Sevinç.T

Profil Resmi
0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 0 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
Sevinç.T okuma durumunu güncelledi.
Diriliş

Sayfa: 100/432
%23

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl
Profil Resmi
Sevinç.T okuma durumunu güncelledi.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl
Profil Resmi
Sevinç.T, 2014 Okuma Hedefi için kendine 20 kitap hedef koydu.

Hedefe doğru 0 kitap okumuş. okuduğu kitaplar

%0
2014 Okuma Hedefi

2014'de kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?

2014'de kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?

9 yıl
Profil Resmi
Sevinç.T şu an okuyor.
Diriliş

Gözlerini yere dikmiş olan Katyuşa gözlerini birden jüri üyerlerin çevirdi.Dmitriynin üzerinde durdu.Bu esnada yüzü ciddileşmiş, sertleşmişti.Tuhaf tuhaf parıldayan hafif şehla gözleri bir süre Dmitriynin üzerinde takılı kaldı.Dmitriy korkuyordu ama yine de başını başka tarafa çeviremiyordu.Birden o korkunç geceyi, buzların çatırdayışını, her tarafı kaplamış sisi ve hilal biçimindeki ayı anımsadı. Ay, kara ve korkunç bir şeyi aydınlatmak için şafak sökmeden ortaya çıkmış gibiydi. Hem kendisini süzen, hem de uzaklara bakan bu siyah gözler, Dmitriyde bu kara, korkunç şeyin anısını bir kez dana canlandırdı.Beni tanıdı diye düşündü.Sanki biri başına birşey vuracakmış gibi sandalyesinde büzüldü. Katyuşa onu tanımamıştı. Sakin bir tavırla içini çekti, sonra gözlerini yine başkana çevirdi.Dmitriyde içini çekerek Şu iş bir bitse! diye düşündü.Sanki bir av partisindeymiş gibi bir duyguya kapılıyordu.Bir kuş vurmuştu ama kuş henüz canlıydı. Onu öldürmek gerekiyordu.İnsan o an tiksinme, acıma, pişmanlık duyar, kuş ise avcının çantasında debelenir durur.İğrenç ve acımasız bir durumdur bu; insan onu bir an önce öldürmek, sonra da yaptığını unutmak ister.İşte, Dmitriy Nehludov da tanıkların ifadelerini dinlerken bu karmaşık duygularla doluydu.

************

Cem Yayınevi, Tolstoyun Hacı Murat adlı uzun öyküsünden sonra Diriliş adlı ünlü romanını sunar. Prens Neyhudov ve yetim köylü kızı Katyuşkanın çevresindeki olayların şiir diliyle anlatıldığı bu yapıt, Rusça aslından Nedim Önalın tarafından Türkçeye kazandırılmıştır.

************

Tolstoyun en önemli üç romanından biri olan Diriliş, bir insanın geçirdiği sarsıcı değişimin romanıdır. Zengin Prens Nehlüdov, hizmetçi Maslovayı baştan çıkarıp terk ederek hırs ve arzularının peşinden gider. Yıllar sonra bir mahkeme salonunda Maslova ile karşılaşan Nehlüdov, onu bu batağa kendisinin ittiğinin farkına varacak ve dirilen vicdanı, onun baştan ayağa değişmesine sebep olacaktır.
Diriliş, vicdan azabının ezici baskısını anlatırken, ceza hukukuna da ağır eleştiriler yöneltiyor. Eserlerinde ahlaki değerlere vurgu yapan Tolstoy, bu kitabında insan ruhunun, vicdanının ve inancının toplum tarafından öldürüldüğünü dile getirip, bunların yeniden dirilişinin mümkün olup olmadığını sorguluyor.

************

1899da yayımlanan Diriliş Tolstoyun yaşadığı sırada çıkan son romanıdır. Tolstoy, yıllarca üzerinde düşündüğü ve pek çok kuramsal eser yazdığı insanlık sorunlarını bu kitapta edebi bir kurgu içinde ele aldı. Diriliş sadece Sibiryaya giden bir mahkûm kafilesinin yolculuğunu değil, yaşamın anlamını kavramak adına kişinin kendini yeniden var etme sürecini anlatan bir başyapıttır.


