer vermeyen büyükler gibi hissederim sonra.
Çölde uçağı düşen pilotun başına dikilip "Bana bir kuzu resmi çiz." diye tutturan, gezegeninde tek başına bıraktığı gül için de acı çeken, büyük insanları anlamakta zorlanan Küçük Prens... Buğday saçlı, gizemli küçük çocuk... Yaratıcı pilot-yazar Antoine de Saint Exupery ile arasındaki benzerlikler çarpıcı. Küçük Prens'in gün batımlarında hüzünlenip düşündüğü dört dikenli gülü varsa, Saint-Exupery'nin de Arjantin Postaları için çalışırken tanıştığı, Salvadorlu Consuelo adında bir sevgilisi var. Ve onunla evlenmiş. 1944 yılı Temmuz ayında Korsika'dan havalanan uçağı, Akdeniz'de kayıplara karışmadan dört gün önce Consuelo'ya: Sizi seviyorum, sizi hep koruyacağım. diye yazmış. Ama Küçük Prens'in gülünü fanus ile kapatıp korurken, o deli dolu, başına buyruk Consuelo'ya esasında pek söz geçirememiş, onu kanatları altına alamamış. Uçağın kalıntıları, 60 yıl sonra Nisan 2004'ün başlarında Marsilya açıklarında bulundu. Kaza mı, intihar mı bilinmiyor. "Gerçeği sadece yüreğinle görebilirsin." diyen yazar, bu dünyaya veda edip giden Küçük Prens gibi yok olup gitmiş. Sırlarını bilen yok. Cevdet Yalçın
Küçük Prens'i tanıyan-tanımayan, yeniden keşfetmek isteyen, ya da çizgi roman meraklısı olan her yaştaki çocuklar için, Joann Sfar'ın muhteşem çizgileriyle.

Hiç kimsenin kitabımı özensizce okumasını istemem doğrusu. Bu anılarımı yazarken çok üzüntülü anlar yaşadım. Arkadaşım koyunu ile birlikte beni bırakıp gideli tam altı yıl oldu. Onu burada anlatmaya çabalıyorsam, bu biraz da onu unutmamak için. Arkad... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 3 ay
tuzluyerfistigi okumuş.
Sarı Şey

küçük İskender, sarı ve lacivertin hüküm sürdüğü topraklardan, insanlardan, patolojiden aldığı aşk ve şiddetle Akdenizli bir ağıt yakıyor. Anadolu Afrika oluyor. Portakal Hollanda oluyor. İstanbul tüm başkentler oluyor. Recep Leonardo oluyor. Arabesk Blues oluyor. Ortadoğu'nun milli takımı çok uzaklarda amatör bir çete oluyor. Eşyalar şey, şeyler hiçbir şey oluyor. Sarı Şey, bizi daha da sarıyor, sardıkça sararıp sarpasarıyor. İşte şimdi tam da sara'rmak zamanı!

küçük İskender, sarı ve lacivertin hüküm sürdüğü topraklardan, insanlardan, patolojiden aldığı aşk ve şiddetle Akdenizli bir ağıt yakıyor. Anadolu Afrika oluyor. Portakal Hollanda oluyor. İstanbul tüm başkentler oluyor. Recep Leonardo oluyor. Arabesk... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 3 ay
tuzluyerfistigi okumuş.
İskender'i Ben Öldürmedim

Şair, yok olmanın habis aşamalarında dolanıyor bu kez. Aydınlatılması kaçınılmaz bir cinayeti, sosyal katliama dönüştüren kuralları, kurumları ve zihniyetleri Türkçe lanetliyor. Manevi ölüm ile sıradanlaşmış hayat arasındaki mısraların esrarı çözülmekte.Şairi katledenler, bilinçaltınızda, vicdanınızda, ideolojinizde saklanıyor. Böyle bir suç ortaklığı, geleceği lekelemektir.

Şair, yok olmanın habis aşamalarında dolanıyor bu kez. Aydınlatılması kaçınılmaz bir cinayeti, sosyal katliama dönüştüren kuralları, kurumları ve zihniyetleri Türkçe lanetliyor. Manevi ölüm ile sıradanlaşmış hayat arasındaki mısraların esrarı çözülme... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 3 ay
tuzluyerfistigi okumuş.
Kumpanya

