TOMRİSUYAR

Profil Resmi
0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 1 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
TOMRİSUYAR okumuş.
İskender

Aşkı aramadan evvel, düşün bir, ya benden nasıl bir âşık olur? İnsanın sevdası karakterinin yansımasıdır. Sen kavgacı isen, ha bire öfkeli, aşkı da bir cenk gibi yaşarsın. Gönlü pak olanın sevgisi de saf olur. Şu hayatta insan en çok sevdiklerini acıtır. En derin yaralar ailede açılır, kabuk tutsa bile kanar hikâye, içten içe... Attığımız her adım, yaptığımız her işte kendimizi yansıtırız. Budur çözülmesi gereken bilmece...

Aşkı aramadan evvel, düşün bir, ya benden nasıl bir âşık olur? İnsanın sevdası karakterinin yansımasıdır. Sen kavgacı isen, ha bire öfkeli, aşkı da bir cenk gibi yaşarsın. Gönlü pak olanın sevgisi de saf olur. Şu hayatta insan en çok sevdiklerini acı... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 3 ay
Profil Resmi
TOMRİSUYAR bir değerlendirme yaptı.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 3 ay
Profil Resmi
TOMRİSUYAR kütüphanesine ekledi.
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk

Gök kubbenin altında insanın ruhunu soyan kötülükler ve giyindiren aşklar adına...

Doğu ak ejder yılında başladı yirmi üç bin yıllık gizem...

Uzayın sonsuzluğuna açılan kapıyı keşfe çıkmış bilge rahipler, uğruna topluca can verdikleri bir sırrın, binlerce yıl sonra, bir şair tarafından aşkın derin katmanlarına saklanarak korunacağını bilselerdi...

Siruş başlıklı murassa hançerin kabzasına parmak izlerini bırakanlar, daha avuçlarının sıcaklığı gitmeden hançer kınında kan biriktiğini bilselerdi...

Bağdat, İstanbul, Roma, Paris ve diğerleri; kıyılarına vuran yeni aşkın, bütün eski tarihlerini dolduracak yoğunlukta olduğunu bilselerdi...

Bilgeler, katiller, asiller ve sevgililer; ellerinde tuttukları kitabın alev almaya hazır bir aşk külçesine dönüşmek üzere olduğunu bilselerdi...

Şair, ipeksi dizeleri arasına hayaller gibi sakladığı şifrelerin hoyrat ellerde ihtirasla parçalandığını, sonsuzluk şarabına kadeh yaptığı gelincik yapraklarının kinle dağıtıldığını bilseydi...

Ve şimdi kim bilebilir neler olacağını,

Babil uyandığı zaman? ! ..

Gök kubbenin altında insanın ruhunu soyan kötülükler ve giyindiren aşklar adına...

Doğu ak ejder yılında başladı yirmi üç bin yıllık gizem...

Uzayın sonsuzluğuna açılan kapıyı keşfe çıkmış bilge rahipler, uğruna topluca can verdikleri bir sır... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 3 ay
Profil Resmi
TOMRİSUYAR kütüphanesine ekledi.
Boğaziçi'ndeki Mücevher Dolmabahçe Sarayı

Bir saltanat sarayı. Osmanoğulları’nın miras bıraktığı görkemli mimari yapılardan biri. Bir saltanatın en görünür olduğu geçit alam. Sadece o değil. Kültür ve medeniyet yaşantısının renkten renge büründüğü “saray”.

İçinde yaşayanların “mekânın poetikası”nı da çattıklarını görürüz orada, incelikle. Bütün eşya, mekân, ışık, ses gündelik hayatın sosyolojisi içinde insana ve eşyaya koşar. Çevresini aydınlattığı kadar kendi masalım da söyler.

Bir saltanat sarayı. Osmanoğulları’nın miras bıraktığı görkemli mimari yapılardan biri. Bir saltanatın en görünür olduğu geçit alam. Sadece o değil. Kültür ve medeniyet yaşantısının renkten renge büründüğü “saray”.

