AnKa

0 takip ettiği ve 1 takip edeni var. 1 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

AnKa okumuş.
Jane Eyre

Charlotte Bronteun kendi hayatından izler taşıyan eseri Jane Eyre, romantizm akımının en belirgin ve unutulmayan örneklerindendir.Zorlu bir çocukluk geçirdikten sonra öğretmen olan Jane Eyre, Bay Rochesterın malikanesinde mürebbiye olarak göreve başlar. Zamanla Bay Rochester ile Jane Eyre yakınlaşırlar, ama evlenmelerinin önünde ciddi bir engel vardır: Rochesterın herkesten gizlenen akıl hastası eşi.Charlotte Bronteun şiirsel duyarlılığını keskin gözlemlerle harmanladığı ölümsüz bir başyapıt.

******

Önce zengin kuzenlerinin yanında, sonra da Lowood Okulunda yetim bir yaşam süren Jane Eyre, daha sonra Bay Rochesterin malikanesinde dadılık yapmaya başlar. Bay Rochester ile yaşadığı aşk, Janein, Thornfield Malikanesinin çatısında gizlenen korkunç sırrı öğrenmesine ve oradan ayrılmasına neden olur....İngiliz Edebiyatının en ünlü romanı olarak kabul edilen Jane Eyre, Charlotte Brontenin şiirsel duyarlılığını çağdaş bir gerçeklikle harmanladığı bir başyapıt.

************

Jane Eyre romanı Charlotte Brontënin, kendi deneyimlerinin, yaşadığı çoğu acı olayların üzerine kurulmuştur. Eserde, küçük yaşta veremden peş peşe kaybettiği iki kız kardeşini, Brükseldeki pansiyon Hegerde âşık olduğu öğretmenini, ama asıl ikiyüzlü burjuva ahlakı üzerine kurulu, sosyal çelişkilerle dolup taşan Victorian Çağı İngilteresinin biçimselleştirdiği ilişkilerin imkânsız kıldığı bir aşkı buluruz. Jane Eyre, evlilikleri, aynı sınıftan insanların sözleşme ilişkisine indirgemiş bir çağda, sosyal eşitsizliğin hâkim olduğu kadına düşman bir toplumda, bağımsızlaşma, özgürlüğünü ve kimliğini edinme mücadelesi verirken, bizi Brontë kardeşlerin özyaşam öykülerinin de kıyılarında gezdiriyor.Jane Eyre: Muhafazakâr bir çağda aşk.

