ZenKackini

Profil Resmi
Hakkında: 
Hiç
0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 29 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
ZenKackini kütüphanesine ekledi.
Hiç İçin Metinler ve Uzun Öyküler

İrlandalı yazar Samuel Beckett, başarısızlık/yoksunluk sanatı olarak tanımladığı edebiyat anlayışını ilk şiirlerinden son düz yazılarına kadar inatla sürdürmüştür. Sanatçının nedenini bilmeden, hiçbir şeye sahip olmadan hiçi anlatmak zorunda kalışı biçiminde açabileceğimiz başarısızlık/yoksunluk kavramı dört uzun öyküsünde yoğun bir karamizahla yoğrulur.Bu öyküler Beckettın edebiyat serüveninde bir kilometre taşı oluşturur; ilk ben öyküsel anlatı olmasının yanında İrlandalı yazarın yabancı bir dilde (Fransızca) verdiği ilk yapıttır da. Beckett, ustası Joyceun etkisiyle, büyük bir beceriyle kullandığı kıvrak, çağrışım zengini İngilizceyi bırakıp, süssüz, neredeyse çıplak bir Fransızcayla yazmasını biçemi dışlamak istiyorum diye açıklayacaktır. Bu uzun öyküleri başyapıtı olan Üçlemesinde (Molloy-Malone Ölüyor-Adlandırılamayan) geliştirdiği izleklerin öncülü de sayabiliriz: Bedensel yetilerini yitiren kahramanlar, bilinç yarılması, dış dünya karşısında duyulan güçsüzlük, evden, barınılan yerlerden kovulma, sessizliğe, sözsüzlüğe duyulan özlem, kentsoylu toplumun sunduğu bütün olanaklara duyulan kayıtsızlık...Klasik öykü anlayışına aldırış etmeyen bu öykülerde hiçbir şey olup bitmez aslında. Atılmışta anti-kahraman bir faytonda dolaşarak geçirir gününü. Gece faytoncunun ahırında kaldıktan sonra yalnız başına sürdürmeye karar verir aylaklığını. İlk Aşk insansız krallığında sessiz ve dingin bir yaşamı amaçlayan genç bir şizofrenin karşı cins ile yaşadığı tuhaf deneyimi anlatır. Yatıştırıcı, Malone Ölüyoru anımsatır: Buz kesmiş yatağına yapayalnız uzanan anlatıcı çürüyüşünü dinlemekten korktuğu için öyküler uydurur kendine. Sonun akıl hastanesinden salınan kahramanı tek kürekli sandalıyla sulara açılırken bıçağıyla döşemeyi deler.Hiç İçin Metinlerde ise iyice yoksunlaşan, öznel ve nesnel tüm duyumlarını yitirmiş, sanrısal bir kimliği bile kalmamış anlatıcı, çelişkilerle, karşıtlıklarla dolu söylemini hiçliğin içini oyarak sürdürür. Beckett bu metinlerden, her türlü noktalama işaretini, söz dizimini, kısacası klasik edebiyatla tüm bağlarını koparacağı, anti-edebiyatın başyapıtı Acaba Nasıla ulaşacaktır.Edebiyatın bu ödünsüz yazarıyla yüz yüze gelmeye cesaret edenlere...Bazı eleştirmenler Beckettin insanları çaresizliğe terkeder, umut kırıcı, karamsar ve mutsuzluk veren bir yazar olduğunu savunurlar. Ama bence Beckett hüzünlü değil; yaşamın, ölümün ötesine geçmiş, bunların hepsine tepeden bakan, varolmanın ve anı yaşamanın dışında hiçbir şeyi ciddiye almayan, pervasız, cesur ve kesinlikle mutsuz olmayan bir yazar; mutsuzluğun da ötesinde çünkü.Süha Sertabiboğlu / Cumhuriyet Kitap

İrlandalı yazar Samuel Beckett, başarısızlık/yoksunluk sanatı olarak tanımladığı edebiyat anlayışını ilk şiirlerinden son düz yazılarına kadar inatla sürdürmüştür. Sanatçının nedenini bilmeden, hiçbir şeye sahip olmadan hiçi anlatmak zorunda kalışı b... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 11 ay
Profil Resmi
ZenKackini kütüphanesine ekledi.
Bunker Tepesi Düşleri (Arthur Bandini, #4)