************

Diriliş, Rus ve Dünya edebiyatının en usta yazarlarından olan Tolstoyun, yıllarca her dilde sayısız kez basılan, milyonlarca okur tarafından tekrar tekrar okunan ve yazarını ölümsüzleştiren başyapıtlardan biridir. Diriliş, sadece bir vicdan azabının romanı değil; aynı zamanda, ceza hukukuna yöneltilmiş keskin bir eleştiricidir. Tolstoyun düşüncesini anlamak ve ustalığın tadına varmak içi Dirilişi okumak yeter.

************

Tolstoyun inanılmaz gözlem gücünü ve hassas duyargalarını toplumsal eşitsizliğe, üst sınıfların kalpsizliğine ve suçluluk duygularına ve Çarlık Rusyasının acımasız bürokrasisine yönelttiği en eleştirel romanıdır Diriliş.Dirilişi bir seferde okudum. Çarpıcı bir eser... En ilginç kahramanlar, prensler, generaller, ihtiyar hanımefendiler, köylüler ve mahkûmlar... Ne usta bir kalemi var Tolstoyun. Romanının ise sanki sonu yok.Anton Çehov (Menşikova mektup, 1900)

************

Katyuşayı görünce Nehlyudovun içinde eski duyguları uyanmıştı. Beyaz önlüğüyle yeniden görmek onu heyecanlandırıyordu. Ayak seslerini, konuşmasını, gülümsemesini bir çeşit sevinçle dinliyordu. Dağ eriği siyahı gözlerine, hele de gülümsediği zaman, bir çeşit şefkat duymadan bakamıyordu. Hepsinden öte karşılaştıkları zaman yüzünün kızarması, mahcup olmadan hatırlayabileceği bir şey değildi. Aşık olduğunu hissediyordu. Ama bu, aşkın bir sır olduğuna inandığı, aşkını kendine bile itiraf edemediği ve insanın yalnız bir kez aşık olabileceğine inandığı zamana ait bir aşk değildi. Aşık olduğunun farkındaydı. Bundan memnunluk duyuyordu. Ve kendisinden saklamaya çalışsa bile bu aşkın ne olduğunu ve nerelere götürebileceğini çok iyi biliyordu. Herkeste olduğu gibi Nehlyudovda da iki kişilik vardı. Biri tüm insanlık ve kendisi için mutluluğu isteyen temiz bir ruh, diğeri yalnızca kendi tatmini peşinde koşan, bunun için dünyanın geri kalanını feda edebilecek olan hayvanî tarafıydı.

************

Tolstoyun arka planda XIX. yüzyıl Rusyasının toplumsal yapısını anlattığı, zengin ve asilzade Prens Dimitri Nekludovun değişim öyküsü. Genç yaşlarında teyzelerinin konağında âşık olduğu hizmetçi kız güzel Katyuşaya yaşattığı acı olaylardan pişmanlık duyan Prens Nekludov, bütün varlığını terk etmeyi göze alarak ona yardım etmeyi bir onur meselesi olarak görmektedir. Prensin mücadelesi aynı zamanda Rus bürokrasisi, mahkemeleri, hapishaneleri hakkında içler acısı manzarayı mükemmel bir şekilde gözler önüne sermektedir. Bütün bir hikâye boyunca Prensin, görev bilincine dayalı ahlak anlayışı ustaca işlenmektedir. Ayrıca romanda devrim öncesi Rusyasından insan yaşamlarından kesitler de sunulmaktadır: zenginler, fakirler, köylüler, asiller, devrimciler. Romanda yer yer geleneksel din anlayışı da eleştirilmektedir.

************

Rus yazar Lev Tolstoyun, olgunluk döneminin yapıtı Diriliş, bir insanın geçirdiği sarsıcı bir değişimin romanı. Klasik Rus edebiyatının temel taşlarından biri olan Diriliş, yazarın başyapıtları sayılan Savaş ve Barış ve Anna Kareninanın yayınlanmasından sonra yaşadığı ruhsal bunalımın ardından kaleme alındı. Dirilişin kahramanı Prens Nehludovun baştan çıkarıp terk ettiği Katya, genelevden zindana uzanan bir düşüş öyküsü yaşar. Yıllar sonra kader onları ürkünç bir rastlantıyla karşı karşıya getirecek, Prens görkemli yaşamını tepeden tırnağa değiştirerek alçak-gönüllü, yalın bir yaşamı seçecektir. Prens Nehludovun ge-çirdiği değişim, bir bakıma, Kiliseyi reddederek kendine özgü bir dine yönelen Tolstoyun kendi yaşamındaki hesaplaş-manın romandaki yansımasıdır. Dünya edebiyatının bu ölümsüz yapıtını, Nihal Yalaza Taluyun Rusça aslından yaptığı çevirisiyle sunuyoruz.