************

On yaşında öksüz kalan, babasını da öldü bilen Jane Eyre, kendisine köle gibi davranan halası tarafından yoksul kızların gittiği katı disiplinli bir yatılı okula gönderilir. On yıl kadar kaldığı bu okula sonunda öğretmen olur. Bir süre sonra da Edward Rochesterın malikânesinde mürebbiyelik yapmaya başlar. Jane, giderek hayal bile edemeyeceği zorluklar ve acılar yaşayacak, beş parasız ve evsiz barksız kalacak, erkeklerin egemenliğindeki bir dünyada bir kadının tek başına ayakta kalabileceğini kanıtlamak için savaşacaktır...19. yüzyıl İngilteresinde, her türlü tutuculuğun kol gezdiği Victoria döneminde geçen Jane Eyre, birçoklarınca kadınların özgürlüğü ve haklarına sahip çıkan ilk romanlardan biri olarak kabul edilir. Yazarı Charlotte Brontënin bir tür özyaşamöyküsü niteliği de taşıyan roman, yaşamın her türlü sillesini yiyen bir genç kızın güçlü bir kadına dönüşmesinin öyküsüdür.Yalnızca kadının erkek-egemen toplumdaki konumuna gözüpek yaklaşımıyla değil, güçlü ve tutkulu anlatımıyla da edebiyata yenilikler getiren Jane Eyrei, Nihal Yeğinobalının usta işi çevirisiyle sunuyoruz.Charlotte Brontë, kendisi gibi yazar olan kız kardeşleri Anne ve Emilyyi yitirdiğinde 33 yaşındaydı ve Jane Eyrei yayınlayalı iki yıl oluyordu. Daha 26 yaşındayken, kız kardeşi Emily ile birlikte Brükseldeki bir yatılı okula gitmiş, bu okuldaki öğretmeni Constantin Héger, olağanüstü sezgili ve güçlü kişiliğiyle, onun gizli kalmış yeteneklerini sezip uyandıran kişi olmuştu. Burada sağlam bir edebiyat öğrenimi gören Charlotte içindeki cevherin farkına varmış ve roman yazmaya yönelmişti.1847de yayınlanan ve çok geçmeden geniş bir okuyucu kitlesine ulaşan Jane Eyrein başarısı, düşünen, hisseden, şiddetle aşk özlemi çeken, ama onuruna ve ahlaki değerlere ters düşmemek uğruna aşkından vazgeçme gücünü kendinde bulan bir kadının kişiliğini tutkulu bir biçimde yansıtmasında yatar.Charlotte Brontënin romantizm ile yergici gerçekçiliği kaynaştıran anlatımı belki bir yüzyıldır hemen bütün kadın yazarların benimsediği bir tarz olmakla birlikte, Charlotte bu anlatıma hiç de azımsanmayacak yenilikler getirmiştir. Öykünün bir genç kadın ya da çocuk duyarlığıyla sunulması, onun lirizmi ve aşk olgusunun bir kadının bakış açısından sergilenmesi bu yeniliklerin en önemlileridir.

************

İrlandalı bir rahibin kızı olan Charlotte Bronte, 1816 yılında doğdu. Çocuk bakıcılığı ve öğretmenlik yaptı. Jane Eyre adlı romanı çıkar çıkmaz büyük bir üne kavuştu.
Bu romanında 18. yüzyıl İngilteresinin güçlü ve etkili bir panoramasını çizen Charlotte Bronte, rahat ve akıcı biçimiyle, gerçek bir roman şöleni sunar okuruna.
Ayrıntılarının zenginliği, kurgusunun esnekliğiyle okurunun bir an bile ilgisinin azalmasına izin vermeyen bu romanı seveceksiniz.

************

Romanın kahramanı küçük yaştayken annesini ve babasını kaybeder. Eliza ve Jorjina isimli iki kuzeni ve yengesi ile birlikte onların konağında yaşamaya başlar. Ancak şımarık kuzenlerinin ve sevgiden yoksun yengesinin sert tutumları onun konakta kalmasını engeller. Küçük Jane yatılı bir okula gönderilir, okul yaşamından sonra aynı okulda öğretmen olarak çalışmaya başlar. Hayatının tek düzeliğinden sıkıldığı bir anda gazeteye bir iş ilanı verir daha sonrasında Thornfield Malikanesine küçük bir kıza mürebbiyelik yapmak üzere gider. Küçük kızın babası Rochester ile yakınlaşır. Bu arada onun bir takım sırları olduğunu bilmemektedir. Jane Eyre İngiliz Edebiyatının başyapıtları arasındadır.

******

Charlotte Bronteun kendi hayatından izler taşıyan eseri Jane Eyre, romantizm akımının en belirgin ve unutulmayan örneklerindendir.Zorlu bir çocukluk geçirdikten sonra öğretmen olan Jane Eyre, Bay Rochesterın malikanesinde mürebbiye olarak göreve başl... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
AnKa okumuş.
Baştan Çıkarılmış (Gece Evi, #6)

Sabırsızlıkla ve büyük bir merakla beklenen GECE EVİ serisinin 6. kitabı
BAŞTAN ÇIKARILMIŞ
P. C. CAST + KRISTIN CAST

