anıl

Profil Resmi
1 takip ettiği ve 2 takip edeni var. 0 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
anıl okumuş.
Kızım Olmadan Asla

Betty Mahmudi'nin Amerika'da hemşire olarak çalışırken, İranlı tıp öğrencisi Mudi'yle evlendikten sonrasını anlattığı ve çevrildiği birçok dilde, Bulgaristan'dan Fransa'ya çok satan listelerinin başında yer alan kitabı. Humeyni rejiminin başa gelmesiyle ABD'den İran'a dönmek için yanıp tutuşan Mudi, kısa bir tatil vaadiyle, kızıyla karısını doğduğu ülkeye götürüyor. Ancak tatil, ana-kız için kadınların kara çarşaflara büründüğü bir ülkede az kalsın yaşam boyu tutsaklığa dönüşüyor. Sonuçta Betty, kızını kaçırmaya karar veriyor..

Betty Mahmudi'nin Amerika'da hemşire olarak çalışırken, İranlı tıp öğrencisi Mudi'yle evlendikten sonrasını anlattığı ve çevrildiği birçok dilde, Bulgaristan'dan Fransa'ya çok satan listelerinin başında yer alan kitabı. Humey... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 11 ay
Profil Resmi
anıl okumuş.
Quo Vadis - Nereye Gidiyorsun?

Bu roman, adını bir efsaneden almıştır. Bu efsaneye göre Hazreti İsanın havarisi Petrus, zamanın tevhit dini olan Hıristiyanlığın en önemli temsilcisidir. Neronun zulmünden ötürü Romada dini telkinlere devam etmekten ümidini keser. Romadan kaçarken Appienne yolunda bir ışık buketi içinde Hazreti İsayı görür. Oysa mesih göğe çekileli yıllar olmuştur. Havari hayretten ne diyeceğini şaşırarak: Quo vadis, domine? / Nereye gidiyorsun, hazret? diye sorar. Hazreti İsa da ona: Sen, aydınlatılmayı bekleyen kuzucuklarımı bırakıp Romadan uzaklaştığın için ben tekrar çarmıha gerilmek ve acı çekmek üzere Romaya gidiyorum! der. Quo Vadis Polonya edebiyatının kilometre taşı olarak kabul edilen Henryk Sienkiewicze Nobel edebiyat ödülü kazandıran bir başyapıt.Biyografi: 19. yüzyılın en önemli Leh yazarı olarak kabul edilen ve Polonyanın bağımsızlık hareketinde büyük etkisi bulunan Sienkiewicz, Polonyada 1846da dünyaya gelmiştir. Orta ve yüksek öğrenimini Varşovada tamamlar. Yazı hayatına yirmi üç yaşında tiyatro eleştirisi ile başlar. İlk eserleri positivist bir çizgidedir. Sonraki eserleri ise, özellikle ezilmiş toplulukların hayatını anlattığı romantik özellikler taşıyan tarihi kitaplardır. Bu çizgi değişikliği zamanının edebi çevrelerinde ses getiren çalkantılara sebep olmuştur. Sienkiewicz Polonya edebiyatında bir kilometre taşı olarak kabul edilir. 1905 yılında Quo Vadisle Nobel Edebiyat Ödülünü almıştır. İsviçrede, 1916da, Veveide ölmüştür.Sanatçının önemli eserleri şunlardır:Boşuna Çaba, Emektar Hizmetçiler, Seyahat Mektupları, Mızıkacı Janko, Fatih Bartek, Fener Bekçisi, Ateş ve Kılıç, Tufan, Hania, Wolodiwieski Efendi, Atina Seyahati, Polaniecki Ailesi, Afrika Mektupları, Olymposta, Töton Şövalyeleri, Quo Vadis.

