talebeyimtalebe

0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 4 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

talebeyimtalebe bir değerlendirme yaptı.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 4 yıl, 1 ay
talebeyimtalebe okumuş bitirmiş.
Bir Kadının Portresi

Sinemanın son zamanlarda iyice belirginleşen öykü sıkıntısının belki en hayırlı sonucu, (yeniden) edebiyat klasiklerine ve hatta edebiyatçıların yaşamlarına yönelinmesi. Emile Zolanın Germinali, Cyrano de Bergerac ve Bloomsbury grubundan Lytton Strachey ile Dora Carringtonın ilişkilerinin ele alındığı Carrington, akla gelen ilk örnekler. Son ve önemli bir örnek de Pianonun Avustralyalı yönetmeni Jane Campionın yeni filmi: Modern romanın önemli adlarından Henry Jamesin ünlü romanından uyarladığı Bir Kadının Portresi.Meraklısı biliyor; sözümüz bilmeyenlere: Henry Jamesin, Avrupaya giden Amerikal genç İsabelin oradaki serüveni içinde, çok iyi tanıdığı çoğunluğu Avrupalılaşmış Amerikalılardan oluşan kişilerin yozlaşmış dünyasını sergilediği, gerçekçi roman anlatımıyla Jamesin buluşu diyebileceğimiz bakış açısı tekniğini de ustaca birleştiren bu roman, Kasım 1995te, iki usta çevirmenin, Necla ve Ünal Aytürün çevirisiyle Yapı Kredi Yayınları Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar Dizisinden çıkmıştı. Bir Kadının Portresi, okurlarla, özellikle sinema izleyicisi okurlarla, buluşmayı -hâlâ- bekliyor. Ben bu filmin romanını okudum diyebilmeniz için... TADIMLIKBazı durumlarda akşam çayı diye bildiğimiz törene ayrılan saatlerden daha güzel bir şey yoktur yaşamda. Öyle durumlar vardır ki, çayı içseniz de, içmeseniz de --elbette kimileri çay içmez-- hoşunuza giden, olayın kendisidir. Bu basit öyküye başlarken benim düşündüğüm çay saati de, hoşça vakit geçirmek için çok uygun bir ortam oluşturuyordu. Küçük şölenin gereçleri, görkemli bir yaz ikindisinin tam ortası diyebileceğim bir saatte, eski bir İngiliz kır evinin çimlerine serilmişti. Öğle sonrasının bir bölümü geçmiş, ama geriye uzun bir bölümü, en güzel, en değerli parçası kalmıştı. Gerçek alacakaranlığa daha çok vardı; ancak, yaz gününün ışık seli çekilmeye başlamış, hava olgunlaşmıştı; sık, düzgün çimlerin üstündeki gölgeler uzundu. Gene de, gölgeler ağır uzadığından, böyle bir saatte böyle bir ortamdan alınan tadın belki de başlıca kaynağı olan avareliğin daha bitmediği duygusu uyanıyordu. Kimi durumlarda saat beşle sekiz arası küçük bir sonsuzluktur; bu süre şimdiki durumda ancak tatlı bir sonsuzluk olabilirdi. Bahçedeki kişiler sessizce tadını çıkarıyorlardı bu anın; içlerinde yukarda sözünü ettiğim törenin değişmez kurallarının uygulayıcısı olmaları beklenen kadınlar yoktu. Buradaki kişilerin kusursuz çimlerin üzerine düşen gölgeleri düz ve köşeliydi; üstünde çay takımları bulunan alçak masanın yakınındaki derin hasır koltukta oturan yaşlı adamla, onun önünde aşağı yukarı gezinerek şundan bundan konuşan daha genç iki erkeğin gölgeleriydi bunlar. Yaşlı adamın elinde çay fincanı vardı.Takımın öteki parçalarından ayrı, parlak desenli, olağanüstü büyük bir fincandı bu. Yaşlı adam, yüzü eve dönük oturmuş, çenesine yakın tuttuğu fincandaki çayı büyük bir özenle uzun uzun yudumlamaktaydı. Yanındakiler, ya çaylarını bitirmiş, ya da çay içmek istememişlerdi. Dolaşırken bir yandan da sigaralarını içiyorlardı. Bunlardan biri, önünden geçerken, arada bir dikkatlice yaşlı adama bakıyor, bunun farkında olmayan yaşlı adamın bakışları ise evinin koyu kırmızı duvarına takılmış duruyordu. Çimlerin ötesinde yükselen ev böyle bir dikkatin hakkını verecek nitelikte bir yapıydı; çizmeye çalıştığım İngiltereye özgü görüntüdeki en tipik nesne de oydu.

Sinemanın son zamanlarda iyice belirginleşen öykü sıkıntısının belki en hayırlı sonucu, (yeniden) edebiyat klasiklerine ve hatta edebiyatçıların yaşamlarına yönelinmesi. Emile Zolanın Germinali, Cyrano de Bergerac ve Bloomsbury grubundan Lytton Strac... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 4 yıl, 1 ay
talebeyimtalebe bir kitabı yarıda bıraktı.
Oyunlarla Yaşayanlar

Tanzimattan bu yana sürekli değişen politik ve toplumsal değerler karşısında tutunmaya çalışan Türk okur-yazarının kara güldürüsü. Eylemsizlikle geçmiş bir yaşamın getirdiği beceriksizlik ve gülünç olma korkusundan Atay sürükleyici bir oyun çıkarmış.

