Abrek

Profil Resmi
2 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 0 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
Abrek şu an okuyor.
Odysseia

Egeli büyük ozan Homerosun destanlarından İlyada bir olayın, Odysseia ise bir kişinin destanıdır. Çağdaş okurlar, İlyadadan daha sonra yaratıldığı anlaşılan Odysseiayı bir destandan çok çağdaş bir romana, bir filme benzetirler. Gerçekten de konusuyla romanı, kurgusuyla filmi andırır bu destan. Her iki destan, anlatım tekniği açısından da değişiktirler. Troya kentinin destanı olan İlyadada olaylar düz akışlı bir anlatımla sergilenirken, Odysseiada anılar, öyküler, geriye dönüşler, yer ve zaman atlamalarıyla, olay içinde olayların anlatıldığı çağdaş bir roman kurgusu görülür. İlyada, gerçek bir destandır; büyük bir olayın ve o olaya karışmış pek çok kişinin insanüstü güçlerle ilişkisini anlatır. Odysseia ise bir tek kişinin, kral Odysseusun öyküsüdür. Troya Savaşı biteli on yıla yaklaştığı halde İthaka Kralı Odysseus, yurduna dönememiştir. Yıllardır bir adada tutukludur. Tanrılar sonunda yurduna dönmesine izin verirler. Odysseia destanı, Odysseusun on iki gemisi ve yoldaşlarıyla yola çıkışıyla başlar, üç yıl denizlerde sürünüp bin bir tehlikeyi savuşturmasından sonra ve ancak yirmi yıl sonra yurduna ve karısına kavuşmasıyla biter. Odysseia, uygarlığımızın ilk ve belki de en ölümsüz romanıdır.

******

Homerosun ölümsüz eseri Odysseia, Antik Yunan edebiyatının İlyadadan sonra en büyük ikinci destanıdır. Tıpkı İlyada gibi neredeyse ortaya çıkışından bu yana her zaman ilgi gören, ilham kaynağı olan 2700 yaşındaki bu benzersiz destanı çağdaş bir çeviriyle yeniden Türkçeye kazandırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Antik Hellenceden çağdaş Yunancaya yapılmış çevirisinden dilimize kazandırılan bu eserde, Homerosun anlatımındaki ustalıktan ödün verilmemiştir.
Odysseianın bilinen en eski kaydı MÖ 6. yüzyılda Peisistratosun emriyle Atinada yapılandır. Destan, rapsodi adı verilen 24 bölüme ayrılır ve 12.000 dizede anlatılır. Troya Savaşının kahramanı ve İthake Kralı Odysseusun macera dolu vatana dönüş öyküsünü ve karısı Penelopeia ile evlenmek isteyen talipleri öldürmesini anlatan Odysseia, Odysseusun Ogygie adasındaki esareti ile başlar.
Odysseianın edebi değeri tüm dünya tarafından tartışmasız kabul görmektedir. Kültürel ve coğrafi bilgiler açısından da önemli bir kaynak niteliği taşımaktadır. Bu ölümsüz edebi şaheseri sizinle paylaşmaktan onur duyuyoruz.


************

Yunanlı kahraman Odysseus, korkunç Truva kuşatmasında tam dokuz yıl boyunca savaştı. Artık tek arzusu evine, efline ve oğluna dönmek. Ama yolculuk uzun ve zahmetli. Deniz tanrısı Poseidon ise düşmanı. Evini ve ailesini tekrar görebilecek mi?
Bu dünya klasiği çizgi romanda, Homerosun ünlü destanı, hikaye ilk anlatıldığında, üç bin yıl kadar önce olduğu kadar canlı ve heyecan verici.

************

Batı Kültürünün KaynağıOdysseia Destanının RomanıBen Laertesin oğlu Odysseusum. Yurdum İthakadır. Benim yurdum kayalıktır; fakat yaşamak için iyi bir yerdir ve dünyada hiçbir yeri ona yeğ tutmam. Beni geniş mağarasında koca olarak tutmak isteyen tanrısal güzellikteki Kalypsoyu bile vatanım uğruna terk ettim.İnsana kendi yurdundan ve ana babasının yanından daha sıcak hiçbir yer olamaz. Yabancı bir ülkenin en zengin konağında yaşasa bile, insan gene uzaklardaki baba evini özler durur...