******

Gözlerini yere dikmiş olan Katyuşa gözlerini birden jüri üyerlerin çevirdi.Dmitriynin üzerinde durdu.Bu esnada yüzü ciddileşmiş, sertleşmişti.Tuhaf tuhaf parıldayan hafif şehla gözleri bir süre Dmitriynin üzerinde takılı kaldı.Dmitriy korkuyordu ama ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl
Profil Resmi
Sevinç.T okumak istiyor.
Suç ve Ceza

Bir yanda budala, anlamsız, önemsiz, hastalıklı, herkese yarardan çok zararı dokunan, niçin yaşadığını kendi de bilmeyen, yarın nasıl olsa ölecek bir kocakarı; öte yanda yardım görmedikleri için boş yere sıkıntı çeken körpe güçler.Kocakarıyı öldür, parasını al, sonra bu parayı tüm insanlığın yararına harca. Bir hayırlı ölüme karşı binlerce yaşam.Kocakarıyı öldürdükten sonra paraya el sürmeden ruhundaki iç çelişkilerle savaş. Ben kocakarıyı değil kendimi öldürdüm. noktasına geliş.Sonunda iyi yürekli, uysal Sonyanın etkisiyle iç rahatı ve gönül ferahlığına kavuşma.Suç ve Ceza, Raskolnikovun kişiliğinde hasta insan ruhunu tüm ayrıntılarıyla gözlerimizin önüne seren, iç çatışmalarıyla bizi derinden etkileyecek bir yapıt. Dostoyevskinin başyapıtlarından biri, belki de birincisi.

************

19. Yüzyıl Rusyasının sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi yapısının izlerini anlatıyor.

************

Roman ilk olarak 1866'da Rus Habercisi adlı edebiyat dergisinde yayımlandıktan sonra cilt hâline getirilmiştir. Yazarın en uzun ikinci romanı olma özelliği taşır. Bununla birlikte yazarın olgunluk döneminin ilk büyük romanıdır. Roman Rodion Romanovich Raskolnikovun ahlaki ikilemlerine odaklanır. Raskolnikov nefret edilen, kötü bir tefeciyi öldürecektir. Böylece finansal problemlerini çözerken aynı zamanda dünya kötü, değersiz bir parazitten temizlenecektir. Raskolnikov, daha yüksek bir amaca hizmet eden bir cinayetin kabul edilebilir olduğuna inanır. Yazar, özellikle en günahkar görülen karakterleri inanca yöneltmiştir. Kimlikler değil, kişilikler önemlidir mesajı da verilmiştir. Suç Nedir? Ceza Nedir? Amaca ulaşmak için her yol mubah mıdır? Asıl suçlu kim? Toplum mu? Bu gibi soruları düşündüren yazar, her okurun kendi inançlarına, hayata bakış açısına göre yorumlayabileceği, fikir edineceği bir üslûp takip etmiştir.


************

Aşkı ilk yaşamak, denizi ilk görmek gibi, Dostoyevskiyi de keşfetmek insanın hayatında çok önemli bir tarihtir. Bu genellikle ilk gençlik çağında olur; yaşlılıkta daha huzurlu yazarları okuruz. 1915t'e Cenevrede Suç ve Cezayı okudum. Kahramanları bir katil ve bir orospu olan bu roman bana çevremizdeki savaştan da yıkıcı ve etkileyici geldi... Dostoyevskiyi okumak bilmediğimiz büyük bir şehrin içine ya da bir savaşın gölgesine girmek gibidir.
J. L. Borges

************

Dostoyevski (1821-1881): Gerek 1840 ortalarından itibaren yayımlamaya başladığı Beyaz Geceler ve Öteki gibi uzun öykü-kısa romanlarıyla, gerekse ilkini elinizde tuttuğunuz Suç ve Ceza, Budala ve Karamazov Kardeşler gibi Sibirya sürgünü sonrası büyük romanlarıyla Dostoyevski, insanın karanlık yakasını kendinden sonraki bütün romancıları derinden etkileyecek biçimde dile getirmiş büyük bir 19. yüzyıl ustasıdır. Mazlum Beyhan (1944); Yayımlamış olduğu Dostoyevskiden Suç ve Ceza ve Budala, Tolstoydan Çocukluğum, İlkgençliğim, Gençliğim ve Gogoldan Arabeskler benzeri çalışmalar düşünüldüğünde, Beyhan, hiç tartışmasız son 35 yılın en önemli Rus edebiyatı çevirmenlerinden biridir.