Bu roman, adını bir efsaneden almıştır. Bu efsaneye göre Hazreti İsanın havarisi Petrus, zamanın tevhit dini olan Hıristiyanlığın en önemli temsilcisidir. Neronun zulmünden ötürü Romada dini telkinlere devam etmekten ümidini keser. Romadan kaçarken A... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 11 ay
Profil Resmi
anıl kütüphanesine ekledi.
Oblomov

... Oblomovların hiçbiri kendilerine telkin edilen yaşam ilkelerini özümseyememişlerdir, bunları pratik sonuçlarını alacak kadar uygulayamamışlar; sözün eyleme dönüşmesi, ilkenin ruhun iç gereksinimleriyle kaynaşarak bu gereksinimlerin içinde eriyip yok olması ve böylece insanı harekete geçiren biricik güce dönüşmesi çizgisine ulaşamamışlardır... Onlar için düşlerin gerçeklerden, genel ilkelerin hayata ilişkin basit bir gerçekten daha değerli olması da bundandır. Bunlar yararlı kitaplar okurlar; bu kitaplarda ne yazıldığını bilmek için güzel yazılar kaleme alırlar. Daha sonra yazdıklarını okuyup kurdukları mantık zincirine hayran olmak için, cesur, gözüpek şeyler söylerler. Konuşmalarındaki seslerin ahengini duymak ve bununla dinleyenleri etkilemek, onlardan övgü toplamak için. ...Hatta daha da ileri gidip şunu bile söyleyebileceğiz: Gecesini gündüzünü eğlence meclislerinde roller keserek, binbir dolaplar çevirerek geçirmek ve sonra da Düşüncelerimizi özgürce eyleme geçirecek olanaklardan yoksun olduğumuz için bu tür işlerle uğraştık kandırmacasında başarıya ulaşmak bile mümkündür... Kendileriyle toplum arasında var olduğunu ileri sürdükleri gizemli ayrılıklarıyla, kendilerini toplumun bir türlü anlayamamasından yakınmalarıyla, yüce ülküleri ve eylem olarak ortaya koydukları hiçlik arasındaki bıktırıcı çelişkileriyle artık kimsenin aklını karıştıramaz olmuşlardır.

... Oblomovların hiçbiri kendilerine telkin edilen yaşam ilkelerini özümseyememişlerdir, bunları pratik sonuçlarını alacak kadar uygulayamamışlar; sözün eyleme dönüşmesi, ilkenin ruhun iç gereksinimleriyle kaynaşarak bu gereksinimlerin içinde eriyip ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 11 ay
Profil Resmi
anıl okumak istiyor.
Yüzyıllık Yalnızlık

Yüzyıllık Yalnızlık'ı yazmaya başladığımda, çocukluğumda beni etkilemiş olan her şeyi edebiyat aracılığıyla aktarabileceğim bir yol bulmak istiyordum. Çok kasvetli, kocaman bir evde, toprak yiyen bir kızkardeş, geleceği sezen bir büyükanne ve mutlulukla çılgınlık arasında ayrım gözetmeyen, adları bir örnek bir yığın akraba arasında geçen çocukluk günlerimi sanatsal bir dille ardımda bırakmaktı amacım. Yüzyıllık Yalnızlık'ı iki yıldan daha az bir sürede yazdım. Ama yazı makinemin başına oturmadan önce bu kitap hakkında düşünmek on beş, on altı yılımı aldı... Büyükannem, en acımasız şeyleri, kılını bile kıpırdatmadan, sanki yalnızca gördüğü şeylermiş gibi anlatırdı bana. Anlattığı öyküleri bu kadar değerli kılan şeyin, onun duygusuz tavrı ve imgelerindeki zenginlik olduğunu kavradım. Yüzyıllık Yalnızlıkı büyükannemin işte bu yöntemini kullanarak yazdım... Bu romanı büyük bir dikkatle ve keyifle okuyan ve hiç şaşırmayan sıradan insanlar tanıdım. Şaşırmadılar, çünkü ben onlara hayatlarında yeni olan hiçbir şey anlatmamıştım. Kitaplarımda gerçekliğe dayanmayan tek satır bulamazsınız. Gabriel García Márquez

Yüzyıllık Yalnızlık'ı yazmaya başladığımda, çocukluğumda beni etkilemiş olan her şeyi edebiyat aracılığıyla aktarabileceğim bir yol bulmak istiyordum. Çok kasvetli, kocaman bir evde, toprak yiyen bir kızkardeş, geleceği sezen bir büyükanne ve mu... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 11 ay
Profil Resmi
anıl okumuş.
Nefes Nefese