******

Egeli büyük ozan Homerosun destanlarından İlyada bir olayın, Odysseia ise bir kişinin destanıdır. Çağdaş okurlar, İlyadadan daha sonra yaratıldığı anlaşılan Odysseiayı bir destandan çok çağdaş bir romana, bir filme benzetirler. Gerçekten de konusuyla... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl
Profil Resmi
Abrek şu an okuyor.
Git Kendini Çok Sevdirmeden

Git Kendini Çok Sevdirmeden, edebiyata şiirle başlamış bir yazarın, Tuna Kiremitçinin ilk romanı. Bir kazada oğlunu yitirdikten sonra annesinin Eskişehirdeki evine sığınan Arda Akadın öyküsünü anlatıyor. Ardanın ana ocağında genç kızlık yıllarına geri dönüşü ve ilk aşk kahramanı olan erkeğin yirmi üç yıl sonra yeniden ortaya çıkışı... Sevmek ve gitmek üzerine ince düşünülmüş bir roman.

Git Kendini Çok Sevdirmeden, edebiyata şiirle başlamış bir yazarın, Tuna Kiremitçinin ilk romanı. Bir kazada oğlunu yitirdikten sonra annesinin Eskişehirdeki evine sığınan Arda Akadın öyküsünü anlatıyor. Ardanın ana ocağında genç kızlık yıllarına ger... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl
Profil Resmi
Abrek okumuş.
Euthydemos

Platon, onu okuyanlar için büyük bir zevk, hattâ büyük bir neşe kaynağıdır. Onun, eşsiz bir şekil mükemmelliği ile yine eşsiz bir düşünce derinliğinin birleşmesinden oluşan diyalogları, zaman aşımına kafa tutarcasma günümüze kadar gelmişlerdir. Platonun eserleri hiç yaşlanmamış, tazeliğini ve canlılığını uzak bir geçmişte ilk yazıldıkları günlerdeki gibi korumuşlardır. Sokratesin yurttaşlarını rahatsız eden, hattâ sabırlarım tagırtıp öfkelendiren sorulan: Erdem nedir? Cesaret nedir. Dindarlık nedir? Ne demeye gelir bu deyimler ve bunlar gibi daha birçokları? Günümüz İmanları için de aynı derecede rahatsız edici ve akıl karışana sorulardır.

Platon, onu okuyanlar için büyük bir zevk, hattâ büyük bir neşe kaynağıdır. Onun, eşsiz bir şekil mükemmelliği ile yine eşsiz bir düşünce derinliğinin birleşmesinden oluşan diyalogları, zaman aşımına kafa tutarcasma günümüze kadar gelmişlerdir. Plato... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl
Profil Resmi
Abrek şu an okuyor.
Euthydemos

Platon, onu okuyanlar için büyük bir zevk, hattâ büyük bir neşe kaynağıdır. Onun, eşsiz bir şekil mükemmelliği ile yine eşsiz bir düşünce derinliğinin birleşmesinden oluşan diyalogları, zaman aşımına kafa tutarcasma günümüze kadar gelmişlerdir. Platonun eserleri hiç yaşlanmamış, tazeliğini ve canlılığını uzak bir geçmişte ilk yazıldıkları günlerdeki gibi korumuşlardır. Sokratesin yurttaşlarını rahatsız eden, hattâ sabırlarım tagırtıp öfkelendiren sorulan: Erdem nedir? Cesaret nedir. Dindarlık nedir? Ne demeye gelir bu deyimler ve bunlar gibi daha birçokları? Günümüz İmanları için de aynı derecede rahatsız edici ve akıl karışana sorulardır.

Platon, onu okuyanlar için büyük bir zevk, hattâ büyük bir neşe kaynağıdır. Onun, eşsiz bir şekil mükemmelliği ile yine eşsiz bir düşünce derinliğinin birleşmesinden oluşan diyalogları, zaman aşımına kafa tutarcasma günümüze kadar gelmişlerdir. Plato... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl
Profil Resmi
Abrek okumuş bitirmiş.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde

Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Mustafa Kemal Atatürk zamanında Türkçeye ilk kez çevrildi. Atatürk, kitabı okuduğunda bu destansı başarıya tek kelimeyle hayran olmuştu. Derhal kitabın ülkedeki okulların, özellikle askeri okulların müfredatına dahil edilmesini emretti. Türk askerleri ülkelerindeki yaşamı yenilemek için mutlaka bu kitabı okumalıydılar. O vakitler, kitap o kadar çok ilgi gördü ki, Kuran-ı Kerimden sonra en çok okunan kitap haline geldi. Bu kitap tüm yoksulluğa, imkansızlıklara ve elverişsiz doğa koşullarına rağmen, bir avuç aydının önderliğinde; askerlerden din adamlarına, profesörlerden öğretmenlere, doktorlardan işadamlarına kadar, her meslekten insanın omuz omuza bir dayanışma sergileyerek, Finlandiyayı, ülkelerini geri kalmışlıktan kurtarmak için nasıl büyük bir mücadele verdiklerini, tüm insanlığa örnek olacak biçimde gözler önüne sermektedir.