Saitin hayattaki bileti lüks mevki bileti idi. Ama o da tıpkı Barba gibi lüks mevkiden, birinciden, ikinciden hoşlanmıyor, soluğu hep üçüncüde, personel koğuşunda alıyordu.Haldun Taner... O, Orhan Veli ile beraber, son neslin en kuvvetli simalarından biridir. Yaşayışları, hayatın güzelliğini duyuşları, avarelikleri ve Türkçenin şiirini buluşları ne kadar birbirine benzer. İstikbalin edebiyat kitaplarında onlar, bugünün yıldızları olarak yan yana parlayacaklardır.Mehmet KaplanEdebi eserler, insanı yeni ve mesut, başka iyi ve güzel bir dünyaya götürmeye yardım etmiyorlarsa neye yarar?diyen büyük yazarın ilk kez 1951de yayımlanan hikâye kitabı Kumpanya yeniden gözden geçirilerek yayına hazırlandı. Mektuplar, manüskriler ve gün ışığına çıkmamış yepyeni metinler sırada... TADIMLIKIEn şiddetli münakaşa, kumpanyanın ismi için oldu. Kör Halit ayak diriyor, ille de, Cumhuriyet Eğlencesi Kumpanyası koyacağız, diyordu. Diyordu da hatırına başka bir isim gelmiyordu.Saffet Ferit neredeyse deli olacaktı. Önce ceketini fırlattı; sonra kravatını çözdü. Ondan sonra da parça parça kır düşmüş saçlarını karmakarışık etti:— Olmaz be, Kör! Olmaz be! Ulan, sili, sılı isim mi olur? En iyisi Sulu Sahnesi koyalım bari! Halit:— Siz bir isim bulun. Bulamıyorsunuz. Ondan sonra da benim bulduğumu beğenmiyorsunuz. Ben önce tuluata...— Anladık yahu! Anladık. Sen ilk defa Eğlence-i Osmani tiyatrosu ile işe başladın. Bugünkü şöhretini de orada yaptın. Şimdiki tuluat artistlerinin çoğu oradan geçtiler. Yedi bucakta tanınmış, iş yapmıştır. İyi, güzel! Osmanlı İmparatorluğu zamanında da Eğlence-i Osmani hiç fena ad değil. Değil, olur. Ama, Cumhuriyet Eğlencesi kumpanyası olmaz. Siden, sıdan vazgeçtim, Cumhuriyet Eğlencesi ne demek? Bir manası olsa bile, güzel değil. Durun hele! Benim aklıma bir şey geldi. Şu inatçının da suyuna gitmiş oluruz. Cumhuriyet, ne demek? Halk idaresi demek değil mi? Öyleyse Halk-Eğlence Kumpanyası diyelim.Yine itirazlar yükseldi. Zayıf, gözleriyle gırtlağı dışarıya fırlamış bir delikanlı:— Halk - Eğlence, İş Bank gibi bir şey. Halk Eğlencesi, en doğrusu.— Bu sefer de kumpanyası diyemeyiz.— Memleket Kumpanyası nasıl? Bir Kasımpaşalı karayağız delikanlı:— Kasımpaşalı Kumpanya diyelim. Bir Üsküdarlı atıldı:— Neden Üsküdarlı Kumpanya demiyoruz da Kasımpaşalı diyoruz? Moruk Salih:— Durun yahu, dedi, ne kavga ediyorsunuz. Ben bir tane buldum...— Aman Salih Ağabey, sen bulma. Geçen seferkini de sen bulmuştun. İki ay dayanamadık.— Fena mıydı geçen seferki?— Yok, çok iyiydi doğrusu! Hele Adanada ne meşhur olmuştuk ya! Bir dayak yemediğimiz kaldı. Benim burnumda aylarca, tüyü tüsü yerinde ördek yavrusunun kokusu tüttü durduydu.Kör Halit:— Ben vazgeçtim, dedi.— Aman Halit Bey, etme...— Yok, yok, kumpanyadan değil. Ondan bizi, Azrail bir yana, kimse vazgeçiremez.— Var ol, Halit Ağabey! Saffet Ferit mahzun, trajik bir hal aldı. Ayağa kalktı. Burhanettin Tepsinin hayranlarından olduğu için, Napolyon gibi durdu. Eğildi, Haliti alnından öptü.Münakaşa tekrar şiddetlendi. İşte tam bu sırada köşede sessiz sessiz oturan, kumpanyanın ikinci komiği Dayı Remzinin, söz söylemek üzere kafasını uzattığını görenler, en doğru, en mühim lafın edilmek üzere olduğunu hissetmişler gibi, münakaşayı tam ortasında kestiler. Dayı Remziye sual dolu gözlerle dönüp baktılar. O, çay fincanını eliyle kenara itti, Saffet Feritin önünde duran Serkldoryan kutusuna uzandı. Bir sigara aldı. Paketin üzerine sigarayı vururken:— Bütün mesele kumpanyanın ismine kaldıysa, iş tamam demektir. Yahu, siz sahiden kaçıksınız be! Sen, Türkiyenin Burhanettinden sonra en korkunç facia artisti Saffet Ferit; sen, ölü Naşitten sonra ölmeyen son tuluatçı Kör Halit; sen, Eyüp Sabriden sonra en iyi oyuncu Moruk Salih!.. Siz, hep kıymetli gençler! İş, kumpanyanın ismine kaldıysa ne âlâ! Hani perde, hani dekor, hani kostüm, hani makyaj, hani?..Sözünü Saffet kesti:— Onlar kolay, dedi. Bende de var, Halitte de... Salihte de eski bir yelken bezi var. Suatta da ressamlık... Bir gecede perdeyi de, dekoru da hazırlarız. Herkesin eski de olsa bir iki bir şeysi vardır. Öteden beriden ariyet de bir şeyler buluruz. Buradan kaldırıp masa götürecek değiliz a, masa lazımdır diye. Makyaj için de mi üzüleceğiz yahu? Bol mantar, bol sakız, bol eter...

Saitin hayattaki bileti lüks mevki bileti idi. Ama o da tıpkı Barba gibi lüks mevkiden, birinciden, ikinciden hoşlanmıyor, soluğu hep üçüncüde, personel koğuşunda alıyordu.Haldun Taner... O, Orhan Veli ile beraber, son neslin en kuvvetli simalarından... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 3 ay
Daha Fazla Göster

tuzluyerfistigi şu an ne okuyor?

Toplum, İdeoloji, İnsan ve Eğitim

%0

Favori Yazarları (9 yazar)

Favori yazarı yok.