Tarihi ve güncel gerçekleri kurguyla harmanlamaktaki ustalığı ile bilinen Ayşe Kulin, Nefes Nefese adlı bu romanında okurlarına bir kez daha dünyanın farklı bir yüzünü aktarıyor. İkinci Dünya Savaşı döneminde yaşanan bir öykü Nefes Nefese. Avrupa'yı kasıp kavuran ve tarihin en acımasız gerçeklerinden biri olan Nazizm'i, dönemin Türk diplomasisinin korumaya özen gösterdiği ince dengeyi ele alırken, bu tarihi planın ön yüzünde de Osmanlı vezirlerinden birinin kızıyla evlendiği Yahudi gencin aşkını ve kaçışını da dile getiriyor. Son dönemlerde yazılmış, bireylerin tarihi ile insanlığın tarihi arasındaki o kaçınılmaz kesişime ışık tutan en önemli romanlardan biri olan Nefes Nefese, usta bir yazarın başyapıtları arasında yer almasını da haklı çıkartıyor böylece.

Her zamanki sürükleyici anlatımı ve ustalıklı kurgusuyla Ayşe Kulin bir kez daha, okurlarının gösterdiği ilginin nedenini açıklamış oluyor.

Tarihi ve güncel gerçekleri kurguyla harmanlamaktaki ustalığı ile bilinen Ayşe Kulin, Nefes Nefese adlı bu romanında okurlarına bir kez daha dünyanın farklı bir yüzünü aktarıyor. İkinci Dünya Savaşı döneminde yaşanan bir öykü Nefes Nefese. Avrupa... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 11 ay
Profil Resmi
anıl okumak istiyor.
İnka Altını (Dirk Pitt, #12)

Dirk Pitt geri dönüyor. Belki de kariyerinin en yaratıcı, en heyecanlı serüveniyle, yine karşınızda. Klasik bir hazine avı, kaybolmuş bir uygarlığın gizleri, uluslararası bir eski eser çetesi, ancak Clive Cussler ın tasarımlayabileceği bir öyküde, biraraya geliyor. İnka Altını 1532 yılında, küçük bir filonun bir iç denize gelişiyle başlıyor. Oraya gelmiş geçmiş en zengin hazineyi saklayıp gidiyorlar. Hazineyi koruma işini şeytan-tanrı ya emanet ediyorlar. 1578 de efsanevi Sir Francis Drake, içi ispanyol altınlarıyla dolu bir kalyonu ele geçiriyor, orada saklı hazinenin anahtarını da buluyor. Hazinenin büyüklüğünü, yerinden kaldırmak için iki yüz kişiye gerek olduğunu da öğreniyor. Drake in ikiye ayrılan filosu yola koyulurken bir deprem oluyor, dev dalgalar hazine anahtarını taşıyan gemiyi sekiz mil içeriye, balta girmemiş ormanlara fırlatıyor, bir tek kişi sağ kalıyor. 1988 de bir grup arkeolog, Peru daki Ant Dağlarının tepesinde bir kurban kuyusuna dalış yaparken neredeyse boğuluyorlar. Onları Dirk Pitt kurtarıyor. Bu arada, kaçakçı çetesinin inka hazineleri peşinde olduğunu öğreniyor. Ondan sonrası artık zamana karşı yarış. Araya çalıntı sanat eserleri, sahte kopyalar, FBI ve Gümrük, kızılderili yerliler, Pitt in Numa daki arkadaşları da karışıyor. İnka Altını, Clive Cussler ın da, Dirk Pitt in de en parlak dönemini simgeleyen bir serüven. Sinema gibi!

Dirk Pitt geri dönüyor. Belki de kariyerinin en yaratıcı, en heyecanlı serüveniyle, yine karşınızda. Klasik bir hazine avı, kaybolmuş bir uygarlığın gizleri, uluslararası bir eski eser çetesi, ancak Clive Cussler ın tasarımlayabileceği bir öyküde, bi... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 11 ay
Daha Fazla Göster

anıl şu an ne okuyor?

anıl şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.