******

Bu kitap,karlar altında ölüm uykusuna yatmış bir ülkenin uyanış destanıdır. Bir avuç idealist, çalışkan ve mütavazi aydının sırtladığı bu destan, sadece yaşandığı ülkenin sınırları içinde,yaşandığı zamanda ve tek bir milletin hafızasında kalmayacak kadar ufuk açıcı ve ilham verici bir mücadelenin öyküsüdür. Bu kitabın, on yıllardır dünyanın hemen hemen tüm dillerine çevrilmiş olmasına ve milletlere; cahillikle, geri kalmışlıkla, ümitsizlikle mücadele etme heyecanını aşılamasına şaşmamak gerekir! Kişisel gelişim kitaplarının, çoğu içi boş öğüt ve tavsiyelerini bir kenara bırakın! Ve Grigory Petrovun Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabına baş ucunuzda yer açın!

************

Bazı devletler, halk olarak korkunç krizler geçirir ya da tümüyle perişan bir hale düşerler. Bazı uluslar ise hayatlarına iyi bir düzen kazandırırlar. Bu misallerin her ikisi de sadece devlet adamları, bakanlar, milletvekilleri için önem taşımaz; ulusun her bir üyesini de ilgilendiren meselelerdir. İster beyin gücüyle, ister kas gücüyle çalışsın; bütün erkekler, kadınlar, yaşlılar, gençler, kentliler, köylüler, hep bu sorunları düşünmelidir.

************

Tüm imkansızlıklara ve elverişsiz doğa koşullarına rağmen, bir avuç aydının önderliğinde; askerlerden din adamlarına, profesörlerden öğretmenlere, doktorlardan işadamlarına kadar, her meslekten insanın halkla omuz omuza bir dayanışma sergileyerek, ülkelerini geri kalmışlıktan kurtarmak için nasıl büyük bir uygarlık mücadelesi verdiklerini, tüm insanlığa örnek olacak bir şekilde gözler önüne sürmektedir.

************

Köylüler daha iyi, daha sıcak elbiseler giymeye başladı. İmalathanelerde binlerce elbise, palto, kundura ve iç çamaşırı üretimine başlandı. Her şey için en sağlam ve en güzel malzemeler seçildi. Bu elbiseleri giyen köylüler, bir bayram manzarası gösterir oldu. Yüzlerce yamadan meydana gelmiş paçavra elbiseler ortadan kalktı. Öksürükler, nezleler, bronşitler ve soğuk algınlıkları kesildi. Verem kurbanları yarı yarıya azaldı, çocuk ölümleri durdu. Trahomun kökü kazındı. Birçok yhalk, böyle bir hastalığın varlığını bile unuttu. Artık herkes daha sağlıklı ve sağlamdı...Beyaz Zambaklar Ülkesinde, bir modernleşme projesinin başarıya ulaşma öyküsüdür. Bu kitap, ülkesini ilerletme arzusunu taşıyan milletlere bu uğurda nasıl çalışılacağını ve neler yapılması gerektiğini gösterir.

******

Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Mustafa Kemal Atatürk zamanında Türkçeye ilk kez çevrildi. Atatürk, kitabı okuduğunda bu destansı başarıya tek kelimeyle hayran olmuştu. Derhal kitabın ülkedeki okulların, özellikle askeri okulların müfredatına dahil edilme... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl
Profil Resmi
Abrek okumuş.
Mana Anne Demektir

Afroditi ölürken güzelleşiyor, arzu duyuyor ve denizin mavisine karışıyor. Doğudan ve batıdan korsanlar vücuduna yakışmayan izler bırakıyorlar, o zaman da şekli bozulmuş bir gölge bir kartal ve kurtun üzerine yayılıyor, kanlarından damlalar alarak iki kahramanın tacını boyuyor. Böylece haksız kazananlar aynı rüyada yalnız yürüyorlar. İşkence görüntüleri ile dolu bir rüya, çırpınan bir aşk ve kuvvetli bir yağmurun altında sessizce sönen alevler. Rüyanın sonunda Arsinoi suçlarını örtüyor ve Kürferenin ağlaması onlara mana, anne demektir diyor...

Afroditi ölürken güzelleşiyor, arzu duyuyor ve denizin mavisine karışıyor. Doğudan ve batıdan korsanlar vücuduna yakışmayan izler bırakıyorlar, o zaman da şekli bozulmuş bir gölge bir kartal ve kurtun üzerine yayılıyor, kanlarından damlalar alarak ik... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl
Daha Fazla Göster

Abrek şu an ne okuyor?

Git Kendini Çok Sevdirmeden

%0

Euthydemos

%0

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.