GECE EVİ SERİSİ HEYECANI HIZLA DEVAM EDİYOR

Gece Evini büyük bir riske atacak tehlikeli sırlar birçok şeyi altüst etmek üzeredir. Fakat gizlenmeye çalışılan sır zaman ayarlı bir bomba gibi. Bütün bunlar olurken Zoey en iyi arkadaşlarına ve erkek arkadaşlarına hiç olmadığı kadar ihtiyaç duymaktadır. Ama Zoey, güvenememekten yalnız kalmıştır. Bunların yanı sıra kötülüğe teslim olmayıp duygularını kontrol etmesi gerekmektedir. Daha doğrusu baştan çıkarılmamak için oldukça zorlu bir mücadele vermektedir. İyi ve kötünün savaşı oldukça zorlu geçecektir.

Özetlemek gerekirse; elinizden bırakamayacağınız bir kitap.
Sugar

Stephenie Meyerden daha iyi
People Magazin

Sabırsızlıkla ve büyük bir merakla beklenen GECE EVİ serisinin 6. kitabı
BAŞTAN ÇIKARILMIŞ
P. C. CAST + KRISTIN CAST

GECE EVİ SERİSİ HEYECANI HIZLA DEVAM EDİYOR

Gece Evini büyük bir riske atacak tehlikeli sırlar birçok şeyi altüst etmek ü... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
AnKa okumuş.
Ateşböceğinin Şarkısı (Ateşböceği Yolu, #2)

Ateşböceğinin unutulmaz hikâyesi devam ediyor…

Uzun zaman önce, hayatımın en kötü gecesinde Ateşböceği Yolu denen kapkaranlık bir sokakta yapayalnız yürürken ruhuma dokunan biriyle karşılaştım.
O gün bizim başlangıcımızdı. Aradan otuz yıl geçti… Tully ve Kate. Sen ve ben dünyaya karşı. Seninle sonsuza dek dost kalacağız.
Ama her hikâyenin bir sonu vardır, değil mi? Bir şekilde yola devam etmen gerekir.

Geçmişi yaralarla dolu Tully...
Fedakârlığıyla etrafına ışık saçan Kate…
Onların dostluğunu ölüm bile bozamaz.


“Ailesi için büyük bir savaş verenlerin hikâyesi… Ateşböceğinin Şarkısı sizi çok şaşırtacak.”
Publishers Weekly

“Derin ve etkileyici karakterlerin olduğu duygu dolu bir roman…”
Wisconsin Book Watch

“Fedakârlığı, sevgiyi ve affetmeyi Kristin Hannah kadar güzel anlatabilen başka bir yazar yok.”
Kristine Huntley

Ateşböceğinin unutulmaz hikâyesi devam ediyor…

Uzun zaman önce, hayatımın en kötü gecesinde Ateşböceği Yolu denen kapkaranlık bir sokakta yapayalnız yürürken ruhuma dokunan biriyle karşılaştım.
O gün bizim başlangıcımızdı. Aradan otuz yıl geçti… ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
AnKa okumuş.
Koloni

Onlar çocuktular... En mükemmel elmasların saflığındaydılar... Ne ufak bir lekeleri... Ne de en ufak bir kusurları vardı... Ve ne de en ufak bir günahları... Ama onların saflığı kötülüğün saflığıydı... Pariste bir Ermeni katedralinde işlenen bir cinayet. Kan yok, cinayet aleti yok, yara bere yok... Biri yaşlı ve huysuz emekli bir polis, diğeri Çocuk Bürosunda görevli, ancak açığa alınmış uyuşturucu müptelası genç bir polis. Bu ikisi, gitgide hunharca bir hal alan ve peşpeşe işlenen cinayetlerin katilini veya katillerini bulmak için birlikte çalışmak zorundadır. Birbirlerine ihtiyaçları vardır, birbirlerini tamamlamaktadırlar. Ancak bu cinayetler sıradan bir seri katilin işi değildir. Gizli servisler, naziler,Yahudiler, ülke içinde ülkeler, ve siyah bölgeler... Sanki birileri bir şeyleri gizlemek istemektedir. Fransanın göbeğinde başka bir ülke olabilir miydi? Bu ülkeye kim veya kimler göz yumuyordu? Burada neler yapılmaktadır? Kaçırılan çocuklar ile öldürülenler arasındaki bağ nedir? İki polisin çabası cinayetleri açığa kavuşturmaya yetecek midir? Yoksa...