Tanzimattan bu yana sürekli değişen politik ve toplumsal değerler karşısında tutunmaya çalışan Türk okur-yazarının kara güldürüsü. Eylemsizlikle geçmiş bir yaşamın getirdiği beceriksizlik ve gülünç olma korkusundan Atay sürükleyici bir oyun çıkarmış.

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 4 yıl, 1 ay
talebeyimtalebe bir değerlendirme yaptı.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 4 yıl, 2 ay
talebeyimtalebe okumuş bitirmiş.
Hayvan Çiftliği

İngiliz yazar George Orwell (1903-1950), ülkemizde daha çok Bindokuzyüzseksendört adlı kitabıyla tanınır. Hayvan Çiftliği onun çağdaş klasikler arasına girmiş ikinci ünlü yapıtıdır. 1940'lardaki reel sosyalizmin eleştirisi olan roman, dünya edebiyatında yergi türünün başyapıtlarından biridir. Hayvan Çiftliğinin kişileri hayvanlardır. Bir çiftlikte yaşayan hayvanlar, kendilerini sömüren insanlara başkaldırıp çiftliğin yönetimini ele geçirirler. Amaçları daha eşitlikçi bir topluluk oluşturmaktır. Aralarında en akıllı olan domuzlar; kısa sürede önder bir takım oluştururlar, devrimi de onlar yolundan saptırırlar. Ne yazık ki insanlardan daha baskıcı, daha acımasız bir diktatörlük kurulmuştur artık. George Orwell, bu romanında tarihsel bir gerçeği eleştirmektedir. Romanda önder domuzun, düpedüz Stalin'i simgelediği açıkça görülecektir. Öbür kişiler bire bir belli olmasalar da, bir diktatörlük ortamında olabilecek kişilerdir. Romanın alt başlığı Bir Peri Masalıdır. Küçükleri eğlendirecek bir peri masalı değildir; ama roman, bir masal anlatımıyla yazılmıştır.

******

Büyükler bazen, basit şeyleri anlaşılması zormuş, içinden çıkılmazmış gibi anlatabiliyor. Öyle karışık açıklamalar yapıyorlar ki, ne söylediklerini belki kendileri de anlamıyor. Mesela, neden birileri diğerlerini yönetmek ister? İyi giden şeyler, güzel şeyler neden bozulur? Nasıl olur da insanlar birbirlerine bu kadar haksızlık yapabilir?Bu sorulara verilen yalan yanlış cevapları bir yana bırakıp bir de George Orwellin Hayvan Çiftliğine bakalım. Bir çiftlik var ve bu çiftlikte hayvanlar sahiplerini kovup çiftliği ele geçiriyor. Kendi düzenlerini kuruyorlar. Sonra da öyle şeyler oluyor ki, okuyunca yaşadığımız dünyada olan bitenler bir anda açıklığa kavuşuyor. Evet: Hayvan Çiftliğinde yaşananlar, bu dünyada yaşananlara çok benziyor...

************

Aslında, bu kitap bir peri masalı olarak yazılmıştı... Orwell öyle diyordu eserine; büyükler için yazılmış bir masal... Eserde, hayvanları aç bırakan, öldüresiye çalıştıran, yavrularını mezbahaya satan zalim bir çiftçiye karşı hayvanların isyanı anlatılır. Hayvanlar ateşli bir idealizm ve coşkulu sloganlarla, adaletin ve eşitliğin hüküm sürdüğü bir cennet yaratmak için yola çıkarlar. Fakat, macera, büyük bir hüsranla neticelenir. Ve, Orwell, hayvanlar aleminde aktardığı bu öykü ile, aslında, Devrimin tanıdık yüzünü; liderlerin sahiplere, rejimin diktatörlüğe dönüşümünü resmeder... Hayvan Çiftliğindeki karakterler Rus Devriminden esinlenilerek resmedilir; domuz Napoleon tam bir Stalin portresidir. Fakat Hayvan Çiftliği sıradan bir Rus Devrimi hicvi değildir. Orwell'in mesajı çok daha derindir.

************

Beylik Çiftliği sahibi Mr. Jones, gece için kümesleri kilitledi, fakat o kadar içmişti ki, pencereleri kapamak aklına gelmedi. Fenerinden etrafa halkalı, titrek bir ışık yayılıyordu; yalpalayarak avluyu geçti, kapının arkasında çizmelerini tekmeleyip çıkardı, kilerdeki fıçıdan son bir bardak daha bira aldı ve Mrs. Jones'in çoktandır horlamakta olduğu yatağa doğru sendeledi.

******

İngiliz yazar George Orwell (1903-1950), ülkemizde daha çok Bindokuzyüzseksendört adlı kitabıyla tanınır. Hayvan Çiftliği onun çağdaş klasikler arasına girmiş ikinci ünlü yapıtıdır. 1940'lardaki reel sosyalizmin eleştirisi olan roman, dünya edeb... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 4 yıl, 2 ay
talebeyimtalebe bir değerlendirme yaptı.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 4 yıl, 2 ay
Daha Fazla Göster

talebeyimtalebe şu an ne okuyor?

talebeyimtalebe şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.