İçinde yaşayanların “mekânın poe... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 3 ay
Profil Resmi
TOMRİSUYAR kütüphanesine ekledi.
Katre-i Matem

Roman, müzayededen alınan elyazması bir kitabın hikâyesi olarak başlıyor. Okurlar, bu elyazması kitabın açtığı kapıdan içeri giriyor, bir devre adını veren lalenin izinde İskender Palanın yarattığı etkileyici ve büyüleyici bir atmosferin içinde yol alıyor. İstanbul bu romanda, karmaşası, heyecanı, isyanları, kalabalığı ile lalelere bürünüyor. Öyle ki lale sadece bir çiçek değil, bir yaşayış tarzı, estetik bir tavır, kültürel ve tarihsel bir birikim olarak İstanbulu, hatta tüm Osmanlıyı çevreliyor. İstanbul, doğal tüm güzelliklerinin, mimari şaheserlerinin tarihî debdebesi ile beraber lalezarlara, lale yarışlarına, lale şiirlerine bezeniyor; lalelerin şehri, renklerin şehri, yaprakların şehri haline dönüşüyor. İskender Pala, Katre-i Matemde usta kalemiyle lalelere bezediği İstanbulda kavuşup doyulamayan, kavuşulamayıp yakan aşkların elemli ve Osmanlı hallerini de tüm ıstırap ve coşkularıyla anlatıyor. Sevdiğini, aşklarının ilk gecesinde kaybeden Şahinin macerasını anlatan roman, bu kaybın ardındaki esrarı çözmek için külhanlara, tomruklara, lalezarlara ve hatta Osmanlı sarayına kadar gidiyor. İşte bu yolculuk, okuru hiç ummadığı yerlerde hiç ummadığı maceralarla karşılaştırıyor.Cinayetlerin gölgesiyle giderek gizemli bir hal alan olaylar Lale Devrine nihayet veren Patrona Halil İsyanının yakıcı siyasal çalkantılarıyla birlikte çözülmeye başlıyor. Kalemimi hokkaya bandırdığım şu anda –ki Nevşehirli Damat İbrahim Paşayı canından; Sultan III. Ahmeti de tahtından eden cehennemden nişan Eylül İhtilalinin üzerinden henüz iki hafta geçti- şahit olduğum olayları yazıp yazmamakta kararsız sayılırım. Bilemiyorum. Yazmak gerektiğini düşündüğüm şeyler bir bakıma devlete ait sırları ifşa etmek gibi bir ihanetin ağırlığını da vicdanıma yükleyecek. Öte yandan Şarkın kutsal çiçeği laleye dair yorumlarda bulunacak ve belki şükufeciyan esnafını gücendirmiş de olacağım. Ama birisi çıkıp yiğit Şehzade Ahmeti, aşağılık isyancıların yaptıklarını, cennete benzeyen İstanbulu ve Sadabatın laleye kattığı zarafeti anlatmazsa bu dahi tarihe ve şehre haksızlık sayılır.

Roman, müzayededen alınan elyazması bir kitabın hikâyesi olarak başlıyor. Okurlar, bu elyazması kitabın açtığı kapıdan içeri giriyor, bir devre adını veren lalenin izinde İskender Palanın yarattığı etkileyici ve büyüleyici bir atmosferin içinde yol a... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 3 ay
Profil Resmi
TOMRİSUYAR kütüphanesine ekledi.
İki Darbe Arasında

28 Şubat süreci....her gün bir yığın hüsran... Günler ilerledikçe dalgalar şiddetini arttırarak dövmeye başlamıştır kalbinizin duvarlarını ve çaresizliğin sesi çığlık çığlığadır içinizde. Ateş düştüğü yeri yakar ve bir serçe olsun, gagasıyla bir damla su getirmez yangını söndürmeye...
İskender Pala, bu defa pek bilinmeyen bir özelliğiyle, asker kimliğiyle karşınızda. Usta yazar, 12 Eylülün hemen ardından başlayıp 28 Şubat sürecinde YAŞ kararıyla son bulan Deniz Kuvvetlerndeki 15 yılın hikâyesini içeriden okuma fırsatı veriyor.
(...) Acı günleri hatırlamak, insana tekrar acı verir elbette. Buna rağmen vaktiyle unutmayı çok zor başardığım o günleri şimdi yeniden hatırlamanın acısını yaşamaya cesaret etmem, sırf tarihe belge bırakma ve belki o savruluş insanların hâlâ aramızda yaşadıklarına dikkat çekebilme amacına yöneliktir ev bu yüzden yazdıklarımın tamamı katıksız hakikattir.

28 Şubat süreci....her gün bir yığın hüsran... Günler ilerledikçe dalgalar şiddetini arttırarak dövmeye başlamıştır kalbinizin duvarlarını ve çaresizliğin sesi çığlık çığlığadır içinizde. Ateş düştüğü yeri yakar ve bir serçe olsun, gagasıyla bir daml... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 3 ay
Daha Fazla Göster

TOMRİSUYAR şu an ne okuyor?

TOMRİSUYAR şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.