Kadınlar! Hiçbir şey bilmiyordum kadınlar hakkında. mümkün değildi onları anlamak. Bavulumu açıp eşyalarımı içine fırlatmaya başladım. Oda benimle konuşuyor, kalmam için yalvarıyordu, -duvardaki Maxfield Parrish tablosu, masanın üstündeki daktilo, yatağım, harikulade yatağım, tepeye bakan pencere, düşlerimin, düşüncelerimin, sözcüklerimin kaynağı; kendimin yankısı yalvarıyordu bana kalmam için. Gitmek istemiyordum ama kabullenmekten başka çarem yoktu, kırdığım potla kendimi tekmeleyip kapı dışarı etmiştim, geri dönüş yoktu. Elveda Bunker Tepesi.

John Fante'nin son romanı Bunker Tepesi Düşleri Türkçede yayınlandı. John Fante, Bunker Tepesi Düşleri'nde deneyimsiz bir genç yazarın, bir yandan yazar olma mücadelesi verirken diğer yandan insan ilişkilerindeki başarıları ve başarısızlıklarını anlatıyor. Arturo Bandini, özellikle kadınlarla olan ilişkilerinde deneyimsizliğinin acı bedelini sık sık ödüyor. Büyük mutlulukları avucundan nasıl kaçırdığını duru ve akıcı anlatımıyla aktarıyor.

Kadınlar! Hiçbir şey bilmiyordum kadınlar hakkında. mümkün değildi onları anlamak. Bavulumu açıp eşyalarımı içine fırlatmaya başladım. Oda benimle konuşuyor, kalmam için yalvarıyordu, -duvardaki Maxfield Parrish tablosu, masanın üstündeki daktilo, ya... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 11 ay
Profil Resmi
ZenKackini kütüphanesine ekledi.
İnsan Postuna Bürünmüş Köpek

Beyaz Zencilerin yazarı Ingvar Ambjörnsenden çarpıcı bir roman daha sunuyoruz sizlere...Köpek efendi istemezdi, efendi köpeğin dünyasını yıkmasaydı eğer diyerek zorunluluğa dönüşmüş sadakatin ikiyüzlülüğüne dikkat çeken Ambjörnsen, bu kez köpeksi bir insanı anlatıyor. Ahlâki değer ölçülerinin iyice silikleştiği, ölüm ve boşluğun hüküm sürdüğü kentlerde ilik peşinde koşan ve yanlızlığa gömülmüş birini betimliyor yazar. O, ne tek başına ne de başkalarıyla sevgi adına bir şey üretebilmiştir.İnsanları kullanarak, aşağılayarak, kişiliklerini parçalayarak onlardaki sahicilik kalıntılarından beslenmektedir...Yüreğinde gardiyan vardır... Kadınlar avlar, dünyaları talan eder, ıssızlaştırır...İnsan Postuna Bürünmüş Köpek, kalplerinde bomba taşıyan, içindeki duvarların dışına çıkamayan, başka insanların da kendisine ulaşmasına izin vermeyen insanlardaki kötücülüğün romanıdır...

Beyaz Zencilerin yazarı Ingvar Ambjörnsenden çarpıcı bir roman daha sunuyoruz sizlere...Köpek efendi istemezdi, efendi köpeğin dünyasını yıkmasaydı eğer diyerek zorunluluğa dönüşmüş sadakatin ikiyüzlülüğüne dikkat çeken Ambjörnsen, bu kez köpeksi bir... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 11 ay
Profil Resmi
ZenKackini kütüphanesine ekledi.
Çavdar Tarlasında Çocuklar

Pek çok insanın hakkında konuştuğum için üzgünüm. Bildiğim tek şey; size anlattığım herkesi biraz özlüyorum. Bizim Stradlater'ı ve Ackley'i bile, sözgelimi. Sanırım o lanet Maurice'i bile özlüyorum. Sakın kimseye bir şey anlatmayın. Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra.