Onlar çocuktular... En mükemmel elmasların saflığındaydılar... Ne ufak bir lekeleri... Ne de en ufak bir kusurları vardı... Ve ne de en ufak bir günahları... Ama onların saflığı kötülüğün saflığıydı... Pariste bir Ermeni katedralinde işlenen bir cina... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
AnKa okumuş.
Aldığım Her Nefeste (Second Opportunities, #4)

People dergisinin 'Yüreğin Kraliçesi' adını verdiği Judith McNaught, yeni romanı 'Aldığım Her Nefeste' ile Şikago atmosferine geri dönerek 'Cennet' adlı kitabındaki karakterleri ziyaret ederken, yine bir aşk ve gizem hikayesi sunuyor. Yayınevimizin, 'Gece Fısıltıları', 'Cennet', 'Kusursuz', 'Mutluluk' ve 'Sen Gelmeden Önce' adlı kitaplarını yayımladığı yazar, okurunu bu romanında da hayal kırıklığına uğratmıyor.
Gökyüzüne doğru yükselen görkemli görüntüsü ve mücevher gibi parlayan vitray camlarıyla Wyatt Malikanesi, karla kaplı tepenin üzerinde kraliyet tacı gibi durmaktadır. Böyle bir görüntünün, başarı ile mutluluğu simgeleyeceği düşünülse de, Wyatt ailesi uzunca bir süredir mutsuzluğun karanlığında yaşamaktadır. Paranın gücü yaşlı Cecil Wyatt'in kayıp olan torunu William'ı bulmasını sağlayamamış, polis William'ın üvey kardeşi gizemli Mitchell Wyatt'ın bu kayıptan sorumlu olduğundan kuşkulanmaya başlamıştır.
Kate Donovan, tropik bir adada kendisine hayatının en coşkulu anlarını yaşatacak olan adamın, aynı zamanda en büyük mutsuzluğu da getireceğini bilmeden, karanlık bir karizması olan Mitchell Wyatt'a aşık olur ve bir karabasanın içine düşer. Kendini ve sevdiklerini koruyabilmek için de bu büyüleyici adama savaş açmak zorunda kalır.

People dergisinin 'Yüreğin Kraliçesi' adını verdiği Judith McNaught, yeni romanı 'Aldığım Her Nefeste' ile Şikago atmosferine geri dönerek 'Cennet' adlı kitabındaki karakterleri ziyaret ederken, yine bir aşk ve gizem hik... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
AnKa okumuş.
Palto

Gogol, 1842 yılında Rus edebiyatında neredeyse belli bir gelişmenin başlangıç noktasını oluşturan, Palto adlı uzun öyküsünü kaleme alır. Rus edebiyatının özellikle de gerçekçi kolunun oluşmasında önemli bir kilometre taşı olan ve küçük adam temasının işlendiği bu uzun öykü haklı olarak Palto'dan sonra Rus edebiyatı ifadesinin nedeni olmuş, sonraki günlerde Dostoyevski "Hepimiz Gogol'ün Paltosundan çıktık" diyerek metnin tayin edici önemini çarpıcı bir şekilde dile getirmiştir.

Palto: Küçük adamın doğuşu.

Gogol, 1842 yılında Rus edebiyatında neredeyse belli bir gelişmenin başlangıç noktasını oluşturan, Palto adlı uzun öyküsünü kaleme alır. Rus edebiyatının özellikle de gerçekçi kolunun oluşmasında önemli bir kilometre taşı olan ve küçük adam temasının... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
Daha Fazla Göster

AnKa şu an ne okuyor?

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.