************

Mihayloviç Dostoyevski (1821-1881) mühendislik eğitimi almasına rağmen çocukluk yıllarından beri edebiyata büyük bir ilgi duymuştu. O dönemde yaşayan Rus aydınları gibi genç Dostoyevski de Çarlık yönetimini eleştiren yazılar yazıyordu. Bu yüzden Çar Nikola tarafından mahkum ve sürgün edildi.Sürgünden dönünce verdiği eserlerden biri de elinizdeki bu kitaptır. En iyi ve en ünlü eserlerinden biri olan Suç ve Ceza romanını 1866 yılında yazıp bitirmeyi başardı. Dünyanın en iyi romanlarından sayılan bu romanı ile de büyük bir üne kavuşmuş oldu.

************

Suç ve Ceza, dünya edebiyatının en çok okunan, en büyük romanlarından biri olarak kabul edilir. Sefalet içinde yaşayan, üniversite ile ilişkisi kesilmiş genç Raskolnikov, kendince bir kuram geliştirir ve hem kendisinin hem de yakınlarının sıkıntısına bir anda son vermek için, yaşamayı hak etmediğini düşündüğü, yaşlı, hastalıklı, insafsız, kaçık bir tefeci kadını öldürmeye karar verir. Dostoyevski, ilk bakışta bir polisiye romanı çağrıştıran bu metinde, insan ruhunu bir kez daha büyük bir sınav ile karşı karşıya getirir. Bizce yaşamayı hak etmediğine inandığımız bir insanı, kendi açımızdan geçerli nedenlerle öldürmek, aklın gerekçeleri ile ruhun sesini susturmak mümkün müdür? Rus kırsalına, aristokrasiye ve köylüye yönelen Tolstoydan farklı olarak, büyük kentin (Petersburgun) karanlıkları içinde bir çıkış yolu arayan yalnız ve tecrit edilmiş insanların yolunu aydınlatmaya çalışan Dostoyevski, Raskolnikovun işlediği suçun peşinde, varoluşun derinliklerinde dolaştırıyor bizi. Suç ve Ceza: İnsan hayatı ile deney.

************

"Raskolnikov yürürken, Acaba neredeydi? diye düşündü. Nerede okumuştum, hani bir idam mahkumu, ölümünden biraz önce şöyle söylemiş ya da düşünmüştü: Yüksek ve sarp bir kayalıkta, ancak iki ayağımın sığabileceği, dar bir çıkıntıda, dört bir yanım uçurumlar, okyanuslar, sonsuz bir gece, sonsuz bir yalnızlık ve hiç bitmeyecek bir fırtınayla sarılmış durumda yaşamak zorunda olsam ve bütün ömrümce, bin yıl boyunca, hatta sonsuza kadar o bir karış toprakta durmam da gerekse, o şekilde yaşamak, şu anda bir saat içinde ölecek olmaktan çok daha iyidir? Yeter ki yaşasındı, sırf yaşasın! Nasıl olursa olsun, ama yeter ki yaşasın!... "

************

Kendisinden sonra gelen edebiyatçıların tümünü etkileyen dünyanın en ünlü edebiyatçılarından biri olan Dostoyevski bu romanında roman kahramanı olan Raskolnikovun kişiliğinde toplumdaki çarpık adalet anlayışını eleştirmekte ve bu sembol karakter aracılığıyla da düzeltmeye çalışmaktadır.Bu romanda suç ve ceza kavramı, toplumsal, ahlâki ve dini değerler derinlemesine analiz edilmektedir.Milli Eğitim Bakanlığının ortaöğretim öğrencilerine öğretim süreleri içerisinde okumalarını tavsiye ettiği 100 temel eserden birisi olan SUÇ VE CEZA romanı herkesin mutlaka okuması gereken eserlerden biridir.

Bir yanda budala, anlamsız, önemsiz, hastalıklı, herkese yarardan çok zararı dokunan, niçin yaşadığını kendi de bilmeyen, yarın nasıl olsa ölecek bir kocakarı; öte yanda yardım görmedikleri için boş yere sıkıntı çeken körpe güçler.Kocakarıyı öldür, p... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl
Daha Fazla Göster

Sevinç.T şu an ne okuyor?

Diriliş

%23
Sayfa 100.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.