Çavdar Tarlasında Çocuklar, Salinger'ın tek romanı. Ergenlik çağının içinde, yetişkin dünyanın düzenine karşı isyankar bir çocuğun, bir Noel öncesi başına gelenler... Bu sürecin bir psikiyatri kliniğinde noktalanışı. Holden Caulfield'in masumiyet arayışının iç burkucu romanı. Belki de Salinger'ın. 1993'te Franny ve Zoey ile Dokuz Öykü adlı kitaplarını yayımladığımız Salinger, 1963'ten buyana yeni bir yapıt yayımlamamasına ve neredeyse efsane haline gelmiş bir gizlilik içinde yaşamasına karşın, dünya edebiyat gündemindeki yerini hep koruyor.

TADIMLIK
Şansım varmış. Birden aklıma bir şey geldi, bunun, oradan defolup gittiğimi iyice anlamama epey faydası oldu. Birdenbire o günü hatırladım; ben, Robert Tichener ve Paul Campbell, hep birlikte idare binasının önünde top koşturuyorduk. İyi çocuklardı, özellikle Tichener. Akşam yemeğine az kalmış ve dışarda hava iyice kararmıştı. Ortalık daha da karardı, artık topu bile zor görebiliyorduk, ama kimse oyunu bırakmak istemiyordu. Sonunda bırakmak zorunda kaldık. Bay Zambesi, şu biyoloji öğretmeni, idare binasının o penceresinden kafasını çıkarmış ve bize yatakhaneye gidip yemek için hazırlanmamızı söylemişti. Ama yine de, böyle saçmalıkları hatırlayarak, her ihtiyacım olduğunda veda duygusunu yaşayabilirdim. En azından çoğu zaman. Ne yaşayacaksam yaşadıktan sonra, tepenin öte yanından aşağıya, bizim Spencer'ın evine doğru koşmaya başladım. Kampüste oturmuyordu. Evi Antony Wayne Caddesindeydi. Ana kapıya kadar tüm yolu koşarak geçtim, sonra soluklanmak için bir saniye durdum. Şişip kalırım böyle, doğrusunu isterseniz: Her şeyden önce, çok sigara içiyorum; yani içiyordum. İçirtmiyorlar artık. Dahası, geçen yıl tam on altı buçuk santim birden boy attım. Tüberküloz filan kapmamın ve tüm bu lanet çekap zımbırtıları için buraya gelmemin nedeni de o zaten. Aslında oldukça sağlıklıyımdır.

Pek çok insanın hakkında konuştuğum için üzgünüm. Bildiğim tek şey; size anlattığım herkesi biraz özlüyorum. Bizim Stradlater'ı ve Ackley'i bile, sözgelimi. Sanırım o lanet Maurice'i bile özlüyorum. Sakın kimseye bir şey anlatmayın. He... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 11 ay
Profil Resmi
ZenKackini kütüphanesine ekledi.
İntihar Dükkanı

Karanlığın içinde tabelası parıldıyor: İntihar Dükkânı. Hayatın yüküne dayanamayanlar son alışverişlerini yapıyorlar.
Zehirler, ipler, tıraş bıçakları ya da daha ilginç intihar yöntemi paketleri... Nesillerdir müşterilerinin son anlarında kullandıkları malzemeleri temin eden bu aile şirketine, bir gün sizin de yolunuz düşebilir.

Tabii dengeleri değiştiren bir sürpriz sizden önce bu karanlığı aydınlatmazsa...

Karanlığın içinde tabelası parıldıyor: İntihar Dükkânı. Hayatın yüküne dayanamayanlar son alışverişlerini yapıyorlar.
Zehirler, ipler, tıraş bıçakları ya da daha ilginç intihar yöntemi paketleri... Nesillerdir müşterilerinin son anlarında kullandıkl... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 11 ay
Profil Resmi
ZenKackini kütüphanesine ekledi.
Kürk Mantolu Madonna

"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk Mantolu Madonna'yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum."

Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.

"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 11 ay
Daha Fazla Göster

ZenKackini şu an ne okuyor?

ZenKackini şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (9 yazar)

Favori yazarı yok.